Yalnızlık belki de modern çağın en sancılı hastalığı. Genelde ötelenen, başa gelinmesi istenmeyen, depresyona davetiye çıkaran yalnızlık; kimileri için adeta yaşam boyu devam eden kronik bir durum. Buna rağmen yalnızlıkla başa çıkmasını becerebilen, daha da ötesinde yalnızlığa bilinçli olarak davetiye çıkaran, yalnızlığı tercih eden veya bundan beslenen insanların sayısı da hiç az değil. İşte yalnızlık olgusunu benimseyen insanların en bariz özellikleri:
Sadakati Önemserler
Genelde yalnızlığı bir yaşam felsefesi haline getiren insanlar, muhtemelen hayatlarında insanlara dair pek çok hayal kırıklığı yaşamıştır. Bu nedenle vefa duygusu bu insanları için takıntı derecesinde önemli bir konudur. Çok az insana güvenirler ve bu nedenle hayatlarına çok az insanı dahil ederler. Tüm ilişkileri güven duygusuna dayalıdır. Bu nedenle ilişkileri sağlam temellere dayalıdır. Eğer onlara yalan söylemişseniz ya da onu aldatmışsanız sizi ömür boyu affetmezler.
Yeniliklere Açıktırlar
Genelde yalnız insanların her şeye kapalı olduğu düşünülür, oysa düşünülenin aksine bu tip kişiler hayatlarını katılıklarla örmemiştir. Tıpkı dışa dönük kişiler gibi yalnız insanla da yeni aktiviteler yapmayı severler. Sadece dikkat çekmek gibi özel bir çabaları olmadığı için bu durum açığa çıkmaz. Mutlu anlarını sosyal medyada herkesin gözüne sokmak gibi bir kaygıları ya da telaşları yoktur. Onlar göstermekten ziyade hazzı yaşamaktan yanadır.
Her Daim Sakindirler
Çoğunlukla yalnız insanların tedirgin olduğu sanılır, bu da onlarla ilgili en büyük yanılgılardan birisidir. Tam aksine gereğinden fazla konuşmayan kişilerin sözlerinin ağırlığı daha fazladır. Bu nedende daha fazla tartarak konuşurlar, gereksiz yerlerde söze girmezler. Sakin ve öz güvenli konuşurlar. Sadece diyalog kurmak istemedikleri insanlar için çenelerini yormak istemezler.
Yalnız Olduklarında Kendilerini Çok Rahat Hissederler
Yalnızlarla ilgili en önemli yanılgılardan biri tanesi de kesinlikle yalnız ortamlarında kendilerini mutsuz ve sıkıcı hissettiklerinin sanılmasıdır. Oysa yine sanılanın aksine bu kişiler zorunlu oldukları için değil, tercih ettikleri için yalnızdırlar. Bu hayatı yaşadıkları için genelde pişman değildirler. Başka insanlarla aynı ortamı paylaşmak onlar için zordur. Aynı mekanda pek çok kişiyle yaşayamazlar, diğer insanların davranışlarına kolayca takılırlar, konfor alanlarını bu nedenle bozmak istemezler.
Zaman Onlar İçin Kıymetlidir
Zaman olgusu yalnız vakit geçirmek isteyen kişilerde çok daha kıymetlidir. Bu nedenle kendilerine zaman kaybettirecek her şeyden ve herkesten uzaklaşırlar. Verimli insanlardan yeni bilgiler öğrenmek hoşlarına gider. Bu sayede zamanlarını ekonomik ve verimli geçirdiklerini düşünürler. Yaşam kalitelerini ölçerken genelde kriterleri zamandır. Bir konuda karar verirken kaybedecekleri zamanı ve kazanacaklarını bir kefeye koyarlar.
Özel Alanlara Çok Saygılıdırlar
Bu insanlar hem kendi özel alanlarına saygı gösterilmesini beklerler, hem de başka insanların kişisel sahalarına taciz etmezler. Bu nedenle bu konuda asla tutarsızlığa düşmezler. Özel yaşamları onların adeta kırmızı çizgileridir. Özel yaşamları hakkında konuşan insanlardan hiç haz etmezler ve o kişileri hayatlarından tamamen uzaklaştırırlar. Onların yanında bir başkası hakkında olumsuz konuştuğunuzda da bundan rahatsızlık duyabilirler. Nelerin özel, nelerin genel olduğunu iyi bilirler ve buna göre hareket ederler. Dolayısıyla etik anlayışlarının çok güçlü olduğunu söylemek güç değildir.
Dostları Vardır Fakat Sayılarını Bilinçli Olarak Düşük Tutarlar
Yalnız insanlar, her ne kadar sayıca az olsalar da herkesin isteyeceği tarzda arkadaşlara sahiptirler. Her daim arayıp sohbet edebilecekleri, sosyalleşebilecekleri dostlara sahiptirler; ancak bunun sayısını elbette bilinçli bir şekilde düşük tutarlar. Onlarca yapay arkadaşlığa bir tane sağlam dostluğu tercih ederler. Bu nedenle yalnız insanların yaşamlarına dahil ettikleri arkadaş sayısı genelde 1 ya da 2 civarındadır. Ortak zeminde buluşamadıkları insanlarla vakit kaybetmek ya da arkadaşlık kurmak istemezler.