Kendinizi paralarcasına çalışıyorsunuz, iş arkadaşlarınız gönül rahatlığıyla işlerini size devredip tatile çıkabiliyor, geç saatlere kadar işinizin başındasınız, hatta sevilmeyen işlere bile talip oluyorsunuz. Ama tüm bunların karşılığında elinize geçen ancak fındık-fıstık parası... "Acemilik dönemim çoktan sona erdi. Artık ben de hakkımı almalıyım" diyerek, zam istemek üzere yöneticinizle konuşmaya karar verdiniz. İşte burada kısa bir süre soluklanıp alttaki ipuçlarına göz atmanızda fayda var.
MESELENİN ÖZÜNE İNİN
Yöneticiniz ya da patron ile konuşmadan önce, neye dayanarak zam istemeniz gerektiğini iyi belirleyin ve konuşmanızı bu konu üzerine kurun. Doğru argüman önemlidir. "Ben zam istiyorum çünkü hak ettiğime inanıyorum" cümlesi her ne kadar doğru bir ifade olsa da, haklılığınızı gösterecek örnekler sunmalısınız. Şirkete başlarken size verilmiş vaatler varsa, bunları doğru şekilde hatırlatmalısınız. Duygu sömürüsü zam isterken işe yaramayacaktır. Ancak özel (ailevi) durumunuz varsa, bunu da konuşabilirsiniz.
ŞİRKETİN YAPISINI ÖĞRENİN
Şirketin ücretlendirme politikası hakkında bilgi toplayın. Personel ya da İnsan Kaynakları'ndan bu konuda fikir alın. Çalıştığınız sektördeki pozisyonlar için hangi ücret normlarının geçerli olduğunu iyice inceleyin. Yanlış bilgilerle görüşmeye gitmeyin. "Falanca bu kadar alıyormuş, ben niye hala bu kadar alıyorum" gibi ifadeler tehlikelidir. Ücretler çoğu firmada gizli tutulmaya özen gösterilen konular arasındadır. Ücretlendirmenin hangi sisteme göre işlediğini öğrenin.
YÖNETİCİNİZİN YAKLAŞIMINA GÖRE STRATEJİ BELİRLEYİN
Altında çalıştığınız kişinin yaklaşım tarzı da önemli. Konu ile ne kadar ilgili olduğuna bakıp ona göre bir strateji izleyin. Agresif olmak çoğu kez iyi sonuç vermez. Tabii bu kendinizi ezdireceğiniz anlamına da gelmez. Ancak karşınızdakinin kısa vadede fazla bir şey yapamayacağını sezdiğiniz durumda, en azından desteğini almak uzun vadede işinize yarayacaktır.
KİMSEYİ KÖTÜLEMEYİN
Beraber çalıştığınız kişilerle karşılaştırma yapıp kendinizi yüceltmeye kalkmayın. Bu etik açıdan yanlış olmakla beraber, yöneticinizin o kişiler hakkında ne düşündüğünü bilemezsiniz. Tamamen ters tepebilir. Bunun yanında, ücret kıyaslaması için size birebir uyabilecek bir örnek bulmanız da önemli. Çok çalıştığınız her zaman çok kazanacağınız anlamına gelmeyebilir. Saldırgan bir yaklaşım huzurunuzu kaçırabilir.
TUTARLI OLUN
Doğru argümana sahip olmak kadar, konuyu belirli bir mantık çerçevesinde ele almak ve talebinizin şirketin içerisinde bulunduğu durum ile çelişmemesine özen göstermek de önemlidir. Görüşmenin seyri içerisinde uzlaşmacı bir tavır ne kadar etkili ise, savunduğunuz fikre sadık kalmanız ve olayı bir pazarlığa dönüştürmemeniz de önemli.
ZAM YERİNE ALTERNATİF ÇÖZÜMLER
Görüşme öncesinde topladığınız bilgiler ve görüşme gidişatına göre stratejinizi gözden geçirip alternatif çözümler sunabilirsiniz. Şirket, bölümün ücret dengesini gözetmek gibi sebeplerle zam yapamayacak durumdaysa, size dolaylı yönden katkı sağlayacak eğitim programları, yol yardımı gibi parasal anlamda destek olabilir.
YANINIZDAKİ ADAMI UNUTUN
Hemen yanınızda oturan adamın kaç para kazandığı kesinlikle konumuz dışında. Biz burada bireysel performanstan ve sizin kabiliyet ve tecrübenizden bahsediyoruz.
Eğer söz konusu olan maaş artışıysa tabii ki görüşmenin özü bu olacaktır ama insanlar diğer alternatifleri de görmek isterler. Ücret artışına karşılık, kullanılacak izinler veya esnek çalışma saatleri gibi konularda işverenin de talepleri olabileceğini önceden düşünmeniz ve karşı önerilerinizi de hazırlamanız gerekecektir.
KENDİNİZE KARŞI DÜRÜST OLUN
İnsanlar genellikle gösterilen çaba ve elde edilen başarıyı birbirine karıştırır. Bu ikisi ayrı şeylerdir. Çok yoğun şekilde çalışmış olabilirsiniz ama patronunuzun gözünde önemli olan şey sonuçta elde ettiğiniz başarıdır. Yıllık satış hedeflerini tutturamamışsanız, çok çalışmış olduğunuzu dikkate almayabilirler. Ve unutmayın ki isteyeceğiniz ücret artışının haklı olup olmadığı, bir önceki dönemde elde ettiğiniz sonuçlara bakılarak değerlendirilecektir.
PROVA YAPMAK ÖNEMLİDİR
Patronunuzla yapacağınız konuşmayı uzun uzun zihninizde canlandırın. Hangi şartlarda patronunuzdan “Evet” ,”Hayır” veya “Belki” cevapları alabileceğinizi iyi tartın. Bağırıp çağırmak veya kapıyı çarpıp çıkmak kesinlikle senaryoda yok, provanızı ona göre yapın.
DOĞRU ZAMANI SEÇİN
Yöneticinizin stres düzeyine ve iş yüküne duyarlı olun. Aksi takdirde sizin talepleriniz ‘gereksiz ayrıntı’ olarak değerlendirilebilir. Eğer şirketinizde yüzyüze performans değerlendirme toplantıları yapılıyorsa, en doğru zaman o zamandır.
TONUNUZU DOĞRU AYARLAYIN
Derdinizi anlatırken çok ağlamaklı veya saldırgan bir üslup kullanmayın. Ve kesinlikle “Zam yapmazsanız çeker giderim” tarzı bir yaklaşımda bulunmayın. Eğer yöneticiniz ‘kalıbının adamı’ ise bu türden şantajlara asla boyun eğmeyecektir.
AÇIK OLUN
Ernst & Young Bölüm Başkanı Dean Hodcroft, ev ödevlerini yapmış olarak gelen ve doğrudan konuya giren insanları takdir ettiğini söylerken “Bu yaklaşım benim daha duyarlı ve açık olmamı sağlıyor ve böylece daha dürüst bir iletişimin yolu açılmış oluyor” diyor.
OLUMSUZU OLUMLUYA ÇEVİRMEYİ BİLİN
Eğer söz konusu olan maaş artışıysa tabii ki görüşmenin özü bu olacaktır ama insanlar diğer alternatifleri de görmek isterler. Ücret artışına karşılık, kullanılacak izinler veya esnek çalışma saatleri gibi konularda işverenin de talepleri olabileceğini önceden düşünmeniz ve karşı önerilerinizi de hazırlamanız gerekecektir.
DENEMEKTEN KORKMAYIN
Talebinizin reddedilmesi tabii ki olasıdır ama bu sizi yıldırmamalı. Daha uygun olacağına inanıyorsanız, talebinizi ‘ücret artışı’ olarak değil başka bir ambalaj içinde sunabilirsiniz: “Ücret artışı karşılığında daha fazla sorumluluk alabileceğinizi belirtmek” bunun için iyi bir yöntemdir. Bu durumda siz işverene bir teklif götürmüş oluyorsunuz. Ama yukarıdaki maddelerde belirtilen durumları unutmayın: Neyin karşılığında ne alıp vermeye razı olacağınızı önceden düşünmüş olmanız gerekmektedir.