Söz'sel Hezeyanlar

  • Konuyu açan Konuyu açan r0se
  • Açılış tarihi Açılış tarihi
Sabah kim uyanacak nasıl uyanacak acaba.
Bıktım artık yeminle. Bitsede kurtulsam.
Kendimi hadi kızım az kaldı diye avutmaktan yoruldum.
Uyku vaktı...
Hadi kızım az kaldı son 3hafta sonra özgürsün :)
 
Off off. Söz vermiştim. Buraya hüzün bulaştırmayacaktım ama elimde değil sanırım.
İçimden bişeyler kopuyor. Belki havalardandır ben iyidim ya neden böyle oldum bilmiyorum.
Belkide başkalarına üzülüp, kendimde buluyorum onu.
Ne bileyim. İçim sıkılıyor son zamanlarda. Pek belli etmemeye çalışıyorum.
Umursamamaya çalışıyorum ama içimde tuttukçada çoğalıyor sanırım. Parazit düşünceler.
Azcık daha tutayım da içimde toplu patlayayım bari :D
Susuyorum günlükçüm.
Bağıra çağıra, çığlıklar içersinde susuyorum :)

Hoşçakal.
 
Deli gibi uykusuzluk,
Deli gibi uykum vardı benim.
Yorgundum ulan.
Tam dalacam uykunun huzurlu koynuna, bir ağrı tuttu beni! Saatlerdir kulağım mı? Dişim mi? Başım mı? Bilmiyorum ama kulağımın ağrısı dişime,dişimin ağrısı başıma, başımın ağrsı nereye kim kime vurdu bilmiyorum ama sonuç bu 05.41 saat... ağrı yavaştan geçti ama benim uykumda kaçtı. Hay aksi... Sanşıma...
Bir garibim bide içimde kalbimi sıkan bişey var.
Hani şu fare kapanları olurya heh işte öyle sıkıştırılmış gibi .
Neyse daha fazla yazmıcam günlükcüm. Biraz daha zamana ihtiyacım var. Henüz patlamaya hazır değilim....

Hoşçakal.
 
İçimde bir sürü sey var günlük.
Ama henüz daha dolmamışım ki , dökemiyorum içimi.
Peki ya neden böyle hissediyorum.
Bomboş! Anlam veremiyorum.
Ne iyiyim, nede kötü.
İçimde birşeyler var ama ne olduğunu bilmiyorum...
BOMBOŞUM !
Artık kendimide avutamıyorum.
Hadi sabret az kaldı, hadi kızım geçecek biliyorsun gibi...
Çünkü ortada birşey yok, yada ben göremiyorum neden böyle oldugumu.
Anlayamiyorum günlük...
Kendimi anlayamiyorum 2 3 gündür.
 
Ah bu ben...
Napsam bilemedim.
Kafam çok dolu, kafam çok karışık.
Bavulumu toplayıp kaçasım var, bilmediğim bir diyara.
Herşeyi bırakmak geliyor içimden, ardımdaki kırıklarla beraber.
Ah bu ben...
-----
Bazen düşünüyorum da..
Hani hep geceye laf ederiz ya, aslında gün ışığında yaşamıyor muyuz en büyük kabuslarımızı?
Görmüyor muyuz hergün, bizi yavaş yavaş öldürenlerin yüzünü?
Gece bizim en güzel sığınağımız olabiliyorken, gündüzlerin yakıcı ışığında acıyı tenimize işleyenleri görmemize rağmen aydınlığı tercih ediyoruz kurtulmak için..
Oysa karanlık bizim bir parçamız..
O hep bizimle... Sadece farkında değiliz.
 
~ KENDİMLE KAVGAM ~


Gözlerimi kapattığımda gözlerini görüyorum...
Aklımdan binlerce soru geçiyor.
Her biri 'acaba'yla başlayıp devamini getirmekte zorlanıyor.
Sadece 'zaman' diyorum..
Zamanın hiç bir şey değiştirmeyeceğini, hiç bir sorumu cevaplamayacağını bile bile 'zaman' diyorum!
Belki hiç bir şeye açıklık getirmeyecek bu zaman, ama belki sorularımın silinmesine vesile olabilir.
Kahrolası 'zaman'!
Birbiri ardına gizlenen düşüncelerim itiş kakış kovalıyor bir öncekini.
Anlam veremiyorum bu düşünceler silsilesine.
Nefesimi tuttuğumu onu geri verdiğimde farkediyorum...
'Pofff' sesi yankılanıyor odanın duvarlarında.
'Oda'... Bir yatak, masa, sandalye ve 2 bavuldan ibaret bu oda...
En kötü anlarıma, akan milyonlarca gözyaşlarıma, sessiz çığlıklarıma şahit olan bu oda..
Yürek yangınım, haykırışlarım, kendimi parçalanışlarıma şahit olan oda...
Aylardır belkide duymamıştır kahkahalarımı...
Derin bir acıya, yalvarışlarıma, isyanlarıma şahit olan dört duvar.
Senden kurtulacağım dediğim bu odayı terkettiğimde neler değişecek ki hayatımda?
Bu odanın şahit olduğu acıyıda yanımda götürmeyecek miyim nasılsa?
Ya ruh parçalarım? Burada bırakamam ki onu giderken...
Bir insan ruhsuz yaşayabilir mi?
İçinde bulunduğum durumu, sonrasını anlatırken kendimi Zümrüt-ü Anka Kuşu'na benzetirdim hep.
Onun gibi kendimi ateşe vermemiş miydim?
Küllerimden doğup yeniden yaşayacaktım ya! Yine aynıyım!..
Böyle olmaması gerekiyordu oysa...
Zor..
İnsanın kendiyle savaş halinde olması..
Zor..
Aklıyla kalbinin düşman olması.
İçimdeki kargaşada kim malup çıkacak?
Kim sağlam çıkacak, hangisi kazanacak bu kavgayı?
Evet kavga! İkiye bölünmüş aklımla, mantığımın bile reddettiği bu çelişkiyi nasıl sonlandıracağım ki?
Bir yanım 'sen güçlüsün kızım!' derken, diğer yanımın ona inat 'küçük zayıf bir kız çocugusun' diye bağırışlarını nasıl bastırabilirim ki?
Susss/ ma !
Bir yanım bitmesini isterken, diğer yanım neden alıştığı bu kavgadan kaçmak istesin ki?
Alışmıştım evet! Kendimle olan kavgama alıştım.
Sakin ve mutlu olduğumu sandığım günler sadece bir kaç gün sürdü işte.
Yine, yeniden içimdeki kavgaya tutuştum. Bu öfke beni anne kucağı gibi sarmalıyor!
'Yeter, yeter, yeter!'
'Sus' artık!!
Sus!!!!!-Ma!!!!
Hatırla... Hatırla kendine verdiğim sözleri,
Hatırla hatalarını, kendine verdiğin tavsiyeleri dinle!
Pes etmenin sırası değil!!!
Dinle!!...
Sadece dinle..

Bak şimdi kendine!
Daha iyi hissediyorsun!.

Evet daha iyi hissediyorum.
Anlık duygularımı zaten tetikte bekleyen ve beni hapseden boşluğa atmayacağım!

Oda bunu istiyor!!!
Yenilme!
Bak geçti.. Şimdi ayakta olmalısın. dimdik ve sağlam adımlarla!

İyiyim!
Bak kendine!!
İyisin...


İyi miyim gerçekten?
 
Son düzenleme:
Günaydın günlük.
Beni uykumdan eden bir ağrıyla uyandım gece vakti. Ne yapsam sızlatıyordu herbir yanımı.
Unutmam lazımdı. Yoksaymam..
Öyle dolanırken bir adamla tanıştım...
Nasılsın ? Dedi..
Mutlu ya sen nasılsın dedim.
Mutsuz dedi...
İkimizde nedenlerimizi sorduk önce ben cevapladım.. Mutluyum çünkü ellerim tutuyor, mutluyum çünkü ayaklarım var ve yürüyebiliyorum. böyle devam ettim yazmaya en son ki cümlem beni derin bir yasa boğacağını bilmeden.
Ve en önemlisi beni seven bir ailem var daha ne olsun ki dedim.
Çok sanslısın benim ailem yok dedi..
Kaybetmiş onları bikaç sene evvel. Nasıl zoruma gitti anlatamam günlük. Özür diledim. Dileme bilemezdin dedi. Ulan ilk defa birine öyle olmasamda mutluyum demiştim!!
Oda hiç olmayacak birine dedim napayım ben kendimi şimdi?
Konu konuyu açtı izleri kaldı parmaklarımda.
O bilmiyor ama bundan sonra ''Akva'' diyeceğim ona. Okadar güçlü ki. Yaşadığı herşeye rağmen ayakta... üstelik benim saçma iç sıkıntılarımın yanında onun bir insanın başına gelmesini isteyeceği son şey gelmişti. Kimsesi yoktu!!
Aptal ben .. birdaha büyütmeyeceğim hiç bir sıkıntımı. Herşey yalan geliyor bana.
Herşey çok saçma.
Aşk, meşk, ders, yokluk, para, mal , mülk ..
Hepsi anlamsız. Eğer yanınızda kimse yoksa.
Akva sayesindebirkez daha anladım bunu.
Onu hayatımın bi köşesinde tutmak istiyorum.
Sahi kabul eder mi benimle kalmaya?
Herkes gibi gider mi yoksa?
Benim kaybetcek bişeyim yok derken buna benide katar mıydı acaba?
Neden katmasın ki? Ben kimim ki?
Elbet bigün gidecek, herkes gibi!
Kim kaldı bugünüme kan bağım olanların haricinde kim kalacak ki?
Ama gitme Akva!
Gideceksende hemen gitme.
Mutluyum seni tanıdığıma demiştin ya.
Hep oyle kalmak için gitme.
Gitme Akva!
 
Çocukluğumda ağlamanın hiçbişey çözmeyeceğini öğrenmiş, içime attıklarımla yaşamayı öğrenmiştim.
Büyüdüm..
Biri gözyaşımı görmesin diye her sabah uyandığımda o mutluyum maskesini yüzüme diktim.
Çünkü acının olmadığına inanmak, acıya alışmaktan daha kolay.
Döktüğüm her gözyaşı ruhu mu temizler sandım.
Ama her damla yüreğime oturan acıya bir ilmek daha attı.
Sonra kesildi ağlamalarım.
Çünkü biliyorum ki yıkanmıyor ruh gözyaşlarıyla.
Benimde imtihanım, sustuklarımla yaşamak.
Yaşadıklarıma susmak...
 
Sebepsiz yere daldı gözlerim karşıya.
Daha bir saniye önce sebepsiz gülümsememin yanında bu donukluğa anlam veremedim.
Sonra bir ses duydum. Bu birkaç hafta önce tanıştığım başka bir yanımdı.
Geldi oturdu yanıma, hala kısa olmasından yakındığım saçlarımı aldı avuçlarına.
Onlara dokunulmasını sevmezdim ben, kendimim bile.
Ama sustum. Dokunma demedim. Oda hissetmiş gibi çekti ellerini saçlarımdan.
Konuşmasada huzur veriyordu varlığı bana. Başımı öne eğerek 'ne istiyorsun' diye sordum.
Alınmış olacakki gidebilirim dedi.

'Konuşmasak olmaz mı' dedim.

Hafifçe salladı başını.Sonra dayanamayıp söze girdi. Ah gerçekten susmayı bilmiyor bazen!

'Sen öyle güçlüsün ki, bazen şu hallerini gördükçe boğasım geliyor seni' dedi.

'Benimde kendimi' dedim.
Gülümsedi.

'Sahi noldu sana? Hani o sabret az kaldı deyişlerimi unuttunmu yoksa?
Ben sana boşa konuşmuşum, baksana haline hani iyidin?
Hani birdaha üzülmeyecektin? Yalancısın . Yalancısın sen.'' dedi.

Kafamı salladım o anda.
'Unutmuş değilim ama..'
Ne ama dedi.
'Unutmuş değilim ama bazen oluyor işte.
Hem sen niye geldin ki ben bugun daha iyiym. Dün gece nerdeydin? Şimdimi geldim aklına.
Dün gece aylar sonra ağladım ben sende yalancısın! Yanımda olacaktın.!'

İçini çekti. 'Bana ihtiyacın yoktu. Gayette iyi görünüyordun hem uyurken'
Gülümsedi zoraki.

' Evet. Sen olmasan da birileri oluyor yanımda işte. Sen avutmasan da avutan çıkıyor.
Sadece.. Sana kızmakta hata ediyorum sanırım. Zaten istemiyordum yanımda ne seni, nede diğerlerini.
İyi oldu gelmediğin aslında.'

Bişey demedi. Bende demedim.
sonra gitti.

Bilmiyorum Günlük. O uzun zamandır yanımda ama ona diğerleri gibi isim koyamadım.
Sanki ona isim koyacak hiç bir kelimenin karşılığı yok gibi.
Benden bir parça işte. Diğerleri gibi.
Bu arada Akva gitti Günlük.
Sanırım ona ait süre kısaydı. Biranlık beni dünyadaki en doğru ve gerçek konuyla sınadı.
Anlamamı sağladı ve gitti. Belki birgün yine gelir bilmiyorum. O benim güçlü yanımdı.
Aslında hepsi benim güçlü yanım sanırım. O hariç tabi.
O gri. Herşeyi bozmak istiyor . Beni yanına çekmek. Bazen uyuyorm ona bazense diğerlerinin yanında kalıyorum. Ama Gri hep yanımda. Bazen iyi geliyor bazense .. Biliyorsun işte.

Neyse yine çok konustum . Kendine iyi bak olurmu :)
Hoşçakal ..
 
Biliyorum çok kötü bir günlük sahibiyim...
Ama son durumlar biraz karışıktı be canısı.
Nasılsın diyorsun ama bende bilmiyorum açıkçası .
Okadar karmaşıklaştıki herşey inan bende anlayamiyorum.
Son 10 gün kaldı belkide bu yüzdendir.
Napacağımı inan bilmiyorum ...
Sunumda son bir şehir kaldı şükür ki.
Daha sonra hesaplamaları tamamlayıp bitiricem inşllah...
Sonra tam rahata ericem derken tabikide finaller devreye girecek...
Yinede bunuda atlatırım demi günlük?
10 gün neki bir ömür geçiyor...
Geçer dimi?
 


Mesajınızı yazın...
Geri
Top