• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Eşşek dosyasını açıyorum

Keçi ile Eşek

Bir keçisi varmış fakir adamın,
Bir de eşeği...
Keçi, eşek için demiş ki birgün:
"Döndü köşeyi!
Nasıl bakıyorlar, yediriyorlar..
Neden sevmiyorlar beni bu kadar?"

Kıskançlık bu ya...
Kurnazlık düşünmüş, varmış yanına,
Acımış güya:
"Ey kardeş bilsen ne acırım sana...
Koşarlar seni değirmen taşına,
Hep çevirirsin;
Tutar yük vururlar her gün arkana,
Onu taşırsın..
Hani bir gün bile yok dinlendiğin!
Ben şayet yerinde olsaydım senin,
Geçerken yanından bir gün hendeğin
Saram tutulmuş gibi yuvarlanırdım,
Böylece birkaç gün rahat olurdum!"

İşte böyle demiş keçi eşeğe.
İnanan eşek
Yanından geçerken, düşmüş hendeğe!
Bütün yara bere içinde kalmış
Ne yapmak gerek?
Efendisi hemen baytar getirmiş.
Ötesine bakmış, yok berisine,
Yüzüne gözüne, cılk derisine...
Demiş sonunda:
"Bir keçi ciğeri bulup kaynatın
Suyunu içirin eşekceğize.
Yoksa hiçbir hayrı dokunmaz size,
Tutup ayağından dışarı atın!"

Adamcağız da
İyileşsin diye bir tek eşeği
Gözden çıkarmış ve kesmiş keçiyi
Demek başkasına düzen kuranlar
Kendi kuyularını kazmış olurlar.
A. Vahap Akbaş
 
Hoşaf:

Eşeğin hoşafla bağlantısı "eşşek ne anlar hoşaftan" dönemlerine kadar dayanır. O halde nedir bu hoşaf mevzuu irdeleyelim...

***

Hoşaf, taze meyvelerin şekerli su ile kaynatılması şeklinde hazırlanan bir tatlı türüdür. Kurutulmuş meyve ile yapılanına hoşaf denir. Hoşaf kelimesi "hoş" ve arapçada su anlamına gelen "ab" kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur."hoş su" anlamına gelmektedir..YANİ İNSANİ BİR YİYECEKTİR...

Şimdiiiiii, gelelim konunun eşşekle alakasına... Efendim,yukarıda özelliklerini saydığım otçul hayvanın önüne yine yukarıda bahsettiğim insan için tadına doyulmayan enfes yiyecek hoşafı koyarsanız eşek size tabir-i caizse BÖN BÖN bakar... Niye? Çünkü EŞEK sabit bir bakış açısına sahip olduğundan önündeki nimeti yiyecekten saymaz. Ya döker ya da başını çevirip gider.E suç hoşafın değerini anlamayan EŞEKTE midir sizce,yoksa onun EŞEK olduğunu bile bile o hoşafı önüne koyan SAF İNSANDA mıdır?

Sen ona insan gibi davrandığında o bunu algılayamaz ki hoşafı içmeye kalksın. Ona EŞEK olduğunu unutmadan, hakettiği gibi davranınca değerini bildiğin için böbür böbür dolanacak.. Ama bilmeyecek ki sen onun için çoktaaannnn 'NE HALİ VARSA GÖRSÜN BEE! HOŞAF ONUN NEYİNE? ALIŞMIŞ O, OT YEMEYE YESİN DURSUN OTUNU DOYA DOYA.' demişsin...

Velhasıl-ı kelam, EŞEĞE hoşaf yedirmeye çalışmak bir hayli zor bir durumdur... Ha belki çok zorlanınca yer, eğitilince... Ama onda da suyunu içer,tanelerini bırakır... Netice itibariyle ANLAMAZ! Bırakacaksın, EŞEK alışmış olduğu OTu yesin... Gidip HOŞAFı anlayana yedireceksin...Ne yorulacaksın yedirmek için ne de üzüleceksin 'neden yemiyor' diyerek. (alıntıdır)
 
Eşek Deyip Geçmeyin!

Her ne kadar insanoğlu türlü akılsızlıkları eşeklikle nitelendirse de en güzel gözlere sahip bu sevimli hayvan, yerine göre çoğu insandan daha akıllıdır...
Örneğin ''Eşek, iyi bir yol mühendisidir. Yokuşları en fazla % 7 eğimle ve kısa mesafelerde virajlar alarak çıkar.'' dediklerinde. .. Ben de inanmamış ve nivelman yaptırmıştım yani topoğrafik aletle ölçüm. Sonuç şaşırtıcıydı: % 7
Hani bu konuda çoğumuzun bildiği meşhur bir Anadolu fıkrası vardır:

1950'li yıllarda Amerikalı mühendisler gelmiş Türkiye''ye. Bir kısım imar çalışmalarına rehberlik ediyorlarmış. O zamanlarda yol güzergâhını belirleyecek alet yok, eleman yok. Nafı''a mühendisleri eşeği yokuşa sürüyorlar, arkasından elemanlar şerit metre çekiyor ve eşeğin ayak izlerine kazık çakıp istikamet belirliyorlarmış. Bunu gören Amerikalı mühendis, pratiği kavrayamamış ve sormuş:

- Ne yapıyorlar böyle?
- Rampada yolun güzergâhını belirliyorlar.
- Nasıl yani, anlayamadım?
- Eşek % 7 eğimin üstüne çıkmaz, biz de eşeğin izinde kazık çakıp rampada yol güzergâhı belirliyoruz demişler. Amerikalı katılarak gülmeye başlamış. Yatışınca da sormuş:
- Peki, eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz?
Yetkili bozgun... Cevap vermiş:
- Amerika'dan mühendis getirtiyoruz.


*******
Eşek iyi bir kılavuzdur: Gittiği bir yolu hiç unutmaz ve o yoldan şaşmaz. Bu nedenle deve veya katır kervanlarının önüne daha önce bu yoldan gitmiş bir eşeği kılavuz olarak koyarlarmış.

*******
Evet, eşek akıllıdır... Düştüğü çamura bir daha, asla düşmez. "Eşşek bir defa çamura düşer!" Deyimi bundandır. Biz eşek miyiz diye düşündüm, genele vurursak o kadar bile olamamışız, çamurdan çıkamıyoruz...
 
Eşek ile ilgili atasözleri

- Acemi nalbant ahmak eşeğinde usta olur
- Adam hacı mı olur ulaşmakla Mekke’ye, eşek derviş mi olur taş çekmeyle tekkeye
- Alçak eşek binmeye, öksüz oğlan dövmeye kolay
- Altın eğer vursan eşek at olmaz
- Canı yanan (Kamçıyı yiyen) eşek attan (yürük olur) hızlı gider
- Dam otu(ynan) ile eşek beslenmez
- Dirgeni yiyen sıpa bir daha gelir mi sapa
- El elin eşeğini çağırarak (söyleyerek) arar
- El terazi göz mizan, eşek bir kg sıpa 100 gram
- Eşeğe altın semer (vursan) giydirsen eşek yine eşektir
- Eşeği ahıra bekçi edenler, ahırdaki gürültüden şikayet edemezler
- Eşeği ne kadar döversen döv katır yapamazsın
- Eşeği sahibinin dediği yere bağla da varsın kurt yesin
- Eşeğin semeri eşeğe ağır gelmez
- Eşeğini sağlam bağla, komşunu hırsız tutma
- Eşek hoşaftan ne anlar
- Hacı hacı olmaz gitmeyle Mekke’ye, eşek at olmaz taş taşımakla tekkeye
- Herif ile eşek çeker cefayı, avrad ile köpek sürer sefayı
- Kardan gelen eşeğin sudan olur ölümü
- Ölmüş eşek kurttan korkmaz
- Önceden gerek idi bu tımar, öldü eşek kaldı semer
- Yorgun eşeğin çüş” canına minnet
 
Eşek (Equus asinus);
Alm. Esel (m), Fr. Ane, İng. (Ass), donkey. Familyası: Atgiller (Equidae). Yaşadığı yerler: Yabaniler suya yakın step ve çöllük arazide; evciller, insanların emrinde. Özellikleri: Kulakları uzun, yelesi dik ve kısa tüylü, kuyruğu kısa, ince püsküllüdür. Ömrü: 60-100 yıl. Çeşitleri: Evcil eşek, Afrika yaban eşeği, Asya yaban eşeği, Somali yaban eşeği, çizgili yaban eşeği ( zebra), Moğol yaban eşeği (kulan).

Eşek (Equus asinus),
atgiller (Equidae)


familyasının evcilleştirilmiş
türlerinden biridir.

Tek parmaklılar (Perissodactyla) takımının, atgiller (Equidae) ailesinden bir memeli türü. İri kafalı, uzun kulaklı, genellikle gri tüylüdür. “Merkep” de denir. Geviş getirmez. Yabani veya evcil olarak yaşar. Uzun kulakları, kısa dik kıllı yelesi, seyrek püskülü, kısa kuyruğu ile attan ayrılır. Binek hayvanı, yük ve eşya nakli hizmetlerine gayet elverişli, kanaatkar, sabırlı ve tahamüllü bir hayvandır. Attan çok önce insanoğlunun hizmetinde kullanıldıkları sanılmaktadır.

Eşeklerin inatçı olduklarına dair olumsuz inanç, aslında sahiplerinin bu
hayvanların oldukça gelişmiş kendini koruma dürtülerini yanlış anlamalarından kaynaklanır. Bir eşeğe, zorlayarak ya da korkutarak, kendi yararına olmadığına inandığı bir işi yaptırmaya çalışmak oldukça zordur. Bu davranış
atlardakinin neredeyse tam tersidir çünkü bir at, örneğin, güvensiz bir zemin üzerinde yol alma konusunda eşeklere göre çok daha sorunsuz bir tavır çizer.

2006 yılında Fransa'da yapılan araştırmalara göre eşek sütünün protein bakımından en zengin süt olduğu kanıtlanmıştır.Eşek sürekli temiz yere bastığı ve yüzmesini bilmediğinden,dibini görmediği suya girmiyor olması nedeni ile deveyi,eşeğe çektirirler.
Bu, şu anlama gelmektedir:

Bilindiği gibi deve bir yük hayvanıdır.

Yüzmesini bilen bir hayvana çektirildiğinde,çeken hayvan yüzmesini bildiği için,derin sulara da girer.Deve'de onu takip edeceğinden,hem sırtındaki yükler ıslanır hem de deve boğulur.

İşte bu sebepten dolayı deve'yi, eşeğe çektirirler.

Eşeklerin


davranış ve bilişleri üzerine yapılan ciddi çalışmalar görece sınırlıysa da bu hayvanlar oldukça zeki, dikkatli, arkadaş canlısı, oyuncu ve öğrenmeye meraklı gibi gözükmektedirler...

Özellikleri: Kulakları uzun, yelesi dik ve kısa tüylü, kuyruğu kısa, ince püsküllüdür.
Ömrü : 60-100 yıldır.

Çeşitleri: Evcil eşek, Afrika yaban eşeği, Asya yaban eşeği, Somali yaban eşeği, çizgili yaban eşeği (


zebra), Moğol yaban eşeği (
kulan)

Afrika yaban türü, evcil eşeğin (Equus asinus) atasıdır. Afrika yaban eşeğinin tüyleri gri ve kırmızımsı kahverengi olur.Sırtlarında boydan boya ve omuz hizasında gövdenin her iki tarafında ön bacaklara doğru uzanan siyah bir çizgi mevcuttur. Bazılarının bacaklarında da enine koyu şeritler görülebilir.

At satın alıp besleyemeyen köylü ve fakirler, merkep ile işlerini görürler. Merzifon'da, Kıbrıs'ta, Mısır'da ve İspanya'da eşek besiciliği eskiden beri yaygındır. Dar ve kaypak yollarda ve hatta uçurum kenarlarında gayet rahat ve emniyetle yürür. Yabaniler, on beş başlık sürüler halinde suya yakın step ve çöllük arazilerde dolaşır ve hızlı koşarlar. Eşek az yem ile yetinir, ot, yaprak vs. gibi her türlü besini yer. Temiz ve berrak olmayan suyu içmez. Derisi parşomen kağıdı imalinde kullanılır.

Belli bir üreme mevsimi yoktur. Gebelik süresi 12-13 aydır. Tek veya nadir olarak iki yavru doğurur. Yavrusuna “sıpa” denir. Erkek eşekle, kısrak (dişi at) eşleştirilirse “katır” (Equus mulus) elde edilir. Aygır (erkek at) ile dişi eşeğin eşleşmesinden Bardo (Equus hinus) denen katır çeşidi ortaya çıkar. Katır, bardodan daha iri ve dayanıklıdır. Zebroid, eşek ve zebranın (çizgili yaban eşeği) birleştirilmesinden meydana gelen nesildir. Bütün bu melez nesiller kısırdır.

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
Vikipedi
 
Eşek Başkan

Eşek, inek, katır dört yıl sonra aynı yerde buluşma sözü verip ikballerini aramak üzere yola çıktılar.

Dört yıl sonra buluştular…

İnek ile katır perişandı…

Birbirlerine, “Bu insanlar üzerimize yük doldurup, sopalarla döve döve canımı çıkarttılar… Zincirlere vurdular, demirlere bağladılar… Üzerimize o bindi, o indi, öbürü bindi… Belim çöktü, kendimi zor kurtardım…” diye yakındılar.

Uzaktan eşek gözüktü…

Çok mutluydu…

Semizdi, gülüp oynuyordu, inek ile katır şaşkın, sordular:

“Nasıl oldu bu?..”

Eşek anlattı:

“Bir memlekete gittim, birisi bağırınca herkes onu alkışlıyordu… Ben daha yüksek sesle anırınca beni alkışladılar… Duyan yanıma koştu, duyan koştu… Onlar arkamda toplandıkça ben daha çok bağırdım…”

“Sonra?..”

“Sonra beni başkan seçtiler…”

“Eşeği başkan mı seçtiler?..”

“Evet…Ben anırdıkça onlar ’Memleket seninle gurur duyuyor’ diye alkışladılar… Yedim, içtim ve bağırdım…”

“Pekiiii… Senin eşek olduğunu anlamadılar mı?…”

Eşek:

“Yarısı anladı… Ama anlayan yarısı, anlamayanlara anlatıncaya kadar, iş işten geçmişti…”

Bekir Coşkun
 
BORSA NEDİR? :)

Köylü Ahmet Ağa, eşeğini satmaya karar vermiş.
Kıymeti taş çatlasa 50 milyon lira etmeyen eşek için pazarlık payı da ekleyerek 100 milyon lira fiyat koymuş.
Komşu köyden acilen eşşeğe ihtiyacı olan Mehmet ağa 100 milyon ödeyip eşşeği pazarlıksız satın almış.
Köylü Ahmet eşşeğini satmış ama akşam da gözüne bir türlü uyku girmemiş…Gece boyunca düşünüp, durmuş.
‘Mehmet ağa 50 milyon liralık eşeğe niye 100 milyon lira verdi ?'!!!!!… diye. İçi rahat etmeyince ertesi gün eşeğini geri almaya karar vermiş.
Pazara gitmiş Mehmet ağayı bulmaya ama, bir de ne görsün eşşek 200 milyon liradan satışa çikarilmis…
İyice sıkıntı basmış ve kesin karar vermiş, geri alacak eşeğini…200 milyon lira pazarlıksız ödeyip geri almış (.).
Aynı olay bu defa Mehmet ağa'nın başina gelmiş, o da uyuyamamış. ‘Allah Allah… Ahmet niye 100 milyona sattığı eşşeği 200 milyona geri aldı???Var bu işin içinde bir iş…' diye gece boyunca düşünüp, durmuş.
O da ertesi gün eşşeği geri almaya karar vermiş Ahmet Ağa ile anlaşip 400 milyon lira vererek geri almış eşeği… Bu alışveriş her gün fiyat arta arta devam etmiş…
Bir kaç gün sonra pazara bir başka köyden Hüseyin gelmiş. Hüseyin pazardaki kalabalığın arasına dalınca bir de ne görsün ; ‘al, al, al, sat, sat, sat' bağrışmaları arasında bir yaşlı eşek ve bu eşeğin tam 1 milyar TL satış fiyatı!!!…
Yanındakine sormuş, ‘Hemşerim, nedir bu iş???? Bu yaşlı eşek 1 milyar lira eder mi yahu??!!'
Adam hemen yanıtlamış; ‘Valla grafikler ortada, bu eşeğin fiyatı bir haftada 50 milyon liradan başladı, 950 milyon liraya geldi. Şöyle bir teknik analizine bakarsan görürsün.
Eşşeğin fiyatı 1 milyardaki direncini bi kırarsa, 1.5 milyara kadar yolu var.. ‘
 
nasrettin hoca eşşeği ile şehirde
nasrettin hoca bir gun esegini alip sehire iner... sehirde dolasirken esegini kaybeder... arar arar bir turlu bulamaz en sonunda pes edip bir otele gider oda kiralar..... odanin kapisini acar ve yatagin duzgunn kirisiksiz oldugunu gorur ve bozmaya kiyamaz yatagin altina uzanir,,, tam o sirada yeni evli cift gerdek gecesi icin bir oda ister... ordada acemi bir calisan olur ve derki,,, \'\'gelin bos oda varsa oraya girin der..... tam nasrettin hocani odasinin kapisini acarlar ve bakarlar oda bos (cunku nasrettin hoca yatagin altinda yatiyo)... tam cift hazirlanir ve yataga girerler ki adam karisina sevgilim gozlerinde butun sehiri goruyorum der,, ve bunu duyan nasrettin hoca kafasini uaztip benimde esegi goruyormusun der
 
Geri
Top