• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna

Kavuşulamayan binlerce aşk romanı vardır belki piyasa da ama öncelikle şunu belirteyim ki bu kitabın anlatım tarzı zaten daha ilk sayfadan okuyucuyu çektiği için kafadan olaya 1 0 önde başlıyor.
Kitaptaki karakterler o kadar güçlü işlenmiş ki sahi geliyor insana. Genel anlamda tabi ki bunlar kitabı çok sevdiriyor. Yani kitap o kadar etkiledi ki beni ne bileyim ilk kez bir romanı okuduğumda yönetsem olsam keşke dedim :-). Kesinlikle sinemaya uyarlardım bu kitabı
Yani beni etkileyen anlatım tarzı. Herkes her şeyi anlatır ama bir gün sahneye biri çıkar onu acayip bir şekilde anlatır ve ahaa aradığım bu dersin.
Vee tabi ki maria karakterine değinmeden edemiciiiim :-)
Hem güçlü hem de tutkulu bir kadın... Aklından geçenleri hemen söyleyen, erkeği ezmeyen belki ama erkek egemenliğinde ezilmeyen....
Kısaca bendeki maria buydu :-) ama etkikeyen anlatım tarzı :-)

evet anlatım tarzını bende beğendim :)



Genel fikrim kitap güzeldi ama mükemmel değildi..En silik adamın bile düşüneceği bazı şeyler kitapta çok havada kaldı fikrimce .ne kadar silik olursa olsun düşüncede derin bir adamın geldiği nokta çok tutarsız geldi bana:) Yazar karşımda olsaydı ona önce neden giderken gel demedi ,maria gibi güçlü bir karakter esas oğlanda bu kadar sığ bir izlenim mi bıraktı ki dek düşündüğü vazgeçtiği oldu diye sonrada neden evlendi diye sorardım ..? :)
 
evet anlatım tarzını bende beğendim :)



Genel fikrim kitap güzeldi ama mükemmel değildi..En silik adamın bile düşüneceği bazı şeyler kitapta çok havada kaldı fikrimce .ne kadar silik olursa olsun düşüncede derin bir adamın geldiği nokta çok tutarsız geldi bana:) Yazar karşımda olsaydı ona önce neden giderken gel demedi ,maria gibi güçlü bir karakter esas oğlanda bu kadar sığ bir izlenim mi bıraktı ki dek düşündüğü vazgeçtiği oldu diye sonrada neden evlendi diye sorardım ..? :)

Mektupları gitmemişti Marianın veya esas oğlanın diye hatırlıyorum :-)
Zaten kitabı sevdiren anlatım tarzı ama cidden okurken yönetmen olsam keşke diye o kadar aklımdan geçti ki zihnimde başrol oyuncularıni bile buldum :-)
Mesela niye bilmem ama esas oğlanımızı Mert Fırat olarak düşündüm. Sanki o ezikliği çevirebilecek bir oyuncu gibi geldi nedense :-) belki de başka dilde aşk filmindeki başarılı rolündendir
Esas kızımızı da ilginç ama berrak tüzünataç olarak belirlemiştim :-)
Şu an oyuncularla anlaşma aşamasındayım :P
 
Mektupları gitmemişti Marianın veya esas oğlanın diye hatırlıyorum :-)
Zaten kitabı sevdiren anlatım tarzı ama cidden okurken yönetmen olsam keşke diye o kadar aklımdan geçti ki zihnimde başrol oyuncularıni bile buldum :-)
Mesela niye bilmem ama esas oğlanımızı Mert Fırat olarak düşündüm. Sanki o ezikliği çevirebilecek bir oyuncu gibi geldi nedense :-) belki de başka dilde aşk filmindeki başarılı rolündendir
Esas kızımızı da ilginç ama berrak tüzünataç olarak belirlemiştim :-)
Şu an oyuncularla anlaşma aşamasındayım :P

haha :D sen kitabı geçmiş filme bile almışsın mevzuyu :P

Evet mektuplar ulaşmadığı için geri geldi ama neden evlendi :)) yapmak istemediği hiç bir şey yapmamış zevk almadığı her şeyi yarım yamalak bırakmış bir adam tüm hayatı boyunca ona sadece tek anlamlı gelen şey Kürk Mantolu Madonna ya böyle bir adam evlenmez tek başına çürür gider ama evlenmez yani ben olsam evlenmezdim :P
 
haha :D sen kitabı geçmiş filme bile almışsın mevzuyu :P

Evet mektuplar ulaşmadığı için geri geldi ama neden evlendi :)) yapmak istemediği hiç bir şey yapmamış zevk almadığı her şeyi yarım yamalak bırakmış bir adam tüm hayatı boyunca ona sadece tek anlamlı gelen şey Kürk Mantolu Madonna ya böyle bir adam evlenmez tek başına çürür gider ama evlenmez yani ben olsam evlenmezdim :P

Ama adam da biraz ezik taraf var ya ondan evlenmiştir :-)
Valla buradan çağan ırmaka sesleniyorum :-). Bunu film yapsana hacıı :D
 
Ve yinede bu düşünceler onu sadece kendi sevgisine sevgisinden ibaret bir adama teslim olmaktan alı koyamadı :)

Güzel dedin.. :) Kendisini, onun istediği gibi seven bir adama teslim etti kendini.. Ama bu karakterde bir kadın nasıl yaptı bu işi bilmiyorum. Yukarıdaki alıntının bir yerinde "İnsan, bilhassa kadın ve erkek münasebetleri o kadar karmaşık ve arzularımız, hislerimiz o kadar anlaşılmaz ve bulanık ki, hiç kimse ne yaptığını bilmiyor ve akıntıya kapılıp gidiyor. Ben bunu istemiyorum. Beni yüzde yüz doyurmayan, bana tam manasıyla lüzumlu görünmeyen şeyleri yapmak, beni kendi gözlerimde küçültüyor." demişti.
Kitabı okuyalı da bayağı oldu aslında, hislerini tam olarak ne zaman anladı hatırlamıyorum o yüzden. Ama bir yerinde "ben seni deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum" demişti. Aklı başında bir aşk olabilir mi? Belki daha şefkatli bir sevgiydi. Ama "o insan olmadan da yaşayabiliyorsan neden onunla yaşayasın ki" gibi bir kafada yazıyorum bunu :) Maria gayet güçlü, kimseye ihtiyacı olmayan bir kadındı, neden hayatının kalanını Raif'le geçirmek istedi? Ben esasen daha çok buraya takıldım.
Yukarda, "Neden Maria'yı da çağırmadı giderken?" demişsin. Belki de cenazeye giderken yanında götürmek istemedi, bu kadar basit bir sebebi vardı. Belki de Maria'nın kendisini asla onun istediği gibi sevemeyeceğini hissetti. Ya da bana en mantıklı geleni, bilinçaltında Maria'yı o yaşadığı ülkenin yabancılığıyla özdeşleştirdi, memleketine dönünce de Maria orda kaldı. Bence bunu açık olarak görmemek lazım, bazı yerleri okuyucunun kendi zihninde tamamlamasına, kendi hayatıyla özdeşleştirmesine izin vermek normal bence :)

Ay ne uzun yazmışım :P Kassam bi roman da ben çıkaracağım burdan :D
 
Geri
Top