• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Okul öncesi bilmeceler

  • Konuyu açan Konuyu açan Düş
  • Açılış tarihi Açılış tarihi
Dal üstünde al yanaklı oğlan
ELMA
Daldan dala, kırmızı pala.
SİNCAP
Duruşu ömür,gözleri kömür Soğuk dondurur sıcak öldürür.
KARDAN ADAM

Fini fini fincan, içi dolu mercan.
NAR

Gece içindeyiz, Gündüz dışında, Pencereli, kapılı, Şirin bir yuva
EV

Geceleri fener, gündüzleri söner
YILDIZ

Sıcak evin direği
Tıp tıp eder yüreği
(BABA)

Dokuz ay zindanda yatar
Altı ayda zil çalar oynar
(BEBEK)

Özü tatlı,
Sözü tatlı,
Candan daha değerli
(ANNE)

Yattım yumuşak
Uyudum sıcak sıcak
(YATAK

Ham iken tatlı
Olmuşu acı
(BEBEK)

Ben giderim,
O gider
Güneşte beni izler
(GÖLGE)

Askerden küçük
Paşadan büyük
(ÇOCUK)

Gece içindeyiz
Gündüz dışında
Pencereli, kapılı
Şirin bir yuva
(EV)

Pazardan aldım
Bir tane
Eve geldim
Bin tane
(NAR)

Eve bitişik odada
Yemek pişer orada
(MUTFAK)

Uzun yoldan kuş gelir
Ne söylese hoş gelir
(MEKTUP)

Bir ağacı oymuşlar
İçine dünyayı koymuşlar
(TELEVİZYON)



Sesi var canı yok,
Konuşur ağzı yok
(RADYO)

İstanbul da pişer
Kokusu buraya düşer
(MEKTUP)


O her gün yeniden doğar
Dünyaya haber yayar
(GAZETE)

Kuyruğu var
Canlı değil
Konuşur
Ama insan değil
Camı var
Ama pencere değil
(TELEVİZYON)

Alt yanı sivri tepe içindedir (Çene)

Üst yanı çakıldak (Diş)

Daha üstü muşulak (Burun)

Daha üstü ışıldak (Göz)

Üstü kara kolan (Kaş)

Daha üstü bir alan (Alın)

İner reyhan gibi
Oturur sultan gibi
Dürülür hasır gibi
Satılır esir gibi (Kar)




Allah yapar yapısını,
Bıçak açar kapısını.
karpuz
Mavi tarla üstünde,
Beyaz güvercin yürür.
(yelkenli)

Ocak başında kuyu,
Kuyunun içinde suyu;
Suyun içinde yılan,
Yılanın ağzında mercan.
(lamba)

Bir çuval cevizim var,
Sayarım tükenmez.
yıldız El eker dil biçer.
(yazı)

Arşın ayaklı,
Burma bıyıklı.
(tavşan)

Bir küçücük kutudur,
Bütün dünya yurdudur.
(radyo)

Fini fini fincan,
İçi dolu mercan.
(nar)

Küçücük fıçıcık,
içi dolu turşucuk.
(limon)

Daldan dala,
Kırmızı pala.
(sincap)

Yarım kaşık,
Duvara yapışık.
(kulak)

On ay yatar,
İki ay kalkar;
Feneri yakar,
Etrafa bakar.
(Ateş Böceği)

Dağda tak tak,
Suda cıp cıp.
Arşın ayaklı,
Burma bıyıklı.
(balta,balık,leylek)

Dağdan gelir, taştan gelir,
Bir kükremiş arslan gelir.
(sel)

Sıra sıra odalar,
Birbirini kovalar.
(tren)


Sarı sarı içinde,
Sarı zarfın içinde,
On iki birlik kardeş,
Birbirinin içinde.
(portakal)

Az gitti, uz gitti,
Dere tepe düz gitti,
Altı ay bir güz gitti;
Uyanınca hep bitti.
(rüya)
 
Minareden attım ayıldı
Suya attım bayıldı
Pamuk

Abdest alır namaz kılmaz
Beş vakti bilmez ezan okur
Horoz

Saysan saysan çoğalır
Aşı bunu ağartır
Sayısını azaltır
Mikrop

Sarı ile başlarım
Beyaz ile işlerim
Yeşil ile bitirir
Toprağa şişlerim
Papatya

Karşıdan doğan nedir
Sarımsak soğan nedir
Canlıdan cansız doğar
Cansızdan doğan nedir?
Civciv

Bir kabağı oyarlar
İçine sesi koyarlar
Çok söyleme deli oğlan
Kulağını burarlar
Ud

En güzel kokan fil hangisidir?
Karanfil

Dam üstünde takır tukur
Sandım kızlar halı dokur
Dolu

Kat kat ama katmer değil
Kırmızı ama elma değil
Soğan

Sarığımı sara sara
Çıktım kara hisara
Sarmaşık

Cıvıl cıvıl kuşlar
Camiyi taşlar
Kendi kazanır
Ele bağışlar
Arı

Kardan beyaz
Şekerden tatlı
Kadınlar bilir tadını
Erkekler bilir adını
Sakız

Mini mini minare
Binbir çiçek bir lale
Nergis

Bilmece bildirmece
Resim çeker gündüz gece
Göz

Altı tahta
Üstü tahta
İçinde bir karafatma
Kaplumbağa

Ayaklı deve
Bunu bilmeyen eve
Leylek

Bir dedem var Hint’ten
Sakalı var etten
Hindi

Bir küçücük kumbara
Zahire çeker ambara
Kaşık

Horoz nerede öter?
Kendi çöplüğünde
Bıçaksız rendesiz
Bir ev yapar kimsesiz
Örümcek

Benim bir evim var
Sivridir ucu
Taşdır dışı
Boştur içi
Minare

Ateş olmayan yerde ne olmaz?
İtfaiye

Ağız içinde dil
Hadi bunu bil
Kaval

Küçücük al yastık
İçine un bastık
İğde

Dan ardından keçi geçer
Sayın bakın kaçı geçer
Karga

Billurdan bir havuz
İçinde bir klavuz
Ağzından sarı yavuz
Gaz lambası

Masal masal maliki
Oğlu kızı on iki
Topuğunda yozu var
İki ela gözü var
Keklik

Dağdan gelir takla makla
Aman abla beni sakla
Ceviz
 
Bulutlardan süzülür, /
İnci gibi dizilir, /
Çamur olur ezilir, /
Bilin bakalım bu nedir? (Yağmur)

Dam üstünde takur tukur, /
Sandım kızlar kilim dokur (Dolu)
Şekere benzer tadı yok, /
Havada uçar kanadı yok (Kar)


Elsiz ayaksız kapıyı açar. (Rüzgar)
Yürümekten hiç bıkmaz, /
Donunca kabına sığmaz (Su)

Yazın bizi ısıtır, kışın başka yerleri,
Gündüz kendini gösterir, gece saklar kendini,
Gökyüzünde farklı yerlerde bulunur.
Batarken yavaş yavaş yok olur. (GÜNEŞ)

Gök yüzünde bulunur,
Doğayı istir.(GÜNEŞ)

Her mevsim yağabilirim
Ama en çok ilkbaharda,
Islatmamam için seni
Şemsiyeni unutma. (Yağmur)

Gökten yağar tıp tıp
Yürürken yolda şıp,şıp (Yağmur)

Ben esince saçların uçuşur.
Balkonda çamaşırlar çabucak kurur.
"Vuu" sıkı tut şapkanı,
Hızla esince onu yakalamak güç olur. (RÜZGAR)

Kış gelince yağarım
Etrafı bembeyaz yaparım (Kar)

Yaz yağmurunun ardından
Beni görürsünüz gökyüzünde
İyice bakarsanız bana
Size gülümserim yedi rengimle (Gök kuşağı)

Attım atmaz, yere batmaz, yeminlidir, yaya gitmez.
GÜNEŞ


Attım beyaz yumağı, tuttum siyah yumağı.
GÜNDÜZ-GECE

Ayvalar sarardımı, gökyüzü karardımı, okullar açılırken, leylek Nil'e vardımı?
SONBAHAR-GÜZ

Bir çuval cevizim var, sayarım tükenmez.
YILDIZ

Biz biz idik biz idik, yüzbinlerce kız idik, gece oldu dizildik, gün olunca silindik.
YILDIZLAR

Dağdan gelir, taştan gelir, bir kükremiş arslan gelir.
SEL
Dağdan gelir, taştan gelir, bir yularsız aslan gelir.
SEL

Elsiz ayaksız kuyu kazar.
YAĞMUR

Finişli minişli, elimden uçtu, karşı dağdan su içti.
BULUT

Kapıyı açar, kapamadan kaçar.
RÜZGAR

Şu derenin öte yüzü, beri yüzü, Gümbürcünün küçük kızı, Yayık çalkar harıl gürül.
GÖK GÜRLEMESİ
 
Sevgiyle okşar bizi, hiç istemez üzülmemizi.
Bir yerimiz acısa, sevgiyle kucaklar bizi.
(Anne)


Ben, giderim; o, gider. İçimde tık tık eder.
(Kalp)


Ben, giderim; o, gider. Arkamda tin tin eder.
(Gölge)


Bilmece, bildirmece, dil üstünde kaydırmaca.
(Dondurma)

Zor zamanında yanına koşar,
Dertlerine hep çare arar.
Ailenden sonra o var.
(Arkadaş)


Yalnız kalınca onu ararsın,
Yanındayken mutluluktan havalara uçarsın.
Ailenin bir parçası o,
Yesen onunla paylaşırsın,
Giysen onunla paylaşırsın.
(Kardeş)


İçinde kalırsa küçülür,
Paylaştıkça büyür.
(Sevgi)

“Dışı yeşil, içi kırmızı;
Bu meyve, sulu mu sulu.”
(Karpuz)


“Fış fış diye ineklerden sağmışlar;
Lıkır lıkır içmem için bardağıma koymuşlar.”
(Süt)


“Kılçıklarını ayırırım,
Yemeye bayılırım.”
(Balık)


“Sarısı beyazın içinde,
Tavada, cezvede pişirmece.”
(Yumurta)

Yağar yağar birikir
Yerlere serpilir. ( Kar )

Güneş yoksa dimdik durur
Güneş çıkınca dayanamaz erir. ( Kardan adam )

Elde canlanır, elden çıkınca bayılır
Üşümesin diye elleri ısıtır. ( Eldiven )

Odun kömür atarız
Karşısında ısınırız. ( Soba )

O gelince kar yağar
Dolu yağar
Çatılardan buzlar akar. ( Kış Mevsimi )
Yürüyerek dolaşır,
Her eve mektup taşır. ( Postacı )

Testereyle keser,
Çivileri çeker
Tahtayı masa yapar. ( Marangoz )

Kumaşları seçerler,
Makas ile biçerler,
Ölçüyü iyi alıp,
Sonra giysi dikerler. ( Terzi )

Başında beresi var,
Renkleri karıştırır,
Harikalar yaratır. ( Ressam )

Başında büyük şapkası
Elindedir kepçesi
Lezzetli yemeklerin
O dur ilk deneyicisi. ( Aşçı )

Saçları keser
Sakalları traş eder. ( Berber )

Caddede görev yapar,
Hızlı gidenlere ceza yazar. ( Trafik polisi )

Yurdu düşmandan kurtardı,
23 Nisan, çocuklara armağanı.
(Atatürk)


Göklerde dalgalanır,
Beyaz-kırmızıdır.
(Bayrak)
Her seyi görür
Kendisini göremez(göz)

Astı yolu kaçtı yola
iki kardes düstü yola
Biri gider biri gelir(ayaklar)

Yarım kasık
Duvara yapısık (kulak)

Küçücük bakkal
Dünyayı yutar (ağız)

iki kardes uğrasır birbirini göremez
( GÖZ )

Ben giderim o gider, göğsümde tık tık eder
( KALP )

Biz biz idik otuz iki kız idik ( DiS )

iki damım var
Bir direği var (burun)

Kırmızı ağaç üstünde
Ak güvercin asılı (dis)

Äki direk
Bir evi tutar (bacaklar)

Yarım kasık
Duvara yapısık (kulak)

Küçücük bakkal
Dünyayı yutar (ağız)
Hava karardı,
Şimşek çaktı,
Her tarafı sel aldı.
(Yağmur)


Bulutlar kucaklaştı,
Şıpır şıpır damladı,
Yeryüzü ıslandı.
(Yağmur)


Ben giderim, o gider
Başımda gölge eder.
(Şemsiye)


İlkbaharda yeşildi rengim,
Sonbaharda sarardı rengim.
(Yaprak)


Yaprakları uçurur,
Yeryüzünü süpürür.
(Rüzgar)
GIT GIT Gıdak der.her gün bize yumurta vermek ister(TAVUK)

CİK CİK CİK der bahçede dolaşırım.annem tavuğu ararım(CİVCİV)

Kuşların konuşan tek türüdür konuşamsı ile bütün insanları güldürür (PAPAĞAN)

O en ağır o en yelken kulak o en küçük kuyruk peki kimdir o?(FİL)

Dağda gezer bal arar;kışın uykuya o yatar(AYI)

Kediler onu çok sever her gün kovalasam der o peyniri çok sever her gün yesem der(FARE)

En yüksek daldaki yaprakları o yer;en uzun boylu benim der(ZUREYFA)

Minicik bir hayvanım ormanda yaşarım;kuyruğumdur en belirgin yanım.cevizi çok sevdiğimi söyleyince hemen ortaya çıkar adım(SİNCAP)

Ağ örer balıkçı değil;sekiz ayağı var ahtapot değil;duvarda yürür yavaş yavaş ağına yakalanan sinekler olur aş(ÖRÜMCEK)

Yerde sürünür TIS TIS der bazen daire olur bazen kıvrıla kıvrıla gider(YILAN)

Lale gül nergis gibi bir çok çeşidim vardır.balkon ve bahçelerde özel bir yerim vardır(ÇİÇEK)

Çeşit çeşit yapraklar gövdesini saran dallar bazıları meyve verir hepsi doğayı korurlar(AĞAÇ)

Sadece yağmurdan sonra çıkar dünyayı yedi rengi ile sarar sanki gökyüzünde asılı durur;iyi düşünen onun adını bulur(GÖKKUŞAĞI)

Isıtınca dünyayı aydınlanır heryer bitkiler büyümek için suyu topraktan ışığı ondan ister(GÜNEŞ)

Sarı saçlı kiraz dudaklı onu bana teyzem aldı;sallayınca kapandı gözleri arkasına basınca ınga ınga dedi(OYUNCAK BEBEK)

Annem babam okur ben resimlerine bakarım ondan okunan hikayeleri hiç unutmam hemen hatırlarım(KİTAP)

Kardan adamda var;bende de var onu takmazsak boynumuz donar;nenem örer annem boynuma takar(ATKI)

Sıcacık oldu ellerim şimdi karı elleyebilirim;kışın onu giymeseydim donardı ellerim(ELDİVEN)

Büyük küçük her boyu güneşten soğuktan başımızı korur;onu takınca kıyafetimiz tam olur(ŞAPKA)

Çiçekten çiçeğe konar arılar onu toplar;topladıklarını vız vız uçup kanat çırparak kovanına koyar petekte üretir kavanozda sofraya gelir(BAL)
 
1. Ayağımla basınca kırt kırt eder, Güneşi görünce eriyip gider. (Kar)

2. Şekere benzer tadı yok,gökte uçar kanadı yok. (Kar)

3. Kıştan kaçmaz,yaprağı uçmaz. (Çam ağacı)

4. Ne kanı var ne canı,beş tanedir parmağı. (Eldiven)

5. Duruşu ömür, gözleri kömür Soğuk dondurur sıcak öldürür. (Kardan adam)

6. Kışın yatar,yazın kalkar. (Soba)

7. Ne ağzı var ne dili konuşur insan gibi. (Mektup)

8. Biz onu görürüz o bizi görmez, O konuşur dinleriz. biz konuşuruz dinlemez (Televizyon)

9. Konuş deyince konuşur,sus deyince susar. (Radyo)

10. Burda bağırsak,orda duysak. (Telefon)

11. Her gün yeniden doğar,dünyaya haber yayar. (Gazete)

12. Kulağını büktükçe ağzı sulanır. (Musluk)

13. Ağzı var odun yutar,bacası var duman tüter. (Soba)

14. Dört ayağı var canı yok, ayağını kessen kanı yok. (Masa)

15. Bakınca görünürsün,kaçınca silinirsin. (Ayna)

16. Çıt der,ateş çıkar. (Kibrit)

17. Aşağı iner tıkır tıkır,yukarı çıkar şıpır şıpır. (Kova)

18. Küçük küçük dişleri var ne de büyük işleri var. (Tarak)

19. Dışı var içi yok,dayak yer suçu yok. (Top)

20. Çarşıdan aldım kapkara,evde kırmızılaştı maskara. (Kömür)

21. Kışın yatar,yazın kalkar. (Soba)

22. Açarsam dünya olur yakarsam kül olur [ Harita ]

23. Ağzı vardır konuşmaz, yatağı vardır, fakat hiç uyumaz. [ Akarsu ]

24. Ak saray içinde sarı sultan [ Yumurta ]

25. Al yastık içine un bastık? [ İğde ]

26. Alçacık boyları. Kadife donlu. [ Patlıcan ]

27. Alçacık dalı,yemesi ballı [ Çilek ]

28. Altı adam bir şemsiyenin altında ıslanmadan nasıl durabilir? [ Yağmur yağmazsa ]

29. Altı göl üstü gül. [ Gaz Lambası ]

30. Ankara neden soğuktur ? [ 06 olduğu için ]

31. Anne kırkayağın en çok yorulduğu gün hangisidir? [ Yavrularının ayaklarını yıkadığı gün ]

32. Arılar hangi kovana bal yapamazlar? [ Mermi kovanına ]

33. Ayakkabıcıların en çok sevdiği hayvan hangisidir ? [ Kırkayak ]

34. Ayakta yetişen bitki nedir? [ Mantar ]

35. Başımda saç yok, içimde tat çok. [ Kabak ]

36. Belgeli su baskınına ne denir? [ Belgesel ]

37. Ben giderim o kalır [ Ayak izi ]

38. Ben giderim, O gider,Güneşte Beni İzler [ Gölge ]

39. Ben iki hasretlinin arasında dururum. Onları konuştururum. [ Telefon ]

40. Ben varmadan o varır,Her şeyden çok o yol alır [ Işık ]

41. Bir arı ile eşek arasında ne fark vardır ? [ Arının eşeği vardır ancak eşeğin arısı yoktur. ]

42. Bir küçücük fıçıcık,içi dolu turşucuk [ Limon ]

43. Bir sihirli fenerim, kibritsiz de yanarım [ Ampul ]

44. Bozulduğu halde tamir edilmeyen şey nedir [ Hava ]

45. Buzdolabına giren sineğe ne olur? [ Yazık olur ]

46. Buzdolabından çıksa bile yakan şey nedir ? [ Acı biber ]

47. Büyük baca küçük bacaya ne demiş? [ Büyüklerin yanında sigara içmeye utanmıyor musun? ]

48. Çalmak fiilinin gelecek zamanı nedir ? [ Hapse girmek ]

49. Çat orda, çat burada, çat kapı arkasında [ Süpürge ]

50. Çok hızlı giden bir tırı kim durdurur? [ Trafik Polisi ]

51. Deniz niçin tuzlu olur? [ Balıklar kokmasın diye ]

52. Denizler gerçekte mavi boya olsaydı ne olurdu? [ Mavi boya sudan ucuz olurdu ]

53. Direksiyona oturan şoföre ne demişler ? [ Direksiyondan in,koltuğa otur ]

54. Dişim var ağzım yok. [ Tarak ]

55. Domates nasıl kızarır ? [ Utanınca ]

56. Dört ayaklı ayı üstünde kabadayı [ Sandalye ]

57. Duvara çarpan araba ne olur ? [ Durur ]

58. Dünyanın en küçük bebeği kimdir ? [ Gözbebeği ]

59. Düşünen file ne denir? [ Filozof ]

60. Eğri oturalım, doğru konuşalım. [ Deve ]



61. Elmayı yerken kurt bulmaktan daha kötü olan nedir? [ Yarım kurt bulmak ]

62. Elsiz ayaksız kapı açar [ Anahtar ]

63. Demir mıknatısa ne demiş? [ Pek çekicisin ]

64. En çok hap nerede satılır? [ Ağrı ]

65. En temiz böcek hangisidir ? [ Hamamböceği ]

66. Et dedim met dedim git şuraya yat dedim. [ Süpürge ]

67. Etlice, metlice ortası tatlıca? [ Karpuz ]

68. Eve bitişik odada ,Yemek pişer orada [ Mutfak ]

69. Gece gündüz yufka açar! [ Deniz ]

70. Geceleri fener, gündüzleri söner [ Yıldız ]

71. Geldi mi gelir, gitti mi gelmez? [ Gençlik ]

72. Gökte gördüm köprü. Rengi yedi türlü. [ Gökkuşağı ]

73. Hangi adam hamama girmez? [ Kardan adam ]

74. Hangi Atanın sözüne inanılmaz [ Salatanın ]

75. Hangi bacalardan duman tütmez ? [ Peri bacalarından ]

76. Hangi devlet dairesinde "işi olmayan giremez" diye yazı yoktur? [ İş ve işçi bulma kurumunda ]

77. Hangi kalemle yazı yazılmaz? [ Kontrol kalemiyle ]

78. Hangi karnede zayıf olmaz ? [ Sağlık karnesinde ]

79. Hangi köy kılavuz istemez? [ Görünen köy ]

80. Hangi macun yenir? [ Lahmacun ]

81. Hangi maymunlar ağaca çıkamaz? [ Yükseklik korkusu olan ]

82. Hangi memeden süt akmaz ? [ Kulak memesi ]

83. Hangi on tatlıdır? [ Balon ]

84. Hangi piller patlar? [ Torpiller ]

85. Hangi saatte çay içilmez ? [ Duvar saatinde ]

86. Hangi tasla su içilmez? [ Kafatasıyla ]

87. Hangi tene krem sürülmez? [ Antene ]

88. Hanım içerde,saçı dışarıda [ Mısır ]

89. Hem açar,hem de kapar [ Anahtar ]

90. Her gün yeniden doğar, dünyaya haber yayar [ Gazete ]

91. Hiç kimsenin gitmek istemediği köy hangisidir? [ Tahtalıköy ]

92. İçimde akrep var, zarar vermeden turlar. [ Saat ]

93. İçini boşaltınca büyüyen şey nedir? [ Çukur]

94. İncecik beli, elimin eli [ Çatal ]

95. İnsan ne kırınca sevinir ? [ Rekor ]

96. İnsan ne yerse orucu bozulmaz ? [ Dayak ]

97. İstanbul da süt pişti kokusu buraya düştü [ Mektup ]

98. İz eder dizi dizi,alır götürür bizi [ Ayak ]

99. Kahramanmaraş a niçin kahraman unvanı verilmiştir? [ Şanlıurfa'yı kıskandığı için ]

100. Kaplumbağanın en çok nefret ettiği şey nedir? [ Sırtının kaşınması ]

101. Kedi ile kaleci arasında ne fark vardır? [ Biri tuttuğunu diğeri tutamadığını yer

102. Kediler niçin dört ayakları üzerine düşerler ? [ Beş ayakları olmadığı için ]

103. Kekemeler ne zaman kekelemez ? [ Konuşmadıkları zaman ]

104. Kıştan korkmaz,yaprağını uçurmaz [ Çam ]

105. Kime hayırsever denir ? [ Hayır demeyi alışkanlık haline getirene ]

106. Kimin önünde herkes şapka çıkarır? [ Berberin ]

107. Kirpiler nasıl oyun oynarlar? [ Çok dikkatli ]

108. Kolu var bacağı yok, dikdörtgeni var karesi yok [ Kapı ]

109. Kolu var, eli yok, karnı yarık karnı yok [ Ceket ]

110. Kral tacına ne demiş? [ Başımın üstünde yerin var ]

111. Kurbağalar niçin mayo giymez? [ Zıplayınca düşüp ayıp olmasın diye ]

112. Kutuplara giden zenci ne olur? [ Donar ]

113. Kuyruğu var ,canlı değil.Konuşur, ama insan değil.Camı var,pencere değil [ Televizyon ]

114. Küçük kare kutu, içi insan dolu [ Televizyon ]

115. Mantarlar niçin şemsiye şeklindedir? [ Yağmurlu yerde yetiştikleri için ]

116. Matematik kitabı Türkçe kitabına ne demiş ? [ Çok problemim var. ]

117. Minareye çıkan fil ne demiş? [ Minareden aşağı at beni, in aşağı tut beni ]

118. Mini mini kuşlar her yeri taşlar [ Dolu ]

119. Musluk neden damlar ? [ Burnunu çekmediği için ]

120. Nerede cuma perşembeden önce gelir ? [ Sözlükte ]

121. Okur-yazar olmayan zenciye ne denir? [ Kara cahil ]

122. Pazardan aldım bir tane,Eve geldim bin tane [ Nar ]

123. Penguenler niçin koltuğa oturmazlar? [ Smokinleri buruşmasın diye ]

124. Saat niçin tehlikelidir? [ Akrebi olduğu için ]

125. Sarıdır sallanır, dalında ballanır. [ Portakal ]

126. Savaşta ölene şehit dendiğine göre, yaralanana ne denir ? [ Geçmiş olsun ]

127. Servis yapıldığı halde yenmeyen şey nedir? [ Teniz topu ]

128. Sesi var canı yok, Konuşur ağzı yok [ Radyo ]

129. Sıcağa koyma kurur,suya koyma köpürür [ Sabun ]

130. Su yutmuş toprağa ne denir? [ Çamur ]

131. Şehirden şehire koşarım, köyden köye giderim fakat hiç hareket etmem. [ Yol ]

132. Tarlada biter, makine büker, sabah akşam yüzümü öper [ Havlu ]

133. Tavuklar en çok hangi ülkeyi severler ? [ Mısır ]

134. Temel her şimşek çaktığında saçını, başını düzeltiyormuş. Niçin? [ Fotoğraf çekildiğini sanıyormuş ]

135. Termometrenin düşmesi neyi gösterir? [ Askısının sağlam olmadığını ]

136. Trenler ne zaman üşürler? [ Haydutlar soyduğu zaman ]

137. Ufacık sandık içine un bastık [ İğde ]

138. Uzaktan baktım bir karataş yanına gittim dört ayak bir baş. [ Kaplumbağa ]

139. Uzaktan baktım hiç yok yakından baktım pek çok [ Karınca ]

140. Uzun yoldan kuş gelir, ne söylerse hoş gelir [ Mektup ]

141. Uzun yoldan kuş gelir,Ne söylese hoş gelir [ Mektup ]

142. Yangın dolabını açarsan ne olur ? [ Yang gelir kapatır. ]

143. Yaş ağaçta kuru budak [ Boynuz ]

144. Yattım yumuşak,Uyudum yumuşak [ Yatak ]

145. Yazın giyinir, kışın soyunur. [ Ağaç ]

146. Yazın yaşını,kışın başını yeriz. [ Soğan ]

147. Yedi delikli tokmak bunu bilmeyen ahmak. [ Baş]

148. Yer altında civcivli tavuk [ Patates ]

149. Yer altında yağlı kayış. [ Yılan ]

150. Yeraltında kırmızı pancar. [ Turp ]

151. Yerin altında kırmızı minare [ Havuç ]

152. Yeşil mantolu, kırmızı entarili, siyah düğmeli. [ Karpuz ]

153. Yeter Çektiğim! diye yakınır [ Fotoğraf makinesi ]

154. Yılanın dişi olup olmadığını nasıl anlarsın ? [ yılanın dişi varsa dişidir yoksa dişi değildir. ]

155. Yol üstünde durur,gelene geçene buyurur [ Trafik Polisi ]

156. Yumurta kime dokunur ? [ Yumurtaya dokunana ]

157. Yuvarlağız, altındanız, bir kolda toplanırız [ Bilezik ]

158. Zilim var, kapım yok. [ Telefon ]
 
1. Ayağımla basınca kırt kırt eder, Güneşi görünce eriyip gider. (Kar)

2. Şekere benzer tadı yok,gökte uçar kanadı yok. (Kar)

3. Kıştan kaçmaz,yaprağı uçmaz. (Çam ağacı)

4. Ne kanı var ne canı,beş tanedir parmağı. (Eldiven)

5. Duruşu ömür, gözleri kömür Soğuk dondurur sıcak öldürür. (Kardan adam)

6. Kışın yatar,yazın kalkar. (Soba)

7. Ne ağzı var ne dili konuşur insan gibi. (Mektup)

8. Biz onu görürüz o bizi görmez, O konuşur dinleriz. biz konuşuruz dinlemez (Televizyon)

9. Konuş deyince konuşur,sus deyince susar. (Radyo)

10. Burda bağırsak,orda duysak. (Telefon)

11. Her gün yeniden doğar,dünyaya haber yayar. (Gazete)

12. Kulağını büktükçe ağzı sulanır. (Musluk)

13. Ağzı var odun yutar,bacası var duman tüter. (Soba)

14. Dört ayağı var canı yok, ayağını kessen kanı yok. (Masa)

15. Bakınca görünürsün,kaçınca silinirsin. (Ayna)

16. Çıt der,ateş çıkar. (Kibrit)

17. Aşağı iner tıkır tıkır,yukarı çıkar şıpır şıpır. (Kova)

18. Küçük küçük dişleri var ne de büyük işleri var. (Tarak)

19. Dışı var içi yok,dayak yer suçu yok. (Top)

20. Çarşıdan aldım kapkara,evde kırmızılaştı maskara. (Kömür)

21. Kışın yatar,yazın kalkar. (Soba)

22. Açarsam dünya olur yakarsam kül olur [ Harita ]

23. Ağzı vardır konuşmaz, yatağı vardır, fakat hiç uyumaz. [ Akarsu ]

24. Ak saray içinde sarı sultan [ Yumurta ]

25. Al yastık içine un bastık? [ İğde ]

26. Alçacık boyları. Kadife donlu. [ Patlıcan ]

27. Alçacık dalı,yemesi ballı [ Çilek ]

28. Altı adam bir şemsiyenin altında ıslanmadan nasıl durabilir? [ Yağmur yağmazsa ]

29. Altı göl üstü gül. [ Gaz Lambası ]

30. Ankara neden soğuktur ? [ 06 olduğu için ]

31. Anne kırkayağın en çok yorulduğu gün hangisidir? [ Yavrularının ayaklarını yıkadığı gün ]

32. Arılar hangi kovana bal yapamazlar? [ Mermi kovanına ]

33. Ayakkabıcıların en çok sevdiği hayvan hangisidir ? [ Kırkayak ]

34. Ayakta yetişen bitki nedir? [ Mantar ]

35. Başımda saç yok, içimde tat çok. [ Kabak ]

36. Belgeli su baskınına ne denir? [ Belgesel ]

37. Ben giderim o kalır [ Ayak izi ]

38. Ben giderim, O gider,Güneşte Beni İzler [ Gölge ]

39. Ben iki hasretlinin arasında dururum. Onları konuştururum. [ Telefon ]

40. Ben varmadan o varır,Her şeyden çok o yol alır [ Işık ]

41. Bir arı ile eşek arasında ne fark vardır ? [ Arının eşeği vardır ancak eşeğin arısı yoktur. ]

42. Bir küçücük fıçıcık,içi dolu turşucuk [ Limon ]

43. Bir sihirli fenerim, kibritsiz de yanarım [ Ampul ]

44. Bozulduğu halde tamir edilmeyen şey nedir [ Hava ]

45. Buzdolabına giren sineğe ne olur? [ Yazık olur ]

46. Buzdolabından çıksa bile yakan şey nedir ? [ Acı biber ]

47. Büyük baca küçük bacaya ne demiş? [ Büyüklerin yanında sigara içmeye utanmıyor musun? ]

48. Çalmak fiilinin gelecek zamanı nedir ? [ Hapse girmek ]

49. Çat orda, çat burada, çat kapı arkasında [ Süpürge ]

50. Çok hızlı giden bir tırı kim durdurur? [ Trafik Polisi ]

51. Deniz niçin tuzlu olur? [ Balıklar kokmasın diye ]

52. Denizler gerçekte mavi boya olsaydı ne olurdu? [ Mavi boya sudan ucuz olurdu ]

53. Direksiyona oturan şoföre ne demişler ? [ Direksiyondan in,koltuğa otur ]

54. Dişim var ağzım yok. [ Tarak ]

55. Domates nasıl kızarır ? [ Utanınca ]

56. Dört ayaklı ayı üstünde kabadayı [ Sandalye ]

57. Duvara çarpan araba ne olur ? [ Durur ]

58. Dünyanın en küçük bebeği kimdir ? [ Gözbebeği ]

59. Düşünen file ne denir? [ Filozof ]

60. Eğri oturalım, doğru konuşalım. [ Deve ]



61. Elmayı yerken kurt bulmaktan daha kötü olan nedir? [ Yarım kurt bulmak ]

62. Elsiz ayaksız kapı açar [ Anahtar ]

63. Demir mıknatısa ne demiş? [ Pek çekicisin ]

64. En çok hap nerede satılır? [ Ağrı ]

65. En temiz böcek hangisidir ? [ Hamamböceği ]

66. Et dedim met dedim git şuraya yat dedim. [ Süpürge ]

67. Etlice, metlice ortası tatlıca? [ Karpuz ]

68. Eve bitişik odada ,Yemek pişer orada [ Mutfak ]

69. Gece gündüz yufka açar! [ Deniz ]

70. Geceleri fener, gündüzleri söner [ Yıldız ]

71. Geldi mi gelir, gitti mi gelmez? [ Gençlik ]

72. Gökte gördüm köprü. Rengi yedi türlü. [ Gökkuşağı ]

73. Hangi adam hamama girmez? [ Kardan adam ]

74. Hangi Atanın sözüne inanılmaz [ Salatanın ]

75. Hangi bacalardan duman tütmez ? [ Peri bacalarından ]

76. Hangi devlet dairesinde "işi olmayan giremez" diye yazı yoktur? [ İş ve işçi bulma kurumunda ]

77. Hangi kalemle yazı yazılmaz? [ Kontrol kalemiyle ]

78. Hangi karnede zayıf olmaz ? [ Sağlık karnesinde ]

79. Hangi köy kılavuz istemez? [ Görünen köy ]

80. Hangi macun yenir? [ Lahmacun ]

81. Hangi maymunlar ağaca çıkamaz? [ Yükseklik korkusu olan ]

82. Hangi memeden süt akmaz ? [ Kulak memesi ]

83. Hangi on tatlıdır? [ Balon ]

84. Hangi piller patlar? [ Torpiller ]

85. Hangi saatte çay içilmez ? [ Duvar saatinde ]

86. Hangi tasla su içilmez? [ Kafatasıyla ]

87. Hangi tene krem sürülmez? [ Antene ]

88. Hanım içerde,saçı dışarıda [ Mısır ]

89. Hem açar,hem de kapar [ Anahtar ]

90. Her gün yeniden doğar, dünyaya haber yayar [ Gazete ]

91. Hiç kimsenin gitmek istemediği köy hangisidir? [ Tahtalıköy ]

92. İçimde akrep var, zarar vermeden turlar. [ Saat ]

93. İçini boşaltınca büyüyen şey nedir? [ Çukur]

94. İncecik beli, elimin eli [ Çatal ]

95. İnsan ne kırınca sevinir ? [ Rekor ]

96. İnsan ne yerse orucu bozulmaz ? [ Dayak ]

97. İstanbul da süt pişti kokusu buraya düştü [ Mektup ]

98. İz eder dizi dizi,alır götürür bizi [ Ayak ]

99. Kahramanmaraş a niçin kahraman unvanı verilmiştir? [ Şanlıurfa'yı kıskandığı için ]

100. Kaplumbağanın en çok nefret ettiği şey nedir? [ Sırtının kaşınması ]
 
1. Kedi ile kaleci arasında ne fark vardır? [ Biri tuttuğunu diğeri tutamadığını yer

2. Kediler niçin dört ayakları üzerine düşerler ? [ Beş ayakları olmadığı için ]

3. Kekemeler ne zaman kekelemez ? [ Konuşmadıkları zaman ]

4. Kıştan korkmaz,yaprağını uçurmaz [ Çam ]

5. Kime hayırsever denir ? [ Hayır demeyi alışkanlık haline getirene ]

6. Kimin önünde herkes şapka çıkarır? [ Berberin ]

7. Kirpiler nasıl oyun oynarlar? [ Çok dikkatli ]

8. Kolu var bacağı yok, dikdörtgeni var karesi yok [ Kapı ]

9. Kolu var, eli yok, karnı yarık karnı yok [ Ceket ]

10. Kral tacına ne demiş? [ Başımın üstünde yerin var ]

111. Kurbağalar niçin mayo giymez? [ Zıplayınca düşüp ayıp olmasın diye ]

12. Kutuplara giden zenci ne olur? [ Donar ]

13. Kuyruğu var ,canlı değil.Konuşur, ama insan değil.Camı var,pencere değil [ Televizyon ]

14. Küçük kare kutu, içi insan dolu [ Televizyon ]

15. Mantarlar niçin şemsiye şeklindedir? [ Yağmurlu yerde yetiştikleri için ]

16. Matematik kitabı Türkçe kitabına ne demiş ? [ Çok problemim var. ]

17. Minareye çıkan fil ne demiş? [ Minareden aşağı at beni, in aşağı tut beni ]

18. Mini mini kuşlar her yeri taşlar [ Dolu ]

19. Musluk neden damlar ? [ Burnunu çekmediği için ]

20. Nerede cuma perşembeden önce gelir ? [ Sözlükte ]

21. Okur-yazar olmayan zenciye ne denir? [ Kara cahil ]

22. Pazardan aldım bir tane,Eve geldim bin tane [ Nar ]

23. Penguenler niçin koltuğa oturmazlar? [ Smokinleri buruşmasın diye ]

24. Saat niçin tehlikelidir? [ Akrebi olduğu için ]

25. Sarıdır sallanır, dalında ballanır. [ Portakal ]

26. Savaşta ölene şehit dendiğine göre, yaralanana ne denir ? [ Geçmiş olsun ]

27. Servis yapıldığı halde yenmeyen şey nedir? [ Teniz topu ]

28. Sesi var canı yok, Konuşur ağzı yok [ Radyo ]

29. Sıcağa koyma kurur,suya koyma köpürür [ Sabun ]

30. Su yutmuş toprağa ne denir? [ Çamur ]

31. Şehirden şehire koşarım, köyden köye giderim fakat hiç hareket etmem. [ Yol ]

32. Tarlada biter, makine büker, sabah akşam yüzümü öper [ Havlu ]

33. Tavuklar en çok hangi ülkeyi severler ? [ Mısır ]

34. Temel her şimşek çaktığında saçını, başını düzeltiyormuş. Niçin? [ Fotoğraf çekildiğini sanıyormuş ]

35. Termometrenin düşmesi neyi gösterir? [ Askısının sağlam olmadığını ]

36. Trenler ne zaman üşürler? [ Haydutlar soyduğu zaman ]

37. Ufacık sandık içine un bastık [ İğde ]

38. Uzaktan baktım bir karataş yanına gittim dört ayak bir baş. [ Kaplumbağa ]

39. Uzaktan baktım hiç yok yakından baktım pek çok [ Karınca ]

40. Uzun yoldan kuş gelir, ne söylerse hoş gelir [ Mektup ]

41. Uzun yoldan kuş gelir,Ne söylese hoş gelir [ Mektup ]

42. Yangın dolabını açarsan ne olur ? [ Yang gelir kapatır. ]

43. Yaş ağaçta kuru budak [ Boynuz ]

44. Yattım yumuşak,Uyudum yumuşak [ Yatak ]

45. Yazın giyinir, kışın soyunur. [ Ağaç ]

46. Yazın yaşını,kışın başını yeriz. [ Soğan ]

47. Yedi delikli tokmak bunu bilmeyen ahmak. [ Baş]

48. Yer altında civcivli tavuk [ Patates ]

49. Yer altında yağlı kayış. [ Yılan ]

50. Yeraltında kırmızı pancar. [ Turp ]
 
İki uzun kulağı, küçük top gibi bir kuyruğu var, zıp zıp zıplar, havuç yiyip ormanda yaşar. (TAVŞAN)



¨ Hızlı koşar havuç yerim, top gibi kuyruğum, bembeyaz tüylerim. (TAVŞAN)



¨ Yumuşacıktı tüyleri, kırmızı gözleri herkesi büyüledi, sesini duyan hiç olmadı, havucu en hızlı o yedi. (TAVŞAN)



¨ Koşarken tozu dumana katar, kızdırırsan çifte atar, yavrusu tayı ararken, yelelerini sallar. (AT)



¨ Dörtnal üstünde duran bu hayvan, bazen yük taşır, bazen insan. (AT)



¨ Koşarken uçuşur boynundaki yeleleri, yavrusu tay ile gezinir çayırdaki her yeri. (AT)



¨ Aa i, aa i, diyerek dolaşırım, ağır yükleri taşırım. (EŞEK)



¨ Aa i, aa i, der, dört ayağının üzerinde ne güzel gezer, bir ses duyunca kulaklarını diker. (EŞEK)



¨ En ağır yükleri ben taşırım, bir ses duyunca kulaklarımı oynatırım, azıcık saman yerim, aa i, aa i, derim. (EŞEK)



¨ Otu, samanı yer, sütümden çocuklar içsin der, mö mö diyerek kırda gezer. (İNEK)



¨ Etim sütüm insanlara, çok önemli iki besindir, mööö diye yankılanan ses, ahırda benim sesimdir. (İNEK)



¨ Çayırda otlarım, yavrum buzağıyı ararım, yazın taze ot kışın saman yerim, beni okşayanlara möö mööö derim. (İNEK)



¨ Herkesi taklit eder, ormanda daldan dala gezer, muzu en çok o sever. (MAYMUN)



¨ Ormanda yaşar, yavrusuna kucağında bir bebek gibi bakar, muzu çok sever, ağaçların üstünde hoplayarak gezer. (MAYMUN)



¨ Önce tırtıldı sonra koza döndü, kozadan çıkınca herkes rengârenk kanatlarını gördü. (KELEBEK)



¨ Tırtıldan sonra onu uçarken görmek ne hoştur, rengârenk kanatları sanki bir fiyonktur. (KELEBEK)





¨ Rengârenk kanatlarını çırpar, çiçekten çiçeğe süzülerek uçar. (KELEBEK)



¨ Vak vak der, derede gölde yüzer. (ÖRDEK)



¨ Hem salınarak hem de paytak paytak gider, vak vak der, bazen yürür bazen de yüzer. (ÖRDEK)



¨ Üürü üüüü diyerek, her sabah bizi uyandırır. (HOROZ)



¨ Köyde benim sesimle uyanırlar, üürü üüüü deyince, bütün kümes ayağa kalkar. (HOROZ)



¨ Sabahları en erken ben kalkarım, tünerim çitin üstüne, bağırırım uyuyan herkese, haydi uyanın üürü üüüüüü diye. (HOROZ)



¨ Gıt gıt gıdak der, hergün bize yumurta vermek ister. (TAVUK)



¨ Yumurtayı ben yaparım, gıt gıt gıdaklarım, civcivlerimi korumak için, kara kediyi ben kovalarım. (TAVUK)



¨ Kuş değildir kanadı var, gıt gıt gıdak diyerek yem arar, yumurtlamak için folluğa koşar. (TAVUK)



¨ Cik cik cik der, bahçede dolaşırım, annem tavuğu ararım. (CİVCİV)



¨ Cik cik cik kümeste en minicik, babası erken kalkar, annesi yumurta yumurtlar. (CİVCİV)



¨ Küçük sarıkanatlı, anne tavuğun minik yavrusu, cik cik der gezer, buğday yemeyi çok sever. (CİVCİV)



¨ Kuşların konuşan tek türüdür, konuşması ile bütün insanları güldürür. (PAPAĞAN)



¨ Çok büyüktü vücudu, kalın derisi onu güneşten korudu, yelpaze gibi kulaklarıyla sesleri duydu, hortumu ile yavrusunu sulamak en sevdiği oyundu. (FİL)





¨ O en ağır, o en yelken kulak, o en küçük kuyruk, peki kimdir o? (FİL)



¨ Küçük kuyruğumla kovalarım böcekleri, kocaman kulaklarımla duyarım her sesi, upuzun hortumumla sularım her yeri. (FİL)



¨ Dağda gezer bal arar, kışın uykuya o yatar. (AYI)



¨ Kış gelince uyumak için mağarasına çekilir, kocaman büyük bedeniyle ormanda gezinir, balı görünce yemek için pençeleriyle girişir. (AYI)


¨ Kışın en çok uykuyu, yazın ise armudu ve balı severim, yumuşacık tüylerimle, ben iri bir hayvanım. (AYI)



¨ Kediler onu çok sever, her gün kovalasam der, o peyniri çok sever, her gün yesem der. (FARE)



¨ Gri, beyaz, siyah renkte, minicik bir hayvan hızla koşar evde, bir yandan da gözleriyle peynir arar her yerde. (FARE)



¨ En yüksek daldaki yaprakları o yer, en uzun boylu benim der. (ZÜRAFA)



¨ Upuzun boynu kahverengi benekleriyle, en yüksekteki yaprakları o yer, küçük boynuzları ile ne ineğe ne de geyiğe benzer. (ZÜRAFA)



¨ Kuyruğu büyüktür kendinden, korkunca ağaca tırmanır hemen, en çok fındığı ve cevizi o sever, saklar yuvasına kış gelmeden. (SİNCAP)



¨ Ağaç gövdesindeki kovukta yaşar, cevizi fındığı çok sever, tüylü kıvrık kuyruğu ile çabuk çabuk gider. (SİNCAP)


¨ Minicik bir hayvanım, ormanda yaşarım, kuyruğumdur en belirgin yanım, cevizi çok sevdiğimi söyleyince, hemen ortaya çıkar adım. (SİNCAP)



¨ Duvarda dolaşırım sekiz küçük ayağımla, durmadan ağ örerim bilin bakalım ben hangi böceğim? (ÖRÜMCEK)



¨ Ağ örer balıkçı değil, sekiz ayağı var ahtapot değil, duvarda yürür yavaş yavaş, ağına yakalanan sinekler olu aş. (ÖRÜMCEK)





¨ Sürünerek yürürüm, tıss diyerek seslenirim, boğa, engerek, çıngıraklı, derim pullu ve farklı. (YILAN)



¨ Yerde kıvrım kıvrım kıvrılır, tıss diye ses çıkarır, sürünerek yol alır, kobra, çıngıraklı, piton gibi türleri vardır. (YILAN)


¨ Yerde sürünür, tıss tıss eder, bazen daire olur, bazen kıvrıla kıvrıla gider. (YILAN)



¨ Kabuğunu sırtında taşır, ağır ağır yol alır, pırıl pırıl iz bırakır. (SALYANGOZ)



¨ Kabuğunun içinde yaşar, her fırsatta doğaya koşar, dolaşırken etrafta, o yürür izi parlar. (SALYANGOZ)



¨ Yağmur yağınca ortaya çıkarım, yolda yürürken iz bırakırım, taze yaprak yemeye bayılırım, kabuğumu sırtımda taşırım. (SALYANGOZ)



¨ Bataklık ve sulak yerlerde yaşarım, ayaklarım yere çok yakın, kuyruğum gövdemden uzundur, üzerim pütürlü bir deri ile kaplıdır, Afrika benim yuvamdır. (TİMSAH)



¨ Lale, gül, nergis gibi birçok çeşidim vardır. Balkon ve bahçelerde özel bir yerim vardır. (ÇİÇEK)



¨ Mis kokuları ile süslerler doğayı, sevdiklerimize özel günlerde, hediye ederiz onları. (ÇİÇEK)



¨ Konulunca vazoya, şenlenir evimizin her yeri, mis kokar her biri, papatya gül lale ne güzeldir demeti. (ÇİÇEK)



¨ Dalda durur yemyeşil, sonbaharda sararıp dökülür, rüzgâr onu savurur, yere düşenleri çöpçü süpürür. (YAPRAK)


¨ Her ağacın dalında, farklı şekil ve büyüklükte bulunurum, yazın size gölge yapar, bazen böceklere yem olurum. (YAPRAK)



¨ Ağaçta dal dalın ucunda ben varım, ilkbaharda yeşil sonbaharda sarıyım, bilin bakalım nedir adım. (YAPRAK)


¨ Baharda yeşerir çiçek açar, yazın dallarından meyve sarkar, sonbaharda sararır dökülür yapraklar, kışın dalları kar dolar. (AĞAÇ)


¨ Çeşit çeşit yaprakları var, sincap kuş onun üstüne yuva yapar, hele çeşit çeşit meyveler verdiğinde, dalları yere sarkar. (AĞAÇ)



¨ Çeşit çeşit yapraklar, gövdesini saran dallar, bazıları meyve verir, hepsi doğayı korurlar. (AĞAÇ)



¨ Kökleri var çiçek değil, dalları var kol değil, yaprakları gölge eder, bilin bakalım ben kimim der. (AĞAÇ)



¨ Sadece yağmurdan sonra çıkar, dünyayı yedi rengi ile sarar, sanki gökyüzünde asılı durur, iyi düşünen onun adını bulur. (GÖKKUŞAĞI)



¨ Yağmurdan sonra onu gökyüzünde görebilirsiniz, gökyüzünü saran yedi renkli çizgiyi izleyebilirsiniz. (GÖKKUŞAĞI)



¨ Yaz yağmurunun ardından, beni görürsünüz gökyüzünde, iyice bakarsınız bana, size gülümserim yedi rengimle. (GÖKKUŞAĞI)



¨ Gökyüzünde bulunur, doğayı ısıtır. (GÜNEŞ)



¨ Isıtınca dünyayı, aydınlanır her yer, bitkiler büyümek için, suyu topraktan ışığı ondan ister. (GÜNEŞ)



¨ Yazın bizi ısıtır kışın başka yerleri, gündüz kendini gösterir gece saklar kendini, gökyüzünde farklı yerlerde bulunur, batarken yavaş yavaş yok olur. (GÜNEŞ)



¨ Yağar gökten tıp tıp, yürürken yolda şıp şıp. (YAĞMUR)



¨ Her mevsim yağabilirim, ama en çok ilkbaharda, ıslatmamam için seni, şemsiyeni unutma. (YAĞMUR)



¨ Ben esince saçların uçuşur, balkondaki çamaşırlar çabucak kurur, vuu sıkı tut şapkanı, hızla esince onu yakalamak zor olur. (RÜZGÂR)



¨ Kış gelince yağarım, etrafı bembeyaz yaparım. (KAR)



¨ Yağar lapa lapa, o yağınca kuşlar saklanır saçakta, her tarafı kaplar bembeyaz, kışın keyfi onsuz çıkmaz. (KAR)



¨ Gökyüzünden lapa lapa toplar dökülür, onlar toplanır adam yapılır, top yapıp oynanır, onun üzerinden kızakla kayılır. (KAR)



¨ Kartopunu yuvarlayalım, büyük iki top hazırlayalım, kömürden göz şapka atkı, aman havuçtan burnunu unutmayalım. (KARDANADAM)



¨ Küçük kar tanelerini yuvarlar kocaman bir top yaparız, bir tane daha yapıp üzerine koyarız, burnuna havuç gözüne kömür koyar, başına şapka boynuna atkı takarız. (KARDANADAM)



¨ Kardan yapılan iki koca top, üst üste konur hoop, kömürden gözlerim, havuçtan burnum vardır, güneş beni eritince, benden geriye su kalır. (KARDANADAM)



¨ Açar altına girersin, yağmur yağsa ıslanmazsın, güneş çok olsa da yanmazsın, onunla yağmurdan güneşten korkmazsın. (ŞEMSİYE)



¨ Yağmur yağıyor seller akıyor, onun altında hiç ıslanmadan geziliyor. (ŞEMSİYE)



¨ Yağmur yağınca aç beni, tut başına beni kullanarak koru kendini. (ŞEMSİYE)



¨ Büyük küçük her boyu, güneşten soğuktan başımızı korur, onu takınca kıyafetimiz tam olur. (ŞAPKA)



¨ Onu takarsan başına, ne yağmur ne kar ne de güneş, artık zarar veremez sana, kumaştan yünden hasırdan yapılır, kenarına arma bazen de kurdele takılır. (ŞAPKA)



¨ Başımızı sıcak ve soğuktan onu giyersek koruruz, fötr kasket bere gibi birçok çeşidini giyeriz. (ŞAPKA)



¨ Onu giyince ayakların üşümez ve kirlenmez, o ne çoraptır ne de terlik, onu dışarıda giyeriz, eve girince çıkarmayı unutmamalıyız. (AYAKKABI)



¨ Sütten yapılır kaşar tulum lor, annem ekmeğin arasına kor, domatesle birlikte yenir, tadını sen bana sor. (PEYNİR)



¨ Beyaz krem lor gibi çeşitlerim vardır, her sabah kahvaltıda tadıma bakılır. (PEYNİR)



¨ Kalsiyum almak için süt ve yoğurttan başka, en çok beni yemelisin, kaşar beyaz tulum, içlerinden birini seçmelisin, kahvaltı sofrandan beni eksik etmemelisin. (PEYNİR)



¨ Sarıyım limon değil, soy kabuğumu ye beni, sen yemezsen maymun yer, bir daha yok mu der. (MUZ)





¨ Maymunlar onu yemeyi çok sever, sarı renkli kabuğu parça parça soyup yer. (MUZ)



¨ En çok maymun sever beni, sarıdır kabuğumun rengi, tatlımı tatlı bir meyveyim, kabuğumu soymadan yemeyin. (MUZ)



¨ Çiçekler üretti, arılar kovana taşıdı, birlikte çok çalışıp, tatlı bir yiyecek yaptı. (BAL)



¨ Çiçekten çiçeğe konar, arılar onu toplar, topladıklarını vız vız uçup, kanat çırparak kovanına koyar, petekte üretilir kavanozda sofraya gelir. (BAL)



¨ Çiçekten çiçeğe konarak, arılar yapar beni, tatlıyım şeker değil, ekmeğe sür ye beni. (BAL)



¨ Annem kurabiye ve pastaya koyar, sincap kış için yuvasında saklar, kabuğu serttir içi çıtır çıtır, ye onu kıtır kıtır. (CEVİZ)



¨ Fındıktan daha büyüktür, üstündeki kabuğu kırınca, içindeki yemişi görünür. (CEVİZ)



¨ Beni göremezsiniz kabuğumu kırmadan, baklavanın tadı olmaz ben için de olmadan. (CEVİZ)



¨ Turuncu renkli, toprağın altındadır yeri, tavşanlar ve çocuklar onu çok severek yedi. (HAVUÇ)



¨ Kıtır kıtır yemesi ne hoştur, turuncu rengi ile tavşanın yemek dostudur. (HAVUÇ)



¨ Turuncu renkli sebze diyince, önce beni düşünün, daha iyi görebilmek için, beni yiyin suyumu için. (HAVUÇ)



¨ Dedem kaymaklısını sever, sen çileklisini, ister kaşıkla ister yalayarak ye beni. (DONDURMA)



¨ Vanilyalısı çikolatalısı top top külaha konur, sıcakta erirken onu yemesi pek hoştur. (DONDURMA)



¨ Yaz sıcağında insanlar, onu yiyince ferahlar, soğuk sütlü bir tatlıdır, meyvelisi çikolatalısı, onu yiyenler hemen adını hatırlar. (DONDURMA)



¨ Karanlığı aydınlık yaparım, bir kibritle yanarım, istersen doğum günü pastanda, herkese kaç yaşında olduğunu hatırlatırım. (MUM)



¨ Çeşit çeşit renklerde, çeşit çeşit şekillerde, yanınca etrafına ışık verir, yandıkça küçülür yavaş yavaş erir. (MUM)



¨ Lamba değil aydınlatır, doğum günün de yaşını hatırlatır. (MUM)



¨ Muzlu çilekli çikolatalı, kremanın tadına bir çatalla bakmalı, dilimleri tabağa dikkatle koymalı. (PASTA)



¨ Doğum günü onsuz olmaz, çikolatalı meyveli birçok çeşidiyle, öyle lezzetli ki tadına doyulmaz. (PASTA)



¨ Üzerinde mumları, ne güzeldir onunla, eğlenceli doğum günleri. (PASTA)



¨ Dört tekerlek bir direksiyon, çalar düt düt düt klakson, teker teker binelim, kurallara uygun gidelim. (OTOMOBİL)



¨ Ona binersin, düt düt diye gidersin, ne güzeldir direksiyona oturmak, vitese takıp yola koyulmak. (OTOMOBİL)



¨ Uzak yerlere gitmek için, mutlaka ona binmeliyiz, direksiyon vites fren gaz, dört tekerlek sayesinde istediğimiz yere gideriz. (OTOMOBİL)



¨ Kimi iki kimi üç tekerlek, pedalları ayaklarla çevirerek, dolaşırsın her yeri üstüne binerek. (BİSİKLET)



¨ Üç ve iki tekerleklisi vardır, üstüne binince gitmesi ne hoştur, haydi çevir pedalı çevir, hızlı hızlı daha hızlı. (BİSİKLET)



¨ İki tekerlek gidon ve sele, çevir pedalımı çık yola, eğer yeni öğreniyorsan, bin üç tekerlekli olanıma. (BİSİKLET)



¨ Tahtadan yapar balıkçılar, onunla balık avına çıkarlar, plastikten olanı hava ile şişirilir, çok dikkatle kürekleri çekilir. (SANDAL)



¨ Fış fış kayıkçı diyerek kürekleri çekeriz, suyun üstünde onunla ne güzel gezeriz. (SANDAL)



¨ Denizde bir gezinti için, tut kürekleri daldır suya, önce birini sonra diğerini, hareket ettir durma. (SANDAL)


¨ Kar yağınca buz da tutunca, hemen üstüne atla kay aşağı hızla. (KIZAK)



¨ Haydi, bin üzerime, karın üstünde çıkalım gezintiye. (KIZAK)



¨ Karın üstünde ona binip kayılır, çok kısa sürede çok hızlı yol alınır. (KIZAK)



¨ Karda benimle kaymak, en güzel kış eğlencesi, neyim diye sorarsanız, arabanın tekerleksizi. (KIZAK)



¨ Beş çıta sana yeter, renkli kâğıdı üstüne ger, rengarenk kuyruğunu tak, ipinden çek onu rüzgara bırak. (UÇURTMA)



¨ Uzun kâğıttan kuyruğu, ne güzel uçuşur bulutların üzerinde, onunla koşması ne hoştur, havalandıkça o gökyüzünde. (UÇURTMA)


¨ İpimden tutup rüzgâra bırakırsan, rengârenk kuyruğumla, süzülürüm gökyüzünde. (UÇURTMA)



¨ Çok büyük bir kaşığa benzer, ama içine toprak ve kum girer. (KÜREK)



¨ Onunla toprağı istediğimiz yere atarız, kuyular açıp çiçeklerimizi eker, köklerine onunla toprak atarız. (KÜREK)



¨ İçini su ile doldur, sapından tut, kurumasın bitkiler, üstlerine dikkatle tut. (SÜZGEÇLİ KOVA)



¨ Sapı var çanta değil, içine su doldur, bitkileri sula onunla, işte görevi budur. (SÜZGEÇLİ KOVA)


¨ Kumları onunla doldur içine, onun çevir tersini yere, görelim şeklini bizde, kumdan kale yapmak için hangi oyuncaklar gerekir, söyleyin sizde. (OYUNCAK KOVA VE KÜREK)


¨ Bazen parkta bazen deniz kenarında, oynarız onlarla çamurda toprakta kumda, biri ile doldurulur diğeri içine alır, çocuklar bu oyuncaklara bayılır. (OYUNCAK KOVA VE KÜREK)


¨ Parkta plajda sokakta içine kum doldurursun, alır taşır döker yine onlarla doldurursun. (OYUNCAK KOVA VE KÜREK)



¨ Bütün çocuklar beni sever, bazen havaya atarlar, bazen yerde yuvarlarlar, kaleye girince gooolll diye bağırırlar. (TOP)



¨ Yuvarlanır yerde, zıplar her yerde, büyük küçük her boyu, bulunur çocuklarda. (TOP)



¨ Zıp zıp zıplarım, hop hop hoplarım, futbol basketbol ve istopta, gerekli bir aracım. (TOP)



¨ Sen bana at ben sana, haydi benimle oynasana, yere at zıplasın, havaya at arkadaşın yakalasın. (TOP)



¨ Üstüne oturulur sıkıca tutunulur, sallanırken sanki bulutlara dokunulur. (SALINCAK)



¨ Ne zevklidir ona binmek, sallanıp göklere çıkmak. (SALINCAK)



¨ Oyun parkıdır yerim, çocuklar en çok beni sever derim, bana binip sallanınca, onları eğlendiririm. (SALINCAK)



¨ Şişir onu, uçur onu, ipinden tutmazsan, gökyüzüne kaçır onu. (BALON)



¨ İçine üflemesi ne zordur, ama şişip uçunca eğlencesi çok hoştur. (BALON)



¨ Şişir beni, uçur beni, top gibi fırlat beni. (BALON)



¨ Sarı saçlı kiraz dudaklı, onu bana teyzem aldı, sallayınca kapandı gözleri, arkasına basınca ınga ınga dedi. (OYUNCAK BEBEK)



¨ Rengârenk saçlıdır, çocukların en sevdiği oyuncaktır, karnını doyurması onu uyutması çok eğlencelidir. (OYUNCAK BEBEK)


¨ Evcilik oynarken, kızlar annem olur, erkekler babam, kucaktan kucağa gezerim her an. (OYUNCAK BEBEK)



¨ Bebek sallayınca şıkır şıkır sesi gelir, sesi duyan bebek, artık ağlamaz gülücükler gönderir. (ÇINGIRAK)



¨ Küçük bebekler onu çok sever, şıkır şıkır sallanınca, ellerini uzatıp onu almak isterler. (ÇINGIRAK)



¨ Beni en çok bebekler sever, sapından tutup sallarım der, salladığında ses çıkınca, kıkır kıkır gülerler. (ÇINGIRAK)



¨ Bebeklere sorun onu, içi bazen süt bazen meyve suyu dolu, içer bebek ondan cuk cuk, karnı acıkmış verelim ağlamasın çabuk çabuk. (BİBERON)



¨ Hadi içine süt ya da mama koyalım, bebeğin ağzına verip karnını doyuralım. (BİBERON)


¨ Cam bir şişenin ağzında emzik, eğer o olmazsa bebeğe sütü nasıl verirdik, bebekler genellikle onunla mama yer, sütümü ondan içmeliyim der. (BİBERON)



¨ Onlarla kule yap, köprü yap, boz tekrar tekrar yap. (KÜPLER)



¨ Tahta ya da plastikten yapılır, onlardan ister üst üste dizip kule, ister yan yana dizip köprü yapılır. (KÜPLER)



¨ Küçük kutucuklar dizilir üst üste, aman çarpma devrilirler yere, topla onları diz tekrar yan yana üst üste. (KÜPLER)


¨ Dört ayak bir oturak, sırtını yasla etrafına keyifle bak. (SANDALYE)



¨ Anne baba ve çocuk üstüne oturur, yemek saatinde masanın etrafında hep onlar olur. (SANDALYE)



¨ Masada yemek yemek için, mutlaka bana oturmalısınız, eğer ben olmasaydım, ayakta yemek zorunda kalırdınız. (SANDALYE)



¨ Bazen düz bazen desenli, sereriz yere seni, yumuşacık üstünde, oyun oynamak çok zevkli. (HALI)



¨ Her evde beni görebilirsiniz, yerlere serilir eşyaları üstümde taşırım, aman üstüme bir şey damlatma, annen beni silerek gıdıklar sonra (HALI)



¨ Evde yere serilir, benim adım nedir, bazılarımız düz bazılarımız desenli, evinizde olmam sizin için önemli. (HALI)



¨ Denize girmek için giydiğimiz giysidir. (MAYO)



¨ Hava çok sıcak haydi denize girelim, sakın palto elbise çorap giymeyelim, bizi görenleri güldürmeyelim, pekiyi o zaman biz ne giyelim. (MAYO)



¨ Denize havuza girmeden önce onu mutlaka giyeriz, yazın sıcak günlerinde onu giymeden yüzmeyiz. (MAYO)



¨ Denize giren çocukların belindedir, sanki simit gibidir, aman sakın ısırma o bir yiyecek değildir. (DENİZ SİMİDİ)



¨ Denizde havuzda bizi boğulmaktan kurtarır, bu yuvarlak halkanın içine girerek yüzmek ne hoştur. (DENİZ SİMİDİ)



¨ Çocuklar yüzme öğrenirlerken, mutlaka onu kullanmalı, denize girmende önce, şişirip çocukların beline takmalı. (DENİZ SİMİDİ)



¨ İçimden geçince su, kıvrım kıvrım olurum doğrusu, benimle sularsınız bitkileri, işiniz bitince kıvırıp saklayın beni. (BAHÇE HORTUMU)


¨ Çimen çiçek ve ağaçlar hep onunla sulanır, bazen uzar ip olur, bazen de yılan gibi kıvrılır. (BAHÇE HORTUMU)



¨ İçimden su geçer, bahçedeki bitkiler benden su içer, içi boş kalın bir ip gibiyim, musluktaki suyu bitkilere içiririm. (BAHÇE HORTUMU)


¨ Kâğıt ve kumaş kesmez, o çok özeldir, otları çiçekleri onunla kesmek daha kolay ve güzeldir. (BAHÇE MAKASI)



¨ Çimen ve çiçek onunla kolay kesilir, ağaçların dalları onunla budanır, bahçıvan amcanın ayrılmaz en yakın dostudur. (BAHÇE MAKASI)


¨ Ağaçlar ve çiçekler, ancak benimle budanır, kurumuş dallar ve yapraklar, benim yardımımla kesilir. (BAHÇE MAKASI)



¨ Annem babam okur, ben resimlerine bakarım, ondan okunan hikâyeleri, hiç unutmam hemen hatırlarım. (KİTAP)



¨ İçimde pek çok bilgi saklarım, hikâyelerimle hepinizi etrafımda toplarım, sayfa sayfa açılır kütüphanede saklanırım. (KİTAP)



¨ Onların sayesinde biz, yeni şeyler öğreniriz, ama okumayı bilmediğimiz için, öğretmen okur biz dinleriz. (KİTAP)
 
Açtım okudum dalından, yedim doydum balından.

KİTAP
Ağzı var dili yok, yemek yer, su içmez, kuyruğu var at değil, kanadı var kuş değil.

BALIK
Allah yapar yapısını, bıçak açar kapısını.

KARPUZ
Arşın ayaklı, Burma bıyıklı.

TAVŞAN
Attım atmaz, yere batmaz, yeminlidir, yaya gitmez.

GÜNEŞ
Attım beyaz yumağı, tuttum siyah yumağı.

GÜNDÜZ-GECE
Ayağım var yürüyemem, eşyam çoktur sürüyemem, her odada ayaktayım, bilsenize ben neyim?

MASA
Ayvalar sarardımı, gökyüzü karardımı, okullar açılırken, leylek Nil'e vardımı?

SONBAHAR-GÜZ
Az gitti, uz gitti, dere tepe düz gitti, altı ay bir güz gitti uyanınca hep bitti

RÜYA
Bahçede kırda dolaşır, evini sırtında taşır.

KAPLUMBAĞA
Başlatır o heceden, çıkarır hep yüceden, çok oğlu kızı vardır, ne de tatlı sözü vardır

ÖĞRETMEN
Ben beslerim, o süsler.

ÇİÇEK
Ben iki hasretlinin arasında dururum, yüzlerini görmeden onlarla konuşurum.

TELEFON
Bilmece bildirmece, el üstünde kaydırmaca.

SABUN
Bir çuval cevizim var, sayarım tükenmez.

YILDIZ
Bir kovanda bin arı, bini çalışkan arı, balları baldan tatlı, canları candan tatlı.

OKUL VE ÖĞRENCİLER
Bir küçücük kumbara, ekin taşır ambara.

KAŞIK
Bir küçücük kutudur, Bütün dünya yurdudur.

RADYO
Biz biz idik biz idik, yüzbinlerce kız idik, gece oldu dizildik, gün olunca silindik.

YILDIZLAR
Biz onu görürüz, o bizi görmez, o konuşur dinleriz, biz konuşuruz, dinlemez.

TELEVİZYON
Çarşıdan aldım kapkara, evde kızıllaştı maskara.

KÖMÜR
Çarşıdan alınmaz, mendile konulmaz, ondan tatlı şey olmaz.

UYKU
Çın-çınlı hamam, kubbesi tamam, bir gelin aldım, babası imam.

SAAT
Dağdan gelir, taştan gelir, bir kükremiş arslan gelir

SEL
Daldan dala, kırmızı pala.

SİNCAP
Dışı var içi yok, tekme yer suçu yok

TOP
El eker dil biçer.

YAZI
Elsiz ayaksız kuyu kazar

YAĞMUR
Eve bitişik odada, yemek pişer orada.

MUTFAK
Fini fini fincan, içi dolu mercan

NAR
Finişli minişli, elimden uçtu, karşı dağdan su içti.

BULUT
Ham iken tatlı, olmuşu acı.

ÇOCUK
İki camlı pencere, bakıp durur heryere

GÖZLÜK
İki çubuk bir makas, hokkabaz mı hokkabaz.

LEYLEK
İp bağladım sopaya, uçtu gitti tepeye.

UÇURTMA
Kapıyı açar, kapamadan kaçar.

RÜZGAR
Kapkaradır her yanı, günde dağlanır canı.

TENCERE
Kara yorgan örtündü, göz gözü görmez oldu.

GECE
Kışın yatar, yazın kalkar.

SOBA
Küçücük fıçıcık, içi dolu turşucuk


Konuş deyince konuşur, sus deyince susar

RADYO
Mavi atlas, Arşın yetmez, Makas kesmez, Terzi biçmez

GÖKYÜZÜ
Mavi tarla üstünde, beyaz güvercin yürür

YELKENLİ
Nar tanesi, nur tanesi, dünyamızın bir tanesi

AY
Ocak başında kuyu, kuyunun içinde suyu, suyun içinde yılan, yılanın ağzında mercan.

LAMBA
On ay yatar, iki ay kalkar, feneri yakar, etrafa bakar

ATEŞ BÖCEĞİ
Önce dalda oynar, sonra kazanda kaynar, her sabah masamızda, tatlı tatlı şarkı söyler.

REÇEL
Önce yeşildi, sonra kesildi, dumana gömüldü, kiraz kesildi

ODUN
Sağken yerinden ayrılmaz, öldükten sonra gezer.

YAPRAK
Sarı sarı içinde, sarı zarfın içinde, on iki birlik kardeş, birbirinin içinde.

PORTAKAL
Sarıdır sarkar, düşeceğim diye korkar.

AYVA
Sende var bende var, bir kuru dalda var.

İSİM
Sıra sıra odalar, birbirini kovalar

TREN
Sokağa gidiyorken, gözlerim seni arar, hoşgeldin, safa geldin, baş üstünde yerin var.

ŞAPKA
Su üşümüş ben olmuşum, Güneş çıkmış yok olmuşum

BUZ
Şehri var evi yok, nehri var suyu yok, yolu var treni yok.

HARİTA
Şu derenin öte yüzü, beri yüzü, Gümbürcünün küçük kızı, Yayık çalkar harıl gürül.

GÖK GÜRLEMESİ
Takır takır takraba, içindedir akraba, ağzında yokur dişi, her gün yemektir işi, ya erkektir ya dişi, bunu bilir her kişi

BEBEK
Ufacık mermer tası, içinde beyler aşı, pişirirsen aş olur, pişirmezsen kuş olur.

YUMURTA
Üstü çayır, biçilir, Altı çeşme, içilir.

KOYUN
Yarım kaşık, duvara yapışık.

KULAK
Yazın sıvasını yapar, kışın kapısını kapar

KIRLANGIÇ
Yer altında civcivli tavuk.

PATATES
Zenginin elinde, fukaranın dilinde

PARA

Sıcak evin direği
Tıp tıp eder yüreği
(BABA)

Dokuz ay zindanda yatar
Altı ayda zil çalar oynar
(BEBEK)

Özü tatlı,
Sözü tatlı,
Candan daha değerli
(ANNE)

Yattım yumuşak
Uyudum sıcak sıcak
(YATAK)

Ham iken tatlı
Olmuşu acı
(BEBEK)

Ben giderim,
O gider
Güneşte beni izler
(GÖLGE)

Askerden küçük
Paşadan büyük
(ÇOCUK)

Gece içindeyiz
Gündüz dışında
Pencereli, kapılı
Şirin bir yuva
(EV)

Pazardan aldım
Bir tane
Eve geldim
Bin tane
(NAR)

Eve bitişik odada
Yemek pişer orada
(MUTFAK)

Uzun yoldan kuş gelir
Ne söylese hoş gelir
(MEKTUP)

Bir ağacı oymuşlar
İçine dünyayı koymuşlar
(TELEVİZYON)

Buradan attım kılıcı
Halep’te oynar ucu
(TELEFON)

Çın çın eder
Haber sorar
(TELEFON)

Sesi var canı yok,
Konuşur ağzı yok
(RADYO)

İstanbul da pişer
Kokusu buraya düşer
(MEKTUP)

O her gün yeniden doğar
Dünyaya haber yayar
(GAZETE)

Kuyruğu var
Canlı değil
Konuşur
Ama insan değil
Camı var
Ama pencere değil
(TELEVİZYON)

Alt yanı sivri tepe içindedir (Çene)
Üst yanı çakıldak (Diş)
Daha üstü muşulak (Burun)
Daha üstü ışıldak (Göz)
Üstü kara kolan (Kaş)
Daha üstü bir alan (Alın)

İner reyhan gibi
Oturur sultan gibi
Dürülür hasır gibi
Satılır esir gibi (Kar)

Uzadıkça kısalan şey nedir
(Hayat veya Ömür).

Allah yapar yapısını,
Bıçak açar kapısını.
(karpuz)

Mavi tarla üstünde,
Beyaz güvercin yürür.
(yelkenli)

Ocak başında kuyu,
Kuyunun içinde suyu;
Suyun içinde yılan,
Yılanın ağzında mercan.
(lamba)

Çın-çınlı hamam,
Kubbesi tamam,
Bir gelin aldım,
Babası imam.
(saat)

Bir çuval cevizim var,
Sayarım tükenmez.
yıldız El eker dil biçer.
(yazı)

Arşın ayaklı,
Burma bıyıklı.
(tavşan)

Bir küçücük kutudur,
Bütün dünya yurdudur.
(radyo)

Fini fini fincan,
İçi dolu mercan.
(nar)

Küçücük fıçıcık,
içi dolu turşucuk.
(limon)

Daldan dala,
Kırmızı pala.
(sincap)

Yarım kaşık,
Duvara yapışık.
(kulak)

On ay yatar,
İki ay kalkar;
Feneri yakar,
Etrafa bakar.
(Ateş Böceği)

Dağda tak tak,
Suda cıp cıp.
Arşın ayaklı,
Burma bıyıklı.
(balta,balık,leylek)

Dağdan gelir, taştan gelir,
Bir kükremiş arslan gelir.
(sel)

Sıra sıra odalar,
Birbirini kovalar.
(tren)


Sarı sarı içinde,
Sarı zarfın içinde,
On iki birlik kardeş,
Birbirinin içinde.
(portakal)

Az gitti, uz gitti,
Dere tepe düz gitti,
Altı ay bir güz gitti;
Uyanınca hep bitti.
(rüya)
 
*Her seyi görür
Kendisini göremez(göz)

*Astı yolu kaçtı yola
iki kardes düstü yola
Biri gider biri gelir(ayaklar)

*Yarım kasık
Duvara yapısık (kulak)

*Küçücük bakkal
Dünyayı yutar (ağız)

iki kardes uğrasır birbirini göremez
( GÖZ )

Ben giderim o gider göğsümde tık tık eder
( KALP )

Biz biz idik otuz iki kız idik ( DiS )

*iki damım var
Bir direği var (burun)

*Kırmızı ağaç üstünde
Ak güvercin asılı (dis)

*Evdeki direk
Bir evi tutar (bacaklar

*Küçücük bakkal
Dünyayı yutar (ağız)

çıt çıt çalışır Kurulunca bağrışır. (Çalar saat)

Fırında pişer Mideye düşer (Ekmek)

Yedim yeşil küçük bir küHih Ağzım yandı ah. ah ah. (Biber)

Ay var ıken çıkarlar Güneş var iken kaçarlar (Yıldızlar)

Gökten yağar kar değil Ses çıkarır taş değil Yuvarlaktır top değil Bilin bakalım bu nedir? (Dolu)

Pişirirsen aş olur Pişirmessen kuş olur. (Yumurta)

Ufacık bir top
içini açtım bin top Yemeğe dayamadım Ağzıma attım hophop (Nar)

Gökte dudur paslanmaz Suya düşer ıslanmaz (Güneş)

Bulutlardan süzülür inci gibi dizilir çamur olur ezilir
Bilin bakalım bu nedir? (Yağmur)

Dumanı tüter isterse gider Balık değildir Denizde yüzer. (Gemi)

Bize ışık verir Biraz sonra erir. (Mum)

İki kapaklı
Çok yapraklı İçinde bilgi saklı. (Kitap)

Pamuk gibi tüyleri Havucu koparır dişleri Kulaklan duyar her sesi Hızla çıkar tepeyi. (Tavşan

Ayalçlan kürekli Ne kadar da yürekli Suda gider bir gemi. (Ördek)

Kocaman kanatlı
Şimdi yerden kalktı. (Uçak)

Gece olur yakanz Gündüz olur kapatınz. (lamba)

Şekere benzer, tadı yok Gökte uçar, kanadı yok. (Kar)

Sütü pek çok sever Mını mını der Sütünü bitirince Bıyıklarını temizler. (Kedi)
 
Geri
Top