• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

yunus emre şiirleri

AŞKINA MUHAMMED'İN
Hak yarattı alemi, aşkına Muhammed'in
Ay ü günü yarattı, şevkine Muhammed'in

Ol! dedi oldu alem, yazıldı levh ü kalem
Okundu hatm-i kelam, şanına Muhammed'in

Hep Erenler geldiler, dergaha yüz sürdüler
Zikr-i tevhit ettiler, nuruna Muhammed'in

Veysel Karani kazandı, ahır yine özendi
Sekiz Uçmak bezendi, aşkına Muhammed'in

Ferişteler geldiler, saf saf olup durdular
Beş vakt namaz kıldılar, aşkına Muhammed'in

Havada uçan kuşlar, yaşarıp dağ ü taşlar
Yemiş verir ağaçlar, aşkına Muhammed'in

İmansızlar geldiler, andan iman aldılar
Beş vakt namaz kıldılar, aşkına Muhammed'in

Yunus kim ede methi, över Kur'an ayeti
An! vergil salavatı, aşkına Muhammed'in
 
AŞIK CANI ÖLMEYE
Ol can kaçan ölüser, Sen ana can olasın
Ölmüş gönül dirile, andaki Sen olasın

Ölmeği dirlik ola, ölmesiz dirlik bula
Ölmüş gönül dirile, andaki Sen olasın

Sen olduğun gönüller, her dem canın yeniler
Güç olmaz ol divanda, hakimi Sen olasın

Can bedenden uçucak, menziline göçücek
Ol cihana geçicek, göze ayan olasın

Tozunu yel almaya, bir zerre ırılmıya
Aşık canı ölmeye, maşuku Sen olasın

Yunus sen aşık isen, aşka muvafık isen
Korkma ulaşık isen, ne olursan olasın
 
AŞIK KİŞİ
Din ü millet sorar isen, aşıklara din ne hacet
Aşık kişi harap olur;bilmez ne din, ne diyanet

Aşıkların gönlü, gözü, maşuk depe gitmiş olur
Ayruk surette ne kalır, nice kılısar zühd ü taat

Taat kılan Uçmak için, din Tamu için
Ol ikiden fariğ olur, neye benzer bu işaret

Her kim Dost sever ise, Dosttan yana gitmek gerek
İşi gücü Dost olucak, cümle işten olur azat

Anın gibi Maşukanın haberin kim getirir
Cebrail mürsel sığmaz, şöyle olundu işaret

Soru hesap olmayısar dünya ahiret koyana
Münker ü Nekir ne sorar, terk olucak cümle murat

Havf ü reca gelmez anda, varlık yokluk bırakana
İlm ü amel sığmaz anda, ne terazi ne sırat

Ol kıyamet bazarında, her kula başı kaygısı
Yunus sen aşıklar ile hiç görmeyesin kıyamet
 
AŞIMA ZEHR-İ KATİL KATMIŞIM BEN
Bu ömrüm yok yere harc etmişim ben
Canım gör nice oda atmışım ben

Kimse kimesneye etmemiş ola
Anı kim kendime ben etmişim ben

Amelim rahtını, derdim götürdüm
Kamu assım, ziyana satmışım ben

Cihanda bir sınık saksıdan ötrü
Güherlerim ziyana satmışım ben

Amelim her ne ki varsa riyadır
Acep ihlası ne unutmuşum ben

Giceye eresini kimse bilmez
Tul-i emel başın uzatmışım ben

Dügeli ömrümü, harcına sürdüm
Ziyandan bellidir, ne utmuşum ben

Aguya bal deyu parmak uzattım
Aşıma zehr-i katil katmışım ben

Biçare Yunus'un çoktur günahı
Hakkın dergahına yüz tutmuşum ben
 
BANA BU TEN GEREKMEZ
Bana bu ten gerekmez can gerektir
Ol baki Cennet'e iman gerektir

Zehi mürşit ki bizi Hakk'a iltür
Aşık canı ana kurban gerektir

Bular hot geçti Uçmak arzusundan
Didar göstermeye Sultan gerektir

N'iderim Uçmağı yahut huriyi
Bana dergahına seyran gerektir

Eğer Muhammed'e ümmet olursan
Dilinde zikr ile Kur'an gerektir

Namaz ü vird ü tesbih, zikr ü Kur'an
İnayet bunlara Hak'tan gerektir

Hakikat şerbetin içen aşıklar
Başı açık, teni uryan gerektir

Aşık Yunus bu sırrı anlayanın
Ciğeri büryan, gözü giryan gerektir
 
BANA SENİ GEREK SENİ
Aşkın aldı benden beni, bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü, bana seni gerek seni

Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum, bana seni gerek seni

Aşkın aşıkları öldürür, aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur, bana seni gerek seni

Aşkın şarabından içem, Mecnun olup dağa düşem
Sensin dün ü gün endişem, bana seni gerek seni

Sofilere sohbet gerek, Ahilere Ahret gerek
Mecnunlara Leyli gerek, bana seni gerek seni

Eğer beni öldüreler, külüm göke savuralar
Toprağım anda çağıra, bana seni gerek seni

Cennet Cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni

Yunus'dürür benim adım, gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum, bana seni gerek seni
 
BAŞTAN AYAĞA YAREYİM (2)
Ben Dost ile dost olmuşam, kimseler dost olmaz bana
Münkirler bakar gülüşür, selam dahi vermez bana

Ben Dost ile dost olayım, canımı feda kılayım
Ölmezden öndün öleyim, dünya baki kalmaz bana

Terkeyledim kamu işi, Hak yoluna kodum başı
Dost yüzünü göriceğiz, sabr ü karar olmaz bana

Kimseler bilmez halimi, aşk odu yaktı canımı
Seçmezem soldan sağımı, namüs ü ar olmaz bana

Ben bir aşık-ı bi çareyim, baştan ayağa yareyim
Ben bir deli divaneyim, aklım da yar olmaz bana

Sanırlar beni deliyim, Dost bağçesi bülbülüyüm
Mevlanın kemter kuluyum, kimse baha saymaz bana

Bülbül oluben öterim, Dost bağçesinde biterim
Gül alırım, gül satarım, bağ-ban olmaz bana

Ey biçare Yunus senin, aşk oduna yandı canın
Yana yana Dost'a giderin, perde hicap olmaz bana
 
BE DEDİRMEĞİL BANA
Ben bu il'e garip geldim, ben bu il'den bezerim
Bu tutsaklık tuzağın, demi geldi üzerim

Çünki ben bunda geldim, ben anı bunda buldum
Mansur'em dare geldim, üş kül oldum tozarım

Dört kitabın okudum, tahsil ettim bitirdim
Ne hacet kim, karayı ak üstüne yazarım

Dört kitabın manisi, bellidir bir elifte
Be dedirmeğil bana, ben bu yolda azarım

Yetmiş iki millete suçum budur hak dedim
Korku hiyanetedir ya ben niçin kızarım

Şeriat oğlanları niçin yol keser bana
Hakikat deryasında bahri oldum yüzerim

Dost bana gelsin demiş, benim kaydımı yemiş
Ben yüzüm karasından teberrükler düzerim

Yunus bu kuş dilidir, bunu Süleyman bilir
Gerçek aşık bu yolda, ne duyduğun sezerim
 
BEN GELMEDİM DAVA İÇİN
Benim bunda kararım yok, ben bunda gitmeğe geldim
Bezirganem metaım çok, alana satmağa geldim

Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için
Dost'un evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim

Dost esrüğü deliliğim, aşıklar bilim neliğim
Denşürüben ikiliğim, birliğe bitmeğe geldim

Ol hocamdır ben kuluyum, Dost bağçesi bülbülüyüm
Ol hocamın bağçesine, şad olup ötmeğe geldim

Bunda biliş olan canlar, anda bilişirlermiş
Bilişüben Hocamla, halim arzetmeğe geldim

Yunus Emre aşık olmuş, Maşuka derdinden ölmüş
Gerçek erin kapısında, canım arz etmeğe geldim
 
BENCİLEYİN GÜLMEDİK BAŞ
Yürü fani dünya, sana gelende gülmüş var mıdır
Bencileyin gözü yaşlı, ağlayu kalmış var mıdır

Söylerim bilmezem sözüm, yürürüm görmezem özüm
Bir oldu gecem gündüzüm, hiç böyle olmuş var mıdır

Benim baştan yüreğim baş, göz yumuldu çekildi kaş
Bencileyin gülmedik baş, cihana gelmiş var mıdır

Döğdüm başım taşlar ile, kan akıttım yaşlar ile
Yarenler kardeşler ile, candan ayrılmış var mıdır

Ahır halkla helallaşıp, her biriyle esenleşip
Bencileyin aklı şaşıp, ağlayu kalmış var mıdır

Bunca zamanlar bilişip, ahır dönüp ayrılışıp
Böyle bir dertlere düşüp, odlara yanmış var mıdır

Kanda yürüsem inlerim, hiç sesin gelmez dinlerim
Gelesin deyu gözlerim, gidende gelmiş var mıdır

Bu söylediğim sözleri, dertliler için söylerim
Acep bu benim sözümden, haberim almış var mıdır

A dostlar esenleşelim, tuz ekmek helallaşalım
Ta ölünce ağlaşalım, ağlayıp gülmüş var mıdır

Ağlayıp bulmadım çare, çok yalvardum Peygambere
Yunus gibi yüzü kare, cihana gelmiş var mıdır
 
Geri
Top