• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Osmanlı'nın Mavi Berelileri : Yemen İllerinde Mapavri (Çayeli) Taburu)

e-PaCk

Forum Gururu
Osmanlı'nın Mavi Berelileri
YEMEN İLLERİNDE MAPAVRİ TABURU


Muhammet Safi
Osmanlı Arşivi Uzmanı

Hani Türkülerimize de konu olmuştur ya,
Bura Yemendir
Yolu çemendir
Giden gelmiyor
Acep nedendir

diye. Bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğunun gözbebeği olan Yemen'de dillere destan savaşlar olmuştur. Osmanlı coğrafyasının dört bir yanından toplanan askerler, buralarda yıllar süren savaşlarda şehit düşmüşlerdir. Çayeli'nden de asker gider Yemen'e: Mapavri Taburu. Bu taburun, 1900'lu yılların başlarında yeni belediye teşkilatına kavuşan ilçemizde hemen oluşturulduğunu biliyoruz. İlk öncelikli hedefi olarak yörenin asayişini sağlamakta görevi. Bu taze kurulan taburu Yemen'de de görüyoruz. Çetin geçen çarpışmalarda üstün başarılarını tarih yazıyor.

Değerli Tarihçi Cengiz Çakaloğlu, “1905 Yemen İsyanı ve Rize Redif Taburu” adını taşıyan ve I. Rize Sempozyumu’nda tebliğ olarak sunduğu makalesinde Yemen savalarında Rize’den gönderilen birliklerin muvaffakiyetlerinden bahsetmektedir.

Yer yer onun anlatımına başvurduktan sonra Yemen’deki komutanlardan birisi olan Mirliva Muhyiddin Paşa’nın hatıralarında anlattığı bahisleri aktaracağız.

II. Abdülhamid devrinde askerî açıdan Rize, yedi Osmanlı ordusundan 4. Ordu mıntıkasındaydı. Merkezi Erzincan olan 4. Ordu, Osmanlı Devleti’nin en geniş mıntıkaya sahip ordusu olup Trabzon, Sivas, Erzurum, Ma’mûretü’l-aziz, Bitlis, Van ve Diyarbakır vilayetlerini ihtiva etmekteydi. Redif teşkilatı içinde Rize, 1904 yılında hem liva, hem alay ve hem de tabur merkezi olarak görülmektedir. İki livadan meydana gelen 14. Redif Fırkası’nın merkezi Trabzon’du. Bu livalardan birinin merkezi Rize (27. Liva), diğerinin merkezi Samsun (28 Liva) idi. 27. Rize Livası iki alaya bağlı, toplam 8 taburdan meydana gelmekteydi. Rize Livası’nı teşkil eden iki alaydan biri olan 53. Alayın merkezi Trabzon’du ve 1. Trabzon, 2. Polathane (Akçaabat), 3. Sürmene, 4. Büyükliman (Vakfıkebir) taburları bu alaya bağlıydı. 54. Alayın merkezi ise Rize idi ve 1. Rize, 2. Mapavri (Çayeli), 3. Of, 4. Atina (Pazar) taburları bu alayı meydana getiriyordu. Belirtilen tarihte Rize Livası komutanı Mirliva Mehmed Sami Paşa, Rize Taburu komutanı Binbaşı İbrahim Lütfî Efendi olup, Rize Alayı komutanlığı ise boş olarak görülmektedir .

Yardım ve kurtarma amacıyla Suriye’deki 5. Ordu mıntıkasından nizamiye ve redif olmak üzere 24 taburun Yemen’e gönderilmesine karar verildi. Bu kuvvetlerin başına da Ferik Rıza Paşa getirildi. Fakat sonradan, hazırlanan bu kuvvetlerin yeterli gelmeyeceği anlaşıldığından Rumeli’den 8 taburun daha ilave edilmesi kararlaştırıldı .

Artık kuşatma altındakiler için bir ümit kalmadığı gibi, yeni gelenlerle birlikte erzak sıkıntısı had safhaya ulaştı . Bunun üzerine şehirdekiler teslim olmak zorunda kaldılar. Taraflar arasında imzalanan teslim anlaşmasından sonra San’a, 20 Nisan 1905 tarihinde âsîlerin eline geçti . Yapılan anlaşma gereği, şehirdeki bütün memurlar ve sadece 800’ü silahlı olmak üzere 11.000 asker kafileler halinde San’a’dan çıkarak Menaha’ya çekildiler. Devlete ait birçok eşyanın dışında, muhtelif çapta 56 top, 11.000 mermi, yeni silahlardan 16.000 tüfek ve 160 sandık fişek İmam Yahya’nın eline geçti . Maalesef bu silahlar daha sonra yine Türk askerlerine karşı kullanılacaktır.

4. Ordu mıntıkasında yer alan Rize halkı Yemen’e yabancı değildi. Çünkü normal zamanlarda da 7. Ordu’nun nizamiye asker ihtiyacının bir kısmı 4. Ordu bölgesinden karşılanıyordu. Ancak şimdi, nizamiye askerlerinden ayrı olarak redif taburlarının Yemen’e sevki söz konusuydu.

Rize Redif Livası’nı teşkil eden 8 taburun Yemen’e gönderilmesine 1905 yılı Nisan ayı başında Askerî Komisyon’da karar verildi. Bu komisyon tarafından hazırlanan 3 Nisan 1905 tarihli mazbatada Rize Livası’nın sevkiyle ilgili şu kararların alındığı görülmektedir:

1- Silah altına alınacak taburların her biri 800 mevcutlu olacaktır.
2- Taburlar redif sınıfının ilk senesinden başlayarak cem’ edilecektir.
3- Her tabur dairesinden tercihan katır olmak üzere, otuzar yük hayvanı tedarik edilmelidir.
4- 6.400 nefer 240 yük hayvanından meydana gelecek bu sekiz taburu nakletmek için Suriye sahillerindeki Hudeyde ve Sakarya vapurları ile icap eden diğer vapurlar Bahriye Nezareti tarafından tertip edilecektir.
5- Taburlar vapurlara bindirildikten sonra, Süveyş Kanalı’ndan asla ihtilat etmeksizin geçirilerek Hudeyde’ye nakledilecektir.
6- Taburlar için askeriyeden verilecek pusula gereğince ikişer aylık erzak ve birer aylık peksimet (kumanya) Trabzon vilayeti tarafından tedarik edilecek ve vapurlara yüklenerek birlikte Hudeyde’ye gönderilecektir.
7- Taburlar Hudeyde’ye ulaştıklarında Akka livası için daha önce gönderilmiş olan büyük çaplı mavzer silahları ve cephanesi dağıtılacaktır .

Bir yandan sefer hazırlıkları yapılırken, bir yandan da Rize Redif Livası’na bağlı tabur kumandanlıklarına yeni tayinler yapıldı. 12 Nisan 1905’te yapılan yeni tayinler şöyleydi:
Boş olan 27. Rize Redif Livası kumandanlığına mirlivalığa terfi ettirilerek 53. Redif Trabzon Alayı kumandanı Miralay Âgâh Bey,
53. Redif Trabzon Alayı kumandanlığına miralaylığa terfi ettirilerek Nizamiye 28. Alay kaymakamı Mehmed Rıza Bey,
Boş olan 54. Redif Rize Alayı kumandanlığına kaymakamlığa terfi ettirilerek 52. Redif Alayı’nın 3. Gümüşhane Taburu binbaşısı Hüseyin Efendi,
54. Redif Rize Alayı 2. Mapavri Taburu’nun açık olan kumandanlığına binbaşılığa terfi ettirilerek Redif 62. Alayın 2. Hamidiye Taburu Kolağası Ali Şerif Efendi,
53. Redif Trabzon Alayı 4. Büyükliman Taburu’nun açık olan binbaşılığına terfi ettirilerek Redif 55. Alayın 3. Ünye Taburu Kolağası Ahmed Efendi,
54. Redif Rize Alayı 4. Atina Taburu’nun açık olan binbaşılığına terfi ettirilerek Nizamiye 25. Alayın 2. Taburu kolağası Osman Efendi.

Rize Redif Taburu 21 Mayıs 1905’te Abdülkadir Vapuru’yla yola çıktı. Aynı vapurda Of Taburu ile Sürmene Taburu’nun iki bölüğü bulunuyordu . Tarihsiz bir sevk cetvelinde Rize Taburu mevcudunun 655 olduğu ve aynı vapurda Kolağası Tevfik Bey ve Tüfengî Feyzullah Efendi’nin bulunduğu görülmektedir . Bu durumda vapurdaki toplam mevcudun 2.000 civarında olduğu anlaşılmaktadır. Rize Redif Alayı kumandanı Hüseyin Bey, 19 Mayıs 1905 tarihinde saat birde Mapavri ve Atina taburlarının içinde bulunduğu Mekke Vapuru’na binmiştir . Rize Redif Taburu komutanı, Binbaşı İbrahim Efendi idi . Rize Redif Livası kumandanı ise Mirliva Âgâh Paşa olup, taburlarla beraber Hudeyde’ye kadar gitmiş ve sonra geriye dönmüştür . Gemilerin İstanbul ve Çanakkale Boğazı’ndan sonra Ege ve Akdeniz’e açıldıkları ve Süveyş Kanalı üzerinden Yemen’deki Hudeyde limanına ulaştıkları anlaşılmaktadır.

Alınan karara göre, taburların 800’er mevcutla sevk edilmeleri gerekiyordu. Ancak yukarıda bahsettiğimiz tarihsiz olmakla birlikte, taburların henüz vapurlara binmeden önce hazırlandığı anlaşılan sevk cetvelinde, Rize Redif Taburu’nun mevcudu 700 nefer olarak görülmektedir. Halbuki vapura binen mevcut 655 kişidir. Eğer cetvellerin yazımında bir hata yapılmamışsa, toplanan askerlerden 45’i sonradan bir sebeple ayrılmış demektir. Netice olarak, tabur mevcudu 800 olması gerekirken, tabur 145 eksikle vapura binmiştir. Bu durum, bir kısmının bedel-i nakdî vermesinden ve bir kısmının bakaya kalmasından kaynaklanmış olabilir. Nitekim Rize Livası’na mensup bakayaların 4. Ordu’dan daha sonra (Temmuz-Ağustos 1905) gidecek olan kuvvetlerle gönderilmeleri kararlaştırılmıştır . Ancak tarihsiz olmakla birlikte, San’a’nın ele geçirilmesinden önce hazırlandığı anlaşılan ve Yemen’deki umûmî kuvvetleri gösteren bir tabloda Rize Taburu 674 mevcutla Hudeyde’de gösterilmektedir . Bu sırada, 4. Ordu’dan Yemen’e gönderilen diğer kuvvetler henüz yola çıkmadığına göre, bu 19 kişilik artışı izah etmek biraz güçtür.

Rize’den Hudeyde’ye kadar uzun vapur yolculuğu çok zor şartlar altında gerçekleşmiştir. Çünkü, İdare-i Mahsûsâ’ya ait vapurların çoğu, yabancı vapur şirketlerinden satın alınmış eski vapurlardı. Bunlar yük taşımak için yapılmış olduklarından, insan nakline çok uygun değildi. Hele, uzun bir sefer veya askerî birliklerin nakline hiç müsait değildi. Yük vapuru olduklarından ambarlara bölünmüşlerdi. Temiz hava tertibatı yoktu. Diğer yandan, vapurlarda 1.500-2.000 kişinin mataralarla su alacakları tertibat yapılmamıştı. Verilen kumanya peksimet, soğan ve zeytin gibi yiyeceklerden ibaret olduğundan su ihtiyacı daha da artmıştır . Vapurlara birbiri üzerine istif edilircesine bindirilen askerler uzun ve meşakkatli yolculuk sırasında sıcak yemek yemedikleri için zayıf düşüyorlardı. Aynı vapura askerlerin yanı sıra erzak ve hayvanlarlar da yükleniyordu. Vapurlardaki bu olumsuz şartlar birçok askerin daha Yemen’e ulaşmadan hastalanmasına ve ölümüne sebep oluyordu. Yolculuk süresince sıcak yemek yemeyen ve iklim değişikliği sebebiyle yorgun düşen, sağlığı bozulan askerler Hudeyde’ye indiklerinde de dinlenme ve sıcak yemek yeme imkânı bulamıyorlardı .

Bulundukları yerlerden farklı tarihlerde ve farklı vapurlarla hareket eden Rize Livası’na bağlı taburlar, yine farklı tarihlerde Hudeyde’ye ulaştılar. Ancak, hangi taburun hangi tarihte vardığını gösteren bir cetvel hazırlanmadığı için, taburların deniz yolculuğunun ne zaman sona erdiğini ve Yemen’e hangi tarihte vardığını tam olarak söylemek zordur. Bununla birlikte, Ağustos ayı içinde İskenderun’dan yapılacak olan sevkiyatta yolculuğun yaklaşık 20 gün sürdüğünü göz önüne alırsak, Rize taburlarının yolculuğunun bir ay civarında olduğunu tahmin edebiliriz.

Rediflerin Yemen’de bulundukları süre içerisinde burada iki büyük askerî harekât icra edilmiştir. Bunlardan biri, Yemen vilayetinin merkezi San’a şehrinin geri alınması ve diğeri de İmam Yahya’yı ve karargâhı olan Şehare’nin ele geçirilmesi amacıyla yapılmıştır. Bu harekâtlar hakkında çeşitli eserlerde bilgi bulunmakla birlikte, bu eserlerin çoğu, harekâtlardan genel olarak bahsetmekte ve tabur adı gibi ayrıntılara girmemektedir. Diğer taraftan, bu harekâtlarla ilgili arşiv vesikalarına dayalı kapsamlı bir çalışma da henüz mevcut değildir. Bu yüzden harekâtlar sırasında redif taburlarının faaliyetlerini tam olarak ortaya koymak zor görünmektedir. Bununla birlikte, harekâtlar sırasında Yemen’de bulunan subaylardan biri olan Mirliva Hasan Muhyiddin Paşa, her iki harekâtı da gün gün anlattığı için çok önemli bilgiler vermektedir .

Rize Livası’na bağlı taburlar Yemen’de kahramanca mücadele ettiler. Ancak mevcutları gösteren cetvellerde de görüldüğü üzere, çok büyük can kaybı da meydana geldi. Asaf Tanrıkut'un naklettiği, ve Binbaşı Hasan Bey'e Yemen'den yazan Yüzbaşı Sami Sabit Bey Yemen’le ilgili çok önemli bilgiler veren uzun mektubunda, Yemen’deki askerî harekâtta en fazla hangi kıtaattan istifade edildiği sorusuna “en fazla yorulan ve en fazla iş gören Rize Livası ve mevcutları 300-400 raddesinde bulunan Yemen Taburları’dır” cevabını vermektedir.

YEMEN’DEN DÖNÜŞ
Vapur bulunmadığı için bazı taburlar çok uzun süre burada beklemek zorunda kaldılar. Bu süre zarfında birçok sıkıntı ile karşılaştılar. Diğer taraftan bazı uygunsuz davranışlarda da bulundular . Redif taburlarının yerine yeni nizamiye askerleri gönderildikçe, rediflerin terhis işlemi devam etti. Ancak artık bunlara tabur denilemezdi. Çünkü 800-900 mevcutla gelen bazı redif taburları 50’den daha az mevcutla dönüş vapurlarına bindiler .

Rize taburları 1907 yılı Ocak ayı içinde İskenderun’a gelmeye başladılar. Dolayısıyla mevsim kıştı ve yolculuğun geriye kalan kısmı bu kış şartlarında yapılmak zorundaydı. Terhis edilen redif taburlarının dönüş yolculuklarında askerlere sıkıntı çektirilmemesi için gerekli tedbirlerin alınması hususunda bir Padişah iradesi çıktı. Bu irade taburların geçecekleri güzergâhlarda bulunan vilayetlere tebliğ edildi. Nitekim, Babıali’den Sivas ve Trabzon vilayetlerine gönderilen 4 Ocak 1907 tarihli şifreli bir telgrafla, taburların geçecekleri kazalarda eşraftan mürekkep komisyonlar kurulması, askerlerin yiyeceklerinin temin edilmesi, gecelemelerine mahsus uygun mahaller hazırlanması, lüzumu kadar çadır hazırlanması ve mahallî memurlara gerekli emirlerin verilmesi istendi .

Yemen halkı askerlik yapmadığı için, normal dönemlerde dahi buradaki 7. Ordu’nun asker ihtiyacı Anadolu’dan karşılanmaktaydı. Bunun ise, birçok maddî ve manevî olumsuz sonuçları oluyordu. Diğer yandan Yemen’de isyanlar eksik olmadığı için, buraya nizamiye veya redif ilave kuvvetler gönderiliyordu. Bu yüzden yüz binlerle ifade edilecek sayıda Anadolu askeri Yemen’de şehit düşmüş ve geri gelememiştir. Yemen’in milletimizin hafızasında bıraktığı derin etki de buradan kaynaklanmaktadır.

Yemen’deki isyanlar içinde en önemlisi ve daha fazla iz bırakanı İmam Yahya’nın başlattığı isyan olmuştur. Bu isyan münasebetiyle Yemen’e Karadeniz’den sekiz redif taburu gönderilmiştir ve bunlardan biri de Rize Redif Taburu’dur. Taburun Anadolu’dan sevk edilen ilk kafile içinde yer alması dikkat çekici bir husustur. Bunda taburların deniz kıyısında bulunmasının etkisi olmuştur. Kara yolculuğu yapmadan, doğrudan vapurlarla Yemen’e gönderilebilecek durumdadırlar. Diğer yandan, taburun silah altına alınmasında fazla zorluk çekilmeyeceği düşüncesi ve bölge insanının önceki savaşlardaki başarıları bu kararın alınmasında rol oynamış olmalıdır. Nitekim, aynı anda silah altına alınan Isparta Livası’nın seçilme sebebi, bir önceki Yemen isyanında (1897-1898) göstermiş oldukları başarıdır.

Rize Taburu Yemen’de bulunduğu süre içinde, San’a’nın geri alınması ve Şehare’nin ele geçirilmesi amacıyla iki büyük askerî harekât yapılmıştır. Genel olarak Karadeniz taburları bu harekâtlarda kahramanca mücadele etmişler ve büyük takdir kazanmışlardır. Cetveller incelendiğinde Rize Taburu’nun mevcudunun günden güne nasıl azaldığı çok açık bir şekilde görülmektedir. Özellikle Şehare Harekâtı’nda çok büyük can kaybı olmuştur. Yemen’de bulundukları süre içinde taburların sadece adı kalmış ve dolayısıyla içi boşalmıştır. Eşkıya ile savaşmanın dışındaki diğer bütün şartların da olumsuzluğu çok dikkat çekicidir. Vapurların bakımsızlığı, insan nakline uygun olmaması, kumanyaların yetersizliği ve suya olan ihtiyacı artıracak yiyeceklerin seçilmesi, yolculuğun bir ay sürmesi, yorgunluk, sıcak yemekten mahrum olma, bakımsızlık, daha önce hiç kullanmadıkları silahlarla talim bile yapmadan âsîlerle karşı karşıya gelmeleri, Yemen’in iklimi ve coğrafî yapısı, hastalıklar, erzaksızlık ve açlık, dönüşte deniz yolculuğundan sonra bir de İskenderun’dan itibaren kara yolculuğu ve üstelik bunun ocak ayı gibi bir mevsimde olması gibi olumsuzluklar can kaybının büyümesinin sebebi olmuştur. Bu şartlarda gidenin gelmesi zor görünmektedir.

Alıntı yaptığımız hatırat; Kimya Yüksek Mühendisi emekli Binbaşı Şevki Çanga'nın babası olan Hicâz, Yemen, Süleymâniye, Musul, Kerkük, Basra, Müntefik, Gilan, Mitroviçe ve Selanik gibi şimdi sınırlarımız dışında kalan o zamanki Osmanlı Devleti'nin muhtelif şehir ve kasabalarında bulunan askeri birliklerde görev yapmış Mîrlivâ Hasan Muhyiddîn Paşa'ya aittir. Olayları gün gün verdiği için biz de dokunmadan aynen aktarmaya çalıştık. Uzun izahatlar olduğu için bazı detayları almadık.

Her ne kadar Muhyiddîn Paşa bu eserinden "Defter-i Mahsus" diye bahsetmiş ise de, eserin tamamı incelendiğinde, Muhyiddîn Paşa'nın görev aldığı Yemen, Süleymâniye, Musul, Kerkük, Müntefik, Gilan ve Mitroviçe bölgelerinde gelişen olayları hem hâtırâ hem de resmî yazışmaları ihtivâ eden bir eser olduğunu gördük. O bakımdan biz bu esere, "Mîrlivâ Hasan Muhyiddîn Paşa'nın Özel Defteri (Yemen, Irak ve Gilan Olayları 1905-1912) adını vermeyi uygun gördük.

Burada, Mapavri Taburu'nun Osmanlı İmparatorluğu'nun son anlarında Yemen, Irak ve Gilan bölgelerinde almış olduğu aktif rolünü, Muhyiddin Paşa'nın eserinden yer yer alıntı yaparak vermeye çalışacağız. Bir zamanlar dedelerimiz Yemen illerinde Mapavri taburu adı altında çarpışmışlardı. Ruhları şâd olsun.


ŞEHARE ASKERİ HAREKÂTI
Amrân, Rîde Hamır, Akîra, Hicrulgurâb ve Cebel Abrak'ın Elegeçirilmesi
17 Ekim: Amrân'dan Mîrlivâ Sa‘îd Paşa kumandasıyla Rize, Mapavri taburları:
Havân : 1
Mantel : 1
Cebel : 3
Rîde'ye hareket edilmişdir.

12 Kasım: Hicrulgurâb'dan Ethem Bey kumandasıyla Mapavri Taburu ve havân topu hareket edip Hartum hızasına ulaştığında tedârik olunan 98 mekkârîye birâz da 5 çuval erz, 10 kıyye şeker, 3 sandık mum, 2 [teneke] gaz, Sûkusselâs'e sevkolunmuş ve muahharan Miralay Rıza Bey de Hicrulgurâb'daki karakolları çekerek Zile Taburu'yla Hartam'da bize katılmıştır.

6 Aralık: Medâbir'de eşkıyâ harb edilirken alınan emir mûcibince kuvvetin yarısı ileriye sevk ve yolun sağ ve sol tarafları işgal olunmuştu. (......) Burada eşkıyâ ile epeyce uğraşılarak beklenilmiş ise de avcı efrâdı da terk-i mevki‘ etmeğe başladığından yukarıya doğru ric‘ate devâm olunmuşdur. İki taburun geriye çevrilmesi içün Erkân-ı Harb Kolağası Vehîb Bey gönderilmiş; ondan da bir haber zuhûr etmeyince müştereken Müşîr Paşa hazretlerine bilgi verilmiştir. Daha sonra dağa çıkılıp Mapavri Taburu kumandasıyla sevkolunan bir kısım asker dümdâr vazîfesini îfâ edip hasta ve yaralıları kısmen toplayabilmişdir. Her ne hâl ise harekete devâm ve Sûde'ye muvâsalat olunmuşdur. Binbaşı kumandasında evvelce Tercan Taburu Karakolu bulunduğu noktada kalmışdır.(Unutulmuşdur.)

9 Aralık: Ferîk Yusuf Paşa; Trabzon, Mapavri, Rize taburlarıyla el-Gâran'a doğru hareket etmişdir. Sûde'nin Şehâre tarafına doğru hareket edildiği vakit sağ taraf hizâsındaki yüksek köye eşkıyâ geldiği istihbâr kılınmakla o cihetde bulunan mekkârîler ve asker diğer tarafa alınmış ve eşkıyâ da bunu ric‘atsanarak şiddetli ta‘arruza başlamışsa da âteş ile edilen mukâbele-i şedîde üzerine ric‘at etmişdir.
Beytülhârisî'deki Kuvvet

28 Aralık: Yine bu taburlar ve toplarla sabâh sâ‘at birde hareket, gündüz sâ‘at dokuzda San‘â'ya muvâsalat olunmuşdur.

Genel Kuvvetler
1-[Yemen'de Bulunan Bazı Birliklerin Miktarları, Bağlı Bulundukları Ordular, Tabur Kumandanları ve Mevcutlarını gösterir listenin bir bölümü]


Ordusu Alayı Taburı Redîf Mevcûd Mevkileri Kumandanları Mülâhazât
4 53 Trabzon Redîf 738 Katı‘ Osman Efendi Kaimmakâm
" " Polathâne " 837 Hudeyde Mustafa Efendi --
" " Sürmene " 750 " Hamdi Efendi --
" " Büyükliman " 828 Menâha Ahmed Efendi Kammakâm
" 54 Rize " 674 Hudeyde İbrâhîm Efendi --
" " Mapavri " 837 " Ali Şerîf Efendi Kaimmakâm
" " Of " 792 " İrfân Efendi Yaralandı
" " Atina " 615 " Hâfız Osman Efendi --
6071 4. Ordu Rize Livâsı
Taburları Mevcudu
Yekûnu

(Not: Görüldüğü gibi Yemen'deki Mapavri taburunun mevcudu 837 kişiden ibarettir. İnşallah ilerleyen zamanlarda bizler veya bir başkaları bunların kimler olduğunu da ortaya çıkaracaktır. (M. Safi).)

Şehâre Harekâtına Dâir Yazışmalar

Komutanlık Makamına
Eşkıyânın âteş etdiği tepenin sol taraf ilerisinde emirleriniz üzerine Süvârî Alayı'yla Mapavri, Tercan taburları ve cebel toplarıyla durulmuştur. İleride bulunan iki köyde kimse olmayıp hubûbât ve medfen aratdırılıyor. Şimdilik burada irâde-i müşîr-i a‘zamîlerine intizâr olunmakda idüği ma‘rûzdur, fermân.
Fî 3 Teşrîn-i Sânî [1]321
Muhyiddîn

Mîrlivâ Sa‘âdetlü Muhyiddîn Paşa'ya
Mîrlivâ Sa‘îd Paşa'nın Hicru'l-gurâb'a girdiğine dâ’ir yazınızı aldım. Nişâncı Taburu kaç mekkârî ve ne getirdiğini yazmadınız, beyân buyurulması; bu hâlde bugün Hartûm'a nakletmekde olduğunuz haber alındı. Diğer yazılarla bildirildiği üzre gece malûm küçük tepe ve dağa ta‘arruz olunacakdır. Ana göre top âteşi icrâsı içün yâ ovadan yâhûd Hartûm üstlerinden bir yer seçilmesi ve gereğinin yapılması ve anılan tepelerin zabtolunmasından sonra dağ toplarını ve iki taburla ve paşâla birlikde hareket olunması ve işbu yazım size ulaştığında Mîralay Edhem Bey kumandasıyla ve bir taburun cephâne ile birlikte havân topuyla hemân Sûku's-selâs'e sevki ve bir buçuk taburun Mîralay Rızâ Bey kumandasıyla Hartûm ve civârına ta‘biyesi ve erzâk getirmesi içün Mapavri Taburu binbaşısı kumandasıyla ve ikişer kıyyeden bir gün hayvânlara yem verilerek iki yüz sağlam mekkârînin Sûku's-sülûs'a sevki ve keyfiyyetin inbâsı tavsiye olunur, ol bâbda.
Fî 10 Teşrîn-i Sânî sene [1]321
Yemen Kuvâ-yı Umûmiyye
Kumandanı Müşîr
Ahmed Feyzî



Huzûr-ı Sâmîleri'ne
Hubûbât nakletmek üzre oradan sevkedilmiş olan mekkârîler geç vakit buraya gelmeleri ve buradan oraya avdetleri akşâma tesâdüf edeceği cihetle her ne kadar buradan acele etmeleri istenmiş ise de tekrâr bugün buraya gelmeleri ve buradan havân topu ve cebehânesinin ve ordunun diğer ağırlığının bugün oraya nakli ve karakolların kaldırılması gece karanlığına tasâdüf edeceğinden en ufat bir hatâya meydân vermemek üzre emirleriniz münasip ise bura ordugâhının yarın sabahleyin oraya nakli daha münâsib ise de karar sizindir. Havân topunun on beş yük cebehânesi tekrâr geldiğinden arzedilen on beş yük cebehâne içün de ( )* mekkârî oradan tertîb ve sevki esbâbının istikmâli ma‘rûzdur, ol bâbda.
Fî 11 Teşrîn-i Sânî sene [1]321
Mapavri Binbaşısı
Ali Şerîf

... Daha evvelce de arzolunduğu üzere Rızâ Bey kumandasıyla Nişâncı Taburu Mîralay Edhem Bey hemân Hicru'l-gurâb'a hareket etdirildi. Geceden Edhem Bey havân topuyla Mapavri Taburu'nu alarak ol tarafa hareket ve Rızâ Bey de karakolları çekerekden Hartûm'a iltihâk edecekdir. İcâbı gereği kendilerine talîmât verilmişdir. Dağa ta‘arruz olunduğu esnâda yarın sabâh buradan da top âteşine iştirâk olunacak ve Allah'ın yardımıyma anılan tepeler ele geçirildikten sonra Mîralay Rıza Bey'i bir buçuk taburla Hartûm'a terk ve ta‘biye ederek iki tabur ve üç dağ topunu yanına alarak Sa‘îd Paşa ile birlikde size katılmak üzere Hartûm'dan hareket olunacağı ve sağlık ve başarı dualarıyla konunun arzına cür’et eylerim, ol bâbda.
Fî 11 Teşrîn-i Sânî sene [1]321

Ellinci Alay'ın Üçüncü Taburu'na melfûf pusulada muharrer top, piyâde ve maksim cebehânesi teslîmen hareket etdirilmiş ve gece hareketin de devâmı tenbîh edilmişdir. Şükrü Bey yarın Hicru'l-gurâb'dan ale's-sabâh gelecek olan havân topu ve Mîralay Edhem Bey ile perâkende ol tarafa hareket edecekdir. Hicru'l-gurâb'daki hubûbât gönderilen ilk kâfile ile hubûbât celbolunup kâfilenin dokuzda avdeti ve havân topu ve Mapavri Taburu'nun hareketi emirleri alınmasından mütebâkî hubûbât mecbûren terkolunacakdır. Top cebehânesi de bu mekkârîlerden ba‘zılarıyla gönderilmişdir. Seyyid Abdülkâdir'in âdemi şimdi geldiği ve lehü'l-hamd bir vukû‘ât olmadığını arzeylerim.
Fî [11] Teşrîn-i Sânî sene [1]321

Hicru'l-gurâb'da Mapavri Taburu'yla Zile'nin iki bölüğü terkolunarak Hartûm'un da işgâli diğer yazımda açıklandığından memleketde su olmayıp biraz uzak bulunmasından subaşına ve ilerisine karakol kurulmuşsa da sâ‘at yarımda eşkıyâ subaşında bulunan efrâd ve mekkârîye bir ta‘arruz göstermiş ise de ve epeyce telâş vermişse de çok şükür nüfûz-ı devletleri sâyesinde ber-taraf olunmuşdur. Emr ü irâde-i veliyyü'n-ni‘amîleri vechile Hicru'l-gurâb'da birşey bırakılmayıp yarın kâmilen Hartûm'a alınacakdır. Bunun içün Sa‘îd Paşa ile bi'l-müzâkere yarın iki yüz mekkârî tertîb olunarak efrâdın yağmurluklarına dura doldurularak mevcûd dura mesâfenin yakın olmasından iki def‘a bu vechile celbolunacak ve kâfilenin ikinci seferinde Mîralay Rızâ Bey kumandasıyla Trabzon Taburu sevkolunarak havân topu ve karagol mahalleri tahliye olunarak kuvvet kâmilen Hartûm'a celbolunmasına son derece gayret olunacakdır.
Fî 13 Teşrîn-i Sânî sene [1]321
Yemen Kuvâ-yı Umûmiyye
Kumandanı
Müşîr
Ayâzire'den Feyzî


Sa‘îd Paşa'nın Cerâf'dan getirdiği mantel ve cebel cebehânesi otuz altı mekkârîye tahmîlen dün gece sâ‘at dokuzda Ellinci Alay'ın Üçüncü Taburu'yla yola çıkarıldığı gibi havân topu ma‘a cebehâne Mapavri Taburu'yla birlikde dün sâ‘at üçde Hicru'l-gurâb'dan Hartûm hizâsına gelerek Mîralay Şükrü ve Edhem beylerle ma‘an hareket etdirildiği ve bâlâda arzolunan mekkârîden ma‘adâ tadârik olunabilen doksan sekiz boş mekkârîler de bunlarla berâber gelen erzâkın nısfı tahmîlen Sûku's-sülûs'a sevkolunduğu ve keyfiyyet Seyyid Abdülkâdir'in âdemleriyle şeref-vârid olan emir-nâmeye cevâben ve başkaca Ellinci Alay'ın kolağası ve Mîralay Edhem Bey'in yedine teslîmen arz u takdîm kılınan arîzalarda arzolunmuşdu.(....)


Muhyiddîn Paşa Hazretlerine
Karakolların ilerisindeki Hurâbe tepeden bir sâ‘atden beri yeşil tarlaya doğru çok miktarda Arab inmekdedir. Bunlar gerçi gece oralarda barınamazlarsa da bu gece ordumuzu ric‘at edecek zannıyla takarrüb etmekde oldukları bilgilerinize arzolunur, ol bâbda.
Fî 11 Kânûn-ı Evvel sene [1]321 Mapavri Taburu Kumandanı
Kâ’im-makâm
Ali Şerîf



Amrân'da Tabur Mevcûdunun Bir Günlük İstihkâkı

Dura veyâ dakîk veyâ peksimed
Şa‘îr
Alay, Tabur Neferen Hınta Sandık Cerîb Kıyye
50. Alay 3. Tabur 293 520 187 90 93
Zile Redîf Taburu 630 200 403 890 89
Mapavri Taburu 440 600 281 200 64
Rize Taburu 432 480 276 930 105
Trabzon Taburu 575 - 363 90 93
Uluborlu Taburu 600 - 384 180 163
40. Hamîdiye Süvârî Alayı 121 440 77 990 631
Topcu Nakliyye 259 760 166 800 577
3.350 - 2.045 160 1.813


Amrân'da Taburların Verdiği Amele Kuvvetleri Jurnalleri
Alay, Asker Subay Mavzer Ellerindeki İhtiyat
Tabur Adedi Sandık Sandık

50. Alay 3. Tabur 293 14 241 80 8
Zile Redîf Taburu 633 11 633 100 8
Mapavri Taburu 440 - 440 100 8
Rize Taburu 450 10 450 100 8
Trabzon Taburu 575 10 575 100 8
Uluborlu Taburu 609 11 690 100 8
40. Hamîdiye
Süvârî Alayı 121 9 121 70 4
Topcu ve
Nakliyye 240 - 240 - -

Binbaşı
Süleymân



26 Teşrîn-i Evvel [1321/1905] "Salı", Hamır Mevcûdu

Alay, Tabur Subay Asker Hayvan Mekkâri Çadır Kazma Kürek Balta
50. Alay 3. Tabur 14 242 - 29 25 4 4 4
Trabzon Taburu 10 517 - 30 27 10 10 -
Tercan Taburu 9 319 - 8 8 9 7 -*
Mapavri Taburu 6 434 - 27 15 - - -
40. Hamîdiye Alayı9 137 130 19 15 - - -
Topcu Taburu 7 113 51 - - - - -
Nakliyye Taburu 4 55 - 65 12 - - -
8 1.967 181 229
Redîf Zile, iki
bölük 5 292 - 9 11 20 20 -
Ma‘ıyyet-i
Uluborlu Bölüğü 2 130 - 13 10 - - -
65 2.389



Habûr'daki Görev Düzeni
a-[Birliklerin Bulundukları Yerler]
49. Alay, 1. T[abur], karagollara.
52. Alay, 2. T[abur], (iki bölük) kıt‘a-i muntazıra olarak top başında.
Mapavri Taburu, kıt‘a-i muntazıra olarak köyün şarkındaki câmi‘in yanında toplanmış.
Refâhiye Taburu, Habûr'un şimâl cebhesiyle Hurâbe'de ve şimdi bulunduğu karagollarda.
Hozat Taburu, şimdi bulunduğu karagollarla karyenin tahâret ve nezâfetiyle devriye kolları.

Kuzey, Güney ve Batı Mıntıkaları
49. Alay, 1. T[abur] Binbaşısı Hâcı Ali Efendi
50. Alay, 3. T[abur] Kolağası Cemâl Efendi
52. Alay, 2. T[abur] Kolağası Cermozî(?) Efendi
56. Alay, 1. T[abur] 52. Alay 2. T[abur] Kol[ağası] Ahmed Efendi
14. Nişâncı, Binbaşı Necâti Efendi
Refâhiye, Binbaşı Necâti Efendi
Mapavri, Şerîf Efendi
Hozat, Binbaşı Bekir Sıdkı Efendi
Zile, Kolağası İsmail Efendi
Rize, vekîli Dursun Efendi
Nakliyye, Kolağası Rızâ Efendi
NakliyeMülâzım-ı Evvel
Nakliye Mülâzım-ı Sânî


İkinci Livâ Kumandanı Mîrlivâ Sa‘îd Paşa
Üçüncü Alay Kumandanı Mîralay Edhem Bey
Dördüncü Alay Kumandanı Kâ’im-makâm Şerif Bey Redîf Mapavri

Kısa Bibliyografya
Dr. Murat Cebecioğlu, Mirliva Hasan Muhyiddin Paşa'nın Özel Defteri (Yemen, Irak ve Gilan Olayları (1905-1907) (Doktora tezi).
Trabzon Vilâyet Sâlnâmesi (1322), 22. Def’a, s. 394-397.
Ahmet İzzet Paşa, Feryadım, c. II, Nehir Yayınları, İstanbul 1992, s. 26-27.
BOA, Y. PRK. ASK., 227/131.
BOA, İrade Askerî (İ. ASK.), 1323S/5.
BOA, BEO, 193419.
BOA, Y.PRK.ASK., 237/22.
BOA, Y. PRK. ASK., 229/29.
BOA, Y.PRK.ASK., 237/22.
BOA, BEO, 196696;
BOA, BEO, 222586.
Dipnot için:
Çayeli Kültür, Sanat ve Folklor Dergisi, Sayı: 1, Ekim 2002, Yıl: 7, s. 38-41.

Muhammet Safi
Başbakanlık Osmanlı Arşivi Uzmanı
 
Geri
Top