• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Kıtalar Coğrafyası

wien06

V.I.P
V.I.P
Asya

Asya'nın Siyasi Haritası


Genel Özellikleri


Dünyanın en büyük kıtası. Doğuda Pasifik Okyanusu, kuzeyde Kuzey Buz Denizi, güneyde Hint Okyanusu, batıda Avrupa kıtası ile çevrilidir. Avrupa kıtası ile olan sınırı kesin tespit edilmiş değildir. Eskiden Don Nehri, Asya ile Avrupa arasında sınır olarak kabul edilirdi. Daha sonra Ural Dağları sınır olarak kabul edilmeye başlandı.

Asya kıtası


Asya Kıtası, Avrupa kıtası ile çevrilidir. Eskiden Avrasya olarak bilinen eski dünya kıtasının batısındaki büyük yarımada olan Avrupa, Sami dillerde Erep (yahut Irib) Güneşin Battığı taraf anlamına gelir. Fenikelilerden Yunanlılara geçen bu ad, Yunanca' da Europa olmuş ve Ege Denizi' ne göre batıda bulunan ülkelere bu ad verilmiştir.

Don Nehri, Avrupa arasında sınır olarak kabul edilirdi. Daha sonra Ural Dağları sınır olarak kabul edilmeye başlandı. Bugün bu kabul yaygın ise de, Ruslar bu sınırın Kuzey Buz Denizi' nden Hazar Denizi' ne doğru uzanan; Rus platformu ile Sibirya platformunu birbirinden ayıran; Ural Dağları' nın doğusunda bulunan Ob kıvrımlı dağlarında olduğu iddiasını ileri sürmektedirler.

Afrika ile, Süveyş Kanalı vasıtasıyla ayrılan Asya kıtasının, Okyanusya kıtası ile olan sınırı da Avrupa ile olan sınırı gibi ihtilaflıdır. Asya ile Okyanusya arasında bulunan irili ufaklı pek çok ada, bu sınırın tespitinde mesele olmaktadır. İşte bu sebeptendir ki kıtanın yüzölçümünü bildiren rakamlar 43,7 milyon km2 ile 44,7 milyon km2 arasında değişmektedir. Doğu-batı uzunluğu yaklaşık olarak 10.000 km, kuzey-güney uzunluğu ise 8.300 kilometredir.

Dünyadaki kara parçalarının yaklaşık üçte birini teşkil eden kıta, nüfus bakımından da dünya nüfusunun yarısından fazlasını üzerinde barındırır. Her ırktan insanın ve her nevi iklimin bulunduğu kıta, genel olarak dört coğrafi bölgeye ayrılır: Kuzey Asya, Orta Asya, Güney Asya, Ön Asya.


Tarihi

Asya kıtasının tarihi, tarih öncesi devirlere uzanmaktadır. Çeşitli kazılar ve arkeolojik araştırmalar neticesinde ele geçen iskelet, çömlek ve diğer eşyalar üzerinde yapılan incelemelerden insan neslinin bu kıtada, diğer kıtalardan çok daha önceleri var olduğu, türlü medeniyetler kurdukları ve ilk insanın bu kıtada ortaya çıktığı anlaşılmıştır. Kur'an-ı Kerim' de ilk insan ve ilk peygamber olan Adem Aleyhisselam' ın yasak edilen meyveden unutarak, önce Hz. Havva' nın ve sonra kendisinin yemesini müteakip, Cennet' ten çıkarılarak, yeryüzüne indirildiği; Adem Aleyhisselam' ın Hindistan' da Serendip (Seylan) Adasına, Hazret-i Havva' nın da Cidde' ye bırakıldığı ve iki yüz sene ağlayıp yalvarmalarından sonra tövbe ve duaları kabul edilerek Arafat ovasında buluştukları ve bunlardan çoğalan insanların Asya kıtasından yeryüzüne dağıldıkları haber verilmektedir.

Kıtanın tarihi, coğrafi bölgeleriyle ilgilidir. Orta Asya'nın bilinen ilk devleti Hun Devletidir ki, 500 sene hüküm sürdükten sonra dağıldılar. Meşhur Orta Asya göçleri meydana geldi. Çeşitli Türk devletlerinin hakim olduğu bölge halkı, Moğol İmparatoru Cengiz' in istilası neticesinde batıya göç etmek mecburiyetinde kaldı. Cengiz' in ölümünden sonra biraz azalan Moğol mezalimi daha sonra, Timur Hanın (1370- 1405) başa geçmesiyle adalete dönüştü. Timur, İslamiyetin adaletini Anadolu' dan Pasifik Okyanusuna kadar yaydı. Kurulan Gürganiyye Devleti 19. yüzyıla kadar devam etti. Daha sonra Gürganiyye Devleti İngilizlerin fitne ve fesadı ile yıkıldı. Ruslar, Orta Asya' yı; Çin ise Moğolistan, Doğu Türkistan, Tibet ve Çungarya' yı istila ettiler. Sovyet Cumhuriyetler Birliği yirminci asırda parçalandı ve Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını ilan ettiler.

Hindistan' da bilinen ilk büyük krallık M.Ö. 582 senelerinde Saisunagalar tarafından kurulmuştur. Büyük İskender' in M.Ö. 327' de istila ettiği Hindistan' da, bu zamanların en büyük devletini Budistler kurdular. Sekizinci asır başlarında (711 Müslümanlar buralara kadar gelerek İslamiyeti yaydılar. Uzun zaman bu beldeye hakim olarak devletler kurdular. Son İslam devletinin yıkılmasından sonra başta İngilizler olmak üzere bazı devletlerin sömürgesi olan Hindistan, ancak 1947 yılında bağımsızlığına kavuşabildi.

Doğu Asya' da, tarihi en iyi bilinen memleket Çin' dir. Tarihi hakkında bilinen en eski bilgiler M.Ö. 1050 senelerine kadar uzanmaktadır. Çeşitli medeniyetlerin kurulduğu Çin, Ön Asya' daki Mezopotamya' ya benzemektedir. 1854 senesine kadar dışarı ile (Çin hariç diğer ülkelerle) irtibatı olmayan Japonya hakkında fazla bir bilgi elde edilememiştir.

Ön Asya tam manasıyla medeniyetlerin beşiğidir. Mezopotamya' da Akkadlar, Sümerler, Babil, Hititler, Asurlar, Persler zamanımıza kadar eserleri kalabilen medeniyetler kurmuşlardır. Perslerden sonra kurulan Roma İmparatorluğu ve devamı olan Bizans (Doğu Roma İmparatorluğu) bölgeye hakim oldu. İslamiyetin Mekke' den bütün dünyaya yayılmaya başlamasıyla birlikte bütün devletler ve medeniyetler yerini İslam devletlerine ve İslam medeniyetine bıraktı. Hz. Muhammed (SAV) zamanında başlayan ve büyük boyutlara ulaşan İslamiyetin yayılması ve insanların hak dini öğrenmeleri, Hulefa-i raşidin (4 büyük halife) Emeviler, Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılar devrinde bütün dünyaya ulaştı.

Atlas Okyanusundan Çin' e kadar, Hindistan' da Pencap' a, kuzeyden güneye her yere İslamiyetin adaleti, huzur, emniyet ve saadeti götürüldü. Birinci Dünya Savaşına kadar Osmanlıların ve Müslümanların elinde bulunan Ön Asya, çeşitli entrika ve harplerle parçalandı. Bu işte en büyük rolü İngilizler ve onlarla içli dışlı olup birlikte hareket ederek Ortadoğu' yu ele geçiren bölücü gruplar oynadı.


Coğrafi Özellikleri

Kıtanın jeolojik yapısı üçe ayrılır: Yaşlı kayalardan meydana gelen birinci tabaka, genç kayalardan meydana gelen ikinci tabaka ve 10 ila 70 milyon yıl öncesine ait olduğu tahmin edilen üçüncü jeolojik zamana ait kıvrımlardan meydana gelen üçüncü tabaka. Yaşlı kayalar; Sibirya, Çin, Arabistan ve Hind yarımadalarını meydana getirirler. Genç kayalar; Ural Dağlarından başlayıp bir S harfi şeklinde Gobi Çölünü geçerek Malezya ve Borneo' da son bulurlar. Üçüncü jeolojik zamana ait genç kıvrımlar; Türkistan' dan başlayıp, Tibet Yaylasına ve Himalayaları meydana getirdikten sonra Sumatra adalarına kadar uzanırlar. Bu kıvrımlarda birleşen yüksek dağlar, Asya' nın yüzey şekilleri bakımından en dikkati çeken yerleridir.

Kafkas Dağları' nın bazı tepeleri 5600 metreyi geçer. Pamirlerde, Hindikuş ve diğer dağların birbirine en çok yaklaştıkları noktada yükseklik 6100 metreyi aşar. Karakurum, Tienşan, Kunlunşan, Himalayalar belli başlı dağ silsileleridir. Himalayalar en önemli sıradağlardır. Yükseklikçe fazla olmasının yanında geniş Hint ovalarının ardından birdenbire yükselmeleri dikkati çeker. Kançencanga Dağının yüksekliği 8585 m olup, kavurucu bir iklime sahiptir. Dünyanın en yüksek tepesi olan ve 8848 metreyi bulan Everest Tepesi de bu sıradağlardadır.

Üçüncü jeolojik zaman kıvrımları bulunan yerlerde sık sık depremler ve volkanik patlamalar olur. Türkiye, İran, Pakistan ve Japonya bu hat üzerinde olup, son senelerde buralarda meydana gelen depremler büyük zararlara sebep olmuştur.

Dünyanın en yüksek ve en kalabalık dağ silsileleri arasında yine dünyanın en büyük yaylaları yer almaktadır. Bunlardan en meşhuru Tibet Yaylası ve Orta Sibirya Yaylası' dır. Doğu Türkeli Yaylası, Pamir Yaylası, İran Yaylası, Stannovay ve Andır yaylaları da önemli yaylalardır.

Akarsular yönünden oldukça zengin olan Asya' nın belli başlı akarsuları büyük alüvyon ovalarının meydana gelmesini sağlarlar. Sibirya' da Kuzey Buz Denizi' ne dökülen İrtiş ve Yenisey ırmakları büyük bir alüvyon ovası meydana getirirler. Doğudan batıya uzanan bu düzlüğün uzunluğu 2400 kilometredir. Pakistan' daki İndus, Hindistan' daki Ganj ve Brahmaputra ırmakları, Çin' deki Hoank Ho ve Yang Çe ırmakları alüvyon ovaları meydana getiren büyük nehirlerdir.

Yenisey, Obi ve İrtiş ile Yang Çe, İndus, Hindistan' daki Ganj ve Brahmaputra en uzun ırmaklarıdır. Asya' da uzunlukları fazla, suları bol olan nehirlerden, sulama için suların depolanması ve hidroelektrik enerjisi temininde çok istifade edilir. Ayrıca tarım ve sanayinin ilerlemesinde geniş ölçüde faydaları olmaktadır. Nehir taşımacılığı gelişmiştir.

Kıtada önemli yaylaların ve ırmakların yanı sıra, önemli ovalar da mevcuttur ki, bunlardan bazıları; Batı Sibirya Ovası, Ganj Ovası, Mezopotamya, Pencap, Çin ve Turan ovalarıdır. Hazar Denizi, kıtanın tek iç denizidir. Bazı coğrafyacılar Hazar Denizini göl olarak da kabul ederler. Aral Gölü, Baykal Gölü, Balkaş Gölü, Isık ve Van gölleri kıtanın önemli göllerinin başında gelirler.


İklim ve Bitki Örtüsü

Her türlü iklimin görüldüğü Asya kıtasını dört iklim kuşağına ayırmak en uygun yoldur. Bunlar; kuzey ve kuzeydoğu Asya, Orta Asya, güney ve güneydoğu Asya ile Akdeniz ve Ekvator bölgesidir. Kıtanın kuzeyinde bulunan Kuzey Buz Denizi ve Kuzey Kutbu, bölgenin iklimini tamamen etkiler. Deniz, senenin birkaç haftası haricinde don halindedir. Irmaklar ancak yazın iki üç ay akabilir. Kalan zamanlarda don halindedir.

Kuzeyi teşkil eden Sibirya bölgesinde sıcaklık kışın -50 dereceye kadar düşmekte, yazın ise, en sıcak mevsimde ancak 15 dereceye çıkabilmektedir. Kuzey kuşaktan hemen sonra gelen Orta Asya sert bir kara iklimine sahiptir. Tibet Yaylasının Himalaya ve diğer dağ silsilelerinin bulunduğu bölgede sıcaklık farkları çok yüksektir. Kara ikliminin bir başka özelliği olan yağışların az olması da haliyle mevcuttur. Güney ve Güneydoğu Asya bol yağışlı ılıman Muson iklimine sahiptir.

Yağışlar mevsimlere göre değişiklik arz etmekte olup, yağışlarda en büyük tesir, yazın denizden karaya esen muson rüzgarlarıdır. Kışın tam aksi istikamette, yani karadan denize doğru esen muson rüzgarları, Hindistan' dan çıkıp denizi aşarak, Japonya' nın üzerinden geçerken, Japon adalarına bol yağmur yağmasına sebep olurlar.

Ön Asya' da Akdeniz kıyılarında bulunan bölgelerde, ılıman Akdeniz iklimi hüküm sürer. Yaz mevsiminde çok sıcak olan bu bölge kış aylarında ılıman ve bol yağışlı olur. Ekvator bölgesindeki adalarda ise, bütün sene boyunca ortalama sıcaklığı 27°C olan ekvator iklimi hakimdir. Asya kıtasının en sıcak bölgesi Arabistan ve Irak bölgesidir. Bağdat' ta yazın sıcaklık gölgede 50 dereceye kadar çıkar.

Her yönde olduğu gibi yağışlarda da büyük farklılıklar göze çarpar. Yağış ortalaması kuzeybatıdaki çöllerde sıfırdır. Cava, Sumatra, Borneo adaları ile Birmanya' nın bulunduğu güneydoğuda yağış ortalaması 3000 milimetreyi geçer. Akdeniz kıyıları genellikle kış aylarında bol yağış alır. Hindistan ve Birmanya' da yaz mevsimi boyunca devam eden yağışların arkasından sık sık kış kuraklığı gelir.

Kurak mevsimin uzun olduğu bölgelerde mahsul yılda ancak bir defa ekilir. Yağışlar olmadığı zaman ekim yapılamadığından mahsul seneye kalmaktadır. Bu sebepten Hindistan ve Çin' de yağışların yetersiz olmasından dolayı zaman zaman büyük kıtlıklar olmuştur. Kurak mevsimin uzun olmadığı bölgelerde bir yılda iki defa mahsul alınabilir.

Bitki örtüsü, tabii olarak iklime bağlı olduğu içindir ki, Asya kıtasının bitki örtüsü de iklimi ile çeşitlilik arz eder. Kuzey Buz Denizi yakınlarında, buz ve soğuktan dolayı sadece buzlar eridiği zaman ortaya çıkan yosun ve bir iki çeşit bitkiden müteşekkil bir bitki örtüsü mevcuttur. Hiç ağaç bulunmayan bu ovalık bölgede bulunan bu tip bitki örtüsüne "tundra" adı verilir. Tundra bölgesinin güneyinde Tayga denilen bölge yer alır. Meşe, çam, ladin vs. ağaçlarından meydana gelen bu balta girmemiş ormanlık bölge, kıtayı doğudan batıya bir yeşil kuşak gibi aşar. Bu Tayga bölgesinin güneyinde Orta Asya' nın tipik karakteri olan bozkırlar ve çöller şeridi uzanır. Bu şeridin güney sınırı olan Orta Asya dağ silsilelerinin akabinde bulunan Muson bölgesinde yaprak döken ağaçlar bol bulunur. Bu daha ziyade kıyı bölgeleridir.


Fauna Özellikleri

Kuzey Buz Denizi kıyılarında ayıbalığı (fokbalığı), deniz ayısı, kutup ayıları ve bazı deniz kuşları bol miktarda bulunur. Sibirya ormanlarında ren geyiği, boz ayı, kurt, tilki, vaşak, kutup geyiği, sincap gibi orman hayvanlarına çok sayıda rastlanır. Bozkırlarında ceylan, karaca, at, deve, tarla faresi, dağ sıçanı, bıldırcın, bağırtlak, kırlangıç, çavuşkuşu gibi hayvanlar yaşar. Orta Asya çöllerinde ise kertenkele, yaban eşeği ve çöl geyiği gibi hayvanlar yaşamaktadır.

Hindistan ve Çin, hayvan çeşidinin bol olduğu yerlerdir. Fakat ne yazık ki, bilgisizce ve usulüne uygun olmadan yapılan avlanmalar, çoğu hayvanın neslini tüketmiş, çoğunun ise tükenmeye yüz tutmasına sebep olmuştur. Kaplan ve panda, nesli azalan hayvan türlerinin başında gelmektedir. Çakal, misk kedisi ve firavun faresi, yaygın haldedir. Hindistan' da maymun, geyik, karaca, Hint gergedanı, Hindistan filleri, kartal, tavuskuşu, papağan, sülün, yalı çapkını, turna, balıkçıl, timsah, kobra yılanı ve komoda başta gelen hayvan türlerindendir. Tropikal bölgelerde maymun çeşitleri boldur. Arabistan'da ceylan sürüleri meşhurdur. Arap atı, bu bölgeye mahsus dünyanın en iyi cins atıdır ve kıymetlidir.


Madenler

Maden bakımından oldukça zengin olan Asya kıtasında dünyada nadir bulunan uranyumdan, en bol bulunan kömüre kadar bütün madenler çıkarılmaktadır. Arabistan Yarımadasında, Sibirya'da ve Tibet Yaylasında petrol; Sibirya'da elmas, demir, petrol, kurşun; doğuda, altın, demir, mangan; Hindistan'da alüminyum, mika, mangan, demir; Pakistan ve Afganistan'da krom en önemli madenlerdendir.


Nüfus Özellikleri

Asya' nın 3 milyarın üzerinde olan nüfusu, dünya nüfusunun % 60' ını teşkil eder. Dünyanın en kalabalık kıtası ünvanına da sahiptir. Asya nüfusunun % 55' i Muson bölgesinde yaşamaktadır. Sibirya nüfus yoğunluğunun en az olduğu bölgedir. En fazla olduğu bölge kilometrekareye 1.155 kişi ile Cava Adası, ikinci olarak 385 kişi ile Hindistan ve Çin' dir. Siyah, beyaz ve sarı ırkın her birinden çok sayıda insan kıta üzerinde yaşamaktadır. Dünyanın en büyük şehirlerinin bulunduğu yerler Muson Asyası' ndadır. Tokyo ve Şanghay nüfus itibariyle dünyanın en kalabalık yerleri sayılabilir. Çin, Hindistan, Japonya nüfus yoğunluğu bakımından en kalabalık yerlerdir. Büyük şehirleri Pekin, Seul, Tokyo, Tiyenşan, Ankara, Delhi, Karaçi, Bağdat, Dakka, Bombay ve Şam' dır.

Ön Asya' dan, Hindistan' a kadar olan bölgede ve kuzey bölgelerde beyaz ırk, Güneydoğu ve Filipinlerde siyah ırk ve Orta ve uzak Doğu' da sarı ırk bulunur. Karma olan ırklar da bu kıtada mevcuttur. 40' tan ziyade ayrı devletin kurulu olduğu Asya kıtasında konuşulan diller de farklılık arz eder.

Ana dil ailelerinin hepsinin bulunduğu (Sami, Hind-Avrupa, Ural-Altay, Çin-Tibet) Asya, konuşulan farklı lisan çokluğu bakımından Amerika ve Afrika' dan sonra üçüncü kıtadır. Arapça, Türkçe, Rusça, Farsça, Çince, Japonca, Bengali, Hint lisanları kullanılan genel dillerdir. Bunlardan Çince, dünyada en fazla kullanılan lisandır. Bundan sonra İngilizce gelmektedir. Dini inanışları da çok farklı olan Asya halkı, İslamiyet, Hinduizm, Budizm, Konfüçyüsizm, Taoizm, Şintoizm ve Hıristiyanlık dinlerine bağlıdırlar.

Hindistan' da Müslümanlar ve ineğe tapan budistler ekseriyeti teşkil eder. Halkın kültür seviyesi genel olarak oldukça düşüktür. Halkın çoğu şehirlerde yaşamasına rağmen toprağa bağlı bir hayatları vardır. Halkın göçebe hayatı yaşayanları genel nüfus içerisinde küçümsenemeyecek kadar çoktur. Sosyal hayatın çok zayıf olduğu Asya' da (bilhassa Orta Asya ve Kuzey Asya' da) hayat standartları çok düşüktür.


Ekonomik Özellikler

Asya'nın ekonomisi temel olarak tarıma dayalıdır. Asya' nın büyük bir kısmı tarım için pek elverişli değildir. Buna rağmen nüfusun yarısından çoğu tarımla uğraşır. Modern tarım araçlarından ziyade iptidai aletlerle tarım yapılır. Alüvyonlu ve volkanik topraklarda özel usullerle senede bir kaç defa ürün alınabilmektedir. Böylece dünya nüfusunun yarısından fazlasını beslemek mümkün olmaktadır. Rusya topraklarında devlet çiftliklerinde tarım yapılır. Bu bölgede, tanınan yeni haklarla şahsi mülkiyete doğru gidilmektedir. Buğday, yulaf ve çavdar başlıca ürünlerdir. Sulamanın yapıldığı Taşkent ve Semerkant' ta pamuk üretimi pek fazladır. Orta Asya ve Kafkaslarda ayçiçeği üzüm ve çay yetiştirilir.

Güneybatı Asya' da da tarım, halkın uğraştığı en büyük iştir. Afganistan toprağının çorak olması verimi düşürmektedir. Türkiye, İran ve Irak, tahıl ve sebzenin bol yetiştiği yerlerdir.

Nüfusun kalabalık olduğu muson Asyası' nda tarım çok küçük çiftliklerde yapılır. Genel olarak tarım elle yapılır. Modern usullerle ilaçlama ve gübreleme yapılmaz. Bunun yanında Japonya' da fenni usullerle tarım yapılır. Dönüm başına Hindistan' dakinin üç katı pirinç elde edilir. Pirincin çoğu Bangladeş, Hindistan, Birmanya, Tayland, Kamboçya, Vietnam ve Çin'deki büyük vadilerde yetişir. Dünya pirinç üretiminin % 90' ı bu bölgede üretilir.

Hindistan ve Çin' de şekerkamışı, şekerpancarı, sebze, Güneybatı Asya' da ise muz en önemli ürünlerdir. Kauçuk üretimi önemli ölçüdedir. Sibirya ve Hindistan ormanlarında ormancılık yapılır. Balıkçılık da oldukça önemli bir yer tutar. Rusya hariç diğer memleketlerin balık üretimi dünya üretiminin % 37' sini teşkil eder. Büyük Okyanusta açık deniz balıkçılığı yapılmaktadır. Kıtada ulaşım imkanları oldukça kısıtlıdır. Orta ve Kuzey Asya bu hususta çok geridir. Bu bölgenin en önemli ulaşım yolu Sibirya' daki Tayga orman kuşağında bulunan demiryoludur. Diğer bölgelerde kağnı, yaygın bir ulaşım aracıdır. Güney bölgelerde bilhassa Çin ve Hindistan'da bisiklet yaygındır.

Asya Kıtası; Eski dünya kara kütlesinin bir parçası olan Asya 44 391.163 km²' lik yüz ölçümü ile dünyanın en büyük kıtasıdır. Aynı zamanda 1.010 m' lik ortalama yükseltisiyle de dünyanın en yüksek kıtasıdır. Asya bu yükseltisini; dünyanın en yüksek zirvelerini bünyesinde barındıran Himalaya Dağları' na borçludur.

Asya Kıtasının sınırlandırılması oldukça hassas bir konudur. Birçok coğrafyacı bu konuda fikirler ileri sürmüştür.

Asya, kuzey-güney doğrultusunda 8.490 km genişliğindedir. Kıtanın en kuzeyinde, Rusya' da Çelyuskin Burnu (77° 42' 55'' K paraleli) yer alırken, en güneyinde, Malakka Yarımadasında ki Buru Burnu (1° 14' 17'' K paraleli) bulunur. Adaları esas aldığımız taktirde, Severneya Zemlya adası (81° 16' 23'' K paraleli) ile Endonezya' ya bağlı Rudi Adaları (11° 00' 19'' G paraleli) arasında 10 245 km' dir.

Kıta doğu batı doğrultusunda; Türkiye' nin de en batı ucu olan Gökçeada' nın Avlaka Burnu (25° 38' 59'' D meridyeni) ile Çukçi Yarımadasında Dejnev Burnu (169° 40' 17'' D meridyeni) arasında 8 200 km' dir.

Kıtanın özel konumu ise; Asya, kuzeyden Kuzey Buz Denizi ile sınırlıdır. Kuzey doğuda, Amerika' dan sığ bir deniz olan 100 km genişliğindeki Bering Boğazı vasıtası ile ayrılmaktadır.

Kıta doğuda Büyük Okyanus (Pasifik Okyanusu) ile sınırlanır. Ancak kıyı açıklarında okyanus tabanından yükselen kuzey-güney doğrultulu dağların su üzerine çıkan kısımlarını oluşturan ada ve takım ada girlandları yer almaktadır. Burada; Aleut, Japon, Bonin ve Marian derin deniz çukurluklarından geçen ve "Andezit Hattı" adı verilen bir çizginin batısındaki bölge ile orada yer alan ada ve takım ada girlantları Asya anakarasına aittir.

Kıtanın güneydoğu sınırı biraz karışık olmakla birlikte Sunda Adaları ile Arafura Denizi arasından geçen hat sınır olarak kabul edile bilir. Kıtayı güneyden Hint Okyanusu sınırlandırmaktadır.

Asya' nın batı sınırı ise oldukça tartışmalı bir meseledir. Bu konuda bir çok araştırıcı farklı görüşler ileri sürse de, en doğru kabul edilen sınır; Ural Dağları, Ural Nehri, Maniç Oluğu, Karadeniz, Boğazlar, Ege Denizi, Akdeniz, Süveyş Kanalı ve Kızıldeniz üzerinden çekilecek bir hattır. Bu hattın doğusunda kalan Anadolu ve Kafkaslar Asya' dan sayılırken Trakya Avrupa' ya dahil edilmektedir.

Dünya üzerinde bulunan çeşitli en büyükler Asya' da toplanmıştır. Asya; kıtaların en genişi (44 391 163 km²) ve ortalama yükseltisi en fazla olanı ( 1 010 m)' dır. Ayrıca dünyanın en yüksek tepesi (Everest tepesi, 8 848 m), en büyük gölü (Hazar Gölü veya Denizi), en derin gölü (Baykal Gölü), dünyanın deniz seviyesinden en alçak yeri (Lut Gölü, göl yüzeyi -392 m), ve dünyanın en alçak havzası (Turfan Havzası -154 m) Asya kıtasında bulunmaktadır.

Asya; 3.5 milyarı aşan nüfusu ile dünyanın en kalabalık kıtasıdır. Dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin (1 284 303 705 kişi, 2002 tahmini) bu kıtada yer almaktadır. Asya dinlerinde doğduğu kıtadır. Semavi dinler arasında İslamiyet, Hıristiyanlık ve Musevilik dinlerinin her üçü de Ortadoğu' da ortaya çıkmıştır. Yine geniş kitlelere hitap eden Budizm ve Hinduizm de Asya menşeli dinlerdir. Asya aynı zamanda medeniyetler beşiğidir. Türk, Çin ve Hint medeniyetleri bu kıtada binlerce yıldır varlıklarını devam ettirmektedirler. Kıtada 100' ün üzerinde dil konuşulmaktadır. Kıtanın doğusunda sarı, güney kısmındaki adalarda siyah geri kalan kısımlarında ise beyaz ırktan insanlar yaşamaktadırlar.
 
Avrupa


Avrupa'nın Siyasi Haritası


Genel Özellikleri


Avrupa, Afrika' nın kuzeyinde, Asya' nın batısında ve Atlas Okyanusu' nun doğusunda bulunan bir kıtadır.

avrupa.jpg


Avrupa, Sami dillerde Erep (yahut Irib); Güneşin Battığı taraf anlamına gelir. Fenikelilerden Yunanlılara geçen bu ad, Yunanca' da Europa olmuş ve Ege denizine göre batıda bulunan ülkelere bu ad verilmiştir.

Ayrıca Mitolojide Finike kralı Agenar ile Telepassa' nın kızının adıdır. Boğa şekline giren Zeus tarafından İda' ya kaçırılmıştır Zeus' tan Minos, Sarppedon ve Rhadamnthys isminde üç çocuğu olmuştur; Adı bir kıtaya verilmiştir.

Kapladığı alan yönünden Okyanusya' dan sonra en küçük ikinci kıta olan Avrupa; batıda Atlas Okyanusu, kuzeyde Kuzey Buz denizi ve Atlas Okyanusu, güneyde Akdeniz ve doğuda Asya kıtası ile çevrilidir. Avrupa kıtası güneyde Afrika kıtasına oldukça yaklaşır (Cebelitarık Boğazı 14 km). Güneydoğuda ise Asya ile hemen hemen bitişir (İstanbul Boğazı 0,7 km., Çanakkale Boğazı 1,3 km.).

Avrupa' nın doğuda kesin bir sınırı bulunmamakla beraber, kuzeyden güneye Ural dağları, Ural nehri, Maniç çukuru, Karadeniz, İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Ege Denizi' nden geçecek hattı sınır kabul edebilir.

Avrupa' nın yüzölçümü 10.523.000 km2 dir. Bu ise yeryüzünün %5' i, karaların % 15' i Avrasya' nın 1/5' i demektir. Avrupa, yaklaşık olarak harita üzerinde 35 ile 70 kuzey paralel daireleri ile 10 ile 60 doğu meridyenlerinin çerçevelediği bir üçgene benzer. Kıtada 0-4 saat dilimleri yer alır. Avrupa' nın uç noktaları ise; kuzeyde Kuzey burnu (71° 10' kuzey enlemi), güneyde Mora' nın Matapan burnu (36° 23' kuzey enlemi), Batıda Rocca (Portekiz) burnu (9° 29' batı boylamı), doğuda Ural dağları (60° doğu boylama)' dır. Rocca burnu ile Ural Dağları arasındaki uzunluk 5500 km, Kuzey burnu ile Matapan burnu arasındaki genişlik 3800 km' dir.

Öteden beri büyük krallık ve imparatorluklara beşiklik yapmış bu kıta, endüstri devriminden sonra da, gelişmişliğini korumuş ve diğer tüm kıtalara göre endüstrileşmesini kısa sürede tamamlamıştır. Avrupa' nın önemi, konumu, yüz ölçümü, doğal kaynakları, nüfusu ve fiziki özelliklerinden değil, sahip olduğu insan kaynağı ve onun niteliklerinden ileri gelmektedir. İyi eğitilmiş insanlardan oluşan nüfus, bilim ve teknolojide göstermiş olduğu ilerlemeler sayesinde, ekonomik yönden de gelişmiş ve yüksek bir hayat standardına ulaşmıştır.

Doğal kaynakları az olan Avrupa, bu gelişmesini tamamen insan kaynağının yüksek niteliklerine ve sömürgecilik sisteminin nimetlerine borçludur. Günümüzde dünyanın en büyük güç odağı olan ABD' nin halkı da çok büyük oranda Avrupa kökenlidir. Ayrıca bilimsel ve teknolojik gelişmelerin kilometre taşları olan önemli buluşların çoğu da Avrupalılar tarafından gerçekleştirilmiştir. Avrupa ülkelerinin her yönden birleşmesini amaçlayan ve bu yolda önemli aşamalar gerçekleştiren Avrupa Birliği, Avrupa' nın dünyadaki gücünü ve önemini daha da artırmaktadır.

1990 yılına kadar (Soğuk Savaşın bitimi) Avrupa' da birbirinden farklı siyasal ve ekonomik sistemler ve bunların temsilcilerinden oluşan bloklar mevcuttu. Bunlardan biri, şimdi de mevcut olan çok partili demokratik sistemi ve serbest pazar ekonomisini uygulayan Batı Bloku diğeri ise tek partili sosyalist siyasal sistemle sıkı bir devletçi ekonomiyi uygulayan Doğu Bloku' ydu. Ancak Doğu Bloku' nun lideri olan SSCB' nin ekonomik ve siyasal sisteminin iflas etmesiyle doğu bloğu da çökmüştür. Eski Doğu Bloku ülkeleri, ekonomik ve siyasal sistem olarak Batı Blokuna yakınlaşma yolunda önemli adımlar atmışlardır. Çok partili demokratik sisteme ve serbest pazar ekonomisine geçiş yapmanın sancıları atlatılmak üzeredir. Avrupa Birliği' ne yapılan başvurular olumlu karşılanmış ve başvuran ülkeler ile AB arasında uyum çalışmaları sürdürülmektedir. Doğu Bloku' nun askeri örgütü olan Comecon da dağıtılmış ve eski doğu bloğu ülkeleri, Batı Avrupa' nın askeri örgütü olan NATO' ya girmek için başvuruda bulunmuşlar ve bu konuda önemli gelişmeler sağlanmıştır. Böylece Avrupa' da 1990 öncesinin askeri, ekonomik ve siyasi kutuplaşması önemli ölçüde ortadan kalkmıştır.

Avrupa ülkeleri coğrafi konumları, yani bulundukları yer ve ekonomik gelişmişlik açıdan; Batı Avrupa ülkeleri, Kuzey Avrupa Ülkeleri (İskandinavya ve Baltık ülkeleri), Akdeniz ülkeleri, Orta Avrupa ülkeleri, Doğu Avrupa ülkeleri ve Balkan Ülkeleri gibi guruplara ayrılmaktadır.

Avrupa' nın genel coğrafî özellikleri şöyledir;

- Avrupa bir devrimler kıtasıdır. Özellikle demokrasi, endüstriyel ve bilimsel açıdan dünyayı etkileyen devrimleri gerçekleştirmiştir.

- Nüfus yoğunluğunun fazla olduğu bir kıtadır. Hayat seviyesi yüksektir. Nüfus artışı çok azdır. Hatta bazı ülkelerde nüfus azalması vardır.

- Avrupa, dünyada ihracat ve ithalatta önde gelen kıtadır. Dünyada üretilen endüstri ürünlerinin üçte biri bu kıtaya aittir.

- Endüstrileşmiş ülkelerin toplandığı bir kıtadır. Birleşik Krallık (İngiltere), Fransa, İtalya ve Almanya endüstrileşme açısından çok ileri durumdadır.

- Çeşitli uluslara mensup insanların yaşadığı Avrupa' da 20' den fazla devlet vardır. Komşu ülkeler arasında dil, ekonomik ve kültürel açıdan önemli farklar bulunur.
 
Avustralya (Okyanusya)


Avustralya (Okyanusya)'nın Siyasi Haritası


Genel Özellikleri


Okyanusya, Büyük Okyanus' a dağılmış adaları içine alan ülkelerden ve Avustralya' dan oluşan kıtadır. Asya' nın güney ve güneydoğusunda, Antarktika' nın kuzeyinde ve Büyük Okyanus ile Hint Okyanusu' nun arasında yer alır. Dünyanın, birer kıta olan diğer parçalarından farklı olarak, bu parçaya bütünlüğü sağlayan ve adını veren okyanustur. Yüzölçümü 8.970.000 km2, nüfusu 25.000.000' dur (1991).

avustralya.jpg


Okyanusya' nın sınırları: Büyük Okyanus' taki adaların hepsi Okyanusya' ya bağlı değildir. Asya ve Amerika yakınındaki takımadalar, bu kıtaların parçasıdır. Amerika kıyıları açığındaki adalar, Aleut Adaları ve özellikle Uzakdoğu' daki Japon takımadaları, Endonezya ve Filipinler Okyanusya' ya katılmazlar. Malezya takımadaları zaman zaman Okyanusya' ya bağlı sayılmışsa da, halkları, medeniyetleri ve tüm faaliyetleri bakımından Güneydoğu Asya' ya daha yakındır.

Okyanusya'nın bölümleri: Okyanusya dört kısıma bölünür. Avustralya, Melanezya, Polinezya ve Mikronezya. Gerçek bir küçük kıta olan ve Büyük Okyanus ile Hint Okyanusu arasında yer alan, Avrupa' nın dörtte üçü büyüklüğündeki (7.704.000 km2) Avustralya, en kalabalık bölgeleri Büyük Okyanus' a dönük olduğu için bir Okyanusya toprağıdır. Diğer yandan, tarihi de Avrupalıların Okyanusya' yı keşfetmeleri ve yerleşmeleriyle ilgilidir. Melanezya, Avustralya ve Endonezya' nın doğusundaki adaları içine alır. Bu adalara genellikle Yeni Gine de dahildir. Polinezya, Yeni Zelanda takımadaları ile Ekvator' un kuzey ve güneyindeki Orta Büyük Okyanus adalarını kapsar. Mikronezya, Malezya' nın kuzeyindeki takımadaları içine alır. Çeşitli takımadaların adaları genellikle kuzeybatıdan güneydoğuya doğru uzanır ve çoğunlukla yay şeklinde dizilmiştir.

Okyanusya' da yer alan ada ve ülkeler: Avustralya dışında, Okyanusya adaları başlıca üç türdür.

1- Yeni Zelanda, Yeni Gine ve Melanezya' nın bazı adaları dağlık yüzey şekillerini ve bugünkü biçimlerini toprak hareketleri sonucunda almıştır. Kıvrılmalar ve kırılmalar genellikle çok yenidir ve bu adalarda sık sık deprem olur, yanardağlar püskürür.

2- Polinezya, Melanezya ve Mikronezya takımadalarının çoğu yüzeyden az çok uzak bir denizaltı tabanının üzerindeki volkanik akıntıların sonucudur. Bazıları etkin olan yanardağlar çok yüksektir. Hawaii takımadalarında bu yükseklik 2.400 m' yi bulmaktadır.

3- Dönenceler bölgesinde yer aldıklarından, adaların çoğu mercan kayalıklarıyla çevrilidir. Örneğin, Avustralya' nın kuzeydoğusundaki Büyük Set. Fakat, Yeni Zelanda' da Avustralya' nın güneyinde ve bazı takımadalarda mercan kayalıkları yoktur. Örneğin, Markiz Adaları. Üstelik denizaltı sığlıkları bazı mercan oluşumlarına taban yerine geçmiş ve bazı takımadalar tamamıyla atollerden oluşmuştur. Örneğin, Tuamotu, Gilbert vb.

Avustralya, Tüm bir kıtayı kaplayan tek ülkedir. Komşuları Endonezya, Doğu Timor, Papua Yeni Gine, Solomon Adaları, Vanuatu, Yeni Kaledonya ve Yeni Zellanda' dır. Asya' nın güneydoğusuna doğru, Güney Yarımküresinde uzanır ve dünya milletleri arasında arazi bakımından altıncı sırada yer alır. 10°-44° güney enlemleri ile 112°-154° doğu boylamları arasında bulunur. Topluluğun dış arazileri; Papua' nın Avustralya kısmını 7,741,220 km² (6. büyük ülke) Avustralya antarktikini, Hind ve Pasifik okyanuslarında birçok adaları içine alır.

Avustralya' nın bulunuşu da Amerika' nın bulunuşu gibi tesadüfidir. On altıncı yüzyıldan başlayarak Portekiz ve İspanyol gemicileri Avustralya' nın kuzeyindeki adalar bölgesine ulaştılar. Daha sonra 17. yüzyılda Hollandalı denizciler Avustralya kıyısına ulaştılar. Avustralya' nın yeni bir kıta olarak anlaşılması, 1769' da İngiliz kaptanı James Cook' un Yeni Zellanda' ya yaptığı bir seyahat sırasında tesadüfi olmuştur.

Daha sonraları İngiliz kaptanlarından Arthur Pihilip 26 Ocak 1788' de 1000 kişilik kadınlı-erkekli, çocuklu bir toplulukla Sydney' e yerleşti. Bugün, Avustralya Günü olarak her sene kutlanmaktadır. 1820 ile 1850 yılları arasında İngiliz asıllı halkın bütün kıtaya yayılması neticesinde Avustralya tamamen bir İngiliz kolonisi oldu. 1850 seneleri Avustralya altın arayıcılarının hücumuna uğradı. Ancak altın arayıcıları umduğunu bulamadılar. 1890 senelerinde ekonomik zorluklar Avustralya, Tazmanya, Qneensland' ın bir federasyon etrafında birleşmesine sebep oldu. 1901 federasyon anayasası tasdik edilerek Barton başkan seçildi.

Birinci Dünya Savaşı' nda Avustralya federe devleti, İngiltere' ye Hint Okyanusu' nda yardım etti. 5.000.000 nüfusun 329.000' i gönüllü asker olarak savaşa katıldı. Almanların Emden isimli savaş gemisini batırdılar. İkinci Dünya Savaşı' nda da yine İngiltere yanında savaşa katıldılar. Japonlara Yeni Gine' de çok zayiat verdirdiler. İkinci Dünya Savaşı' ndan sonra Avustralya' nın daha bağımsız olma arzuları belirdi. 1945 senesinden sonra Avustralya' nın münasebetleri İngiltere' den ziyade ABD' ye kaymaya başladı. 1951 senesinde Avustralya, Yeni Zellanda ve ABD arasında "Anzus" Paktı imzalandı. Daha sonra 1954 senesinde bu pakt Güney Asya devletlerini de içine alan Güney-Doğu Asya Paktı SEATO (Southeast Asia Treaty organization) kuruldu. Bu, Avrupa' da kurulan Kuzey Atlantik Paktı NATO' ya eşdeğerdir.

1950 yıllarından sonra ABD, İngiltere ve Avrupa' dan ekonomik ve bilgi yardımı alan Avustralya, süratle teknolojik yönde ilerlemeye başladı.

Avustralya, kıtaların yükseklik bakımından en düşük seviyede olanıdır. Arazinin % 94' ü deniz seviyesinden 660 metreden daha az yüksektir ve tepe meydana getirecek hiçbir zirve yoktur. 16.650 kilometreden daha fazla olan kıyı şeridi, düzgün olmasına rağmen, bazı derin koy ve körfezlere de sahiptir.

Avustralya' nın üç önemli fiziki bölgesinin en genişi olan batı platosu kıtanın yarısından fazlasını meydana getirir. Bölgenin çoğu deniz seviyesinin üstünde 500 m civarında uzanır. Fakat bazı yerlerde küçük dağ grupları, platonun genel seviyesinin üzerine yükselerek seyreder. En önemlileri batı sahili yakınında Hammersley dizisi ve kıtanın merkezindeki Macdonnel ile Musgrave sıra dağlarıdır. Platonun çoğu kuzeydeki büyük kum çölü ile güneydeki Victoria Çölü' nden ibarettir. Bu bölgede hiç devamlı nehir yoktur ve arazinin çoğu çoraktır. Platonun kıyıları dar kıyı ovalarıdır.

İçteki alçak bölgeler ikinci fiziki sahayı meydana getirir ve kuzeydeki Karpentarya Körfezi' nden Güney Avustralya' nın güney kenarı üzerindeki Spensyr ve Sent Vinset Körfezleri' ne kadar uzanır. Bu bölgenin büyük bir kısmının yüksekliği 170 m altında uzanır. Güney Avustralya havzasındaki Lake Eyze, deniz seviyesinden 13 m kadar aşağıdadır. Sahanın orta bölümü büyük artezyen havzasından ibarettir. Güneyde diğer bir artezyen sahası aşağı Murray Nehrindeki dranaj sistemidir.

Avustralya' nın üçüncü önemli fiziki bölgesi doğu yaylaları veya Great Dividing Range' den meydana gelir. Bu bölge yaklaşık 4000 km kadar doğu kıyılarına paralel uzanır. Kıtanın asıl sulak yeri burasıdır. Bu bölge bir seri sıradağlar ve platolar ile önem kazanarak, Tasmanya Adasını da içine alır. En yüksek tepeler, 2.230 metreye kadar yükselen Kosciusko Dağı olup, Güney Avustralya Alpleri' ndendir. Güney yaylaları sahilden dar bir ova ile ayrılırlar.

Güney yarım küresinde bulunan Avustralya diğer kıtalara nazaran çok değişik bir iklime sahiptir. Türkiye' de kış iken orada yaz vardır. Çöl kısmının bulunduğu batı taraflara yağış az düşer. Senelik ortalama 500 milimetreyi geçmez. Senelik yağışlar çok farklı olup, korkunç kuraklıklar her sene beklenen şeylerdendir. Kuzeyde ülkenin üçte birini teşkil eden bölgede tropikal iklim hüküm sürer. Senelik yağış 700-1520 mm arasındadır. Ülkenin doğu ve kuzey kıyılarında, güney kıyılarının bir bölümünde, yağışlar normal olup, 1000 milimetreyi bulur. İç kısımlarda ise yağış ortalaması az olup, bunun neticesi olarak da nüfus seyrektir.

Kıtanın doğu kenarında nemli ve tropikal bir iklim görülür. Aşağı Murray Nehir vadisi ile Batı Avustralya' nın güney-batı köşelerinde Akdeniz iklimi hakimdir. Buralarda yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise yağışlı ve ılımandır.

Batı platosunun büyük sahaları üzerindeki eski kayaların dış yüzeyi ve doğu bölgelerinin bazı kısımları Avustralya' ya kıymetli madenlerden olan altın, gümüş, kalay, çinko ve bakır sağlamaktadır. Ülke aynı zamanda önemli demir, boksit ve uranyum yataklarına sahiptir. Kömür önemli miktarda bulunur. Surat havzasında ticari bakımdan kıymetli petrol rezervleri ortaya çıkarılmıştır. Avustralya dünyanın başta gelen opal (panzehirtaşı) kaynaklarına sahiptir.

Su, Avustralya' nın tabii kaynaklarının en kıymetlisidir. Suyun olmayışı, iç kısmın çoğunun gelişmesini engelleyen mühim bir faktördür. Yetersiz nehirlerden başka, esas su kaynakları kuyular ve su depolarının olduğu artezyenlerdir. Sadece güney-doğunun yaylalarında, hidroelektrik santrallerinin suyunu devamlı şekilde temin edecek kadar yeter su vardır.Tasmanya bölgesi ülkenin hidroelektrik potansiyelinin yarısına yakın santrale sahiptir.

Avustralya toprakları genellikle fosfor bakımından zayıftır. En verimli topraklar, bilhassa güney-doğu ve güney-batıdaki nemli kısımlarındaki alüvyonlu ovalardır.

Avustralya' nın bitki örtüsü hem değişik, hem de hususiyet arz eder. Kurak olan iç kısımlarında seyrek çöl bitkileri ve fundalar vardır. Yağmurun artmasıyla bitki örtüsü çalılıklardan ormana dönüşür. Doğu sahili ve Tasmanya' da ormanlar ve çalılıklar yer alır. Akasya ve okaliptüsler bilinen bitki örtüsü arasındadır. Her ikisinin yüzlerce türü olup, hemen hepsi de Avustralya' ya mahsustur. Kuzeydoğu kıyısının tropik ormanlarında palmiye, çamlar, güneydoğu Asya' nın bitki topluluğuna ait kerestelik ağaçlar ve salep otunun yüzlerce çeşidine rastlamak mümkündür.

Avustralya' nın yerli hayvanlarının hepsi yavrularını kendi mide keselerinde taşıyan Tasmanya şeytanı, kaulo, vombat ve kanguru gibi memelilerden meydana gelen garip hayvanlardır. Yumurta yapan, fakat yavrularını emziren, karınca yiyen Ekidualar ve Pleytipuslar da Avustralya' ya mahsus yaratıklardır. Dingo veya vahşi köpek; koyunlar için ciddi bir tehlikedir. Kuş cinsi ormanlık bölgelerde çok olup, çok değişik papağanlar, kakaburra veya balıkçıl çok rastlanan hayvanlardır. Tropikal kuzey sahil nehirlerinde yaşayan timsahlar, yılanlar ve çeşitli kertenkeleler bu ülkede yaşayan hayvanlardandır.

Avustralya' ya sokulan hayvanlardan tilki ve tavşan, çok üremelerinin sonunda memleket için ciddi bir tehlike olmuştur. Tavşanların çoğalmasını ve yayılmasını önlemek gayesiyle uzun çitler yapılmıştır. Fakat kıtanın otlaklarının hemen tamamını istila etmelerine mani olunamamıştır. Daha sık tecrid çitleri, zehirleme, tuzak kurma ve myxomatosis hastalık virüsleri gibi kontrol tedbirleri, istila eden tavşanların azaltılması için kafi gelmemektedir. Avustralya' da aynı zamanda yaban atlarına, develere ve su aygırlarına da rastlanır.

Avustralya, dünyanın nüfusça seyrek ülkelerinden biri olduğu halde, şehirlerinden iki tanesi Sydney 3.656.000 ve Melbourn 3.080.000 nüfusuyla yeryüzünde kalabalık 30 şehir arasında yer almaktadır. Ülkenin toplam nüfusu 20,555,3002 (53. sırada) kişidir. Nüfus yoğunluğu son senelerde yükselmekle beraber, hala kilometrekareye 2,2 kişi düşer. Bununla beraber, nüfus, batılı ülkelerin çoğundan daha fazla süratle artmaktadır. 1946 ve 1960 arasında, sadece göçle 1.600.000 kadar insan katılmıştır.

Kıtanın çoğunun kurak olması, nüfusun 2/3 kadarının sıcak olan güneydoğu köşesinde yerleşmesine sebep olmuştur. Şehir mıntıkalarına doğru akın gittikçe artmaktadır. Nüfusun %54 kadarı altı eyalet başkentinde oturur. Bunlar; Sidney (New South Wales), Melbourne (Victoria), Brisbane (Oueensland), Alelaide (South Australia), Perth (Western Australia) ve Hobart (Tasmanya)' dır. Bu şehirler ve federal başkent Canberra' dan başka, nüfusu 20.000' den daha fazla olan on iki kadar daha şehir vardır. Kasaba merkezleri 5.000 ile 10.000 nüfus arasında olup, genellikle küçüktürler. Çoğu bölgelere hizmet vermek için kurulmuş merkezlerdir.

Göç: 1945' ten beri İngiliz olmayanların büyük akımına ve bunların Avustralya örf ve adetleri bakımından üzerinde yoğunlaşan etkiye rağmen nüfus bakımından yine de baskın olan İngiliz asıllı olanlardır. İtalya, Polonya, Danimarka, Almanya ve İkinci Dünya Savaşı' ndan sonra çeşitli Avrupa ülkelerinden insanlar geldiği halde, bütün göç edip gelenlerin hemen hemen yarısının kaynağını, birleşik kraliyet vatandaşları teşkil etmiştir. Avustralya hükümetinden burslu binlerce Asyalı öğrenci üniversitelerde okumaktadır.

Yerliler: Avustralya yerlileri Commonwealth (İngiliz Milletler Topluluğu) nüfus sayımına dahil edilmemiştir. Fakat bugün sayılarının 70.000 civarında olduğu tahmin edilmekte ve bunun 40.000' i safkan, 30.000 kadarı da melezdir. Avrupalılar geldiğinde 300.000 civarında olduğu tahmin ediliyordu. Fakat meydana gelen çarpışmalar, kendilerinden başkasına yaşama hakkı tanımayan İngilizlerin yaptığı toplu katliamlar, salgın hastalıklar ve diğer sebepler kabilelerin azalmasına sebep olmuştur. Hükümet, yerlilerin eğitim yoluyla, gezici sağlık ekipleriyle tekrar eski haline gelmesine çalışmaktadır.

Din: Kurulmuş kilise olmamasına rağmen, din bakımından Avustralya, İngiliz ve Avrupalıların dinlerindedirler. İngiliz kilisesi, nüfusun %38' inin kendine bağlı olduğunu iddia etmektedir. Son yıllarda İngilizlerin engellemelerine rağmen, İslamiyet burada da hızla yayılmaktadır. Avustralya' nın birçok bölgesinde camiler yapılmıştır.

Sosyal yapı: Avustralya toplumunun hakim özelliği, kıtanın her tarafında örf, adet ve görünüş bakımından göze çarpacak derecede aynı olmasıdır. Çevre benzerliği, devlet müesseselerinin farklı olmaması, eğitim beraberliği bu durumu meydana getirmiştir. Aynı zamanda iyi eğitilmiş geniş meslek gruplarına sahip bir toplumdur. Kanun, yaşlılık aylığı, sosyal haklar ve maaş gibi yardımlar sağladığından hayat standartları bakımından dünyada en iyiler arasındadır. Halk okumayı çok sevdiğinden Avustralya' da kitap sanayi çok gelişmiştir. Gazete okumaya son derece düşkündürler.

Eğitim: 14 ve 16 yaşına kadar ilk öğretim mecburi olduğu için, eğitim devlet tarafından kontrol edilir. Çocukların çoğu, özel okullardan daha çok devlet okullarında okur. Üç tane önemli üniversitesi vardır.

Hükümet: Avustralya dünyada en ileri ve istikrarlı demokratik ülkelerden biridir. Hükümet sistemi tamamen geleneksel İngiliz parlamenter sistemidir. Uygulanan anayasa biraz değiştirilmiş, bir dereceye kadar Amerikan sistemi örnek alınmıştır. Oy kullanma her seçmen için mecburidir.

Federal hükümet: Avustralya, İngiliz Milletler Topluluğu içinde hür bir millettir. Başkenti Canberra, Newsouth Wales' ten alınan topraklar üzerinde 1911' de kurulmuş ve Avustralya Başkent arazisi adı verilmiştir.

Kanun yapma yetkisi, bir senato ve temsilciler meclisi olan, İngiliz kral ve kraliçesinin seçtiği Avustralya genel valisi tarafından temsil edilen federal parlamentonundur. Senato üyelerinin yarısı her üç senede bir yenilenir ve altı sene için seçilir; 60 üyelidir. Temsilciler Meclisi yaklaşık olarak Senatonun iki katı üyeye sahiptir. Bunlar, eyalet nüfusu esasına göre üç seneliğe seçilir. Her eyalet en az 5 temsilciye sahiptir.

Hukuk sistemi: Avustralya hukuk sistemi umumi olarak İngiliz hukuk sistemi üzerine kurulmuştur. Ancak zaman zaman bu kanunlarda değişiklikler yapılmıştır. Adalet mekanizması, yargı mahkemeleri, eyalet ve federal mahkemelerle Avustralya Yüksek Mahkemesine bağlı birçok mahkemeden meydana gelir. Bazı durumlarda mahkemeler yüksek mahkemelerdeki bazı kararları Londra'daki İngiliz Gizli Konseyine gönderebilir. Bu davalar sulh ve ceza davaları ile ilgilidir.

Federal ve eyalet mahkemelerinin hakimleri, genellikle çalışan tecrübeli savcılar arasından hükümet tarafından tayin edilir. Federal tayinler hayat boyudur. Bütün hakimler icra kontrolünden tamamen serbest olup, sadece parlamento oylamasıyla uzaklaştırılabilirler.

Ekonomik şartlar ve dış ticaret: Avustralya ekonomisi geleneksel olarak hammadde ihracatına dayanır. Her ne kadar son yıllarda imal edilmiş malların satılması önem kazanmışsa da, yün, buğday, et ve mineraller ihracatta başta gelir.

Önemli ithalat malları ham petrol, makine, metaller, tekstil ve kimyevi mallardır. Avustralya' nın dış ticaretinin yarısından fazlası İngiltere ve diğer İngiliz sömürgeleri iledir. Avustralya malları için Japonya önemli bir pazardır. ABD önemli bir ithalat kaynağıdır.

Ziraat: Avustralya' da 20.000.000 dönümden daha fazla olan ekili arazinin yarısını işgal eden buğday, devletin ana mahsulüdür. Bütün diğer hububatlar yetiştirilir. Arpa ve yulaf en önemlilerindendir. Sulanan bölgelerde pirinç ekilir. Şeker kamışı hem iç tüketim, hem de ihracat için üretilmektedir. Tropikal meyveler, bilhassa muz ve yerelması Qeensland' da yetiştirilmektedir.

Hayvancılık: Avrupalıların yerleşmeleri ile birlikte koyun besleme ve yetiştirmeye önem verilmiştir. Son senelerde tahmin edilen koyun sayısı 175.000.000 ile rekor seviyededir. Et önemli ihraç ürünüdür. Yağ, peynir ve süt ürünleri bu sanayinin ihraç mallarıdır.

Ormancılık: Avustralya tahminen 120.000.000 dönümlük ormanlık sahaya sahiptir. Fakat sadece 44.000.000 dönümü işletilmektedir. Çeşitli okaliptüs türleri ülke kerestesinin % 90'ını karşılar. Batı Avustralya' da bulunan Karri ve Jarrah ağaçları dünyanın en kıymetli keresteleridir. Kuzeydoğu kıyısının tropik yağmurlu ormanları mobilya sanayiinde tercih edilen kıymetli ağaçlarla doludur. 500.000 dönüm kadar bir saha çam ağaçları ile ağaçlandırılmıştır.

Madencilik: Madencilik Avustralya' nın önde gelen sanayilerinden biridir. Yeni maden kaynaklarının tespiti bu sanayinin önemini arttırdı. Bir zaman dünyanın en büyük altın üreticisi olan Avustralya'da, bugün hala Kalgoorlie' de çok miktarda altın çıkarılmaktadır. Güneydeki Broken Hill, dünyanın en zengin gümüş, çinko ve kurşun kaynaklarından biridir. Tasmanya zengin bakır üretim sahasıdır. Kömür, doğu kıyısı boyunca ve biraz daha az ölçüde Güney Avustralya' da ve Batı Avustralya' daki Collie ve Leigh Greek' de çok miktarda çıkarılır. Uranyum, kuzey mıntıkasında çıkarılır ve işlenir. Broksit, tungsten, kalay, molibden titanium, antimon ve rulite gibi her çeşit maden çıkarılmaktadır.

İmalat: Avustralya imalat endüstrisinin hepsine sahiptir. Önceleri nispeten küçük çapta kurulan bu sanayi dalı, harp sonrası yıllarda üretimini %300 arttırarak çok gelişmiştir. Üretim; jet uçağından, dizel lokomotiflere, arabalardan elektronik, ilmi ve tıbbi aletler, ilaç, gübre, işlenmiş gıdalar ve her çeşit tüketim maddelerine kadar sıralanır. Ağır endüstri önemli merkezleri Sydney, Hewecastle, Wollongong ve Poxt Kembla' dır. Çeşitli hafif endüstriler, eyalet başkenti civarlarında ve bir çok daha geniş merkezlerde kurulmuştur.

Enerji: Avustralya fabrikalarının enerjisinin çoğunu hala kömür temin ediyorsa da, hidroelektrik de önem kazanmaktadır. Bu konuda Tasmanya önde gelir. Fakat Victoria ve New South Wales de önemli hidroelektrik santrallerine sahiptir. Snowy River hidroelektrik santralı saniyede 3.000.000 kilowat enerji üretmektedir. Avustralya Atom Enerjisi Komisyonu Lukas Heights' de iki tane nükleer reaktöre sahip atom enerjisi üzerinde çalışmalar yapmaktadır.

Taşıma ve ulaşım: 1600 km kadar olan imkansız ve yolsuz çöl, kıtayı ortasından baştanbaşa doğu ve batı Avustralya diye ikiye ayırır. Karayolu uzunluğu 864.000 km kadardır. Perth dışındaki bütün eyalet başkentleri modern karayolları ile birbirine bağlıdır. Ülkede 40.000 km tren yolu bulunmaktadır. Avustralya' nın deniz trafiğini sağlayan deniz nakliyesi en ucuz ulaşım vasıtasıdır. Önemli limanı Fremantle hariç, her eyalette önemli liman, eyaletin başkentidir. Telgraf, telefon sistemleri ve radyonun teknik bölümleri devlet tarafından işletilir. Bunun yanında özel şirketler tarafından işletilen tesisler de vardır.
 
Antarktika


Antarktika Toprakları


Genel Özellikleri


Antarktika, Güney Yarımkürenin en güneyinde bulunan ve Güney Kutbu'nu içeren kıta. Afrika ve Okyanusya'nın güneyinde olan ve içinde ülke bulunmayan tek kıta.

Antarktika


"Güneydeki efsanevi kıta"nın bulunması 200 yıllık bir arayıştan sonra, ancak 1840’ta başarıyla sonuçlanmıştır. Yelkenlisiyle kıyılar boyunca yaklaşık 2.000 km yol alan Charles Wilkes, denizlerden oluşan Kuzey Kutbu’nun tersine, Güney Kutbu’nun olduğu yerde gerçekten büyük bir kıta bulunduğunu kanıtlamıştır. 12,4 milyon km²’lik yüzölçümüyle bu kıta neredeyse Afrika’nın yarısı büyüklüğündedir. Bu bölgenin içinde Güney Shetland, Güney Georgia gibi birkaç takımada da yer alır.

Adı, "Arktika’nın karşısındaki" (Yunanca: Antarktikos) anlamına gelen Antarktika’yı ortalama 2.000 m kalınlığında büyük bir buz katmanı zırh gibi örter. Bir zamanlar "ulaşılamaz" diye adlandırılan kutup noktasında buzun kalınlığı 4.335 m’yi bulur. Bu buz kütlesi 24 milyon km³’lük hacmi ile yeryüzündeki bütün buzların yüzde 92’sini oluşturmaktadır. Kıyılarından kopan 350-600 m kalınlığındaki buz parçaları günde 1-3 m hızla ilerler ve birbiri üstüne yığılır. Bu tür yüzen yığınlardan biri olan Ross Buzlası 540.000 km’yi bulan alanıyla neredeyse Fransa büyüklüğündedir. Gelgit olayının buzladan kopardığı büyük parçalar yüzerek çevreye dağılır. Bu tür buzdağları arasında 20.000 km² büyüklüğe ulaşanlar olur.

Güney Kutbu’nda yeryüzünün en soğuk ve en fırtınalı iklimi egemendir. Ortalama sıcaklık yaz aylarında -20° C’dir ve bu, güneyden fırtınalar estiğinde -70°C’ye kadar düşebilir. Coğrafi Güney Kutbu noktasında bulunan ABD gözlem istasyonunda yapılmış ölçümlerde sıcaklığın yıllık ortalamasının -50° C olduğu, en sıcak ayda ancak -29° C’ye yükseldiği belirlenmiştir. Yani yeryüzünün bu en büyük buzdolabının sıcaklığı Kuzey Kutbu’ndan ortalama 22 derece daha düşüktür. Bu durum doğal olarak yaşam koşullarını etkilemektedir. Kuzey Kutbu’nda 400’e yakın çiçek açan bitki türü sayılabilirken, Güney Kutbu’nda bir tane bile olmaması bunun bir belirtisidir. Buna karşılık kıtanın kıyılarında ve açık denizlerinde çok sayıda hayvan yaşar. Penguenler, martılar, foklar ve balinalar soğuk, ama besin maddesi açısından zengin Güney Kutbu denizlerindeki planktonları ve balıkları yiyerek yaşamlarını sürdürürler.

Antarktika'nın uluslararası telefon kodu +672 'dir.

Antarktika'nın Internet alan adı ccTLD .aq olarak belirlenmiştir.
 
Amerika


Kuzey Amerika

Kuzey Amerika Siyasi Haritası

Genel Özellikleri


Kuzey Amerika, kuzey yarım kürede bulunan, kuzeyde Arktik Okyanusu, doğuda Atlantik Okyanusu, güneyde Karayip Denizi, ve batıda kuzey Büyük Okyanus'uyla çevrili olan kıta dır.

Kuzey Amerika


24.230.000 km²'lik bir alan oluşturmaktadır. 2001 yılındaki ortalama nüfusu 454.225.000'dur. Asya ve Afrika'dan sonra üçüncü büyük kıtadır ve nüfus olarak da Asya, Afrika, ve Avrupa'dan sonra en kalabalık dördüncü kıtadır.

Yeni Dünya olarak da adlandırılan kara kitlesinin kuzey kısmında bulunmaktadır. Kuzey Amerika'nın Güney Amerika'ya tek kara baglantısı dar Panama Kanalıdır.

Kıta dört büyük bölgeye ayrılabilir: Meksika Körfezi'nden Kanada Arktiği'ne kadar, Great Plains; Rocky Mountains, Great Bas, Kaliforniya ve Alaska 'yı içeren, jeolojik olarak genç, daglık batı; kuzeydoğuda yüksek ama nispeten düz Kanada bölgesi; ve Appalachian Dağları'nı ve Florida yarımadasını içinde bulunduran doğu bölgesi.

Dunyanin en sorunsuz bolgesi olup, en gelismis bolgesidir ayni zamanda. Asya ve Afrikadan sonraki ucuncu buyuk toprak parcasi.. o da toplamda 24 milyon 230 bin metrekarelik bir alana sahip oldugu icindir muhtemelen..

Nufus olarak ise en kalabalik dorduncu mekani.. yaklasik 500 milyon nufusla..

Guney Amerika ile tek baglantisi panama kanalidir.. bu kanal sayesinde kuzey amerikanin 4 tarafi da aslinda deniz/okyanusla cevrilidir.. kuzeyinde arktik okyanusu guneyinde karayip denizi* dogusunda atlantik okyanusu batisinda da kuzey pasifik okyanusu vardir..


Güney Amerika

Güney Amerika


Güney Amerika Siyasi Haritası

Genel Özellikleri
Amerika'nın güney yarısını oluşturan kıta. Büyük Okyanus'un doğusunda, Atlantik Okyanusu'nun batısında, Kuzey Amerika'nın güneyinde ve Antarktika'nın kuzeyinde bulunur. Güney Amerika,Amerika ismini Amerigo Vespucci den sonra alır. Çünkü o Amerika'nın batı Hindistan olmadığını söyleyen ilk Avrupalı idi. Fakat Yeni dünya Avrupalı'larca bilinmiyordu. Güney Amerika 17.840.000 km kare lik bir alana sahiptir. Veya yaklaşık olarak Dünya yüzeyinin %3.5'i dir. 2005 yılına göre nüfusu tahminen 371.000.000 dan daha fazla idi. Güney Amerika alan sıralamasında dördüncü(Asya,Afrika ve Kuzey Amerika'dan sonra) ve nüfusta beşincidir (Asya, Arika, Avrupa ve Kuzey Amerika'dan sonra).
 
Afrika


Afrika Siyasi Haritası


Genel Özellikleri


Eski dünya karalarından birisi olan Afrika, 30 218 000 km² yüz ölçümü ile kıtalar arasında Asya ve Amerika’nın ardından üçüncü sırada gelir. Afrika adı, Kartaca’ya ilk defa ayak basan Romalılarca “Afri” veya “Africani” denilen oymakların adından esinlenerek verilmiştir. Afrika adı bu ülkeye “Pön” savaşları sırasında verilmiştir. O zamana kadar Yunanlı yazarlar bu kıtaya “Libya” yani “Lebular Diyarı” derlerdi. Fakat MS I yy sonlarında bu isim bütün kıta için kullanılmaya başlandı. Afrika terimi daha sonra Arapça’ya “İfrikaya” şeklinde geçmiştir.

Arika


Afrika kuzey-güney doğrultusunda Tunus’taki Beyaz Burun (37° 22' 20” K Paraleli) ile Güney Afrika Cumhuriyeti’ndeki Ahulhas Burnu (34° 50'28” G Paraleli) arasında 8 025 km boyunda, doğu batı doğrultusunda ise; Somali’deki Ras Hafun Burnu (51° 25' 27” D Meridyeni) ile Senegal’deki Yeşil Burun (17° 31' 17” B Meridyeni) arasında 7 416 km genişliğindedir.

Afrika kuzeyden Akdeniz ile sınırlanırken kuzeydoğuda Süveyş kanalı ile Asya’dan ayrılır. Kıta doğuda Kızıldeniz ve Hint Okyanusu ile komşudur. Babülmendep Boğazı Arap Yarımadasına 18 km yaklaşır. Kıtanın güneyi yine Hint Okyanusu, batısı Atlas Okyanusu ile çevrilidir. Kıta kuzeybatıda Avrupa’dan 14 km genişliğindeki Cebeli Tarık Boğazı ile ayrılır.

Kıtanın bazı ülkelerinde yoksulluk, şiddet ve kirlilikle özdeşleştirilen petrol üretimi Batı Afrika’da on yıl içinde iki katına çıkabilir. Peki bu ek gelir nerede kullanılacak? Yozlaşmış zenginlerin cepleri mi dolacak yoksa milyonların yaşamı mı iyileştirilecek?

İki küçük uçak ve sarsılmaz bir kararlılıkla yola çıkan kâşif ve doğa korumacı J. Michael Fay, 40.000 litre benzin ve 21 ülkenin ardından elde ettiği 92.000 fotoğrafla, insanoğlunun Afrika kıtasında bıraktığı izleri belgeledi.

Sahra-altı Afrika’da AIDS’e bağlı hastalıklarla bir yılda 2,3 milyon kişi yaşamını yitiriyor. HIV pozitif olanların sayısının 26 milyona ulaştığı bölgede bir günde AIDS’e yakalananların sayısı 8500. Sahra altı Afrika’da anti-retroviral ilaç kullanımı gelecek için umutları artırırken, çağın vebasına yönelik toplumsal önyargıların yıkılması için de savaş veriliyor.


İklim ve Bitki Örtüsü

Sıcak kuşak iklimieri (Ekvatoral ve savan) etkilidir. Kuzeyde Büyük Sahra, güneyde Kalahari çöl iklimlerinin görüldüğü yerlerdir. Akdeniz kıyısında ve Güney Afrika’nın Kap Bölgesinde Akdeniz iklimi etkili olmaktadır.


Akarsular ve Göller

Nil, Nijer, Kongo, Zambezi önemli akarsulardır.

Kıtanın doğusunda kuzey-güney yönlü Gor çukurluğunda tektonik göller fazladır. Önemlileri Viktorya, Tanganika, Nyasa ve Rudolf gölleridir.


Nüfus Özellikleri

Çöl ve sıcak kuşak iklimi nedeniyle yoğun nüfuslu değildir. Nüfus yüksek kesimlerde ve kıyılar ile Nil nehrinin aşağı çığırında kalabalıktır.


Ekonomik Faaliyetler

Pamuk (Mısır’da) kakao ve çeşitli meyveler önem taşır. Avcılık temel geçim kaynaklarından birisidir. En önemli zenginlik kaynakları altın, krom, elmas, demir, bakır, kömür ve kuzey kesimlerinde petroldür.


Afrika Ülkeleri

(Devletler bölümünden ayrıntılara ulaşabilirsiniz.)
Angola, Libya Arap Halk Sosyalist Cumhuriyeti, Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti, Madagaskar Cumhuriyeti, Mısır, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Moritanya, Ekvator Ginesi, Nijerya, Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti - Habeşistan, Orta Afrika Cumhuriyeti, Fas, Fildişi Sahili, Senegal, Güney Afrika Cumhuriyeti, Sudan, Tanzanya, Kamerun, Tunus, Kenya, Uganda, Kongo Cumhuriyeti.
 
Geri
Top