• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Çizgi Romanlar - Geçmişten, günümüze

Karabasan 2003 yılında Hakan Tacal (yazar) ve Yıldıray Çınar (çizer) tarafından yaratılan fantastik çizgiroman karakteri. Çapa Çizgiroman Grubu yaratılarından birisidir.

"Kehanet" adlı ilk macerası, Arkabahçe yayıncılık tarafından sınırlı seri olarak dört sayı yayımlandı. (daha sonra cilt haline getirildi.) ilk Türk süperkahramanı olarak duyurularak çeşitli gazete ve dergilere haber oldu. Daha çok fantastik -korku kategorisine girer. İkinci sayı kapağının dünyaca ünlü sanatçı Bill Sienkiewicz tarafından çinilenmesi önemli bir olaydı. Ayrıca ünlü levanten yazar Giovanni Scognamillo bu ilk macerada (kendisinden alınan izinle) bir karakter olarak boy gösterdi.

İlk macerasının basıldığı mini seri, Arkabahçe yayınevinin yaptığı ilk ve tek yerli üretim çizgiroman olması açısından da dikkate değerdir. Kendi senaryosuyla alakası olmayan yeni bir 3D Türk oyunu yapılmaktadır. Kısa bir demo versiyonu için hazırlanmaktadır. Senaryo ve karakterlerin çizgiromanla alakası bulunmamaktadır. İlkumut Oyun Teknolojileri bu işi üstlenmektedir.

Tarihçe
Mustafa adlı genç bir adamın metafizik bir "apor" olayı (düşten fiziki cisim getirme) sonucu küçükken kaybettiği muskasını tekrar elegeçirir. Bu muska geceleri onun gerçekötesi bir yaratığa dönüşmesine neden olan bir anahtardır. Bu yaratık insan biçiminde karanlık vucudu ve uzun siyah saçları ile Mustafa'yı andırmakla birlikte Mustafa değildir. Halk söylencelerinde Karabasan diye anılan, gece insanların uykularını bölen, onların üzerlerine çıkıp nefes alamayacakları bir baskı uygulayan, karanlık bir imge ile benzeşmesinden dolayı Dilek ve Gizem tarafından bu isim verilmiştir. Karabasan kendini "uykunun sonu" olarak tanıtır.

Özellikleri
Karabasan, akışkan, biçim değiştirebilen bir maddeden oluşmuş (kabusların maddesi), maddeler üzerinde telekinetik gücü olan bir varlıktır. Günah ve suçu hissedebildiği, insanların vicdan dediği kavramın cisimleşen/yoğunlaşan hali olduğu söylenebilir.
 
Karaoğlan, ilk kez 1 Nisan 1963'te Türkiye'de yayımlanmaya başlayan, Suat Yalaz'ın yazıp çizdiği haftalık tarihi çizgi roman dergisidir. Farklı dönemlerde değişik yayınevleri tarafından yeniden yayımlanan dergi en son 2000'li yıllarda bir kez daha yayımlanmıştır. Dergi haline gelmeden önce de ilk kez 3 Ocak 1962'de Akşam Gazetesi'nde tefrika edilmiştir.

İlk sayısı 1 Nisan 1963 tarihinde çıkan derginin yayımcısı bizzat Suat Yalaz'dı. 240x170 mm boyutlarındaki 32 sayfalık bu dergi 3. hamur kağıda siyah beyaz olarak basılıyordu. 25 Mayıs 1982'de eski maceraları renklendirilerek Güçlü Yayıncılık tarafından yeniden çıkartılmaya başlandı. Bu haftalık serinin ilk sayısı promosyon olarak Güneş Gazetesi tarafından ücretsiz verilmişti. Sadece 16 sayfa hacmindeki bu dergi biraz daha büyük boyuttaydı ve ortalama 10'ar sayı birarada ciltler halinde de bayilere verildi. 1990'larda Tay Yayınları tarafından da bir seri Karaoğlan yayımlandı. Ocak 2000'de ise bu kez Leman Yayınları Karaoğlan'ı aylık yayımlamaya başladı. Sadece 4 sayı çıkan kitap tarzında yayımlanış bu Karaoğlanlar 235x170 mm boyutlarındaydı ve 142 sayfaya iki renkli (fonlar uçuk sarı) basılıyorlardı. Son olarak da 2000'li yıllarda Lâl Kitap tarafından 57 kitaplık bir serisi yayımlandı.

Karaoğlan nasıl doğdu

Karaoğlan'ın gerçek öyküsü, 1926'da başlar. Abdullah Ziya Kozanoğlu, Kızıltuğ adlı öyküsünü, Resimli Mecmuada tefrika eder. Kızıltuğ'da ortaya çıkan Otsukarcı ve oğlu Kaan, maceradan maceraya koşan Orta Asya'lı kahramanlardır.

1959'da Akşam gazetesinde, Kızıltuğ'un çizgiromana dönüştürülmesi gündeme gelir ve bu iş için genç ressam Suat Yalaz düşünülür. 19 Ağustos 1959'da başlayan Kızıltuğ büyük ilgi görür ve devamına karar verilir. Kızıltuğ'un devamı niteliğindeki "Cengiz Han'ın Hazineleri", kahramanı Kaan'ın ismiyle çizilir.

Kaan, Karaoğlan'ın son ismini almadan geçirdiği bir dönemdir. Suat Yalaz, toplam dokuz adet Kaan macerası hazırlar.

Bu maceralar, Cengiz Han'ın Hazineleri, Tibet Canavarı, Altın Saçlı Kız, Kız Kulesi Kahramanı, Hülagu'nun Gözdesi, Ağahan'ın Yüzüğü, Alagoya'nın Ölümü, Altın Hançer, ve Bozkurt'un İntikamı'dır.

Kozanoğlu, bu maceralardan başka Kaan yazmayınca, Suat Yalaz kahramanın adını değiştirir ve Karaoğlan böylece doğmuş olur. "Asya Kaplanı" adlı ilk Karaoğlan macerası, 1963 başında dergi olarak yayına başlar.

Kaan'dan Karaoğlan'a geçiş kolay olmuştur; yani kahnaram farklı bir çizgiyi gerektirmemekte ve tiplerin çoğu hazırdır. Karaoğlan, ana karakterini Kaan'dan almıştır. Otsukarcı, Baybora'ya, Çakır'sa Çalık'a dönüşmüştür.

Karaoğlan atletik, deli-dolu, gözüpek ve mert bir Uygur genci olarak tanıtılır ilk başlarda. Bir kahramanda bulunması gereken tüm özelliklere sahiptir. Göçebedir ve bir yerde uzun süre kalmaz. Bu da maceraların geçtiği haritayı genişletmektedir. Zaman içinde Çin'den Hindistan'a, Bizans'tan Altaylar'a uzanır bu maceraların coğrafyası.

Karaoğlan, erkek çocuklara törenle ad koyulan bir dönemde yaşar, ama böyle bir tören göremez; daha birkaç aylıkken annesi öldürülür, babası yaralı bir şekilde oğlunu kurtarabilir ve onu bir ormancıya emanet eder. Ormancı da bebek kendilerine ait olmadığından ona bir isim vermez. Ama kara, gür saçlarından dolayı onu Karaoğlan diye çağırırlar.

Suat Yalaz, birçok maceranın temellerini Türk tarih ve folklorundan almış, bir o kadar da yabancı kaynaklardan yararlanmıştır. Dede Korkut'tan Pardanyanlar'a, Demir Maskeli Adam'dan efsanelere kadar geniş kaynak vardır Karaoğlan maceralarının altyapısında.
Karaoğlan'da kullanılan dile de büyük özen gösterilmiştir. Bazı maceralarda o dönemin dili tercih edilir.

Karaoğlan içerdigi erotizmle, küçükler kadar büyüklerin de ilgisini çeker. Bu, Karaoğlan'a olgun ve gerçekçi bir görünüm kazandırır.

Karaoğlan, diğer yabancı örneklerde çok iyi işleyen bir mekanizmayı da hiç bozmadan kullanır ve aynı başarıyı yakalar. Bu, sertlik ve mizahın uygun bir dozda karıştırılmasıdır. Gerginliği azaltan, okura soluk aldıran mizah, yan karakterlerin (Çalık ve Balaban) davranış biçimlerinden kaynaklanır.

Karaoğlan'daki psikolojik tahlillerse, edebi bir derinlik ve değer kazandırmaktadır. İnsanlar yalnızca iyiler ve kötülerden oluşmaz. Aralıkta pekçok insan yapısından söz edilebilir. "İnceyılan Hanı" adlı maceranın kötü Düşes Berthe'si, Karaoğlan'in peşine takılıp Urfa yöresini dolaşmaya başlar. Burada yaşayan yerli halkı, tanıdıkça kişiliği değişmeye başlar. "Kul Bakay'ın Mezarı" adlı maceradaysa çocuk Karaoğlan'ı kaçıran bir uğru ile çocuk arasında sert başlayan ilişki, giderek karşılıklı sevgiye dönüşür. (Benzeri bir öykü de yıllar sonra "Perfect World" adlı filmde işlenir.)

Karaoğlan öyle tutulur ki, Suat Yalaz ister istemez eserini filme dönüştürme kararı alır. Yarışma ve kampanyalarla Karaoğlan'ı canlandıracak biri aranmaya başlanır. Sonuçta Suat Yalaz, tesadüfen Kartal Tibet'i bulur. "Altay'dan Gelen Yiğit", "Baybora'nın Oğlu" ve "Camoka'nın İntikamı" peşpeşe çevrilir.

Dönemin sosyal ve politik ortamı da Karaoğlan'ın birçok macerasına yansır. Örneğin, "Mor Kahküllü Şehzade"de, 1970'lerin başında İsmet İnönü üstündeki politik baskıların arttığı dönemde, Yalaz İsmet Paşa'nın bu durumundan esinlenerek Kazılık Koca'yı ortaya çıkrır ve bu Dede Korkut öyküsünü, dönemin siyasi olaylarına denk düşürür. 1980'lerde yurtdışında resmi görevlilerimize Ermeni saldırılarının arttığı ve toplumsal öfkenin de büyüdüğü bir dönemde çizilen "İnceyılan Hanı"nda, Ermeni-Türk ilişkileri incelenir ve dengeli bir yaklaşımla anlatılır.
 
Ken Parker, yazar Giancarlo Berardi ve çizer Ivo Milazzo'nun yarattığı çizgi romanın baş kahramanıdır. 1970'li yıllarda Türkiye'de Alaska ismiyle yayımlandı. "Altın Seri" olarak bilinen 59 kitaplık serisi ve kronolojik olarak bu kitapların sonrasında yer alan büyük boy seri, Rodeo Yayıncılık tarafından yayınlanmaktadır. Kaliteli baskılarla ve orijinal kapaklarla çıkan Altın Seri, Mart 2009 itibarıyla 38'inci kitaba gelmiştir.

Bu seriler haricinde, Ken Parker'ın zaman yolculuğuna çıkarak 1990'ların İngiltere'sine geldiği, Dylan Dog ile ortak macerası, Rodeo Strip dergisinin ilk sayısında yer almıştır.

Ken Parker, "Collana Rodeo" adlı bir western antoloji serisinde yayımlanmak üzere yaratıldı, ancak daha sonra yayımcı, dizinin antolojiden bağımsız olarak yayımlanmasına karar verdi ve Haziran 1977'de Ken Parker efsanesi başlamış oldu. Dizinin hemen her bölümünde imzalarını gördüğümüz yazar Giancarlo Berardi ile çizer Ivo Milazzo bu çalışmalarıyla İtalyan çizgiroman tarihine geçti. Çizgiroman tarihinde (Jeremiah Johnson filmi esintisi ve Robert Redford'un yüz hatlarına sahip olan kahramanıyla) Ken Parker'ın kendine has bir yeri vardır: evrensel temalar (şiddet, ırkçılık, sömürü, kimlik arayışı) western kalıpları içinde karşımıza çıkar. Maalesef gerek yazarın talepleri doğrultusunda, gerek geniş çaplı bir okur kitlesi yakalayamamış olmanın doğurduğu sorunlar yüzünden ilk serisi 1984 yılında, 59. sayıda durdurulan çizgiroman, yayın hayatını antolojik dergilerle, "Ken Parker Magazine" ve 180 sayfalık özel sayılarla sürdürmek zorunda kalmıştır.
 
Marvel Comics'in yarattığı bir çizgi roman karakteridir. Gerçek adı Wilson Fisk'tir. Örümcek Adam (Spider Man), Daredevil, Punisher, Ghost Rider gibi birçok ayrı karakterin çizgi roman karelerini süsler. Stan Lee ve John Romita, Sr. tarafından yaratılmıştır. Karşımıza ilk kez Temmuz 1967'de The Amazing Spider-Man'ın 50. sayısında çıkar. Mutlak kötü gösterilir, New York'un bütün pis işlerinin altından adı çıkar. Suç babası olarak bilinir.

Kingpin karakteri yaratılırken 1941 yapımı Malta Şahini (The Maltese Falcon) adlı filmdeki Sydney Greenstreet'in canlandırdığı karakter Kasper Gutman örnek alınmıştır. Süper güçleri olmamasına rağmen yakın dövüşta yenilmezdir. Parasal olarak büyük bir güce sahip olduğu için asla kendisi işlerini yapmaz, zaten Marvel kahramanlarının düşmanları çoğu zaman Kingpin'in adamları olarak çıkar karşımıza.
 
Kinowa, İtalyan yazar Andrea Lavezzolo tarafından 1950 yılında yaratılmış Western türündeki çizgi romandır. Önceleri EsseGesse tarafından çizilirken daha sonra Pietro Gamba tarafından çizilmeye başlanmıştır. 1950 ile 1990 yılları arasında çeşitli format ve seriler halinde yayımlanan Kinowa'nın senaryoları için Lavezzolo "A. Lawson" müstear adını kullanmıştır. 2000 yılında ise Ermes Senzò tarafından yazılan ve Yıldırım Örer tarafından çizilen Il ritorno di Kinowa (Kinowa'nın Dönüşü) adlı özel macera yayımlanmıştır. Kinowa İtalya'nın yanı sıra Fransa, Yunanistan, Türkiye ve İsveç başta olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerindeki basımlarıyla da okuyucuyla buluşmuştur.

Ailesiyle birlikte yolculuk eden göçmen Sam Boyle'un bulunduğu kervan Kızılderililer'in saldırısına uğrar. Karısı öldürülür, Sam ise kafa derisi yüzüldükten sonra öldüğü sanılarak bırakılır. Bu olayın ardından Sam yöreye yerleşir ve ordu izcisi olarak yaşamını sürdürür. Görünürdeki bu hayatının yanı sıra yüzüne korkunç bir maske takarak ve Kinowa adıyla kana susamış Kızılderililer'e korku salar. Günün birinde, kervana yapılan saldırıda öldüğünü sandığı oğlu Jack'in Kızılderililer tarafından büyütüldüğünü öğrenir.

Ana karakterin Sam Boyle olduğu çizgi romanda başlıca yan karakterler oğlu Silver Jack Boyle ya da Kızılderililer arasında bilinen adıyla Kızıl Tüy, eski dostu ve keskin nişancı izci Long Rifle lakaplı Charles Atkins ve sadık atı Bingo'dur.
 
300px-He_Man_and_The_Masters_of_Universe-_1983.jpg
He-Man ve Kâinatın Hakimleri (İngilizce: Masters of The Universe, MOTU), Amerikan oyuncak firması Mattel tarafından 1981'de yaratılmış oyuncak, çizgiroman ve çizgifilm serisi. Seride olaylar He-Man ve İskeletor (İngilizce: Skeletor) etrafında gerçekleşir. Bir kez de filme alınmıştır.

Roger Sweet, bu serinin kendi yaratımı olduğunu ileri sürmesine rağmen Mattel tarafından bu iddia doğrulanmamıştır. Bilinen en eski çizgiroman Donald F. Glut tarafından kaleme alınmıştır.

Kainatın Hakimleri serisi, 1987'de sinemaya uyarlanmasının yanı sıra; 1990 ve 1991'de "The New Adventures of He-Man" olarak ve 2002 yılında da "He-Man ve Kainatın Hakimleri" serisi olarak yeni bir konseptle tekrar çekilmeye başlanmıştır.
 
Son düzenleme:
Kötü Kedi Şerafettin 1996'da Bülent Üstün tarafından yaratılan çizgi karakter.

Kısa adıyla Şero olan, Kötü Kedi Şerafettin, esas olarak Bülent Üstün'ün gerçek hayatta beslediği ve 1996 yılında kaybettiği kedisinin adıdır. Bundan ilham alan çizgi roman kahramanı Şero ise 1996 yılında L-Manyak dergisinde doğdu. 2001 yılında Lombak dergisine geçen Bülent Üstün tarafından çizilen çizgi karakterin çizerine göre karakterin bu kadar sevilmesinin nedeni günümüz modern insanının uygarlık adına duygularını dışa vuramamasıdır."

Şeroyu çizerken aslında bu kadar ünlü bir karakter olmayacağını düşünen Üstün , karakterin Türkiye'ye göre biraz daha sert ve punk bir karakter kaldığını belirtiyor. Ancak 2006 yılı itibarı ile ülkemizde gelişen düzene göre ise naif kaldığını da belirtiyor.

Hikayesi: Şero İstanbul ilinin Cihangir semtinde belalı bir tekir kedi rolündedir. Burada ana karakter olan kediler konuşma yetisine sahiptirler. Yarı insan yarı hayvan bir karakter olan Şero, Tonguç`un mastürbasyon yaptıktan sonra ortaya saçılan menilere oturan dişi bir kediden dünyaya gelmiştir. Daha sonraki zamanlarda Şerafettin'in 7 kişi tecavüz ettikleri dişi bir kediden Tacettin adında bir oğlu olduğu ortaya çıkar.

Popüler kültürde yeri: Kötü Kedi Şerafetttin, özellikle Türkiye'deki genç kesimde 1990'ların ortasından sonra popüler oldu ve hikâyeleri paylaşıldı. Ekşi Sözlük gibi popüler Internet sitelerinde sık sık diğer hayali kedi karakterleri Garfield ve Heathcliff'le karşılaştırıldı.[2] Şerafettin baskılı tişörtler çok sayıda satışa ulaştı. Bunun dışında anahtarlıklar gibi hediyelik eşyaları da çıktı.

2002'den itibaren Kötü Kedi Şerafettin karikatürlerinden oluşan 4 tane albüm kitap çıktı.

2009 yılında çıkan Nil Karaibrahimgil'in Nil Kıyısında adlı albümün çıkış parçası "Seviyorum sevmiyorum" adlı şarkıda "Yok ki senin bir yedeğin, Kötü Kedi Şerafettin!, Söyle nasıl kıydın bana?, Hem canındım, hem ciğerin" kıtasında karakterin adı kullanıldı.

2009 yılı içinde animasyon çizgi filmi, cep telefonu oyunu ve bir müzikalinin yapılması planlanmaktadır.
 
Lex Luthor, Clark Kent'in azılı düşmanıdır. Smallville'de Clark Kent yani Superman'in samimi dostlarından biri olsa da zamanla Lex Luthor değişmeye ve de kötülüğün simgesi olmaya başlamıştır. Superman çizgi romanlarında önemli bir yer tutmaktadır. Âyrıca Clark Kent'in ilk aşkı olan Lana Lang'a da aşık olmuştur ve onunla evlenmiştir.

Babası Lionel Luthor tarafından zorlanarak yetişirilmiştir. Her zaman büyük bir hayal kırıklığı olduğunu duyduğu babasına karşı olan kendini ispatlama hırsıyla birleşip babasını öldürünce ortaya gerçek kötü anlamından Lex Luthor çıkmıştır. Clark Kent'in sırrını çözmeyi saplantı haline getirmiştir.
 
Malkoçoğlu, Ayhan Başoğlu tarafından yazılan ve çizilen çizgi roman.

Ayhan Başoğlu, astsubay olarak askerlik yaparken gittiği Kore'de Türk şehitliğini gezer. Orada şehitler için bir şeyler yapmaya karar verir. Sonraki birkaç yılı araştırarak geçirir.Sonuçta bu araştırmalar, 16. yüzyılda gerçekten yaşadığı iddia edilen, Osmanlı akıncı birliklerinden Malkoçoğulları üstünde yoğunlaşır. Başoğlu, bu sülaleden bir kahraman stilize eder.

Bu, Malkoçoğlu Bali Bey'in oğlu Tur Ali'nin doğuşudur.

Malkoçoğlu, 26 Ekim 1964'de, Cumhuriyet Gazetesi'nde yayına başlar ve bir Malkoçoğlu fırtınası patlar.

Bu ilk macera isimsizdir. Ama daha sonra, "Dağlar Kralı" adıyla tekrar yayınlanır.
Malkoçoğlu, oldukça özgün, tereddütsüz çizgisi ve sinematografik kurgusuyla da göze çarpar. Malkoçoğlu, karakter yapısıyla tam bir görev adamıdır. Öncelikle aldığı görevi inceleyip analız eden Malkoçoğluna hemen hemen tüm maceralarında yaşlı akıncı Ejder ve müthiş at Karakız eşlik eder. Ejder, serinin komedi unsuru olarak da kullanılır.

Malkoçoğlu tipi, Clark Gable-Errol Flynn karışımıdır. Gerek fiziği, gerekse bildiği çok sayıda yabancı dille pek Türk'e benzemez. Bu yüzden de çoğu insan onu "sinyor" diye çağırır. Son ana kadar kimliğini gizler, Türk düşmanı görünebilir. Sonuca ulaşana kadar ne gerekiyorsa yapar.

Kızılmaske'nin kurukafalı yüzüğü gibi, kurt başlı bir muştası vardır ve bununla düşmanını damgalar. Alaycı kişiliği ve sürekli tebessümüyle, rakiplerini asağılar görünümdedir.
Malkoçoğlu'nun kadınlarla arasi iyidir ama, alaycı kişiliğiyle onları da gırgıra alır, aşkı da görev için yapar.

Malkoçoğlu, 1971 yılında 4 cilt halinde çıkar. Daha sonra 1974'te bağımsız dergi olarak da kısa bir macera yaşar.

Malkoçoğlu Albümleri; İntikam Yemini, Tuna Casusu, Kızıl Kule ve Cem Sultan'dır. Haftalık yayın olarak da Zoltan'ın Kılıcı, Napoli Prensesi, Beyaz İlahe, Dağlar Kralı ve Altın Mihver adlı maceralar yayımlanır.

Malkoçoğlu'nun gördüğü ilgi, filmleri de peşinden getirir. Toplam sekiz Malkoçoğlu filmi çekilir; Malkoçoğlu, Malkoçoğlu Krallara Karşı, Malkoçoğlu Kara Korsan, Malkoçoğlu Akıncılar Geliyor, Malkoçoğlu Ölüm Fedaileri, Malkoçoğlu Avrupa'yı Titreten Türk, Malkoçoğlu Cem Sultan ve Malkoçoğlu Kurt Bey.
 
Necdet Şen'in Joker dergisinde yazıp çizdiği ve "devletin güvenlik kuvvetlerine ve orduya hakaret ettiği" suçlamasıyla 2. Ağır Ceza'da yargılanmasına yol açan siyasi çizgi roman.

Çizgi romanda, üniversiteyi kazanamadığı için askere alınan İstanbullu Memet ile askerlik celbini aldığı halde yaşlı ve hasta anasını bırakıp birliğine teslim olamayan ve daha sonra bölgede yasadışı infazlar gerçekleştiren bir tim tarafından mimlendiği için dağa çıkmak zorunda kalan Kürt Memo'nun birbirine paralel olarak gelişen öyküleri anlatılır.

Çizgi romanın en dramatik bölümü, Memet ile Memo'nun bir karakol baskını sonrasında dağda karşı karşıya kaldıkları sahnedir. Bu bölüm, daha sonra sinema yönetmeni Reis Çelik'in yönettiği "Işıklar Sönmesin" filmine de "ilham" kayağı oldu.
 
Geri
Top