Küçük Futbolcu Mustafa, sekiz yaşındaydı ve dünyanın en iyi futbolcusu olmak istiyordu. Saçları sürekli dağınıktı, dizleri her zaman çamurluydu ve cebi her zaman şekerle doluydu. Ancak, Mustafa'nın en büyük sorunu, eski, yırtık pırtık futbol ayakkabısıydı. Ayakkabının burun kısmı delik deşikti, bağcıkları neredeyse kopmuştu ve tek bir topuğunun neredeyse tamamen yoktu. Annesi, yeni bir ayakkabı alacak parayı bir türlü bulamamıştı.
Mustafa'nın hayali, şehre gelen ünlü futbolcu Ricardo'nun imzalı bir topu ve yepyeni, parıltılı futbol ayakkabılarını giymekti. Ricardo, şehrin en büyük stadyumunda bir gösteri maçı yapacaktı ve Mustafa, bu maçı izlemek için günlerdir sabırsızlanıyordu.
O gün geldi çattı. Mustafa, eski ayakkabılarını dikkatlice giymişti. Ayakkabılar, onu acıtıyordu ama o buna aldırış etmiyordu. Stadyuma doğru koşarken, kalbi heyecanla çarpıyordu. Stadyumun önünde uzun bir kuyruk vardı. Mustafa, uyumlu bir şekilde sıraya girdi. Sıra yavaş yavaş ilerliyordu. Mustafa, etrafındaki çocukların parıltılı, yeni ayakkabılarını kıskanıyordu.
Nihayet sıra Mustafa'ya geldi. Bileti gösterdi ve içeri girdi. Stadyum, inanılmaz derecede kalabalıktı. Mustafa, Ricardo'nun sahaya çıkışını heyecanla izledi. Ricardo, gerçekten çok yetenekliydi. Topla yaptığı her hareket, kalabalığı coşturuyordu.
Maç bittiğinde, Mustafa, Ricardo'nun imzalı topunu kazanmak için düzenlenen yarışmaya katılmaya karar verdi. Yarışma, bir dizi zorlu futbol numarası içeriyordu. Mustafa, eski ayakkabılarının içinde zorlanmış olsa da, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Rakipleri, yeni ayakkabılarının verdiği avantajla onu geride bırakmaya çalıştılar.
İlk turda, Mustafa, hızlı top sürme becerisiyle dikkat çekti. Eski ayakkabılarının topuk kısmının olmaması, onu dengelemede zorlasa da, hızlı ayak hareketleriyle rakiplerini şaşırttı.
İkinci turda, şut atma sırası geldi. Mustafa, eski ayakkabılarının burun kısmındaki deliklerden dolayı topla tam temas kuramamakla mücadele etti. Ama şutu, kalesine doğru tam bir güçle attı. Top, kaleye tam ortasından girdi! Kalabalık coşkuyla alkışladı.
Son turda, top çevirme becerisini gösterdi. Mustafa, topu ayağının etrafında çevirirken, eski ayakkabılarının çamurlu halini unutup, tüm gücüyle mücadele etti. Hatta ayakkabısından bir parça koptu ama top çevirmeye devam etti ve sonunda, tüm rakiplerini geride bırakarak, yarışmayı kazandı!
Ödülü aldı: Ricardo'nun imzalı topu ve... yepyeni, parıltılı bir çift futbol ayakkabısı! Mustafa, o anı asla unutmayacaktı. Eski ayakkabılarını, anısına sakladı. Çünkü eski ayakkabıları, ona azim ve yeteneğin her zaman kazanacağını öğretmişti. Artık, yeni ayakkabılarının içinde, dünyanın en iyi futbolcusu olma yolunda daha da ilerleyecekti. Ama unutmamak gerekir ki, en önemli şey, eski ayakkabılarının ona kazandırdığı azim ve mücadele ruhuydu.
Mustafa'nın hayali, şehre gelen ünlü futbolcu Ricardo'nun imzalı bir topu ve yepyeni, parıltılı futbol ayakkabılarını giymekti. Ricardo, şehrin en büyük stadyumunda bir gösteri maçı yapacaktı ve Mustafa, bu maçı izlemek için günlerdir sabırsızlanıyordu.
O gün geldi çattı. Mustafa, eski ayakkabılarını dikkatlice giymişti. Ayakkabılar, onu acıtıyordu ama o buna aldırış etmiyordu. Stadyuma doğru koşarken, kalbi heyecanla çarpıyordu. Stadyumun önünde uzun bir kuyruk vardı. Mustafa, uyumlu bir şekilde sıraya girdi. Sıra yavaş yavaş ilerliyordu. Mustafa, etrafındaki çocukların parıltılı, yeni ayakkabılarını kıskanıyordu.
Nihayet sıra Mustafa'ya geldi. Bileti gösterdi ve içeri girdi. Stadyum, inanılmaz derecede kalabalıktı. Mustafa, Ricardo'nun sahaya çıkışını heyecanla izledi. Ricardo, gerçekten çok yetenekliydi. Topla yaptığı her hareket, kalabalığı coşturuyordu.
Maç bittiğinde, Mustafa, Ricardo'nun imzalı topunu kazanmak için düzenlenen yarışmaya katılmaya karar verdi. Yarışma, bir dizi zorlu futbol numarası içeriyordu. Mustafa, eski ayakkabılarının içinde zorlanmış olsa da, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Rakipleri, yeni ayakkabılarının verdiği avantajla onu geride bırakmaya çalıştılar.
İlk turda, Mustafa, hızlı top sürme becerisiyle dikkat çekti. Eski ayakkabılarının topuk kısmının olmaması, onu dengelemede zorlasa da, hızlı ayak hareketleriyle rakiplerini şaşırttı.
İkinci turda, şut atma sırası geldi. Mustafa, eski ayakkabılarının burun kısmındaki deliklerden dolayı topla tam temas kuramamakla mücadele etti. Ama şutu, kalesine doğru tam bir güçle attı. Top, kaleye tam ortasından girdi! Kalabalık coşkuyla alkışladı.
Son turda, top çevirme becerisini gösterdi. Mustafa, topu ayağının etrafında çevirirken, eski ayakkabılarının çamurlu halini unutup, tüm gücüyle mücadele etti. Hatta ayakkabısından bir parça koptu ama top çevirmeye devam etti ve sonunda, tüm rakiplerini geride bırakarak, yarışmayı kazandı!
Ödülü aldı: Ricardo'nun imzalı topu ve... yepyeni, parıltılı bir çift futbol ayakkabısı! Mustafa, o anı asla unutmayacaktı. Eski ayakkabılarını, anısına sakladı. Çünkü eski ayakkabıları, ona azim ve yeteneğin her zaman kazanacağını öğretmişti. Artık, yeni ayakkabılarının içinde, dünyanın en iyi futbolcusu olma yolunda daha da ilerleyecekti. Ama unutmamak gerekir ki, en önemli şey, eski ayakkabılarının ona kazandırdığı azim ve mücadele ruhuydu.