Tukunyali ve Sihirli Orman

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalabalık bir şehrin kenarında küçük bir köy varmış. Bu köyde, Tukunyali adında küçük bir kız yaşarmış. Tukunyali, meraklı, cesur ve her zaman macera peşinde koşan bir çocukmuş. Köydeki herkes onu severmiş çünkü o, herkese yardım etmeyi seven, güler yüzlü bir kızmış.

Bir gün, Tukunyali köyün kenarındaki ormanda gezintiye çıkmış. Orman, büyük ağaçlarla, rengarenk çiçeklerle ve cıvıl cıvıl kuşlarla doluydu. Tukunyali, ormanın derinliklerine doğru ilerlerken, birden küçük bir patika keşfetmiş. Patika, o kadar gizemli görünüyormuş ki, Tukunyali dayanamayıp onu takip etmeye başlamış.

Patika, onu ormanın en derinlerine götürmüş. Burada, devasa ağaçların arasında, minik bir kulübe varmış. Kulübenin kapısı hafifçe aralıkmış ve içeriden yumuşak bir ışık sızıyormuş. Tukunyali, kulübeye yaklaşmış ve kapıyı usulca itmiş. İçeride, yaşlı bir kadın oturuyormuş. Kadın, uzun beyaz saçları ve parlayan gözleriyle Tukunyali'yi görünce gülümsemiş.

"Hoş geldin, küçük kız," demiş yaşlı kadın. "Ben Ormanın Bilge Kadınıyım. Seni bekliyordum."

Tukunyali şaşırmış. "Beni mi bekliyordunuz? Neden?"

Bilge Kadın, "Çünkü sen, bu ormanın sihrini keşfedecek olan kişisin," demiş. "Ama dikkatli olmalısın. Ormanın derinliklerinde hem güzellikler hem de tehlikeler var."

Tukunyali, Bilge Kadın'ın sözlerini dinlemiş ve ormanın daha da derinlerine gitmeye karar vermiş. Yol boyunca, konuşan hayvanlarla karşılaşmış. Bir tavşan, ona ormandaki gizli yolları göstermiş. Bir tilki, ona bilmeceler sormuş ve Tukunyali hepsini doğru cevaplamış. Bir kuş, ona şarkılar söylemiş ve Tukunyali, bu şarkıları dinlerken kendini çok mutlu hissetmiş.

Ancak, ormanın en derinlerine vardığında, Tukunyali büyük bir sorunla karşılaşmış. Dev bir ağaç, ormanın yolunu kapatmış ve kimseyi geçirmiyormuş. Ağaç, kocaman dallarıyla Tukunyali'yi durdurmuş.

"Kimsin sen ve nereye gidiyorsun?" diye gürlemiş ağaç.

Tukunyali, cesaretini toplayıp, "Ben Tukunyali. Ormanın sihrini keşfetmeye geldim," demiş.

Ağaç, Tukunyali'nin cesaretine hayran kalmış. "Eğer beni geçmek istiyorsan, bir bilmeceyi çözmelisin," demiş.

Tukunyali, bilmeceyi çözmüş ve ağaç, yolunu açmış. Ormanın en derinlerine vardığında, Tukunyali muhteşem bir manzarayla karşılaşmış. Büyüleyici bir göl, rengarenk çiçekler ve etrafında dans eden ateş böcekleri varmış. Gölün ortasında, sihirli bir taş parlıyormuş.

Tukunyali, taşa dokunduğunda, ormanın tüm canlılarının seslerini duymaya başlamış. Ağaçların fısıltılarını, hayvanların şarkılarını ve çiçeklerin kahkahalarını duyuyormuş. Taş, ona ormanın dilini anlama yeteneği vermiş.

Tukunyali, köyüne döndüğünde, ormanın sihrini herkese anlatmış. Köylüler, onun maceralarını dinlemiş ve ormana daha saygılı davranmaya başlamışlar. Tukunyali, artık ormanın koruyucusu olmuş ve her gün ormanda yeni maceralar yaşamaya devam etmiş.

Ve böylece, Tukunyali ve sihirli ormanın hikayesi, nesilden nesile anlatılmış. Orman, Tukunyali sayesinde her zaman güzel ve büyülü kalmış.
 


Mesajınızı yazın...
Geri
Top