• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

İlker Başbuğ'un Tutuklanmasıyla İlgili İlk Yorumlar

  • Konuyu açan Konuyu açan Mod-53
  • Açılış tarihi Açılış tarihi

Mod-53

Uzaklardayım
Özel üye
İnernet andıcıyla ilgili davada ifadesine başvurulan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında çıkan tutuklama kararı ile ilgili medyadan peş peşe açıklamalar geldi.


Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un "İnternet Andıcı" davasıyla ilgili verdiği ifadenin ardından sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklanması medya dünyasına "bomba" gibi düştü.

Kararın hemen ardından televizyonların canlı yayınlarına bağlanan gazeteciler Başbuğ'un tutuklanması için şu yorumları yaptı:

Star Gazetesi yazarı Mehmet Altan, bunun olması gereken bir olay olduğunu, Yunanistan'da bu olayın 1970'li yıllarda yaşandığını ve generallerin hepsinin cezaevine gönderildiğini Türkiye'nin ise olayı hep ertelediğini söyledi. Mehmet Altan, yürütülen soruşturmada sanıkların dahi suçlamaları kabul ettiğini ve bunun baş sorumlusunun Başbuğ olduğunu ifade ettiklerini bu nedenle tutuklama çıkmaması halinde çok farklı bir durumun doğmasına yol açabileceğini söyledi.

Muharrem Sarıkaya ise Türkiye tarihinde 2. kez bir genelkurmay başkanını tutuklandığını önceki tutuklamanın askeri ihtilale karşı çıktığı için tutuklandığını belirtirken Başbuğ'un tutuklanmasını beklemediğini, ayrıca bu konuma gelmiş bir kişinin adresinin belli olması ve kaybolmayacağı için farklı karar alınmasını beklediğini ifade etti.

Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya: Şimdi bugün gazete yöneticileri ile birlikte bir istihbarat teşkilatındaydık. Sayın müsteşar Hakan Fidan ile uzun bir brifing oldu. Konular uzun uzun konuşuldu. Asker sivil ilişkilerinde tarihi bir dönem yaşıyoruz dedi. Necdet Özel'in bugün gazetelere yansıyan demeçleri vardı. İlginç bulduğum bir kısım vardı. Genelkurmay başkanı son aylarda emniyet güçleriyle ifadesini kullandı. Tarihi önemde bir cümle bu. İlginç ve dramatik bir durum ve üzücü bir taraftan. Bu durumun bazı çevreler tarafından sevinçle karşılandığını görüyorum ama bence üzüntü verici bir durum orgeneral birinin tutuklanması. Ben yaşadıklarını şahsen anladım. Hukukun verdiği karar önemlidir. Herkes gibi saygılı olmak durumundayız.

Star gazetesi yazarı Ergun Babahan: Bu sürece gelinmesi kaçınılmazdı. Sonuç itibariyle Genelkurmayda bulunan bir takım yasa dışı işlerin en üsten en alta doğru gittiği, emir komuta zincirinde yürüdüğü anlaşılmıştı. Genelkurmay Başkanının bu sürecinin dışında kalması düşünülemezdi. Artık Türkiye'de herkesin kendi görevi alanı içinde kalması gereken, hukuka bağlı, hukuktan kaçmaması gereken bir döneme gidiyoruz. Gelecek kuşaklar açısından, çocuklarımızın hiçbir şeyden korkmaması, Bugün başımıza ne gelir diye düşünmeden yaşamaları adına olumlu olduğunu düşünüyorum.

Sabah gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, Başbuğ'la ilgili suçlamanın Başbuğ'dan çok Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 'Ülkeyi korumak' mantığının bir bir tezahürü olduğunu belirterek 'Komutanlar ülkeyi koruduklarını sanıyor. Darbe ülkenin geleneği içinde var' deniyordu. Artık bu yok denildi. İlker Başbuğ kendini suçlu görmeyebilir çünkü bunu kendi görevi görebilir. Ancak suç işlenmeye devam edildi." dedi. Ilıcak, bu olayın İnternet andıcından ziyade İrtica ile Eylem Planı'nın bir bölümü olduğunu emir komuta zinciri içinde iktidarı yıpratmak, 28 Şubat sürecinde olduğu gibi farklı bir yapılanma getirmek amaçlanıyordu. Bu iddianamelerin bir bölümünde İlker Başbuğ, diğer bölümünde ise Yaşar Büyükanıt var." dedi.

Star gazetesinden Mustafa Karaalioğlu, Türk hukuku ve demokrasi açısından çok önemli bir dönem olduğunu bu davaların başka sıkıntılar olmadan atlatılması temennisinde bulunduğunu dile getirdi. Karaalioğlu, Türkiye'nin aynı dönemde 12 Eylül davasının da görüldüğünü, böyle bir dönemde tutuklama kararının çıkmasının da önemli olduğunu dile getirdi. "Bunlar yapılamaz denilen şeylerin yapılmaya başlandığını söyleyen Karaalioğlu 'Türkiye bu davalardan arınarak çıkması gerekiyor." dedi.

Sacit Kayasu - Emekli Savcı

Öncelikle bu olay hukuk çevrelerinde beklenen bir şeydi. Tutuklama sürpriz değil. Tutuklama haklı mıdır? Değil midir? Bilmiyoruz. Bu dava sürecinin sonucunda ortaya çıkacak. Davada tutuklu olan sanıklar İlker Başbuğ'un emir komuta zincirinde olan kişiler. Dolayısıyla teknik olarak olması gereken şey buydu.
 
Bir mesajımda uluslarası şeffaflık örgütünün linkini vermiştim, silinmiş.
Silen yöneticiye sordum, "ilginç yerler dışında yasak" dedi.
Yani burada ciddi bilgi edinme işleri falan "out" oluyor.

Ben de burada kendimi helâk ediyorum birşeyler anlatmak için.:(
Tabi ekonomist olan da o kadar ekonomi bilecek:D
 
Hocam link yerine linkteki içeriği paylaşma yoluna gidiyoruz. İstiyoruz ki buradan kopmadan tartışma çerçevesini çizelim dağılmasın konu ve BİZ...
 
Bu da o okulun, öğretim kadrosunun kalitesini gösterir.
Sonra da niye TC üniversiteleri dünyada sonlarda, hakkımız yeniyor muhabbeti...

Konu gerçekten vahim, bu konuda eğitim görüyorsunuz, ve ekonomi hakkında bilgi seviyeniz bu...
Hiç kusura bakmayın hocam. Konunun tamamını incelememekle birlikte gördüğüm bu mesaj tartışma seviyesini bir göstergesi benim açımdan. Gönül ister ki sayfalar dolusu tartışalım, birbirimizin fikirlerinden yararlanalım eğrilerimizi doğrultalım. Ama bu üslup tartışmayı bitirir. İyi ve kötü kavramları bazen öyle izafi oluyor ki bize kötü göre kötü olan herkese göre kötü olsun eğilimini hoş bulmuyorum...
 
Hocam link yerine linkteki içeriği paylaşma yoluna gidiyoruz. İstiyoruz ki buradan kopmadan tartışma çerçevesini çizelim dağılmasın konu ve BİZ...
Hocam yapmayın, o linkte nerdeyse 150 ülkenin yıl yıl yolsuzluk/şeffaflık endeksleri var, ülkeler hakkında istatistikler var... hangi birini yazayım buraya.
Üstelik te ingilizce.
Çevirmeye kalksan olmaz, Google benzeri bir yerden çevirtsen abuksabuk anlamsız şeyler çıkıyor.
Hiç olmazsa bu tür kuruluşlara, 'pedia'lara falan izin verilse...
 
çok güdüm yazdıklarınızı okurken...bazı tv kanallarında ki hergün saatlerce anlatılan yorumlar bunlar...
siz çok eminsiniz hepsinin suçundan demek ki...deniz feneri davasındaki o şahıslar nasıl serbest kaldılar?şehidine ağlayan türkiyeye o anda nasıl bu yapıldı?iddiaanameleri derslerimizde defalarca okuduk,uydurma iddianameler...
Konuya bakıyorum ve rastladıkça bakış açıma dair yazıyorum.

Ama arkadaşlar demin Kocausta'ya söylemiştim benzer bir şeyi. Bizim doğrumuz neden doğru olarak kabul edilmeli. Aksi bir durum söz konusunu olduğunda kabullenebilme tahammülümüz neden taşıyor ki? Bilmediğimiz ve senaryoyu oynamak zorunda kaldığımız o kadar çok durum varki!

Bana göre senaryo yazılıyor, bizim rolümüz belli oynuyoruz. Takım tutar gibi fikirlere bağlanmak beni ciddi anlamda üzüyor. Şu şunu yapmaz, bu konumdaki adam bunu yapmaz... Yok yok herkes herşeyi yapabilir, yapıyor da.

Daha bu akşam 10 kişilik grupla bu konuları konuştuk, yarısı öğretmen olan yarısı da farklı meslek gruplarından insanlara. Başbuğ'un tutuklanmasına olan tepki ağırlıklı olarak nasıl olur böyle birşey tarzında ama bilemeyiz işin içyüzünü... Bilmediğimiz bir oyunun figüranları rolü bize biçilen. O yüzden "senin bilgin bu kadar", "sadece gülerim böyle bir sonuca" tarzı yaklaşımları bırakıp biraz beklemenin doğru olduğu kanaatindeyim. Ancak eklemek istediğim birşey var, şu tutuklanma gerekçelerinin somut bir belgesini artık görmemiz gerekiyor, ortada ne idüğü belirsiz bir yapılanma ve bu yapılanmaya dahil insanların tutuklanmaları sözkonusu. Nedir bu örgüt, neye hizmet eder, nasıl çalışır, bu amaçla neler yapmıştır????

Birazcık somut şeyler görmek istiyorum ben şahsen... Ya da bilen varsa biraz açıklayabilir mi bana?
 
Hiç kusura bakmayın hocam. Konunun tamamını incelememekle birlikte gördüğüm bu mesaj tartışma seviyesini bir göstergesi benim açımdan. Gönül ister ki sayfalar dolusu tartışalım, birbirimizin fikirlerinden yararlanalım eğrilerimizi doğrultalım. Ama bu üslup tartışmayı bitirir. İyi ve kötü kavramları bazen öyle izafi oluyor ki bize kötü göre kötü olan herkese göre kötü olsun eğilimini hoş bulmuyorum...

Burada "iyi-kötü" ayrımı sözkonusu değil, tüm dünyaca kabul edilen temel ekonomi kuralları sözkonusu.
Bunun AKP'si CHP'si olmaz ki.

Dünyadaki HER ÜLKEnin, Kuzey Kore haricindeki HER ÜLKE'nin baş hedefi, ülkesine yabancı sermaye/yatırımcı çekmektir.
Üstelik te en makbul olanı, o ülkeden tesis satınalınmasıdır; hani "soğuk para" olacağı için, kolayca çıkıp gidemiyeceği için.

Arkadaşın bu konuda "hiç" seviyesinde bilgi sahibi olması sözkonusu, isterse 80 tane araştırma yapıyor olsun.

Bu durum yorum konusu değildir. Bunu "ekonomi" konusunda her allahın kulu "bilmek zorundadır", bilmiyorsa o konuyla alakası yok demektir.

Bu kadar temel bilimsel kurallar bile "yorum" olarak nitelenip birileri kırılmasına çekilecelse, biz burada sadece cicişim muhabbeti yapalım.
Çiçek-böcek konuşalım.
 
Geri
Top