• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Türk Sanat Müziği Bestecileri

Özgen GÜRBÜZ​

1951 yılında Merzifon'da doğdu.

Özgen GÜRBÜZİlk ve Orta öğrenimini Kastamonu'da bitirdi.
Yüksek öğrenimini , İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarını ve ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümünü bitirerek tamamladı.

Müzik çalışmalarına babasından gördüğü destekle başladı.
Kastamonu Lisesi'nde öğrenciliği sırasında öğretmenlerinin teşvikleriyle beste denemeleri yaptı.

Üniversite öğrenciliği sırasında, ODTÜ Türk Müziği Korosu'nda, Erol Sayan yönetiminde çalışmalara katıldı. 1976 yılında İstanbul Belediye Konservatuarı Türk Müziği İcra Heyeti'nde misafir tanbur sanatçısı olarak çalıştıktan sonra, 1977 yılında açılan sınavı kazanarak Kültür Bakanlığı İstanbul Klasik Türk Müziği Devlet Korosu'nda tanbur sanatçısı kadrosunda görev yapmaya başladı.
Ankara Radyosu yayınlarına 1982'den sonra kadrolu tanbur sanatçısı olarak katılmaya başladı. Bir süre yurt dışında mühendislik yaptıktan sonra TRT'ye geri döndü.

Sözlü ve enstrümantal olmak üzere 20 civarında eser besteledi.

Milliyet Gazetesi'nin düzenlediği 'Yılın En Sevilen On Şarkısı' anketlerinde değişik yıllarda ödüller kazandı. Ayrıca, THM ve TSM üzerine araştırma ve kitapları vardır.

- Bestelerinden:
Yeniden doğarım görsem yüzünü (Hicaz)
Gel sevgimle çiçeklenen gönül (Hüzzam)
Yıllar oldu şu gönlüm sevda nedir bilmedi (Rast)
Hasret makamında bir şarkı söyle (Segah)
Ateş alevde değil, asıl közde gizlidir (Nihavend)

Ateş alevde değil, asıl közde gizlidir
Güzellik gözde değil, asıl özde gizlidir
Rengi değil gözlerin, bakışıdır mesteden
Gözden kalbe süzülüp akışıdır mesteden

Nağme gönlün eseri, sanma sazda gizlidir
Bestenin güzelliği önce sözde gizlidir
Güzel sözün gönülden çıkışıdır mesteden
Dudaktan kalbe gidip yakışıdır mesteden
 

Yusuf NALKESEN​

- Yaşamı:
1923 yılında Üsküp'ün İştip kasabasında dünyaya geldi.
Annesi Hayriye Hanım, babası ise Mehmet Efendi'dir.

Yusuf NALKESENAilenin, etnik baskılar sebebiyle Türkiye'ye göç ederek İzmir'e ve daha sonra Turgutlu'ya yerleşmesinin ardından ilk ve ortaokulu burada okudu. Necati Bey Erkek Muallim Mektebi'ni bitirdi.

Annesinin kanunu ile babasının bağlaması ve o dönemin borulu gramofonlarında dönen 33’lük büyük taş plaklar, müziğe olan ilgisinin temel taşlarını döşedi. Muallim Mektebi'ndeyken, TRT radyosunun yayınlarını ve fasılları yakından izledi. Selahattin Pınar, Şerif İçli, Hakkı Derman, Kadri ve İsmail Şençalar kardeşler, Osman Nihat Akın gibi değerlerden yararlandı. Ağrı'nın Tutak ilçesinde öğretmen olarak görev yaptığı 1947-1948 yıllarında ud çalmayı öğrendi.

1952 yılında açılan İzmir Radyosu Saz Sanatçılığı sınavıyla TRT kadrosuna girdi.
Öğretmenlikle sanatçılığı bir arada yürüten sanatçı, öğretmenlikten emekli olduğu 1970 yılından itibaren zamanını ağırlıkla beste yapmaya verdi.

Ancak, sanat sendikalarında etkin bir rol oynadığı gerekçesiyle TRT tarafından 1973 yılında görevine son verildi.
Tazminat davası açan sanatçı, davayı kazandı ama 23 yıl hizmet ettiği TRT'ye bir daha dönmedi.

Bu kırgınlığı yaşadığı sırada, Meliha Hanım'la yaptığı evlilikten(1948) olan dört çocuğunun en büyüğü İnci'yi, 1982 yılında yitirdi. Sanatçı, bu evlat acısını ömrünün sonuna kadar içinde yaşattı ve kızının anısına, Hicaz makamındaki "Elim sustu, telim sustu, dil sustu" dizeleriryle başlayan şarkısını besteledi.

1998 yılında Kültür Bakanlığı'nca verilen Devlet Sanatçısı unvanını aldı.

Yusuf Nalkesen, 1 Ocak 2003 günü İzmir'de yaşama veda etti.

- Sanatı:
Türk Sanat Müziği bestecilerinin en önde gelen adlarından olan ve ilk kez Muhayyerkürdi makamında bestelediği "Veda Busesi" (Hani o bırakıp giderken seni) adlı şarkısıyla büyük bir patlama yaparak müzikseverlerin ilgisini çeken Yusuf Nalkesen, şarkılarını halkın müzik sevgi ve zevkine uygun olarak bestelemiştir. Güftelerinin hemen tamamını kendisinin yazdığı şarkılarında sözcüklere adeta can verdiği görülür. Eserlerinde, çevresinde duyumsadığı güzelliklere aşk ve tutku katarken vefasızlıkları ve ayrılıkları da etkileyici motiflerle dile getirir. Türk Sanat Müziği'ne bin civarinda güfte, beşyüzün üzerinde beste kazandıran sanatçı son günlerinde tasavvufa yönelmiştir.

- Bestelerinden:
Gözlerin doğuyor gecelerime (Uşşak)
Bülbülün çilesi yanmakmış güle (Hicaz)
Kimi dertten içermiş, kimi neşeden (Rast)
Bir gün karşılaşrsak ayrıldığımız yerde (Hicaz)
Avuçlarımda hala sıcaklığın var (Kürdîlihicazkar)
Olanlar oldu geçti artık sen ne dersen de (Hüzzam)
Madem küstün dargındın neden geldin ağladın (Hüzzam)
Hani o bırakıp giderken seni (Veda busesi) (Muhayyerkürdi)
İnan inan ki kimse bana senin gibi bakmadı (Nihavend)
Dargın ayrılmayalım diye koştum sana dün (Hüzzam)
Gölgesinde mevsimler boyu oturduğumuz (Hicaz)
Seninle bir sonbahar mevsimiydi tanıştık (Hicaz)
İçimde kim vardır, bir bilebilsen (Hüzzam)

İçimde kim vardır, bir bilebilsen
Sen seni bulursun, kalbime girsen
Ben gibi bir yansan, bir sevebilsen
Kendini bulursun, kalbime girsen
 
En beğendiğim şarkılar; Ben seni unutmak için sevmedim, Bir kızıl goncaya benzer dudağın, Niçin baktın bana öyle, Çile bülbülüm çile, İçin için yanıyor yanıyor bu gönlüm, Bir bahar akşamı rastladım size , Ah bu şarkıların gözü kör olsun, Kara bulutları kaldır aradan, Muhabbet bağına girdim bu gece

Şimdiki gençler şarkı dinlerlermi bilmem :) ama ben seni unutmak için sevmedim ve ah bu şarkıların gözü kör olsun bestelerini dinlemenizi tavsiye ederim.
 
Geri
Top