....
Şirin mi şirin yanık bir patates..
.....
Yanıyorum lan.
Şaka değil, vallahi yanıyorum.
Ama hep şu unutkanlığım yüzünden. Gencecik yaşımda Alzheimer oldum.
Konuya bodozlama daldım dimi, hiç birsey anlamadınız.
Pardon!
Baştan alıyorum..
Yıllık iznimden 1 hafta kullanıp geçenlerde ailecek denize kaçtık.
Bursa'da yaşıyoruz ya hani; dedik ki yakın yerler olsun.
Yollarda helak olmayalım.
Zaten zırt pırt duruyoruz arabayla giderken.
Hep çişim geliyor benim, psikolojik midir nedir
Yalova tarafında bir sahil kasabası gibi bişi bulduk.
1 tane bakkal var minnacık, bi tane de köy kahvesinden bozma kafesi var.
İlaç için arasan daha da bişey yok bizim mahalle daha büyük buranın yanında.
Yaş ortalaması desen 45+
Radarlarımı açtım da bakışacak bir tane yakısıklı cocuk görmedim.
Herneyse.. Evden cıkarken bavula işe yarayacak herseyi koydum sanıyordum.
Ama güneş kremini unutmuşum.
Bi yerimizi keseriz bişi olur diye yarabandı, gazlı bez bile koymuşum da bu gelmemiş aklıma.
Neyse ordaki bakkal gibi şeye girdim markası olmayan bi sprey aldım.
Hiç kullanmamaktan iyidir diye.
O da koruyucudan çok bronzlamaya yardımcı yağmış.
Resmen Pascal Nouma oldum.
Eve döndük ama nasıl soyuluyorum var ya, patates oldum.
Bi de eklem yerleri, bacakların üst kısımları, gögüs bölgesi falan ekstra kızardı, hassas ya hani.
Bugün de misafir geldi çatkapı.
6 aylıkta cocuğu var.
Onlar sohbet ederken çocuğa sen bak diye bana kitlediler.
Oh ne güzel iş anasını satıyım. İlerde bende böyle çocuk doğurup doğurup başkasının üzerine atcam.
Çocukta kucağımdayken çat çat güneş yanığı olan yerlerime vurdu zaten.
Gözyaşlarım içime içime aktı
Tam 5 saat oturdular ya 5.
Uykum geldi esniyorum, tık yok.
Ayıp olmasın diye odama da kaçamadım.
Tam bugda kaldım, fenaydı.
Sana yazmayı özlemişim biliyormusun.
Ne kadar sık yazmak istesem, o derece ayrı düştük seninle.
O yüzden bir süre ifadesi koymayacağım aramıza.
Bir sonraki yazıma kadar;