• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

50- Nevşehir

Balonla Seyahat (Sıcak Hava Balonu)
Kapadokya'nın simgelerinden biri olmaya başlayan balonlarla yapılan turlar, bölgenin eşsiz güzelliğini görmenin en etkili yoludur. Gökte ağır ağır süzülerek yaklaşık 15 dakika süren balon tur, Kapadokya uygarlığının ve doğal güzelliğinin yürüyerek ulaşılamayan en uzak noktalarına kadar götürür.
Ne Yenir?
Yöre üzümünden yapılan şaraplar, pekmez, Avanos'un çömlek kebabı, Acıgöl'ün kabak tatlısı, Ortahisar'ın mağaralarında depolanan limon ve greyfurtlar, Ortahisar nefis kayısıları mutlaka tadılmalıdır.
Ne Alınır?
Yöreden alınabilecek hediyelik eşyalar çömlek işi kapkacaklar, deri işleri, halıcılık, onyx taşından yapılmış süs eşyaları yöreden alınabilecek hediyelik eşyalardır.
Bunları yapmadan dönmeyin
Nevşehir kaya kiliselerini, Bizans duvar fresk sanatlarını görmeden
Türk-İslam sanatı örneklerinin sergilendiği Hacıbektaş Müzesini gezmeden
Nevşehir merkezindeki Damat İbrahim Paşa Cami ve Külliyesini görmeden
Acıgöl'deki Hitit kaya kitabesini ziyaret etmeden
Çanak-çömlek, bakır ve oniks taşından yapılmış süslemeler, deri işleri hediyelik eşya almadan
Avanos'ta çanak-çömlek atölyelerinde ayakla çevrilen tezgahların başına geçerek, seramik kap yapmadan
Yöreye özgü şaraplardan tatmadan
Nevşehir'den dönmeyin...
 
Devlet Bakanı Ramazan Mirzaoğlu, Hacıbektaşı Veli Türbesi'ni ziyareti sırasında, geçenlerin günahlardan arındığına inanılan kayalar arasındaki dar delikten geçemedi. Nevşehir ve ilçelerinde haftasonu incelemelerde bulunan Bakan Mirzaoğlu, Hacıbektaş İlçesi'ne gelişinde Kaymakam Recep Yüksek tarafından karşılandı. İlçenin sorunları hakkında bilgi alan Bakan Mirzaoğlu, Hacıbektaşı Veli Türbesi'ni de ziyaret etti. Türbe ziyareti yapan tüm siyasiler gibi Çilehane kayalıklarına çıkan Bakan Mirzaoğlu, kayalar arasındaki dar delikten geçmek istedi. Halk arasında günahsızların kolayca geçtiğine, günahkárların ise geçemediğine inanılan kayalar arasındaki delikten geçemeyen Ramazan Mirzaoğlu, ‘‘Buradan geçmek gerçekten zor. Bu iş bizim işimiz değil. Bizim işimiz ata binmek, o da burada yok’’ dedi.
 
sayın Kelebek .Nevşehir'i tüm yönleriyle iyi tanıtmışsın.çok teşekkür ediyorum ve senden ricam(ben aktaramıyorum)Sadi Teltik şiirleri 3'te yer alan Nevşehir şiirimi bu bölüme aktar.Yazıyı tamamlaması açısından güzel olur diye düşündüm.Şimdiden teşekkürler.Emeğine sağlık...
 
Hocam teşekkürler. Ama şiiriniz orda toplu halde eklenen şiirler arasında olduğundan buraya alamıyoruz. Siz ordan buraya kopyala yapıştır yaparsanız biz ordan şiirinizi sileriz
 
NEVŞEHİR (GÜZELLEME)

İbrahim Paşa’nın beldesidir yer

Ozanlar ki nasıl vasfedeyim der

Elli dört’te oldu yeni vilayet

Seviyorum seni yürekten gayet.

Nevşehir’dir adın dillere destan

Taşlıbel denilen yerin kabristan

Kapadokya’da bir incidir yöre

Nevşehir’e yakın beldedir Göre

Göre’yi geçince Kaymaklı gelir

Akın akın turist burda belirir

Parmak üzümüyle meşhurdur Çat’ı

Apartmanlarının alçaktır katı

Nar sanki mahalle, bitişik şehre

Salatalık marul yetişen belde

Sulusaray’ını anmadan geçmem

Paha biçilemez, biçemem, biçmem

Ortahisar kale.... Uçhisar kale...

Kavak beldesini gel gör bir kere

Yer altı şehridir Derinkuyu’su

Termal enerji var Kozaklı’da su

Hacıbektaş Veli, sultan burdadır

Bütün düşünceler serde, sırdadır

Kırık testi, çanak...Avanos bildin

Kızılırmak niçin böyle delirdin?

Peribacaları, Zelve, Göreme

Çavuşin ve Ürgüp söyleyin nerde?

Gülşehir, Acıgöl ilçesi de var

İklimi soğuktur etrafında kar

Tuzköy’ü sofraya tuzu getirir,

Hava limanından ufka götürür

Muşkara, Nissa’ydı eskiden adı

İnsanında dostluk , merhamet vardı

Sanmayın şimdi yok, alası burda

Kaptırmaz koyunu, kuzguna kurda

Hepsini anmadım şimdilik yeter

Ozanlar umarım dahasını der...

12.11.1998
SADİ TELTİK

(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine ait
tir.​
 

NEVSEHİR
ÖRF-ADET-GELENEK-GÖRENEKLERİ

DOĞUM


Geçmişten günümüze değin toplumların varoluşunu esasını teşkil eden insan olgusunun varedilmesine, bunun yanında varolmasının sınırlanması ve gelecek yaşam için başlangıç ve hazırlık dönemi olması niteliğini taşıyın komple bir oluşum olan doğum olayı etrafında gelişen geleneksel uygulamalarla ilgili, Nevşehir ve çevresindeki tespitlerden bazıları aşağıda verilmeye çalışılmıştır.
Doğum Öncesi Yargılar :
Toplumda cinsiyet ayrımı yapılmamasına karşın ailenin bekçisi olarak bakılan yanı Anne ve Babanın yaşlandıklarında sosyal güvenceleri olması gibi bir fonksiyon dan dolayı erkek evlat tercih edilmektedir.-Çocuğu olmayan kadına yörede "Kısır" denmektedir. Hamile kadına ise "Üzeri yüklü ve Gebe " kadın denmektedir.
-Gebe kadının hayırlı bir evlat doğurabilmesi için bazı durumlardan kaçınması gerektiğine inanılmaktadır.
-Ebeveyinlerdeki özelliklerin aynısının çocukta da tekerrür edeceğine inanılır.
Doğum Sonrasında ise :
-Çocuğun anneden ilişiğinin kesilmesinden sonra, leğende yıkanır.
-Gelecekte çocuğun ağzının kokmaması ve pişkin olması için tuzlanır.
-Sonra çocuğun kundaklama işlemine geçilir.
-Kundaklanan çocuğu sarılıktan korumak için yüzüne sarı yemeni örtülür.Anne yatağına konur.
-Anne çocuğu kucağına alarak, ikisi üzerine çarşaf örtülür ve üzerlerinden kalburdan az su dökülerek ilk "Kırklama" işlemi yapılır.
-Anneye süt olması için tatlı şeyler yedirilir.
-Doğum olan eve Anne ayağa kalkana kadar komşular tarafından yemek getirilir.
-Çocuğun ad koyma işlemi, Dedesi tarafından kulağına Ezan okunarak yerine getirilir.
SÜNNET

Dini bir hükmün yerine getirilmesi amacıyla erkek çocukların cinsel organındaki sünnet derisinin kesilmesi işlemidir.Toplumca erkekliğe atılan ilk adım olarak görülen sünnet etrafında oluşan gelenekler bakımından, dini ve milli hüviyette bir sentez oluşmuştur.Dini bakımdan normal sünnetin yanında "Peygamber Sünneti " diye bilinen ikinci bir kavramda vardır.Bu türden sünnet, erkeğin cinsel organında sünnet derisi olmayanlar için geçerlidir.Doğuştan sünnetli olduğuna inanılan çocuklar için kesme işlemi uygulanmaz.Sadece dua edilerek konu komşuya yemek veriler.Normal sünnet işlemi için, sünnetçi köçek, çalgı grubundan oluşan bir ekip getirilir.Bunun yanında davetlilerde sünnette iştirak ederler.Bir gün boyunca çalgı grubu ve köçek davetlileri eğlendiririler.Aynı zamanda o gün misafirlere de yemek verilir.Sünnet olacak çocuğun odası hazır edildikten sonra, sünnet ustası kesme işlemini tamamlar.Ondan sonra da hatim duası yapılar. Hocalar odayı terk ettikten sonra çocuk ziyaret edilir.Ziyaret esnasında bahşiş takmak adettendir.
EVLENME

Kişi hayatında ferdi sorumluluktan, ailevi sorumluluğa geçilen önemli bir rol ve statü değişikliğidir. Evlenebilmek için maddi ve manevi yönden kişiler uzunca bir hazırlık dönemi geçirmek durumundadır.

Nevşehir yöresin de, kızlar için evliliğe hazırlık, Annesi tarafından başlatılır.Kendisi ise 12-13 yaşları civarında Annesine iştirak eder.Bu dönem içerisinde geleneğin gerekli kıldığı kadar çeyiz hazırlanır.Erkekler ise toplumun evlenmek için gerekli kıldığı kişisel yeterlilik, sorumluluk ve maddi bakımdan küçük yaştan itibaren evliliğe hazırlanırlar.Evlenme çağına gelen erkekler için kendisinden yaşça küçük olma,asil aileden gelme, huyu ve dini terbiyesi yerinde ve varlıklı aileden olma özelliklerine uyan bir kız tespit olunur.Daha sonra kızın evine erkek, tarafının kadınlarınca " Görücü " gidilir.Gelenlerin görücü olduğu anlaşılınca, kız tarafı bu evliliğe sıcak bakıyorsa, gelen misafire yakınlık göstererek ikramda kusur etmemeye çalışılır.Şayet bu evliliğe rıza gösterilmiyorsa kız görücüye çıkartılmaz.

Kız İsteme ve Nişan :
Erkeke evinden birkaç erkek kızı istemeye giderler.Kız tarafından erkekler ise gelenleri karşılar.Oturulur, sohbet edilir.Sonra gelme amacı açıklanarak, erkeğin babası kızın babasının önünde diz çöker halde "Allah ın Emri, Peygamberin Kavli ile " diyerek kızını ister.Kızın ailesi düşünmeleri için birkaç gün zaman isterler.Eğer kız tarafının beğendiği bir yerse haber gönderilerek tekrar gelmelerini isterler.Bunun üzerine yine erkek tarafından birkaç erkek kız tarafının evine giderek durumu konuşurlar.Gelenlere sözü sağlama bağlamak için kız tarafından bir çift çorap verilir.Böylece söz kesilmiş olur.Uygun görülen bir günde kız evinde iki tarafın akrabaları toplanır ve nişan töreni yapılır.Nişanda şerbet ikram edilerek yüzük takılır.Bu işlemler neticesinde olay toplum huzurunda resmi bir mahiyet kazanır.Nişandan sonra erkek tarafı sık sık kız evine ziyarete gelir.Ziyaret esnasında gelin kıza hediyeler getirmek adettendir.Bu gelip gitmeler esnasında iki taraf istişarelerde bulunarak düğün gününü belirlerler.Düğünden bir hafta önce "Düzen Bozma " geleneği tamamlanır.Düzen işi için şehir pazarına gidilerek, erkeke tarafı gelinin, kız tarafı da damadın kılık-kıyafetiyle ilgili ihtiyaçlarını alır.Akşamleyin ise alınan eşyalar konu- komşuya gösterilir.
Düğün : "Bayrak Kaldırma" töreni ile düğünün olacağı topluma ilan edilir.Geleneksel düğüne Salı günü başlanır.O gün erkek evinde davul, zurna çalınarak eğlenilmeye başlanır.Salı gününün düğün içerisindeki adı "Kız başı Yıkama" günüdür.Salı akşamı kızın bir akrabası tarafından kız başı yıkama işi üstlenilir.Buradaki uygulamalar sadece kadınlara yöneliktir.O evde kadınlar geç vakitlere kadar eğlenilir.Topluluk dağıldıktan sonra gelin kız banyo ettirilerek saçı taranır.Geceyi ise aynı evde geçirir.Çarşamba gününe gelindiğinde, erkek tarafında "Güvey Giydirme" töreni yapılır.O törende damada kız tarafının almış olduğu kıyafetler dualarla giydirilir.O günün akşamında ise, kız tarafından "Kına Gecesi" yapılır. Kına gecesine sadece kadınlar iştirak eder.Bur da önce kadın oyunları çıkartılarak eğlenilir.Arkasından gelin olunacak kıza kınası yakılır.Sonuna doğru toplulukça gelin kız türkülerle ağlatılmaya çalışılır.

Perşembe günü sabahı kız tarafınca hazırlanmış çeyiz, erkek evinden gelen taşıtlara yüklenerek götürülür.Toplu halde çeyiz götürmeye "Seysana" adı verilir.O gün öğle namazından sonra erkek tarafında oluşan kadın ve erkek topluluğu gelini almaya gelirler.Kız hazırlanmış ise ağıtlar arasında evden çıkarılır.Uzunca bir yol dolaştırıldıktan sonra erkek evine getirilir.Gelin girerken kapı eşiğinde kurban kesilir.Damat veya babası tarafından "Saçı" denilen metal para ve leblebi karıştırılarak, gelinin üstünden saçılır.Gelin eve girdikten sonra kadınlar arasında eğlenceler devam eder.Aynı zamanda komşu ve akrabaların getirmiş oldukları hediyeler geline takılır.Perşembe akşamı gerdek anıdır.Gerdeğe girmeden önce damat abdest alır, yatsı namazına gider.Camii den çıktıktan sonra cemaatle toplu olarak dualarla damat eve getirilerek gerdeğe sokulur.Gerdek başarı ile sonuçlandığında silah atma geleneği vardır.

Cuma günü, "Kakül Kesme" günüdür.Öğleye doğru erkek evinde kadınlar toplanarak gelinin kakülünü keserler.Bu tören genç kızlıktan kadınlığa geçişin başlangıcı olarak kabul edilir.Yine bu törende de kadınlar oyunlar çıkartarak eğlenirler.Bu topluluğun dağılmasından sonra düğün törenleri sona ermiş olur.
YÖRESEL YEMEKLER:

Nevşehir ve yöresi yemeklerinin malzemeleri pek fazla olmamakla birlikte bölgesel denebilecek yemekleri vardır. Genellikle et tüketimi fazladır. Yörede sebzeciliğe de önem verildiğinden birçok sebzeyi kendileri yetiştirmekte ve yemeklerinde kullanmaktadırlar. Bölge, şarapları ile de ünlüdür. Yöre mutfağından bazı örnekler aşağıdadır:
Çorbalar:
tarhana, düğü, kesme, sütlü, patates çorbaları ve katma aşı.
Yemekler:
ağpakla (fasulye, kemikli et) , soğanlama, dıvıl (patates ve bulgur), cacık, ayva dolması, çanak (et ve sebze) ,Nevşehir tavası (et) , zerdi pilavı, sızgıt (kışlık et kavurma), kömbe (bazlama) , kışlık ekmek (yufka), pastırma, sucuk.

Tatlılar:
Bulama (un, pekmez, ceviz) , aşure, irmik tatlısı, dalaz (yumurta, süt, un, yağ, bal veya şeker), aside (un, pekmez veya şeker), hoşaf. Yörede kaliteli şarap üretimi de yapılmaktadır.

YÖRESEL GİYİM:

HALK OYUNLARI VE FOLKLOR:

Nevşehir ve çevresinde geleneksel tarz içerisinde oluşan halk oyunları, Türkiye coğrafyası üzerinde "Halay Yöresi" olarak adlandırılan gurup içerisinde yer almaktır. Oyunlar daha çok düğün ve eğlence ortamlarında çıkartılmaktadır.Mekan olarak erkeklerde geniş meydanlara, kadınlar da ise kapalı ev mekanlarında oynanmaktadır.Halay karakteristiğinde sergilenen oyunlar ağırlama, üçayak, şenola, cezayir, düzleme, hoş bilezik, leblebi, temurağa, ayvadibi, reyhan ve naridir.

Erkek

Bölgede iki gurup oyun çıkartılmaktadır.Birinci gurup, yerleşik halkın oyunları, ikinci gurup ise 1924 mübadelesi ile gelen Batı Trakya göçmenlerinin getirmiş olduğu oyunlardır.Yöre halkı her iki gruptan oyunları ayrı ayrı oynamakta birlikte sentezlenmiş halinde icra etmektedirler.

Oyunlarda çizgi olarak, yarım daire ve hat formu kullanılmaktadır.Oyunlar gerçek karakterini verebilmesi için en az 8-10 oyuncu tarafından oynanmaya çalışılır.Daha fazla kişinin oyuna iştirak etmesinde de sakınca görülmez.

Oyunlar genel karakteristik bakımından, sağa ve ileri işleyen adımlardan oluşmaktadır.Oyunlarda müzik çok önemli bir unsurdur.Tempo müziğe göre ayarlanır.Oyunlara yörede davul-zurna veya zurnanın yerine davulla, klarnet eşlik eder.Erkek oyunlarında kıyafet: Geleneksel yapıda, ayakta yemeni kundura veya iskarpin ayakkabı beyaz yün çorap, üste peyikli koyu renkli şalvar, belde şal kuşak veya kütüklük, üste yakasız kaytan gömlek ve köstekli delme yelek' ten oluşmaktadır.
Yörede halay karakteristiğinde sergilenen oyunların isimleri : 1-Ağırlama
2-Üçayak
3-Şenola
4-Cezayir
5-Düzleme
6-Hoş bilezik
7-Leblebi
8-Temurağa
9-Ayvadibi
10-Reyhan
11-Nari

Kadın

Oyunları kapalı mekanlarda tef eşliğinde oynanmaktadır.Oyuncu sayısı bakımından tek, iki, dört kişi ile oynanmaktadır.Çizgi olarak, oyuncular karşılıklı olarak birbirleri ile temas etmeden dik çizgilerle oyunları icra etmektedir.Bu türden oyunlar haricinde kadınların el ele tutuşmak suretiyle meydana getirdikleri toplulukça halay karakteristiğinde olan oyunları da bulunmaktadır.
Kadın oyunlarında kıyafet: ayakta yemeni kundura veya "Işılak Galiga" denen ayakkabı, motifli yün çorap, üste geniş peyikli "boğma şalvar" belde şal kuşak veya boncuktan örgü kuşak, vücutta yakasız "pamuklu yelek" üstünde "üçetek" adı verilen omuzlardan diz kapağının altına kadar inen uzun giysisi, onun üstünde de "cepken veya salta" denen sırma ip işlemeli kadifeden yapılan üslük kıyafet, baş kısmında ise üç sıra penezli, tepelik fes, onun üstünde de pullu "kıvrak" veya oyalı yemeni bulunmaktadır.
Yöreden tespit edilen kadın oyunlarının adları :
1-Kadın halayı
2-Alacalı yılan
3-Sarıkız
4-Bindallı
5-Oğlum kemeraltı
6-Hoşlaşma
7-Seke seke
8-Kaşık oyunu
NELERİ İLE ÜNLÜ:
Peribacaları, Derin Kuyu ve Kaymaklı Yeraltı Şehirleri, Hacı Bektaşi Veli Türbesi, Üzüm Bağları ve Şarabı, Patates Üretimi, Testi Kebabı, Avanos'un Çanak Çömlek İşçiliği, Göreme Açık Hava Müzesi
İL İSMİ NEREDEN GELİYOR?
On sekizinci yüzyıla kadar şehir bir köydü ve adı "Muşkara" idi. Daha sonra Nevşehirli Damat İbrahim Paşa köyünü geliştirdi ve yeni şehir anlamında Nevşehir adını verdi.



Nevşehir Tekerlemeler..

Halk edebiyatı ürünlerinde, anlatıma geçmeden önce sunusunu yapmak amacıyla şiir tarzında söylenen sözlere tekerleme denir. Tekerlemeler kısa cümlelerden oluşur. Anlatılacak konuya dinleyicinin ilgisini çekerek heyecan kazandırır.

Yöreden Örnekler:



Metel metel maniki
Oğlu uşağı oniki
Metel çıkmış çardağa
Bit osurdu bardağa
Bardak iki şak oldu
Eli yüzü bo k oldu


Çıktım kiraz dalına
Baktım tren yoluna
Üç atlı geliyor
Biri ağa biri bey
Üçüncüsü Halil paşa
Halil paşa hasta
Çorbası tasta
Mendili ipek
Kendisi köpek



Evel evel iken
Kalbur gözer iken
Devler tellal
İbibik berber iken
Tosbağa saniye iken
Kayseri yapılırken
Ben anamın beşiğin
Tıngır mıngır sallar iken
Erciyes dağı pilav olsa
Kızılırmak yağ olsa
Güdük kaşık kel sahan
Yesem yesem doymasam
Kabeye gitsem gelmesem



Üşüdüm üşüdüm
Daldan elma düşürdüm
Elmamı yediler
Bana cüce dediler
Ben cücelikten çıktım
Ablama vardım
Ablam pilav pişirmiş
İçine sırçan düşürmüş
O sırçanı napmalı
Minareden atmalı
Minarede bir kuş var
Kanadında gümüş var
Eniştemin cebinde
Türlü türlü yemiş var
 
Geri
Top