İki uzun kulağı, küçük top gibi bir kuyruğu var, zıp zıp zıplar, havuç yiyip ormanda yaşar. (TAVŞAN)
¨ Hızlı koşar havuç yerim, top gibi kuyruğum, bembeyaz tüylerim. (TAVŞAN)
¨ Yumuşacıktı tüyleri, kırmızı gözleri herkesi büyüledi, sesini duyan hiç olmadı, havucu en hızlı o yedi. (TAVŞAN)
¨ Koşarken tozu dumana katar, kızdırırsan çifte atar, yavrusu tayı ararken, yelelerini sallar. (AT)
¨ Dörtnal üstünde duran bu hayvan, bazen yük taşır, bazen insan. (AT)
¨ Koşarken uçuşur boynundaki yeleleri, yavrusu tay ile gezinir çayırdaki her yeri. (AT)
¨ Aa i, aa i, diyerek dolaşırım, ağır yükleri taşırım. (EŞEK)
¨ Aa i, aa i, der, dört ayağının üzerinde ne güzel gezer, bir ses duyunca kulaklarını diker. (EŞEK)
¨ En ağır yükleri ben taşırım, bir ses duyunca kulaklarımı oynatırım, azıcık saman yerim, aa i, aa i, derim. (EŞEK)
¨ Otu, samanı yer, sütümden çocuklar içsin der, mö mö diyerek kırda gezer. (İNEK)
¨ Etim sütüm insanlara, çok önemli iki besindir, mööö diye yankılanan ses, ahırda benim sesimdir. (İNEK)
¨ Çayırda otlarım, yavrum buzağıyı ararım, yazın taze ot kışın saman yerim, beni okşayanlara möö mööö derim. (İNEK)
¨ Herkesi taklit eder, ormanda daldan dala gezer, muzu en çok o sever. (MAYMUN)
¨ Ormanda yaşar, yavrusuna kucağında bir bebek gibi bakar, muzu çok sever, ağaçların üstünde hoplayarak gezer. (MAYMUN)
¨ Önce tırtıldı sonra koza döndü, kozadan çıkınca herkes rengârenk kanatlarını gördü. (KELEBEK)
¨ Tırtıldan sonra onu uçarken görmek ne hoştur, rengârenk kanatları sanki bir fiyonktur. (KELEBEK)
¨ Rengârenk kanatlarını çırpar, çiçekten çiçeğe süzülerek uçar. (KELEBEK)
¨ Vak vak der, derede gölde yüzer. (ÖRDEK)
¨ Hem salınarak hem de paytak paytak gider, vak vak der, bazen yürür bazen de yüzer. (ÖRDEK)
¨ Üürü üüüü diyerek, her sabah bizi uyandırır. (HOROZ)
¨ Köyde benim sesimle uyanırlar, üürü üüüü deyince, bütün kümes ayağa kalkar. (HOROZ)
¨ Sabahları en erken ben kalkarım, tünerim çitin üstüne, bağırırım uyuyan herkese, haydi uyanın üürü üüüüüü diye. (HOROZ)
¨ Gıt gıt gıdak der, hergün bize yumurta vermek ister. (TAVUK)
¨ Yumurtayı ben yaparım, gıt gıt gıdaklarım, civcivlerimi korumak için, kara kediyi ben kovalarım. (TAVUK)
¨ Kuş değildir kanadı var, gıt gıt gıdak diyerek yem arar, yumurtlamak için folluğa koşar. (TAVUK)
¨ Cik cik cik der, bahçede dolaşırım, annem tavuğu ararım. (CİVCİV)
¨ Cik cik cik kümeste en minicik, babası erken kalkar, annesi yumurta yumurtlar. (CİVCİV)
¨ Küçük sarıkanatlı, anne tavuğun minik yavrusu, cik cik der gezer, buğday yemeyi çok sever. (CİVCİV)
¨ Kuşların konuşan tek türüdür, konuşması ile bütün insanları güldürür. (PAPAĞAN)
¨ Çok büyüktü vücudu, kalın derisi onu güneşten korudu, yelpaze gibi kulaklarıyla sesleri duydu, hortumu ile yavrusunu sulamak en sevdiği oyundu. (FİL)
¨ O en ağır, o en yelken kulak, o en küçük kuyruk, peki kimdir o? (FİL)
¨ Küçük kuyruğumla kovalarım böcekleri, kocaman kulaklarımla duyarım her sesi, upuzun hortumumla sularım her yeri. (FİL)
¨ Dağda gezer bal arar, kışın uykuya o yatar. (AYI)
¨ Kış gelince uyumak için mağarasına çekilir, kocaman büyük bedeniyle ormanda gezinir, balı görünce yemek için pençeleriyle girişir. (AYI)
¨ Kışın en çok uykuyu, yazın ise armudu ve balı severim, yumuşacık tüylerimle, ben iri bir hayvanım. (AYI)
¨ Kediler onu çok sever, her gün kovalasam der, o peyniri çok sever, her gün yesem der. (FARE)
¨ Gri, beyaz, siyah renkte, minicik bir hayvan hızla koşar evde, bir yandan da gözleriyle peynir arar her yerde. (FARE)
¨ En yüksek daldaki yaprakları o yer, en uzun boylu benim der. (ZÜRAFA)
¨ Upuzun boynu kahverengi benekleriyle, en yüksekteki yaprakları o yer, küçük boynuzları ile ne ineğe ne de geyiğe benzer. (ZÜRAFA)
¨ Kuyruğu büyüktür kendinden, korkunca ağaca tırmanır hemen, en çok fındığı ve cevizi o sever, saklar yuvasına kış gelmeden. (SİNCAP)
¨ Ağaç gövdesindeki kovukta yaşar, cevizi fındığı çok sever, tüylü kıvrık kuyruğu ile çabuk çabuk gider. (SİNCAP)
¨ Minicik bir hayvanım, ormanda yaşarım, kuyruğumdur en belirgin yanım, cevizi çok sevdiğimi söyleyince, hemen ortaya çıkar adım. (SİNCAP)
¨ Duvarda dolaşırım sekiz küçük ayağımla, durmadan ağ örerim bilin bakalım ben hangi böceğim? (ÖRÜMCEK)
¨ Ağ örer balıkçı değil, sekiz ayağı var ahtapot değil, duvarda yürür yavaş yavaş, ağına yakalanan sinekler olu aş. (ÖRÜMCEK)
¨ Sürünerek yürürüm, tıss diyerek seslenirim, boğa, engerek, çıngıraklı, derim pullu ve farklı. (YILAN)
¨ Yerde kıvrım kıvrım kıvrılır, tıss diye ses çıkarır, sürünerek yol alır, kobra, çıngıraklı, piton gibi türleri vardır. (YILAN)
¨ Yerde sürünür, tıss tıss eder, bazen daire olur, bazen kıvrıla kıvrıla gider. (YILAN)
¨ Kabuğunu sırtında taşır, ağır ağır yol alır, pırıl pırıl iz bırakır. (SALYANGOZ)
¨ Kabuğunun içinde yaşar, her fırsatta doğaya koşar, dolaşırken etrafta, o yürür izi parlar. (SALYANGOZ)
¨ Yağmur yağınca ortaya çıkarım, yolda yürürken iz bırakırım, taze yaprak yemeye bayılırım, kabuğumu sırtımda taşırım. (SALYANGOZ)
¨ Bataklık ve sulak yerlerde yaşarım, ayaklarım yere çok yakın, kuyruğum gövdemden uzundur, üzerim pütürlü bir deri ile kaplıdır, Afrika benim yuvamdır. (TİMSAH)
¨ Lale, gül, nergis gibi birçok çeşidim vardır. Balkon ve bahçelerde özel bir yerim vardır. (ÇİÇEK)
¨ Mis kokuları ile süslerler doğayı, sevdiklerimize özel günlerde, hediye ederiz onları. (ÇİÇEK)
¨ Konulunca vazoya, şenlenir evimizin her yeri, mis kokar her biri, papatya gül lale ne güzeldir demeti. (ÇİÇEK)
¨ Dalda durur yemyeşil, sonbaharda sararıp dökülür, rüzgâr onu savurur, yere düşenleri çöpçü süpürür. (YAPRAK)
¨ Her ağacın dalında, farklı şekil ve büyüklükte bulunurum, yazın size gölge yapar, bazen böceklere yem olurum. (YAPRAK)
¨ Ağaçta dal dalın ucunda ben varım, ilkbaharda yeşil sonbaharda sarıyım, bilin bakalım nedir adım. (YAPRAK)
¨ Baharda yeşerir çiçek açar, yazın dallarından meyve sarkar, sonbaharda sararır dökülür yapraklar, kışın dalları kar dolar. (AĞAÇ)
¨ Çeşit çeşit yaprakları var, sincap kuş onun üstüne yuva yapar, hele çeşit çeşit meyveler verdiğinde, dalları yere sarkar. (AĞAÇ)
¨ Çeşit çeşit yapraklar, gövdesini saran dallar, bazıları meyve verir, hepsi doğayı korurlar. (AĞAÇ)
¨ Kökleri var çiçek değil, dalları var kol değil, yaprakları gölge eder, bilin bakalım ben kimim der. (AĞAÇ)
¨ Sadece yağmurdan sonra çıkar, dünyayı yedi rengi ile sarar, sanki gökyüzünde asılı durur, iyi düşünen onun adını bulur. (GÖKKUŞAĞI)
¨ Yağmurdan sonra onu gökyüzünde görebilirsiniz, gökyüzünü saran yedi renkli çizgiyi izleyebilirsiniz. (GÖKKUŞAĞI)
¨ Yaz yağmurunun ardından, beni görürsünüz gökyüzünde, iyice bakarsınız bana, size gülümserim yedi rengimle. (GÖKKUŞAĞI)
¨ Gökyüzünde bulunur, doğayı ısıtır. (GÜNEŞ)
¨ Isıtınca dünyayı, aydınlanır her yer, bitkiler büyümek için, suyu topraktan ışığı ondan ister. (GÜNEŞ)
¨ Yazın bizi ısıtır kışın başka yerleri, gündüz kendini gösterir gece saklar kendini, gökyüzünde farklı yerlerde bulunur, batarken yavaş yavaş yok olur. (GÜNEŞ)
¨ Yağar gökten tıp tıp, yürürken yolda şıp şıp. (YAĞMUR)
¨ Her mevsim yağabilirim, ama en çok ilkbaharda, ıslatmamam için seni, şemsiyeni unutma. (YAĞMUR)
¨ Ben esince saçların uçuşur, balkondaki çamaşırlar çabucak kurur, vuu sıkı tut şapkanı, hızla esince onu yakalamak zor olur. (RÜZGÂR)
¨ Kış gelince yağarım, etrafı bembeyaz yaparım. (KAR)
¨ Yağar lapa lapa, o yağınca kuşlar saklanır saçakta, her tarafı kaplar bembeyaz, kışın keyfi onsuz çıkmaz. (KAR)
¨ Gökyüzünden lapa lapa toplar dökülür, onlar toplanır adam yapılır, top yapıp oynanır, onun üzerinden kızakla kayılır. (KAR)
¨ Kartopunu yuvarlayalım, büyük iki top hazırlayalım, kömürden göz şapka atkı, aman havuçtan burnunu unutmayalım. (KARDANADAM)
¨ Küçük kar tanelerini yuvarlar kocaman bir top yaparız, bir tane daha yapıp üzerine koyarız, burnuna havuç gözüne kömür koyar, başına şapka boynuna atkı takarız. (KARDANADAM)
¨ Kardan yapılan iki koca top, üst üste konur hoop, kömürden gözlerim, havuçtan burnum vardır, güneş beni eritince, benden geriye su kalır. (KARDANADAM)
¨ Açar altına girersin, yağmur yağsa ıslanmazsın, güneş çok olsa da yanmazsın, onunla yağmurdan güneşten korkmazsın. (ŞEMSİYE)
¨ Yağmur yağıyor seller akıyor, onun altında hiç ıslanmadan geziliyor. (ŞEMSİYE)
¨ Yağmur yağınca aç beni, tut başına beni kullanarak koru kendini. (ŞEMSİYE)
¨ Büyük küçük her boyu, güneşten soğuktan başımızı korur, onu takınca kıyafetimiz tam olur. (ŞAPKA)
¨ Onu takarsan başına, ne yağmur ne kar ne de güneş, artık zarar veremez sana, kumaştan yünden hasırdan yapılır, kenarına arma bazen de kurdele takılır. (ŞAPKA)
¨ Başımızı sıcak ve soğuktan onu giyersek koruruz, fötr kasket bere gibi birçok çeşidini giyeriz. (ŞAPKA)
¨ Onu giyince ayakların üşümez ve kirlenmez, o ne çoraptır ne de terlik, onu dışarıda giyeriz, eve girince çıkarmayı unutmamalıyız. (AYAKKABI)
¨ Sütten yapılır kaşar tulum lor, annem ekmeğin arasına kor, domatesle birlikte yenir, tadını sen bana sor. (PEYNİR)
¨ Beyaz krem lor gibi çeşitlerim vardır, her sabah kahvaltıda tadıma bakılır. (PEYNİR)
¨ Kalsiyum almak için süt ve yoğurttan başka, en çok beni yemelisin, kaşar beyaz tulum, içlerinden birini seçmelisin, kahvaltı sofrandan beni eksik etmemelisin. (PEYNİR)
¨ Sarıyım limon değil, soy kabuğumu ye beni, sen yemezsen maymun yer, bir daha yok mu der. (MUZ)
¨ Maymunlar onu yemeyi çok sever, sarı renkli kabuğu parça parça soyup yer. (MUZ)
¨ En çok maymun sever beni, sarıdır kabuğumun rengi, tatlımı tatlı bir meyveyim, kabuğumu soymadan yemeyin. (MUZ)
¨ Çiçekler üretti, arılar kovana taşıdı, birlikte çok çalışıp, tatlı bir yiyecek yaptı. (BAL)
¨ Çiçekten çiçeğe konar, arılar onu toplar, topladıklarını vız vız uçup, kanat çırparak kovanına koyar, petekte üretilir kavanozda sofraya gelir. (BAL)
¨ Çiçekten çiçeğe konarak, arılar yapar beni, tatlıyım şeker değil, ekmeğe sür ye beni. (BAL)
¨ Annem kurabiye ve pastaya koyar, sincap kış için yuvasında saklar, kabuğu serttir içi çıtır çıtır, ye onu kıtır kıtır. (CEVİZ)
¨ Fındıktan daha büyüktür, üstündeki kabuğu kırınca, içindeki yemişi görünür. (CEVİZ)
¨ Beni göremezsiniz kabuğumu kırmadan, baklavanın tadı olmaz ben için de olmadan. (CEVİZ)
¨ Turuncu renkli, toprağın altındadır yeri, tavşanlar ve çocuklar onu çok severek yedi. (HAVUÇ)
¨ Kıtır kıtır yemesi ne hoştur, turuncu rengi ile tavşanın yemek dostudur. (HAVUÇ)
¨ Turuncu renkli sebze diyince, önce beni düşünün, daha iyi görebilmek için, beni yiyin suyumu için. (HAVUÇ)
¨ Dedem kaymaklısını sever, sen çileklisini, ister kaşıkla ister yalayarak ye beni. (DONDURMA)
¨ Vanilyalısı çikolatalısı top top külaha konur, sıcakta erirken onu yemesi pek hoştur. (DONDURMA)
¨ Yaz sıcağında insanlar, onu yiyince ferahlar, soğuk sütlü bir tatlıdır, meyvelisi çikolatalısı, onu yiyenler hemen adını hatırlar. (DONDURMA)
¨ Karanlığı aydınlık yaparım, bir kibritle yanarım, istersen doğum günü pastanda, herkese kaç yaşında olduğunu hatırlatırım. (MUM)
¨ Çeşit çeşit renklerde, çeşit çeşit şekillerde, yanınca etrafına ışık verir, yandıkça küçülür yavaş yavaş erir. (MUM)
¨ Lamba değil aydınlatır, doğum günün de yaşını hatırlatır. (MUM)
¨ Muzlu çilekli çikolatalı, kremanın tadına bir çatalla bakmalı, dilimleri tabağa dikkatle koymalı. (PASTA)
¨ Doğum günü onsuz olmaz, çikolatalı meyveli birçok çeşidiyle, öyle lezzetli ki tadına doyulmaz. (PASTA)
¨ Üzerinde mumları, ne güzeldir onunla, eğlenceli doğum günleri. (PASTA)
¨ Dört tekerlek bir direksiyon, çalar düt düt düt klakson, teker teker binelim, kurallara uygun gidelim. (OTOMOBİL)
¨ Ona binersin, düt düt diye gidersin, ne güzeldir direksiyona oturmak, vitese takıp yola koyulmak. (OTOMOBİL)
¨ Uzak yerlere gitmek için, mutlaka ona binmeliyiz, direksiyon vites fren gaz, dört tekerlek sayesinde istediğimiz yere gideriz. (OTOMOBİL)
¨ Kimi iki kimi üç tekerlek, pedalları ayaklarla çevirerek, dolaşırsın her yeri üstüne binerek. (BİSİKLET)
¨ Üç ve iki tekerleklisi vardır, üstüne binince gitmesi ne hoştur, haydi çevir pedalı çevir, hızlı hızlı daha hızlı. (BİSİKLET)
¨ İki tekerlek gidon ve sele, çevir pedalımı çık yola, eğer yeni öğreniyorsan, bin üç tekerlekli olanıma. (BİSİKLET)
¨ Tahtadan yapar balıkçılar, onunla balık avına çıkarlar, plastikten olanı hava ile şişirilir, çok dikkatle kürekleri çekilir. (SANDAL)
¨ Fış fış kayıkçı diyerek kürekleri çekeriz, suyun üstünde onunla ne güzel gezeriz. (SANDAL)
¨ Denizde bir gezinti için, tut kürekleri daldır suya, önce birini sonra diğerini, hareket ettir durma. (SANDAL)
¨ Kar yağınca buz da tutunca, hemen üstüne atla kay aşağı hızla. (KIZAK)
¨ Haydi, bin üzerime, karın üstünde çıkalım gezintiye. (KIZAK)
¨ Karın üstünde ona binip kayılır, çok kısa sürede çok hızlı yol alınır. (KIZAK)
¨ Karda benimle kaymak, en güzel kış eğlencesi, neyim diye sorarsanız, arabanın tekerleksizi. (KIZAK)
¨ Beş çıta sana yeter, renkli kâğıdı üstüne ger, rengarenk kuyruğunu tak, ipinden çek onu rüzgara bırak. (UÇURTMA)
¨ Uzun kâğıttan kuyruğu, ne güzel uçuşur bulutların üzerinde, onunla koşması ne hoştur, havalandıkça o gökyüzünde. (UÇURTMA)
¨ İpimden tutup rüzgâra bırakırsan, rengârenk kuyruğumla, süzülürüm gökyüzünde. (UÇURTMA)
¨ Çok büyük bir kaşığa benzer, ama içine toprak ve kum girer. (KÜREK)
¨ Onunla toprağı istediğimiz yere atarız, kuyular açıp çiçeklerimizi eker, köklerine onunla toprak atarız. (KÜREK)
¨ İçini su ile doldur, sapından tut, kurumasın bitkiler, üstlerine dikkatle tut. (SÜZGEÇLİ KOVA)
¨ Sapı var çanta değil, içine su doldur, bitkileri sula onunla, işte görevi budur. (SÜZGEÇLİ KOVA)
¨ Kumları onunla doldur içine, onun çevir tersini yere, görelim şeklini bizde, kumdan kale yapmak için hangi oyuncaklar gerekir, söyleyin sizde. (OYUNCAK KOVA VE KÜREK)
¨ Bazen parkta bazen deniz kenarında, oynarız onlarla çamurda toprakta kumda, biri ile doldurulur diğeri içine alır, çocuklar bu oyuncaklara bayılır. (OYUNCAK KOVA VE KÜREK)
¨ Parkta plajda sokakta içine kum doldurursun, alır taşır döker yine onlarla doldurursun. (OYUNCAK KOVA VE KÜREK)
¨ Bütün çocuklar beni sever, bazen havaya atarlar, bazen yerde yuvarlarlar, kaleye girince gooolll diye bağırırlar. (TOP)
¨ Yuvarlanır yerde, zıplar her yerde, büyük küçük her boyu, bulunur çocuklarda. (TOP)
¨ Zıp zıp zıplarım, hop hop hoplarım, futbol basketbol ve istopta, gerekli bir aracım. (TOP)
¨ Sen bana at ben sana, haydi benimle oynasana, yere at zıplasın, havaya at arkadaşın yakalasın. (TOP)
¨ Üstüne oturulur sıkıca tutunulur, sallanırken sanki bulutlara dokunulur. (SALINCAK)
¨ Ne zevklidir ona binmek, sallanıp göklere çıkmak. (SALINCAK)
¨ Oyun parkıdır yerim, çocuklar en çok beni sever derim, bana binip sallanınca, onları eğlendiririm. (SALINCAK)
¨ Şişir onu, uçur onu, ipinden tutmazsan, gökyüzüne kaçır onu. (BALON)
¨ İçine üflemesi ne zordur, ama şişip uçunca eğlencesi çok hoştur. (BALON)
¨ Şişir beni, uçur beni, top gibi fırlat beni. (BALON)
¨ Sarı saçlı kiraz dudaklı, onu bana teyzem aldı, sallayınca kapandı gözleri, arkasına basınca ınga ınga dedi. (OYUNCAK BEBEK)
¨ Rengârenk saçlıdır, çocukların en sevdiği oyuncaktır, karnını doyurması onu uyutması çok eğlencelidir. (OYUNCAK BEBEK)
¨ Evcilik oynarken, kızlar annem olur, erkekler babam, kucaktan kucağa gezerim her an. (OYUNCAK BEBEK)
¨ Bebek sallayınca şıkır şıkır sesi gelir, sesi duyan bebek, artık ağlamaz gülücükler gönderir. (ÇINGIRAK)
¨ Küçük bebekler onu çok sever, şıkır şıkır sallanınca, ellerini uzatıp onu almak isterler. (ÇINGIRAK)
¨ Beni en çok bebekler sever, sapından tutup sallarım der, salladığında ses çıkınca, kıkır kıkır gülerler. (ÇINGIRAK)
¨ Bebeklere sorun onu, içi bazen süt bazen meyve suyu dolu, içer bebek ondan cuk cuk, karnı acıkmış verelim ağlamasın çabuk çabuk. (BİBERON)
¨ Hadi içine süt ya da mama koyalım, bebeğin ağzına verip karnını doyuralım. (BİBERON)
¨ Cam bir şişenin ağzında emzik, eğer o olmazsa bebeğe sütü nasıl verirdik, bebekler genellikle onunla mama yer, sütümü ondan içmeliyim der. (BİBERON)
¨ Onlarla kule yap, köprü yap, boz tekrar tekrar yap. (KÜPLER)
¨ Tahta ya da plastikten yapılır, onlardan ister üst üste dizip kule, ister yan yana dizip köprü yapılır. (KÜPLER)
¨ Küçük kutucuklar dizilir üst üste, aman çarpma devrilirler yere, topla onları diz tekrar yan yana üst üste. (KÜPLER)
¨ Dört ayak bir oturak, sırtını yasla etrafına keyifle bak. (SANDALYE)
¨ Anne baba ve çocuk üstüne oturur, yemek saatinde masanın etrafında hep onlar olur. (SANDALYE)
¨ Masada yemek yemek için, mutlaka bana oturmalısınız, eğer ben olmasaydım, ayakta yemek zorunda kalırdınız. (SANDALYE)
¨ Bazen düz bazen desenli, sereriz yere seni, yumuşacık üstünde, oyun oynamak çok zevkli. (HALI)
¨ Her evde beni görebilirsiniz, yerlere serilir eşyaları üstümde taşırım, aman üstüme bir şey damlatma, annen beni silerek gıdıklar sonra (HALI)
¨ Evde yere serilir, benim adım nedir, bazılarımız düz bazılarımız desenli, evinizde olmam sizin için önemli. (HALI)
¨ Denize girmek için giydiğimiz giysidir. (MAYO)
¨ Hava çok sıcak haydi denize girelim, sakın palto elbise çorap giymeyelim, bizi görenleri güldürmeyelim, pekiyi o zaman biz ne giyelim. (MAYO)
¨ Denize havuza girmeden önce onu mutlaka giyeriz, yazın sıcak günlerinde onu giymeden yüzmeyiz. (MAYO)
¨ Denize giren çocukların belindedir, sanki simit gibidir, aman sakın ısırma o bir yiyecek değildir. (DENİZ SİMİDİ)
¨ Denizde havuzda bizi boğulmaktan kurtarır, bu yuvarlak halkanın içine girerek yüzmek ne hoştur. (DENİZ SİMİDİ)
¨ Çocuklar yüzme öğrenirlerken, mutlaka onu kullanmalı, denize girmende önce, şişirip çocukların beline takmalı. (DENİZ SİMİDİ)
¨ İçimden geçince su, kıvrım kıvrım olurum doğrusu, benimle sularsınız bitkileri, işiniz bitince kıvırıp saklayın beni. (BAHÇE HORTUMU)
¨ Çimen çiçek ve ağaçlar hep onunla sulanır, bazen uzar ip olur, bazen de yılan gibi kıvrılır. (BAHÇE HORTUMU)
¨ İçimden su geçer, bahçedeki bitkiler benden su içer, içi boş kalın bir ip gibiyim, musluktaki suyu bitkilere içiririm. (BAHÇE HORTUMU)
¨ Kâğıt ve kumaş kesmez, o çok özeldir, otları çiçekleri onunla kesmek daha kolay ve güzeldir. (BAHÇE MAKASI)
¨ Çimen ve çiçek onunla kolay kesilir, ağaçların dalları onunla budanır, bahçıvan amcanın ayrılmaz en yakın dostudur. (BAHÇE MAKASI)
¨ Ağaçlar ve çiçekler, ancak benimle budanır, kurumuş dallar ve yapraklar, benim yardımımla kesilir. (BAHÇE MAKASI)
¨ Annem babam okur, ben resimlerine bakarım, ondan okunan hikâyeleri, hiç unutmam hemen hatırlarım. (KİTAP)
¨ İçimde pek çok bilgi saklarım, hikâyelerimle hepinizi etrafımda toplarım, sayfa sayfa açılır kütüphanede saklanırım. (KİTAP)
¨ Onların sayesinde biz, yeni şeyler öğreniriz, ama okumayı bilmediğimiz için, öğretmen okur biz dinleriz. (KİTAP)