gülüşüm
Uzman
Okul Öncesi Dönemde Fen ve Doğa Etkinlik Örnekleri
Amacı: Birçok fen kavram ve kurallarının, evimizde bulunan ya da etrafımızdan kolayca temin edebileceğimiz basit araç-gereçlerle deneyler düzenleyerek somutlaştırılabilme.
Giriş:Bilim gerçeği bulmaya ve doğanın bilinmeyenlerini açıklamaya çalışan bilişsel bir arayıştır. Bilimin bu akılcı ve nesnel boyutlarının yanında duygusal bir boyutu da vardır. Bir çok canlı türü gibi insan da doğayla uyumlu yaşamak için çaba harcamış bu çabanın da ötesinde düşünme iletişim kurma ve araç yapma gücü ile doğaya hakim olma sürecine girmiştir.
Bilimin temel amacı, ister çocukluk ister gençlik ve ya olgunluk; hangi yaşta olursa olsun değişmemektedir. Bu amaç doğanın bilinmeyenlerini bulma gerçeği anlama çabalarıdır. Bu arayışımızın özü doğamızda vardır. İnsanın en meraklı, çevreyi keşfe en açık, en çok öğrenme arzusunun olduğu dönem okul öncesi dönemdir. Bu nedenledir ki pek çok bilim insanının da belirttiği gibi çocuk doğal bir bilim insanıdır. Yaşadığı yüz yılın en büyük dehası kabul edilen Albert Einstein bu konudaki düşüncelerini “Uzun zamandır öğrendiğim bir şey var : Gerçeklikle örtüştürüldüğünde tüm bilgimiz ilkel ve çocuklukta kalmaktadır. Ama gene de sahip olduğumuz en değerli şeydir bilim”şeklinde ifade etmektedir.
Çocuklar doğal bilim insanıdırlar. Etrafındaki varlıkları en önemli iletişim aracı olan ağzı ile yoklayarak ne olduklarını anlamaya çalışır. Nerede ise bir iki yılı tamamen etrafını kuşatan yeni dünyasını dokunarak, emerek, çekerek, iterek, avuçlayarak ya da yiyerek; keşifle geçer. Kendince, etrafındaki insanları açlık ihtiyacını karşılayanlar ve karşılamayanlar diye ayırır. Daha sonraki aylarda açlık ihtiyacını gideren besin maddeleri arasında tadına göre ayırımlar yapar. Anne memesini emerek büyüyen şanslı çocuklardan ise en çok onunla olmaktan hoşlanır. Onun kokusunu, dokunuşunu, sevecenliğini diğerlerinden ayırır. Zamanla bu sınıflamalarında daha da derinleşerek farklılık ya da benzerliklerin nedenlerini araştırır. Bu nedenle neden, niçin, nasıl sözcükleri tıpkı bilim insanları gibi en çok sevdiği ve kullandığı sözcüklerdendir. Etrafını kuşatan dış dünyada nerede ise merak etmediği hemen hemen hiçbir şey yoktur. Çocuk okulöncesi dönemde planlı yada plansız öğrenmelerine devam eder. Bu dönemde fen eğitiminin amacı, onda merak duygusu uyandırarak çevresini tanımayı ve bu süreçte karşılaştığı problemlere çözüm üreterek çeşitli yaşam becerileri ile donanmasına yardımcım olmaktır.
Okul öncesi dönem çocuklarının soyut olan olaylardan çok somut olan nesneler dikkatini çeker. Böylece, çevreyi büyük bir dikkatle inceleme, araştırma yolu ile keşfetme merakı ile dolu olan çocuğa büyükler bol materyalli oyunlar, canlandırma ve bulmacalar, fen etkinlikleri, şarkılar sunarsa konuyu daha çekici hale getirebilir. Çocuklar çevrelerindeki materyallerle parçaları birleştirerek bir bütünü yani bir oyuncağı elde edebilecekleri gibi, bir bütünün parçalarını farklı şekilde birleştirerek farklı bir oyuncağa da ulaşabilirler. Bu nedenle büyükler tek parçalı oyuncaklar yerine daha fazla parçalı oyuncakları tercih etmelidirler Yine, bir materyal yapılırken arta kalan materyaller yeni bir materyalin yapımında değerlendirilebilir. Ayrıca eski, kullanılmayan, bozuk ya da kırık olan materyal oyuncakların sağlam olan parçalarından yeni ürünler yapılabilir. Bu tür çalışmaların çocuklara kazandırabilecek pek çok faydasının yanında, ellerinde bulunan malzemeleri daha akılcı kullanma yolunu öğrenirken işe yaramaz olarak bilinenleri değerlendirerek yeni şeyler icat etmenin gururunu da yaşayacaklardır. Bunun için de en uygun ortam çocuğun içinde bulunduğu köy, kasaba, mahalle, ev, bahçe, sokak, park, market, bakkal dükkanı fırın, otobüs, postane, durak …vb doğal çevresidir; bu çevrede 0-6 yaş dönemi çocuğu için bilim, bir tohumun çimlenmesini, suyun buharlaşmasını, kuşun uçuşunu, rüzgarın esişini, yağmurun yağışını izleyerek sorular sormak yaşadığı çevre ile ilgili bilinmeyenlere yanıt aramaktır.
Nasıl Açıklayalım
1.Balon Roket
Neler Gerekli? :2-3 metre iplik, balon, mandal, bant.
İpliği pipetin içinden geçirelim
Balonu şişirip hafifçe bükerek ağzını mandallayalım
İplik geçirilmiş pipeti balonun üzerine boylamasına bantlayalım
Mandal çıkarıldığında balon ne tarafa doğru hareket eder?
İpliğin iki ucundan gergince tutup balonun ağzındaki mandalı çıkaralım ve balonun hareketini gözlemleyelim.
Sonuç: Balonun ağzı açılınca bu bölgede oluşan havanın basıncı daha fazla olduğu için balon arkaya doğru hareket eder.
2. Su Neden Dökülmüyor?
Neler Gerekli?: Pipet, su.
Pipeti su ile Dolduralım ve parmağımızı kapatarak ters çevirelim
Suyun akıp akmadığını gözlemleyelim
Ara sıra parmağımızı pipetin üzerinden kaldıralım ve yeniden gözlemleyip iki durumu karşılaştıralım.
Sonuç: Parmağımızı pipetin ucundan kaldırdığımızda hava pipetin içine girerek suyu dışarıya doğru iter, parmağımızı pipetin üzerine koyduğumuzda ise pipete hava girmediği için su da dışarı çıkmaz.
3.Kağıt Neden Islanmıyor?
Neler gerekli?: Bardak, bir miktar kağıt, su, bardaktan daha büyük bir kap.
Kağıdı buruşturup bardağın tabanına yerleştirelim
Kabı su ile doldurup bardağı dik olarak su dolu kaba batıralım ve aynı
şekilde dik olarak çıkararak kağıdın ıslanıp ıslanmadığını kontrol edelim
Sonuç: Boş olan her yeri hava doldurur dolayısı ile bardağın içerisinde de hava vardır. Bardak dik konumda suya daldırıldığında hava bardaktan çıkamaz, bardak suya batırıldığında bardaktaki hava kağıt ve su arasında sıkışarak kağıdın ıslanmasını engeller.
4. Akciğerler Nasıl Çalışır?
Neler Gerekli?: Üç tane balon ( İkisi aynı büyüklükte ve aynı renkte diğeri daha büyük ve farklı renkte olabilir) , iki tene kıvrılabilen pipet, bant, iplik, petşişe , oyun hamuru.
Pet şişeyi enine ortadan ikiye keselim
Pipetleri kıvrılan yerleri aynı yönde olarak bantlayalım ( kıvrılan yerlerini bantlamayalım)
Balonlardan her birini pipetlerden birinin ucuna takarak iyice bağlayalım(Pipet ve balonları pet şişenin içinden geçirelim ancak balonlar pet şişenin geniş kısmında kalmalı)
Büyük balonun dar olan bölümünü keselim ve pet şişenin açık olan ağzına geçirelim ve çıkmaması için iyice batlayalım
Pipetlerin etrafını oyun hamuru ile iyice kapadıktan sonra üfleyip balonları gözlemleyelim.
Sonuç: Diyafram ve kaburga kaslarının (Alttaki balon diyafram görevi yapar) birlikte çalışması ile göğüs boşluğunun hacmi değiştirilir, buna bağlı olarak nefes alma ve verme gerçekleşir.
5.Balonda Ne Var?
Neler Gerekli?: İki tane balon, ısıya dayanıklı bir şeffaf kap, sıcak ve soğuk su, bir miktar iplik.
Balonun içerisinde bir şey olup olmadığını konuşalım, sonra boş balonun ağzını iyice bağlayalım ve sıcak suya koyalım,bir süre bekledikten sonra soğuk suya koyalım. Futbol, basketbol ya da diğer topların beton zeminde bir süre bekletilince ne olduğu sorusunu yanıtlayalım. Daha sonra balon ya da odanın her zaman ne ile dolu olduğu sorusunu yanıtlayalım.
Sonuç: Hava renksiz ve kokusuz bir gaz olduğu için varlığını anlayamayız. Balonu ağzını kapatıp sıcak suya koyduğumuzda hava genleşerek balonu şişirir, soğuk suya koyduğumuzda ise büzülerek eski haline gelir. Böylece balonun içerisini havanın doldurduğunu söyleyebiliriz.
6. Neden İki Gözümüz Var?
Neler Gerekli? : Kapaklı kalem, çeşitli cisimler
Bir gözümüzü kapatarak kalemin kapağını kapatmaya çalışalım
Şimdi de iki gözümüz açık olarak kalemin kapağını kapatmaya çalışalım
Daha sonra hiç başımızı sağa sola çevirmeden sağ gözümüzle sol tarafta bulunan, sol gözümüzle de sağ tarafta bulunan cisimleri ayrı ayrı sayalım.
Sonuç: İki gözümüz olmalı ki beynimiz nesneler arasındaki uzaklığı kıyaslayarak sonuçlandırabilsin ve başımızın karşısında bulunan tüm bölgeyi algılayabilsin.
7. Yürüyen Renkler
Neler Gerekli?: Koyu renkli keçeli kalemler, süzgeç ya da kurutma kağıdı, su, bardak tabak ya da benzeri bir kap.
Kurutma kağıdından uzunca bir şerit keselim
Uç kısmına koyu renkli keçeli kalemle büyükçe noktalar koyalım
Kağıdı noktalı yerin hemen altından suya batıralım ve diğer ucunu yukarıda tutup 2-3 dakika gözlemleyelim.
Sonuç: Bazı renkler başka renklerin karışımından oluşur. Bu şekilde oluşan renkler ayrıştırıldığı zaman kendini oluşturan renklere
8. Yer Bizi Çekiyor
Neler Gerekli? -
Önce oturalım, sonrada kalkalım bu işlemi birkaç kere tekrarlayıp otururken mi, yoksa kalkarken mi daha fazla zorlanırız? Sorusunu yanıtlayıp nedenini tartışalım.
Bu etkinlikten hareketle yokuş çıkarken neden daha fazla
Yorulduğumuzun yanıtını arayalım.
Sonuç: Aşağıya doğru eğilirken ya da otururken yer de bizi kendine doğru çeker.Böylece için rahatlıkla otururuz. Ancak, yukarı doğru kalkarken yer çekiminin tersine doğru hareket ettiğimiz için biz kalkmaya çalışırken yer bizi aşağıya doğru çeker ve kalkmakta zorlanırız.
Merak Uyandırıp Dikkat Çekelim
1. Bardak Dolu mu?
Neler gerekli ?: Birkaç parça taş, bir miktar çakıl, biraz kum, su, su bardağı, su.
Bardakta ne var? Diye soralım çocukların hemen hemen hepsi boş diye cevap verirler
Sonra taş parçalarını bardağa azına kadar yerleştirelim
Şimdi bardak doldu mu? Diye soralım ve hemen arkasından bardağa çakıl taşları yerleştirelim
Soruyu tekrarlayalım, bardağa kum dolduralım ve yine soruyu tekrarlayalım Arkasından bardağa su koyalım ve şimdi bardak doldu mu? Diye soralım.
Sonuç: Hacim ve yer (Mekan) kavramının kavratılması amacı ile planlanmış bir etkinliktir. Büyük varlıkların bir araya geldiklerinde aralarında her zaman boşluklar bulunur. Bu boşlukları daha küçük varlılar doldurur. Bu işlem hiç yer kalmayıncaya kadar devam eder.
NOT: Kullanılan malzemeler deney sırasında kimsenin göremeyeceği kapalı bir kapta muhafaza edilmeli
3. Kaybolan Çukur
Neler gerekli?: Pinpon topu, bir büyük bardak , biraz sıcak su
Ezik bir pinpon topunu göstererek bunu nasıl düzeltebiliriz? Diye soralım
Gelen fikirleri değerlendirip topu sıcak su dolu kaba koyarak birkaç dakika gözlemleyelim.
Sonuç: Pinpon topunu sıcak suya koyduğumuzda içindeki hava genleşerek çukurun düzleşmesini sağlar.
4. El İzlerimizi İnceleyelim
Neler gerekli?: Büyüteç, ıstampa, mürekkep, beyaz kağıt
Baş parmağımızı ıstampaya iyice bastıralım
Sonra beyaz kağıda parmağımızı sağa sola çevirmeden iyice bastıralım
Mercekle parmaklarımızdaki izleri, kağıttaki izleri inceleyelim
Daha sonra kendi el izlerimizi arkadaşlarımızınki ile karşılaştıralım.
Sonuç: Parmak izlerimizi daha görünür hale getirmek için boyarız ya da büyütürüz. Parmak izlerimiz arkadaşlarımızın parmak izlerine benzese de de aslında pek çok farklılıkları da vardır.
5. Biz de Büyüteç Yapabiliriz
Neler gerekli?: Asetat kağıdı, mum, su, yazılı bir kağıt
Mumu yakalım ve asetata damlatalım
Ortasını açarak burayı su ile dolduralım
Asetatı yazılı bir kağıdın üzerine koyalım
Su damlasının olduğu yerdeki harflerle diğer yerdeki harfleri büyüklükleri bakımından karşılaştıralım. Bu deneyin sonucundan yararlanarak deniz veya havuzda el ve ayaklarımızın büyük görünme nedenini söyleyelim.
Sonuç: Su mercek görevi yaparak altındaki yazıların büyümesini sağlar. Mumum kullanılma nedeni suyun yayılmasını önleyerek suya mercek özelliği kazandırmaktır.
NOT: Aynı etkinliği bir şeffaf olmayan bir kabın ortasına para konulup üzerine yavaş yavaş su eklenerek paranın ve gözlemleyenlerin yeri değişmediği halde paranın görünür hale getirilmesi şeklinde de yapılabilir.
6. Rıchard’ın Babası Oğluna Bilimi Nasıl Öğretti?
Hafta sonları babam beni ormanda gezmeye götürüp, bana ormanda olan garip şeyleri anlatırdı…
Çocuklardan biri bir gün bana dedi ki: ‘ O kuşu gördün mü, o kuş ne kuşudur?
Ne kuşu olduğu hakkında en küçük bir fikrim yok’ diye cevap verdim.
Bana dedi ki; bu, kahverengi boyunlu ardıç kuşu. Baban sana hiçbir şey öğretmez mi?
Fakat, tam tersiydi. Bana önceden öğretmişti: Ormanda gezerken bir gün babam ‘O kuşu gördün mü?’ dedi. ‘O bir çalıbülbülüdür’ -gerçek ismini bilmediğini biliyordum- buna İtalyanca’ da, Choto lapittida, Portekizce’de, Bom da paida, Çince’de Chung-long –tah ve Japonca’da Katana tekada denir. Sen bu kuşa her dilde ne dendiğini bilebilirsin, fakat sonunda kuş hakkında hiçbir şey bilmediğini anlarsın. Sen sadece değişik yerlerde yaşayan insanları ve kuşu nasıl adlandırdıklarını bilirsin. Onun için, kuşu inceleyip ne yaptığına bir bakalım-önemli olan budur. Böylece, bir şeyin adını öğrenmekle bir şeyi öğrenmenin arasındaki farkı çok erken öğrendim.
Bana dedi ki: ‘Örneğin, bak: kuş sürekli tüylerini gagalar. Onu etrafta dolaşırken tüylerini gagalarken gördün mü?
- Evet’
Bana dedi ki: ‘Sana göre kuşlar tüylerini neden gagalar?’
Ben de ‘Belki uçarlarken tüylerini dağıtırlar, böylece tüylerini düzeltmek için gagalarlar’ dedim.
‘Pekala’ dedi. ‘Eğer nedeni buysa, uçtuktan hemen sonra tüylerini gagalarlardı.Öyleyse, yere indikten bir süre sonra, artık tüylerini o kadar gagalamazlardı. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
‘Evet’
‘Öyleyse, bakalım yere indikten sonra daha fazla gagalıyorlar mı?
Bunu anlatmak zor değildi:Çevrede biraz dolaşan kuşlarla, yere yeni konan kuşlar arasında fazla fark yoktu. Onun için dedim ki:‘Tamam, pes ediyorum. Neden bir kuş tüylerini gagalar.?’
‘Çünkü onu rahatsız eden bitler vardır’ diye cevapladı. ‘Bitler onun tüylerinden kopan protein parçacıklarını yerler’. Ve devam etti: ‘Her bitin bacaklarında balmumuna benzer şeyler bulunur, ve küçük kurtlar bunları yer. Kurtlar yediklerini tamamen sindiremez, böylece içinde bakterilerin büyüdüğü şekere benzer maddeyi kuyruklarından çıkarırlar.’
Sonuç olarak dedi ki: ‘Gördüğün gibi her yerde bir yiyecek kaynağı ve bu kaynağı bulan bir hayat formu bulunur’.
Şimdi anladım ki, aslında bir bit olmayabilirdi ve bitlerin bacaklarında kurtlar olduğu da doğru olmayabilirdi. Bu hikaye detaylarıyla muhtemelen yanlıştı, fakat bana anlattıkları şeyler esas itibariyle doğruydu.
Biraz da Eğlenelim
1. Çiğ ve Pişmiş Yumurta
Neler gerekli?: Birisi pişmiş diğeri çiğ iki tane yumurta, bir tene düz tabak.
Pişirilmiş ve çiğ yumurtaları karıştırmamak için üzerlerine gizli şifreler koyalım
Yumurtaları sıra ile düz bir zemin üzerinde döndürelim dönen yumurtaya parmağımızla dokunup dönmeye bırakalım
Hangi yumurtanın dönmeye devam ettiğini hangi yumurtanın ise dönmekte sorun yaşadığını yumurtaları kırarak inceleyelim
Yumurtayı kırarken önce uçlarından bastırarak kırmayı deneyelim, olmuyorsa yanlarından kırabiliriz.
Sonuç: Duran bir cisme müdahale edip durdurmaya çalışıldığında dönmeye, duran bir cismi hareket ettirmeye çalıştığımız dada durmaya devam etmek ister. Yumurta pişirildiğinde katılaşır, yumurta dönerken durdurulduğunda iç kısmı dış kısmına uyum sağlayamaz ve dönmesini sürdüremez. Çiğ yumurtada ise içi sıvı olduğu için dış kısmına daha çabuk uyum sağlayarak dönmesini sürdürür. Böylece daha iyi dönen yumurtanın çiğ yumurta olduğunu söyleyebiliriz.
2. Isı ile Çalışan Pervane
Neler gerekli?
İnce bir kağıt, kalem, makas
Kağıdı aşağıdaki gibi keselim
İşaretli çizgiden ikiye katlayıp tekrar açalım
Çizginin tam orta yerinden iz yaparak çizim yaptığımız kurşun kalemin ucuna yerleştirip elimizde tutarak dönmesini bekleyelim, olmuyorsa kalorifer yada daha sıcak bir cismin yanına yaklaştıralım.
Sonuç: aşağıdan pervanenin kanatlarına gelen sıcak hava yükselirken onun yerini basıncı daha fazla olan soğuk hava alacaktır. Böylece Hava akımları arasında kalan pervane dönerek hareket edecektir.
3. Zıplayan Para
Neler gerekli?: Ağzı dar bir cam şişe, madeni para.
Şişenin ağzını kapatacak büyüklükte madeni parayı suda ıslatarak şişenin ağzına kapatalım
Şişeyi avuçlarımızın arasına alarak bir süre bekleyelim paranın yukarıya doğru kalkıp tekrar indiğini göreceğiz
Bu etkinliği parayı ıslatmadan da deneyelim ve farkı tartışalım.
Sonuç: Ellerimizden ısı alan şişenin içindeki hava genleşerek hacmi artar, şişeye sığamaz, parayı yukarı iterek dışarı çıkar,böylece para yukarıya doğru zıplar.
Çevremize Farklı Gözlerle Bakalım
1.Yaprak Koleksiyonu Yapalım
Neler Gerekli?
Çeşitli yapraklar, yapıştırıcı, boş defter ya da kağıt.
Bir çevre gezisi yapılarak toplanan yapraklardan yaş olanlar kurutulur
Kuru yapraklar bir özelliğine göre sınıflandırılır
Diğer yapraklar da kuruduğunda diğerlerinin arasına eklenerek yaprak koleksiyonu yapılmış olur.
2. Kağıdın Altında Ne Var?
Neler Gerekli?Kurutulmuş farklı yapraklar, ince kağıt, kurşunkalem.
Kurutulmuş farklı yaprakları kağıdın altına koyalım
Kalemi yatay tutarak kağıdın üzerinden boyayalım
Boyama devam ettikçe kağıdın altındaki yaprağın bütünü ortaya çıkacaktır.
Aynı etkinliği kağıdın altına para, düğme gibi cisimler de konularak kağıdın altında ne var ? Şeklinde bir oyuna dönüştürülebilir.
Sonuç: Oyun haline getirilerek çevreye ilgi uyandırmak, dikkat çekmek çocuklarımızın doğayı tanıma ve sevmelerine yardımcı olmak amacı ile planlanan bu etkinlikte kağıdın altına saklanan bir yaprağın şekli kağıdın üzerinden kalemle aynı yönde boyandığında kağıda çıkar.
3. Tohumun Çimlenmesi ( Drama)
Neler gerekli?: Birkaç kuru tohum, biraz pamuk, su, bir çay tabağı, bir sürahi
Önce tohumun çimlenmesi öğrencilerle birlikte canlandırılır
Tohumun çimlenmesinde öğrencilerden birisi tohum olur
Başını aşağıya eğerek kolları ile başını kavrar
Çiftçi tohumun yanına gelerek tohumu sular, etrafını kazarak havalandırır ve üzerini örterek ısınmasını sağlar
Bir süre sonra tohum, ellerini yukarı kaldırarak neşe ile uyanır ve çimlenmeye başlar.
Daha sonra tohum çimlenme deneyi yapılır.
Pamuk tabağın içine yerleştirilir, üzerine fasulye tohumları konulur,üzerleri pamukla örtülerek ıslatılır. Uygun bir yere konularak her gün gözlemlenerek değişiklikler üzerinde konuşulur, nemi eksildikçe sulanır( Pamuk çok ıslak ve çok kuru olmamalıdır)
Sonuç:Canlandırmadan yararlanılarak su, hava ve ısının tohumun çimlenmesinde gerekli olduğu vurgulanır.
Amacı: Birçok fen kavram ve kurallarının, evimizde bulunan ya da etrafımızdan kolayca temin edebileceğimiz basit araç-gereçlerle deneyler düzenleyerek somutlaştırılabilme.
Giriş:Bilim gerçeği bulmaya ve doğanın bilinmeyenlerini açıklamaya çalışan bilişsel bir arayıştır. Bilimin bu akılcı ve nesnel boyutlarının yanında duygusal bir boyutu da vardır. Bir çok canlı türü gibi insan da doğayla uyumlu yaşamak için çaba harcamış bu çabanın da ötesinde düşünme iletişim kurma ve araç yapma gücü ile doğaya hakim olma sürecine girmiştir.
Bilimin temel amacı, ister çocukluk ister gençlik ve ya olgunluk; hangi yaşta olursa olsun değişmemektedir. Bu amaç doğanın bilinmeyenlerini bulma gerçeği anlama çabalarıdır. Bu arayışımızın özü doğamızda vardır. İnsanın en meraklı, çevreyi keşfe en açık, en çok öğrenme arzusunun olduğu dönem okul öncesi dönemdir. Bu nedenledir ki pek çok bilim insanının da belirttiği gibi çocuk doğal bir bilim insanıdır. Yaşadığı yüz yılın en büyük dehası kabul edilen Albert Einstein bu konudaki düşüncelerini “Uzun zamandır öğrendiğim bir şey var : Gerçeklikle örtüştürüldüğünde tüm bilgimiz ilkel ve çocuklukta kalmaktadır. Ama gene de sahip olduğumuz en değerli şeydir bilim”şeklinde ifade etmektedir.
Çocuklar doğal bilim insanıdırlar. Etrafındaki varlıkları en önemli iletişim aracı olan ağzı ile yoklayarak ne olduklarını anlamaya çalışır. Nerede ise bir iki yılı tamamen etrafını kuşatan yeni dünyasını dokunarak, emerek, çekerek, iterek, avuçlayarak ya da yiyerek; keşifle geçer. Kendince, etrafındaki insanları açlık ihtiyacını karşılayanlar ve karşılamayanlar diye ayırır. Daha sonraki aylarda açlık ihtiyacını gideren besin maddeleri arasında tadına göre ayırımlar yapar. Anne memesini emerek büyüyen şanslı çocuklardan ise en çok onunla olmaktan hoşlanır. Onun kokusunu, dokunuşunu, sevecenliğini diğerlerinden ayırır. Zamanla bu sınıflamalarında daha da derinleşerek farklılık ya da benzerliklerin nedenlerini araştırır. Bu nedenle neden, niçin, nasıl sözcükleri tıpkı bilim insanları gibi en çok sevdiği ve kullandığı sözcüklerdendir. Etrafını kuşatan dış dünyada nerede ise merak etmediği hemen hemen hiçbir şey yoktur. Çocuk okulöncesi dönemde planlı yada plansız öğrenmelerine devam eder. Bu dönemde fen eğitiminin amacı, onda merak duygusu uyandırarak çevresini tanımayı ve bu süreçte karşılaştığı problemlere çözüm üreterek çeşitli yaşam becerileri ile donanmasına yardımcım olmaktır.
Okul öncesi dönem çocuklarının soyut olan olaylardan çok somut olan nesneler dikkatini çeker. Böylece, çevreyi büyük bir dikkatle inceleme, araştırma yolu ile keşfetme merakı ile dolu olan çocuğa büyükler bol materyalli oyunlar, canlandırma ve bulmacalar, fen etkinlikleri, şarkılar sunarsa konuyu daha çekici hale getirebilir. Çocuklar çevrelerindeki materyallerle parçaları birleştirerek bir bütünü yani bir oyuncağı elde edebilecekleri gibi, bir bütünün parçalarını farklı şekilde birleştirerek farklı bir oyuncağa da ulaşabilirler. Bu nedenle büyükler tek parçalı oyuncaklar yerine daha fazla parçalı oyuncakları tercih etmelidirler Yine, bir materyal yapılırken arta kalan materyaller yeni bir materyalin yapımında değerlendirilebilir. Ayrıca eski, kullanılmayan, bozuk ya da kırık olan materyal oyuncakların sağlam olan parçalarından yeni ürünler yapılabilir. Bu tür çalışmaların çocuklara kazandırabilecek pek çok faydasının yanında, ellerinde bulunan malzemeleri daha akılcı kullanma yolunu öğrenirken işe yaramaz olarak bilinenleri değerlendirerek yeni şeyler icat etmenin gururunu da yaşayacaklardır. Bunun için de en uygun ortam çocuğun içinde bulunduğu köy, kasaba, mahalle, ev, bahçe, sokak, park, market, bakkal dükkanı fırın, otobüs, postane, durak …vb doğal çevresidir; bu çevrede 0-6 yaş dönemi çocuğu için bilim, bir tohumun çimlenmesini, suyun buharlaşmasını, kuşun uçuşunu, rüzgarın esişini, yağmurun yağışını izleyerek sorular sormak yaşadığı çevre ile ilgili bilinmeyenlere yanıt aramaktır.
Nasıl Açıklayalım
1.Balon Roket
Neler Gerekli? :2-3 metre iplik, balon, mandal, bant.
İpliği pipetin içinden geçirelim
Balonu şişirip hafifçe bükerek ağzını mandallayalım
İplik geçirilmiş pipeti balonun üzerine boylamasına bantlayalım
Mandal çıkarıldığında balon ne tarafa doğru hareket eder?
İpliğin iki ucundan gergince tutup balonun ağzındaki mandalı çıkaralım ve balonun hareketini gözlemleyelim.
Sonuç: Balonun ağzı açılınca bu bölgede oluşan havanın basıncı daha fazla olduğu için balon arkaya doğru hareket eder.
2. Su Neden Dökülmüyor?
Neler Gerekli?: Pipet, su.
Pipeti su ile Dolduralım ve parmağımızı kapatarak ters çevirelim
Suyun akıp akmadığını gözlemleyelim
Ara sıra parmağımızı pipetin üzerinden kaldıralım ve yeniden gözlemleyip iki durumu karşılaştıralım.
Sonuç: Parmağımızı pipetin ucundan kaldırdığımızda hava pipetin içine girerek suyu dışarıya doğru iter, parmağımızı pipetin üzerine koyduğumuzda ise pipete hava girmediği için su da dışarı çıkmaz.
3.Kağıt Neden Islanmıyor?
Neler gerekli?: Bardak, bir miktar kağıt, su, bardaktan daha büyük bir kap.
Kağıdı buruşturup bardağın tabanına yerleştirelim
Kabı su ile doldurup bardağı dik olarak su dolu kaba batıralım ve aynı
şekilde dik olarak çıkararak kağıdın ıslanıp ıslanmadığını kontrol edelim
Sonuç: Boş olan her yeri hava doldurur dolayısı ile bardağın içerisinde de hava vardır. Bardak dik konumda suya daldırıldığında hava bardaktan çıkamaz, bardak suya batırıldığında bardaktaki hava kağıt ve su arasında sıkışarak kağıdın ıslanmasını engeller.
4. Akciğerler Nasıl Çalışır?
Neler Gerekli?: Üç tane balon ( İkisi aynı büyüklükte ve aynı renkte diğeri daha büyük ve farklı renkte olabilir) , iki tene kıvrılabilen pipet, bant, iplik, petşişe , oyun hamuru.
Pet şişeyi enine ortadan ikiye keselim
Pipetleri kıvrılan yerleri aynı yönde olarak bantlayalım ( kıvrılan yerlerini bantlamayalım)
Balonlardan her birini pipetlerden birinin ucuna takarak iyice bağlayalım(Pipet ve balonları pet şişenin içinden geçirelim ancak balonlar pet şişenin geniş kısmında kalmalı)
Büyük balonun dar olan bölümünü keselim ve pet şişenin açık olan ağzına geçirelim ve çıkmaması için iyice batlayalım
Pipetlerin etrafını oyun hamuru ile iyice kapadıktan sonra üfleyip balonları gözlemleyelim.
Sonuç: Diyafram ve kaburga kaslarının (Alttaki balon diyafram görevi yapar) birlikte çalışması ile göğüs boşluğunun hacmi değiştirilir, buna bağlı olarak nefes alma ve verme gerçekleşir.
5.Balonda Ne Var?
Neler Gerekli?: İki tane balon, ısıya dayanıklı bir şeffaf kap, sıcak ve soğuk su, bir miktar iplik.
Balonun içerisinde bir şey olup olmadığını konuşalım, sonra boş balonun ağzını iyice bağlayalım ve sıcak suya koyalım,bir süre bekledikten sonra soğuk suya koyalım. Futbol, basketbol ya da diğer topların beton zeminde bir süre bekletilince ne olduğu sorusunu yanıtlayalım. Daha sonra balon ya da odanın her zaman ne ile dolu olduğu sorusunu yanıtlayalım.
Sonuç: Hava renksiz ve kokusuz bir gaz olduğu için varlığını anlayamayız. Balonu ağzını kapatıp sıcak suya koyduğumuzda hava genleşerek balonu şişirir, soğuk suya koyduğumuzda ise büzülerek eski haline gelir. Böylece balonun içerisini havanın doldurduğunu söyleyebiliriz.
6. Neden İki Gözümüz Var?
Neler Gerekli? : Kapaklı kalem, çeşitli cisimler
Bir gözümüzü kapatarak kalemin kapağını kapatmaya çalışalım
Şimdi de iki gözümüz açık olarak kalemin kapağını kapatmaya çalışalım
Daha sonra hiç başımızı sağa sola çevirmeden sağ gözümüzle sol tarafta bulunan, sol gözümüzle de sağ tarafta bulunan cisimleri ayrı ayrı sayalım.
Sonuç: İki gözümüz olmalı ki beynimiz nesneler arasındaki uzaklığı kıyaslayarak sonuçlandırabilsin ve başımızın karşısında bulunan tüm bölgeyi algılayabilsin.
7. Yürüyen Renkler
Neler Gerekli?: Koyu renkli keçeli kalemler, süzgeç ya da kurutma kağıdı, su, bardak tabak ya da benzeri bir kap.
Kurutma kağıdından uzunca bir şerit keselim
Uç kısmına koyu renkli keçeli kalemle büyükçe noktalar koyalım
Kağıdı noktalı yerin hemen altından suya batıralım ve diğer ucunu yukarıda tutup 2-3 dakika gözlemleyelim.
Sonuç: Bazı renkler başka renklerin karışımından oluşur. Bu şekilde oluşan renkler ayrıştırıldığı zaman kendini oluşturan renklere
8. Yer Bizi Çekiyor
Neler Gerekli? -
Önce oturalım, sonrada kalkalım bu işlemi birkaç kere tekrarlayıp otururken mi, yoksa kalkarken mi daha fazla zorlanırız? Sorusunu yanıtlayıp nedenini tartışalım.
Bu etkinlikten hareketle yokuş çıkarken neden daha fazla
Yorulduğumuzun yanıtını arayalım.
Sonuç: Aşağıya doğru eğilirken ya da otururken yer de bizi kendine doğru çeker.Böylece için rahatlıkla otururuz. Ancak, yukarı doğru kalkarken yer çekiminin tersine doğru hareket ettiğimiz için biz kalkmaya çalışırken yer bizi aşağıya doğru çeker ve kalkmakta zorlanırız.
Merak Uyandırıp Dikkat Çekelim
1. Bardak Dolu mu?
Neler gerekli ?: Birkaç parça taş, bir miktar çakıl, biraz kum, su, su bardağı, su.
Bardakta ne var? Diye soralım çocukların hemen hemen hepsi boş diye cevap verirler
Sonra taş parçalarını bardağa azına kadar yerleştirelim
Şimdi bardak doldu mu? Diye soralım ve hemen arkasından bardağa çakıl taşları yerleştirelim
Soruyu tekrarlayalım, bardağa kum dolduralım ve yine soruyu tekrarlayalım Arkasından bardağa su koyalım ve şimdi bardak doldu mu? Diye soralım.
Sonuç: Hacim ve yer (Mekan) kavramının kavratılması amacı ile planlanmış bir etkinliktir. Büyük varlıkların bir araya geldiklerinde aralarında her zaman boşluklar bulunur. Bu boşlukları daha küçük varlılar doldurur. Bu işlem hiç yer kalmayıncaya kadar devam eder.
NOT: Kullanılan malzemeler deney sırasında kimsenin göremeyeceği kapalı bir kapta muhafaza edilmeli
3. Kaybolan Çukur
Neler gerekli?: Pinpon topu, bir büyük bardak , biraz sıcak su
Ezik bir pinpon topunu göstererek bunu nasıl düzeltebiliriz? Diye soralım
Gelen fikirleri değerlendirip topu sıcak su dolu kaba koyarak birkaç dakika gözlemleyelim.
Sonuç: Pinpon topunu sıcak suya koyduğumuzda içindeki hava genleşerek çukurun düzleşmesini sağlar.
4. El İzlerimizi İnceleyelim
Neler gerekli?: Büyüteç, ıstampa, mürekkep, beyaz kağıt
Baş parmağımızı ıstampaya iyice bastıralım
Sonra beyaz kağıda parmağımızı sağa sola çevirmeden iyice bastıralım
Mercekle parmaklarımızdaki izleri, kağıttaki izleri inceleyelim
Daha sonra kendi el izlerimizi arkadaşlarımızınki ile karşılaştıralım.
Sonuç: Parmak izlerimizi daha görünür hale getirmek için boyarız ya da büyütürüz. Parmak izlerimiz arkadaşlarımızın parmak izlerine benzese de de aslında pek çok farklılıkları da vardır.
5. Biz de Büyüteç Yapabiliriz
Neler gerekli?: Asetat kağıdı, mum, su, yazılı bir kağıt
Mumu yakalım ve asetata damlatalım
Ortasını açarak burayı su ile dolduralım
Asetatı yazılı bir kağıdın üzerine koyalım
Su damlasının olduğu yerdeki harflerle diğer yerdeki harfleri büyüklükleri bakımından karşılaştıralım. Bu deneyin sonucundan yararlanarak deniz veya havuzda el ve ayaklarımızın büyük görünme nedenini söyleyelim.
Sonuç: Su mercek görevi yaparak altındaki yazıların büyümesini sağlar. Mumum kullanılma nedeni suyun yayılmasını önleyerek suya mercek özelliği kazandırmaktır.
NOT: Aynı etkinliği bir şeffaf olmayan bir kabın ortasına para konulup üzerine yavaş yavaş su eklenerek paranın ve gözlemleyenlerin yeri değişmediği halde paranın görünür hale getirilmesi şeklinde de yapılabilir.
6. Rıchard’ın Babası Oğluna Bilimi Nasıl Öğretti?
Hafta sonları babam beni ormanda gezmeye götürüp, bana ormanda olan garip şeyleri anlatırdı…
Çocuklardan biri bir gün bana dedi ki: ‘ O kuşu gördün mü, o kuş ne kuşudur?
Ne kuşu olduğu hakkında en küçük bir fikrim yok’ diye cevap verdim.
Bana dedi ki; bu, kahverengi boyunlu ardıç kuşu. Baban sana hiçbir şey öğretmez mi?
Fakat, tam tersiydi. Bana önceden öğretmişti: Ormanda gezerken bir gün babam ‘O kuşu gördün mü?’ dedi. ‘O bir çalıbülbülüdür’ -gerçek ismini bilmediğini biliyordum- buna İtalyanca’ da, Choto lapittida, Portekizce’de, Bom da paida, Çince’de Chung-long –tah ve Japonca’da Katana tekada denir. Sen bu kuşa her dilde ne dendiğini bilebilirsin, fakat sonunda kuş hakkında hiçbir şey bilmediğini anlarsın. Sen sadece değişik yerlerde yaşayan insanları ve kuşu nasıl adlandırdıklarını bilirsin. Onun için, kuşu inceleyip ne yaptığına bir bakalım-önemli olan budur. Böylece, bir şeyin adını öğrenmekle bir şeyi öğrenmenin arasındaki farkı çok erken öğrendim.
Bana dedi ki: ‘Örneğin, bak: kuş sürekli tüylerini gagalar. Onu etrafta dolaşırken tüylerini gagalarken gördün mü?
- Evet’
Bana dedi ki: ‘Sana göre kuşlar tüylerini neden gagalar?’
Ben de ‘Belki uçarlarken tüylerini dağıtırlar, böylece tüylerini düzeltmek için gagalarlar’ dedim.
‘Pekala’ dedi. ‘Eğer nedeni buysa, uçtuktan hemen sonra tüylerini gagalarlardı.Öyleyse, yere indikten bir süre sonra, artık tüylerini o kadar gagalamazlardı. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
‘Evet’
‘Öyleyse, bakalım yere indikten sonra daha fazla gagalıyorlar mı?
Bunu anlatmak zor değildi:Çevrede biraz dolaşan kuşlarla, yere yeni konan kuşlar arasında fazla fark yoktu. Onun için dedim ki:‘Tamam, pes ediyorum. Neden bir kuş tüylerini gagalar.?’
‘Çünkü onu rahatsız eden bitler vardır’ diye cevapladı. ‘Bitler onun tüylerinden kopan protein parçacıklarını yerler’. Ve devam etti: ‘Her bitin bacaklarında balmumuna benzer şeyler bulunur, ve küçük kurtlar bunları yer. Kurtlar yediklerini tamamen sindiremez, böylece içinde bakterilerin büyüdüğü şekere benzer maddeyi kuyruklarından çıkarırlar.’
Sonuç olarak dedi ki: ‘Gördüğün gibi her yerde bir yiyecek kaynağı ve bu kaynağı bulan bir hayat formu bulunur’.
Şimdi anladım ki, aslında bir bit olmayabilirdi ve bitlerin bacaklarında kurtlar olduğu da doğru olmayabilirdi. Bu hikaye detaylarıyla muhtemelen yanlıştı, fakat bana anlattıkları şeyler esas itibariyle doğruydu.
Biraz da Eğlenelim
1. Çiğ ve Pişmiş Yumurta
Neler gerekli?: Birisi pişmiş diğeri çiğ iki tane yumurta, bir tene düz tabak.
Pişirilmiş ve çiğ yumurtaları karıştırmamak için üzerlerine gizli şifreler koyalım
Yumurtaları sıra ile düz bir zemin üzerinde döndürelim dönen yumurtaya parmağımızla dokunup dönmeye bırakalım
Hangi yumurtanın dönmeye devam ettiğini hangi yumurtanın ise dönmekte sorun yaşadığını yumurtaları kırarak inceleyelim
Yumurtayı kırarken önce uçlarından bastırarak kırmayı deneyelim, olmuyorsa yanlarından kırabiliriz.
Sonuç: Duran bir cisme müdahale edip durdurmaya çalışıldığında dönmeye, duran bir cismi hareket ettirmeye çalıştığımız dada durmaya devam etmek ister. Yumurta pişirildiğinde katılaşır, yumurta dönerken durdurulduğunda iç kısmı dış kısmına uyum sağlayamaz ve dönmesini sürdüremez. Çiğ yumurtada ise içi sıvı olduğu için dış kısmına daha çabuk uyum sağlayarak dönmesini sürdürür. Böylece daha iyi dönen yumurtanın çiğ yumurta olduğunu söyleyebiliriz.
2. Isı ile Çalışan Pervane
Neler gerekli?
İnce bir kağıt, kalem, makas
Kağıdı aşağıdaki gibi keselim
İşaretli çizgiden ikiye katlayıp tekrar açalım
Çizginin tam orta yerinden iz yaparak çizim yaptığımız kurşun kalemin ucuna yerleştirip elimizde tutarak dönmesini bekleyelim, olmuyorsa kalorifer yada daha sıcak bir cismin yanına yaklaştıralım.
Sonuç: aşağıdan pervanenin kanatlarına gelen sıcak hava yükselirken onun yerini basıncı daha fazla olan soğuk hava alacaktır. Böylece Hava akımları arasında kalan pervane dönerek hareket edecektir.
3. Zıplayan Para
Neler gerekli?: Ağzı dar bir cam şişe, madeni para.
Şişenin ağzını kapatacak büyüklükte madeni parayı suda ıslatarak şişenin ağzına kapatalım
Şişeyi avuçlarımızın arasına alarak bir süre bekleyelim paranın yukarıya doğru kalkıp tekrar indiğini göreceğiz
Bu etkinliği parayı ıslatmadan da deneyelim ve farkı tartışalım.
Sonuç: Ellerimizden ısı alan şişenin içindeki hava genleşerek hacmi artar, şişeye sığamaz, parayı yukarı iterek dışarı çıkar,böylece para yukarıya doğru zıplar.
Çevremize Farklı Gözlerle Bakalım
1.Yaprak Koleksiyonu Yapalım
Neler Gerekli?
Çeşitli yapraklar, yapıştırıcı, boş defter ya da kağıt.
Bir çevre gezisi yapılarak toplanan yapraklardan yaş olanlar kurutulur
Kuru yapraklar bir özelliğine göre sınıflandırılır
Diğer yapraklar da kuruduğunda diğerlerinin arasına eklenerek yaprak koleksiyonu yapılmış olur.
2. Kağıdın Altında Ne Var?
Neler Gerekli?Kurutulmuş farklı yapraklar, ince kağıt, kurşunkalem.
Kurutulmuş farklı yaprakları kağıdın altına koyalım
Kalemi yatay tutarak kağıdın üzerinden boyayalım
Boyama devam ettikçe kağıdın altındaki yaprağın bütünü ortaya çıkacaktır.
Aynı etkinliği kağıdın altına para, düğme gibi cisimler de konularak kağıdın altında ne var ? Şeklinde bir oyuna dönüştürülebilir.
Sonuç: Oyun haline getirilerek çevreye ilgi uyandırmak, dikkat çekmek çocuklarımızın doğayı tanıma ve sevmelerine yardımcı olmak amacı ile planlanan bu etkinlikte kağıdın altına saklanan bir yaprağın şekli kağıdın üzerinden kalemle aynı yönde boyandığında kağıda çıkar.
3. Tohumun Çimlenmesi ( Drama)
Neler gerekli?: Birkaç kuru tohum, biraz pamuk, su, bir çay tabağı, bir sürahi
Önce tohumun çimlenmesi öğrencilerle birlikte canlandırılır
Tohumun çimlenmesinde öğrencilerden birisi tohum olur
Başını aşağıya eğerek kolları ile başını kavrar
Çiftçi tohumun yanına gelerek tohumu sular, etrafını kazarak havalandırır ve üzerini örterek ısınmasını sağlar
Bir süre sonra tohum, ellerini yukarı kaldırarak neşe ile uyanır ve çimlenmeye başlar.
Daha sonra tohum çimlenme deneyi yapılır.
Pamuk tabağın içine yerleştirilir, üzerine fasulye tohumları konulur,üzerleri pamukla örtülerek ıslatılır. Uygun bir yere konularak her gün gözlemlenerek değişiklikler üzerinde konuşulur, nemi eksildikçe sulanır( Pamuk çok ıslak ve çok kuru olmamalıdır)
Sonuç:Canlandırmadan yararlanılarak su, hava ve ısının tohumun çimlenmesinde gerekli olduğu vurgulanır.