Minik Maya, araba tamircisi babasının yanında büyümüş, yağ kokusunu, tornavidaların tıkırtısını, motorların homurtusunu ninnisi gibi bilmişti. Babası, kocaman bir adamdı, elleri gri yağdan parıldıyordu ama kahkahası güneş gibiydi, bütün atölyeyi ısıtırdı. Atölyenin adı da "Patlayan Patatesler"di. Neden mi? Çünkü bir gün, babası yanlışlıkla patates kızartırken patatesleri havaya uçurmuş, ve bu olaydan sonra "Patlayan Patatesler" adını atölyesine takmıştı.
Bir gün, atölye kapısı gıcırdayarak açıldı ve içine burnunun ucunda büyük bir sihirli değnek taşıyan, pembe saçlı, uçan bir bisiklet süren prenses Pembe Gül girdi. Bisikletinin tekeri delikti, ve Pembe Gül, sesi bir kuşun cıvıltısı gibi incecik, "Lütfen, bana yardım edin! Uçan bisikletim, Büyücülük Kalesi'ne yetişmem gerekiyor!" diye yalvardı.
Babası, kocaman bir kahkaha attı. "Uçan bisiklet mi? İşte bu ilginç! Hadi bakalım, prenses, bakalım Patlayan Patatesler'in ustası bu sorunun üstesinden nasıl gelecek!"
Maya, babasının yanına koşturdu. Pembe Gül'ün bisikletinin tekerine baktı, delik minicik ama bisiklet uçmaya devam etmek için o deliğin bile tamir edilmesini gerektiriyordu. Babası, kocaman tornavidasını alıp tekerleği incelemeye başladı. Ancak teker, herhangi bir teker değildi, küçük yıldızlarla, ay parçalarıyla süslüydü.
Tamir etmeye çalışırken, birdenbire tornavida babasının elinden fırlayıp havada dans etmeye başladı! Ardından, anahtarlar, somunlar, cıvatalar havada uçuştular, bir orkestra gibi birbirlerine çarpıyor, bir melodi oluşturuyorlardı. Maya ve babası kahkahalarla yere yuvarlandılar.
Pembe Gül, gözleri şaşkınlıkla kocaman açılmış, "Bu, sihirli bir teker!" diye haykırdı.
Babası, kahkahaları arasında, "Belki de biraz yağ gerektiriyor, prenses!" dedi ve tekerleği yağladı. Uçan anahtarlar ve somunlar aniden durdular. Babası, tekerleği tamir etti ve Pembe Gül, büyük bir teşekkürle uçan bisikletine bindi.
Ama iş bununla bitmedi! Pembe Gül'ün yanından ayrılırken uçan bisikletinden bir küçük, parıltılı anahtar düştü. Maya anahtarın parlaklığına hayran kaldı ve onu eline aldı. Birdenbire, anahtar Maya'nın elinde parlamayı bırakmadı. Sonra bir ses duyuldu... "Ben sihirli bir anahtarım! Dilediğin aracı tamir edebilirim!"
Maya şaşkınlıkla babasına baktı. Babası, kocaman bir kahkaha daha attı. "Görüyor musun Maya? Patlayan Patatesler'de her şey olabilir!" dedi.
O günden sonra, Maya ve babası, sihirli anahtarın yardımıyla, en ilginç arabaları, uçan bisikletleri, hatta bir robot fil tamir ettiler. Atölye, kahkaha ve maceralarla doluydu. Her işten sonra babası, "Patlayan Patatesler'in bir başarısı daha!" diye haykırırken, Maya da ona eşlik ederek kahkaha dolu bir günün daha sonuna erişmiş oluyordu. Ve böylece, "Patlayan Patatesler" dünyanın en mutlu ve en başarılı araba tamirhanelerinden biri olarak yoluna devam etti.
Bir gün, atölye kapısı gıcırdayarak açıldı ve içine burnunun ucunda büyük bir sihirli değnek taşıyan, pembe saçlı, uçan bir bisiklet süren prenses Pembe Gül girdi. Bisikletinin tekeri delikti, ve Pembe Gül, sesi bir kuşun cıvıltısı gibi incecik, "Lütfen, bana yardım edin! Uçan bisikletim, Büyücülük Kalesi'ne yetişmem gerekiyor!" diye yalvardı.
Babası, kocaman bir kahkaha attı. "Uçan bisiklet mi? İşte bu ilginç! Hadi bakalım, prenses, bakalım Patlayan Patatesler'in ustası bu sorunun üstesinden nasıl gelecek!"
Maya, babasının yanına koşturdu. Pembe Gül'ün bisikletinin tekerine baktı, delik minicik ama bisiklet uçmaya devam etmek için o deliğin bile tamir edilmesini gerektiriyordu. Babası, kocaman tornavidasını alıp tekerleği incelemeye başladı. Ancak teker, herhangi bir teker değildi, küçük yıldızlarla, ay parçalarıyla süslüydü.
Tamir etmeye çalışırken, birdenbire tornavida babasının elinden fırlayıp havada dans etmeye başladı! Ardından, anahtarlar, somunlar, cıvatalar havada uçuştular, bir orkestra gibi birbirlerine çarpıyor, bir melodi oluşturuyorlardı. Maya ve babası kahkahalarla yere yuvarlandılar.
Pembe Gül, gözleri şaşkınlıkla kocaman açılmış, "Bu, sihirli bir teker!" diye haykırdı.
Babası, kahkahaları arasında, "Belki de biraz yağ gerektiriyor, prenses!" dedi ve tekerleği yağladı. Uçan anahtarlar ve somunlar aniden durdular. Babası, tekerleği tamir etti ve Pembe Gül, büyük bir teşekkürle uçan bisikletine bindi.
Ama iş bununla bitmedi! Pembe Gül'ün yanından ayrılırken uçan bisikletinden bir küçük, parıltılı anahtar düştü. Maya anahtarın parlaklığına hayran kaldı ve onu eline aldı. Birdenbire, anahtar Maya'nın elinde parlamayı bırakmadı. Sonra bir ses duyuldu... "Ben sihirli bir anahtarım! Dilediğin aracı tamir edebilirim!"
Maya şaşkınlıkla babasına baktı. Babası, kocaman bir kahkaha daha attı. "Görüyor musun Maya? Patlayan Patatesler'de her şey olabilir!" dedi.
O günden sonra, Maya ve babası, sihirli anahtarın yardımıyla, en ilginç arabaları, uçan bisikletleri, hatta bir robot fil tamir ettiler. Atölye, kahkaha ve maceralarla doluydu. Her işten sonra babası, "Patlayan Patatesler'in bir başarısı daha!" diye haykırırken, Maya da ona eşlik ederek kahkaha dolu bir günün daha sonuna erişmiş oluyordu. Ve böylece, "Patlayan Patatesler" dünyanın en mutlu ve en başarılı araba tamirhanelerinden biri olarak yoluna devam etti.