• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

AnneLer Günü İçin Şiirler

ANACIĞIM

—Anneme ve bütün annelere—

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Kaç geceler bana ninni söylerdi
Hasta olunca oydu başucumda bekleyen
Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen
Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Uzun kış geceleri masal masaldı
Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar
Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar
Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı
Akşam biraz geciksem yollara düşerdi
Sokağa çıkarken «Yavrucuğum üşütme» derdi.
Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Bilirim yine kalbinde yerim anacığım
Selam sana Anneler Günü İstanbul’dan
Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan
Vefalı ellerinden öperim anacığım.

Ümit Yaşar Oğuzcan
 
ANNEM

Bağım olsa, bahçem olsa
İpek kumaş bohçam olsa,
Sabah olsa, akşam olsa
Annem gitmese yanımdan

Her zaman baksam yüzüne,
Uyurum yatsam dizine.
Rastlamadım kem sözüne
Sesi çıkmaz kulağımdan.

Bir sözünü iki etmem.
Canımı verir incitmem
Annemsiz cennete gitmem
Onu severim canımdan
 
ANNECİĞİM

Ne sevimli bir annesin!
Ne tatlıdır senin sesin!
Benim canım mısın nesin
Sen olmazsan yapamam ben!..

Senden yakın kim var bana?
Kalbim, canım bağlı sana!..
Üzüntüm yok ondan yana
Seviyorsun beni de sen.

Gülsem güler yüzün
Ağlamamdan alır hüzün...
Senin gecen ve gündüzün
Işık alır sanki benden!

Rakım ÇALAPALA
 
YOLUNDAYIM



bakıyordum seni göremiyordum

çok bitkindim, yorgundum

ağlıyordum, seni yine göremiyordum

arkama döndüm, karşımda sen

tam ağzımı açacakken susturdun

şiiişştt... yürümeye devam et dedin sadece

yavaşlayınca biraz dinlendim

sonra bütün gücümle uzun süre koştum.

hayatın bana sundukları canımı yakmıştı

etrafıma bakındım, dostum dediklerim yok.

ağladım, seni aradı gözlerim.

çok uzaklardaydın ama ben seni hissettim

bana güçlü olmayı sen öğrettin

kalktım, tam oturmak üzreyken

derin bir nefes aldım, devam ettim

dediğin gibi...

ve hiç pişman olmadım tahmin ettiğim gibi.

şimdi koşmuyorum ama yürüyorum

verdiğin sevgiyi paylaşarak,

inanarak insanlara.

senin yolundayım anne'm

hala devam etmekteyim...
 
ANNEM

Küçükken başucumda
Bana ninni söylerdin

Sabahları uyanınca,
Beni okşar severdin.

Benim annem, güzel annem
Beni al dizlerine...

Kucağında okşa beni,
Ninniler söyle yine...

Bugün hâlâ kulağımda
Çınlıyor tatlı sesin.

Güzel annem, kalbimin sen,
En büyük neşesisin...


Coşkun ERTEPINAR
 
ektiğin tüm lanet acıların,üzüntülerinin ve kırgınlıkların bende olduğu şu bir kaç aydır
vicdanımı,geçmişimi ve seni defalarca kez düşündüm.
Aramızdaki,iletişimin demiyeceğim bu söz yetersiz kalır.Büyünün vazgeçilmez ve yıpranmaz olduğunu
binlerce kez kafama kazıdım
Ve şimdi kötü yaşanan her şeyin benim eserim olduğunu anlıyorum.
Yaşanan acılar senin için değildi.
Senin ve benim hayatımızı karartan herkes içindi.
tüm kızgınlığım isyanım kendimeydi.
Senden kopuşum hayata küsmemherşeyden önce kendimi cezalandırmam,onlar içindi.
Bütün o kötü insanlar
Annem en büyük yarayı sen aldın.En çok sen yıkıldın.
ben ayakta kalır baş ederim sandım.
bende savaşamadım anne...
ne o insanlarla ,ne sevgisizlikle baş edemedim.
Şimdi onlar hiç bir şey olmamış gibi buradalar.
onlar hiç üzülmediler,hiç acı çekmediler anne,
savaşamadım anne
en çok kendime ve sana zarar verdim.Bilmeden
ben kendimi asla affetmeyeceğim
Hayatım boyunca senin o tüm güzellikleri içinde saklayan gözlerine bakarken yüreğime bin ok saplanacak
Boynum ve yüreğim sonsuza kadar önünde eğik
bin pişman,
sadece ikimize ait bir dünya düşledim hep ne yakın davranan uzakların,ne dost görünüp düşman olanların
nede hayatımızı bir kabusa dönüştürenlerin
olmadığı bir dünyabelkide böyle bir dünya yaratamadığımız için kızgındım.
sanki herşey bizim elimizdeymiş gibi,sanki herşeyi düzeltebilirmişiz gibi
Seni anlayamadım annegözlerindeki sevgiyi ,yüreğindeki derin acıyı ellerinin şevkatini
ana yüreğini göremedim.Hata bende suşluyum biliyorum.
Şimdi son kez ayakta kalmaya ve doğru bildiklerimin arkasında durmaya çalışırken seni çok çok daha iyi anlıyorum. Şimdi tıpkı bende senin gibi yanlızım anne
Ama dev bir sorumluluğum var.Yaşam savaşına bende girdim.Sevgimi beslemeyi ,büyütmeyi öğrendim.ama geçmiş hatalarımı silemedim.şimdi tıpkı senin gibi kadınım anne
Şimdi senin sessiz çığlıklarını,gülerken hıçkırıklarını
konuşurken ağıtlarını daha iyi duyuyorım.
Sana benziyorum anne aynı sana ,senin umutlarına,senin üzüntülerine ,hayallerine benziyorum.Öyle mutlu oluyorumki sana benzedikçe
dualarım öylesine kabul oluyorki
seni içimde büyüttükçe sen oluyorum.Sen oldukça büyüyorum
Saçlarıma taktığın minik kurdeleleri adak ağaçlarına sardim ,ayağıma özenle giydirdiğin kırmızı patiklerle
çamurlara daldım.
onlarda beklentilerim gibi ziftlere yapışıp kaldı
tüm ödevlerimi eksik yaptım.karnelerim ,sömestrler
herşey yarım ,herşeyi toprağa gömdüm.
Yaşadığım ,yaşadığımı zannettiğim her aşkta
herkese nefret kustum.aşk diye birşey olmadığını
çığlık çığlığa bağırdım.Seni üzenler kadar intikam aldım her sevgiliden
Sonra senin kaderini yaşamak için giydim beyazları
Doldurduğun bohçaları açarken yüreğimle ağladım.
ve bunun insanlardan kaçış değil aptalca kendimden kaçış olduğunu anladım.
büyümekten nefter ederek büyüdüm.
Mecbur kaldım,kopan herşey bağlanır ama düğüm kalır demiştinya ben o düğümü yüreğime attım. Anne,Annem Birtanem...

Ağlama Anne
Ağlama canım annem,
Dünyanın haline,
Dursun gözyaşların,
Alma sazı eline.

Çok mu zor,
İyimser olman,
Gördüklerine boş verip,
Hayatı kucaklaman.

Başından kanlar akarken,
Bebeğini emziren,
Yiğit Afgan anası,
İçini karartmasın.

Beyni kurşunlanmış,
Kaldırımda yatan,
Filistinli çocuktan,
Sana ne anne.

Ambargonun öldürdüğü,
Irak'lı bebeklere,
Can veremezssin ki,
Ağlamayı bırak anne.

Sana mı kaldı,
Kosova'yı sormak,
İnan bana,
En kolayı unutmak.

Irkları, ülkeleri farklı,
'Bir tarafları ortak' deme,
Sadece tesadüfmüş,
Takma kafana anne.

Yeter artık,
ANAMIZ AĞLAMASIN,
Ağlatanlar,
Seviniyor anne...
 
Anneciğim!

Evlatlar vardır başarılarını, zaferlerini yazarlar...
Sana yazacak bir başarım, bir ödülüm yok anne.
Keşke olsaydı da, seni sevindirebilseydim.
Keşke, benim de anneme yazacak, anlatacak başarılarım olsaydı.
Ama yok anne...

Sevdiğin, okşadığın saçlarıma aklar düştü anne.
İlk evvel saçlarım hayat mücadelesinde yenildi.
Düşmanlarım hep benden güçlü oldu anne.
Onların tahta kılıçları benim çelikten kılıcımı paramparça etti.
Onlar beni yenmek için ne senaryolar yazdı, ne iftiralar attılar.
Ben, masumum bile diyemedim.
Düşmanlarıma hep yenildim anne.

Ve ne yazık ki, dostlarıma da... Dostlarım da beni hep yendi...
Ben onları dost bilirken onlar beni meydanlarda tuş ettiler.
Arkamda hep bir hançer yarası oldu anne.
Senin anlayacağın, dostlarım beni düşmanlarımdan daha beter etti!
Kahkahayı unuttum, tebessümle dost oldum.
Yüzümde acı bir tebessüm var şimdi.
Bahtıma yenildim anne!

çocukluk yıllarımın özlemiyle seni aradım anne...
Senden daha şefkatlisini,
daha merhametlisini bulamayacağımı bilerek...
Her şey küçükken güzelmiş anne.
Şimdi büyüdüm ve yenilmeyi öğrendim anne.

Gülü çok sevdim, hele alını, pembesini...
Bahtıma hep beyazı düştü anne...
O çok sevdiğim güllerin, dikenlerine yenildim anne...
Açlığa-tokluğa, hastalığa-sağlığa, dosta-düşmana...
Hepsine ama hepsine yenildim...

Senin anlayacağın hayata yenildim anne...
Yenildim...
 
Tut Elimi Annem

Tut elimi annem
Ah annem, canım annem.
Gül bahçesi istemem,
Yüreğini açtın ya
Yeter bana.Güllük gülistanlık benim için hayat...
Ama annem düşündün mü hiç?
Ya yorgun düşerse bu yürek.
Bakmaya bile kıyamadığım
Kokusuna dayamadığım güller
Solarsa bir hazan sabahı ansızın.
Nasıl bakarım anne gökyüzüne?
Dökülürken gözyaşların gökten.
Ve nasıl dayanırım bu acıya?
Dökülen her yaprak yüreğimi yaralarken.
Nasıl bakarım o viran bahçeye?
Bir kıvılcımda, yanar yüreğim.
Ama hiç bir yangın
Senin kadar sıcak değil be annem...
Nasıl da üşürüm sensiz,
Gözümden akan her damlada ne fırtınalar eser,
Ne firari hayallere dalar bu yaşlı gözler,
Ve akan her damla
Haykırır başıboş yalnızlığıma.
Hazan yelleri eserken annem
Bu körpe yüreğimde
Güneş açar mı hiç?
Mis gibi kokan bu menekşe,
Bülbüller şakır mı kahkaha ata ata?
Bahçedeki gülümüz,
Sümbül gibi büker mi boynunu yoksa?
Duyabilir miyim kanat çırpışını Turnaların,
Unutur musun beni annem?
Tembihler misin büyüklerin gittiği her yere gidilmez diye?
Bilirim korkarsın gelirim peşinden diye
 
Anneciğim

Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!

Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!

Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!

Necip Fazıl Kısakürek
 
Anne

Bırak kalsın masada ekmek
testide su
Ayna puslu, pencere camı kirli
Bırak kalsın saçların dağınık,
gözlerin uykulu.
Saksıdaki çiçek susuz, kedi
yalını bekler bir köşede
Bırak kalsın meyve ağaçta,
kırlangıç havada
Dama düşen ince bir yaz yağmuru...
Yoruldun artık, bütün gün
didinip durdun
Toprak bile, gök bile, deniz bile
bir yerde yorulur
Bırak kalsın süpürge duvarda,
sabun kovada
Anne, gel yanıma otur.

Ahmet Erhan
 
Geri
Top