

Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, kedilerin insanlarla konuşabildiği bir ülkede, minik bir kedi yaşarmış. Adı Pofuduk'muş. Pofuduk, sıradan bir kedi değilmiş. Onun sihirli bir özelliği varmış: Kedi Dili'ni konuşabiliyormuş! Yani, hem insanlarla hem de diğer hayvanlarla anlaşabiliyormuş. Ama bu yeteneği biraz kafası karışık bir kedi olduğu için genelde işleri daha da komik hale getiriyormuş.


Bir gün, Pofuduk’un yaşadığı kasabada büyük bir sorun çıkmış. Kasabanın en önemli marketinin sahibi Cimri Murat Bey, bütün balıkları kendi marketine kilitlemiş ve kimseye satmıyormuş. Kediler, köpekler, hatta martılar bile açlıktan perişan olmuş. Pofuduk, bu duruma çok üzülmüş ve bir plan yapmış.
Plan şöyleymiş:
Pofuduk, Cimri Murat Bey’in marketine gizlice girip balıkları serbest bırakacakmış. Ama tabii, Pofuduk’un planları her zaman olduğu gibi biraz karışık olurmuş. Marketin kapısına vardığında, bekçi köpeği Tosbiş’i görmüş. Tosbiş, kocaman bir köpekmiş ve herkes ondan korkarmış. Ama Pofuduk, Kedi Dili’ni kullanarak Tosbiş’le konuşmaya karar vermiş.
Pofuduk: "Merhaba Tosbiş! Neden bu kadar ciddi bakıyorsun? Gülümse biraz!"
Tosbiş: "Hı? Kimsin sen? Beni kandıramazsın, ben bekçiyim!"
Pofuduk: "Ama ben seni kandırmaya gelmedim ki. Sadece şu balıkları biraz serbest bırakmak istiyorum. Hem sen de balık sevmiyor musun?"
Tosbiş: "Balık mı? Ben köpeğim, ben et severim!"
Pofuduk: "Ama balıkların içinde de et var! Hem, Cimri Murat Bey seni de kandırıyor. Sana ne zaman et verdi ki?"
Tosbiş bir an düşünmüş ve Pofuduk’un haklı olduğunu fark etmiş. Böylece ikisi birlikte markete gizlice girmişler. Pofuduk, balıkların olduğu bölüme ulaşmış ve onlarla konuşmaya başlamış:
Pofuduk: "Merhaba balık kardeşler! Sizi özgürlüğe kavuşturacağım!"
Balıklar: "Şşşşş! Sessiz ol! Cimri Murat Bey bizi duyarsa hepimiz pişeriz!"
Pofuduk, balıkları serbest bırakmak için kutuları açmaya başlamış. Ama tam o sırada Cimri Murat Bey içeri girmiş!
Cimri Murat Bey: "Ne oluyor burada? Bu kedi ve köpek ne arıyor?"
Pofuduk: "Merhaba efendim! Biz sadece balıkların özgürlüğü için bir kampanya yapıyoruz. Balıklar da canlıdır, onları serbest bırakmalısınız!"
Cimri Murat Bey: "Ne? Balıklar benim malım! Kimse onlara dokunamaz!"
Tam o sırada, Tosbiş araya girmiş:
- Tosbiş: "Efendim, bu kedi haklı. Balıkları serbest bırakırsanız, belki kasaba halkı size daha çok saygı duyar. Hem, ben de artık et yemek istiyorum!"
- Pofuduk: "Lütfen efendim, balıkları serbest bırakın. Hem, siz de bir kedi olsaydınız, balıkların ne kadar önemli olduğunu anlardınız!"
- Cimri Murat Bey: "Tamam, balıkları serbest bırakacağım. Ama bir daha marketime gizlice girerseniz, sizi kovalarım!"
Ama tabii, Pofuduk’un maceraları burada bitmemiş. Bir sonraki macerasında, kasabanın farelerini nasıl eğlenceli bir dans partisine dönüştürdüğünü anlatırız!
Pofuduk, balıkları kurtardıktan sonra kasabada bir kahraman olmuştu. Artık herkes ondan yardım istiyor, hatta kediler onu "Büyük Pati Şefi" ilan etmişti. Ama Pofuduk’un en büyük sorunu, kasabadaki farelerdi. Fareler, her yeri istila etmiş, peynirleri çalıyor, ekmekleri kemiriyor ve hatta kedilerin kumlarını bile karıştırıyorlardı!
Bir gün, Pofuduk’un en yakın arkadaşı Minik Mırnav koşa koşa gelmiş:
- Minik Mırnav: "Pofuduk! Fareler yine mutfağımı basmış! Annemin yaptığı köfteleri yemişler! Ne yapacağız?"
- Pofuduk: "Hımm… Bu farelerle baş etmenin bir yolu olmalı. Ama onları korkutmak ya da yakalamak yerine, belki de eğlenceli bir çözüm bulabiliriz!"
Pofuduk, farelerin lideri olan Koca Kuyruk’u bulmuş ve Kedi Dili’ni kullanarak onunla konuşmaya başlamış:
- Pofuduk: "Merhaba Koca Kuyruk! Neden her yeri karıştırıyorsunuz? Sizinle barış yapmak istiyorum!"
- Koca Kuyruk: "Barış mı? Ha ha ha! Biz fareler, kedilerden korkmayız! Hem, siz bizi hep kovalıyorsunuz!"
- Pofuduk: "Ama bu sefer farklı! Sizi kovalamak yerine, sizi bir partiye davet ediyorum! Müzik, dans, bolca peynir… Hem de kimse size dokunmayacak!"
- Koca Kuyruk: "Peki, ama bir şartım var! Parti sırasında kimse bize dokunmayacak, tamam mı?"
- Pofuduk: "Tabii ki! Hem, ben de sizinle dans etmek istiyorum!"
Fareler, kediler, köpekler, hatta Cimri Murat Bey bile dans etmeye başlamış. Koca Kuyruk, Pofuduk’la salsa yapmış, Minik Mırnav ise farelerle breakdance yarışmasına girmiş. Herkes o kadar eğlenmiş ki, fareler artık kimsenin mutfağına girmeye gerek duymamış.
Ama tabii, Pofuduk’un planında küçük bir aksaklık olmuş. Parti sırasında, Cimri Murat Bey’in cebinden düşen peynirleri fareler kapışmış ve Murat Bey fark etmeden farelerle limbo yarışmasına girmiş!
- Cimri Murat Bey: "Ben kazandım! Ben kazandım! Bakın, ne kadar esneğim!"
- Koca Kuyruk: "Ama efendim, siz limbo çubuğunun altından değil, yanından geçtiniz!"
- Cimri Murat Bey: "Önemli olan ruh! Ruh!"
- Koca Kuyruk: "Pofuduk, sen gerçekten harika bir kedisin! Artık kimsenin mutfağına girmeyeceğiz. Ama bir şartla… Her ay böyle bir parti yapalım!"
- Pofuduk: "Tabii ki! Hem, bir dahaki sefere disko topu da getiririm!"