ceburoloji

  • Konuyu açan Konuyu açan CeBuR
  • Açılış tarihi Açılış tarihi
sanunda karanlığın büyüsüne aldanmıştı çocuk
sevdiği herşeyi bilinmeyene tercih etmek zorunda kalmıştı
bilinmeyene gitmenin korkusu gözlerinden anlaşılıyordu
gülmeye çalışıyordu elinden geldiğince .....

çocukkende öyleydi o ne zaman hasta olsa
inleye inleye ayağa kalkar elinden geldiğince yaramazlık yapardı
heleki babasına güçsüz görünmeyi asla kendine yediremazdi
annesi ne zaman oğlum oyur hasatası dese akan burnunu çekip bana bişeyolmaz anne derdi

bugünde aynıydı
herkes bilinmeyene giden çocuğa ağlarken o üzerine basa basa gülmeyi tercih ediyordu
sonunda otobüs kalkış saati gelmişti önce annesine sarıldı çocuk ağlama diye fısıldadı kulağına
sonra duruma boyun eğen babasına
sanki büyük oymuş gibi babasının başını oksadı ve sorun etme dedi gelirim yakındır :)

otobüs kalkmıştı
ilk metreleri gidiyordu babası boşalan sinirini dökercesine dayanamayıp gözyaşlarına boğuldu
çocuk başını çevirdi annesine baktı ...
o çoktan kızarmış gözleriyle avuçlarını birbirine bağlamış elim kolum bağlı dercesine ağlıyordu
gözünden yaşlar dökülmeye başlamıştı
ardı arkası kesilecek gibide değildi
birden terminaldeki küçük simitçiye takıldı gözü aniden
önce ellerini açtı simitçi sonra ona bakıp dediki

asker ALLAH'a emanet ol sen sıranı sav zamanı gelince ben gideceğim bizler sizinle gurur duyuyoruz


ALLAHA EMANET OLUN ASKERLERİMİZ SELAMETLE GİDİP SELAMETLE GELİNİZ BİZ YAPTIK SIRA SİZİNDİR ZAMANI GELECEK OĞLUMDA ARDINIZDAN

GELECEK VATAN ONU SEVEN KÜÇÜK YÜREKLERLE VARDIR
 
yokluk hissi iyicene sarmıştı bedeninin herbir noktasını

parmaklarının ucuna bakınırken farketmişti yitirdiklerini

bedelini ise amansızca atan kalbi çekecekti yine
................
kaburgaları nefes alışını engelliyordu
...........
gözbebekleri etrafında olanı biteni anlamayacak kadr kısılmıştı
..........
ağlamanın geç olmadığı bir noktadaydı

BÜTÜNLÜK HİSSİNİ YİTİRMİŞTİ YİNE

yine karabulutlar çökmüştü yaşadığı sehrin herbir noktasına
güneş artık yoktu
ruzgarlar ise acımasızca parçalıyordu toz toprak ediyordu herbir yanını

sanki koca bir binanın en yüksek noktasındaydı
ama rüzgar ardından esip geçiyordu

sevmek denen şeyin bedeli bu kadar ağır olmamalıydı
SEVGİLER SEVİLMELERİN ÖNÜNE GEÇMEMELİYDİ
ne sevgiler yaşandı dedi içinden
içinden çok şey diyorduda
tarife kelimeler yetmiyordu

biten her ne olursa olsun hakkı verilmeli,
verilmeliki yaşananların imzası olsun


sustu..... sadece sustu
hep sustu taki dönene kadar
ama hiç dönmedi
ne farkında oldu bıraktıklarının
nede umurunda oldu yaşadıklarının

herşeye rağmen seviyorsa insan
sevildiğini bilmeli
herşeye rağmen alıyorsa insan
verdiğini bilmeli
herşeye rağmen yas tutuyorsa insan
yas tuttuğuna değmeli .

ай ты пидаp Запомнить меня Я не забуду тебя

imza atıldıysa asla silinmez

cebur...
 
Yine çok güzel yazmışsın cebur kalemine sağlık. Okumak keyifliydi her ne kadar hüzünlü bir yazı olsada. paylaşımın için teşekkürler...
 
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
çok şey yazılmak istendide çok kere silindi
kala kala ancak bu satırlar kaldı
.
.
.
.
.
.
.
.
.
 
herşey bir şarkı ile başlamıştı
o şarkı çalarken farketmişti gözlerindeki ışıltıyı

o asi bakışların ardında yatıyordu gizli kalelerin gizli surları


surların önündeki onlarca gömüllü askerden hiçbir farkı yoktu kendince
farkedilmeyen değersiz.....
oysaki o
sevdilkeri için savaşmanın ağır bedelini ödemeye yürekten razı idi


çaresiz kaldığı her anda çekip gitmeyi yeğlerdi çocuk çoğu kez.
ama bu arkasında bırakamayacağı kadar büyük bir yaşam sevinciydi onun için....
sanki sevdiği herşeyin birer kopyasıydı


onun yanındayken danki dünyalar duruyor cennet cehennem ve dünya bir bütünlük oluşturuyordu
hiç dolaştırmayı sevmezdi çocuk

seni sevdim dedi yanına sokulup .....seni hayatım boyunca sevdim senin için bu koca dünyada küçük birer ayrıntıdan ibaret olsamda
her ne pahasına olursa olsun senin için yaşıyorum dedi bu hayatı

arkanda bıraktıkların hayatının birer enkazı olsada ben senin için enkaz olmaya razıyım
yeterki senin hiçbirşeyin olayım dedi



oysaki herşey çocuğun gördüğü gibi değildi
hayat denen çekilmesi gereken bu tespih her bir taşında daha çok hırpalamıştı kızı
bir köşe kenarında ölümü beklemekte güzeldi yeterki bir el ona çaresizliğine merhem olurcasına uzansın



hayat her boş anında arkandan dolaşıp boynuna bıçak dayayacak kadar açımasızdı


fakat kız ne hayattan nede getirdiklerinden korkacak kadar zayıftı
çünkü bu ellerdiki çaresizliğe merhem olmasada tutmaya değerdi
çünkü çaresizliği ona olan sevgisini söyleyemeyişinden başka birşey değildi
bende seni bekledim deyiverdi bir anda kız öylesine çıktı dudaklarından bu iki kelime
bu iki kelimedirki hayatları yıkan,, bu iki kelimedirki hayatları asla son buldurmayan
ya sevmiş beklemiş ama asla beklediklerinin karşılığını küçük adımlarla sana dönenlerle bulamamışsındır
yada beklemiş ve beklediklerinin karşılığını kocaman kucaklarda kucaklanarak sonsuza dak sevilerek almışsındır
bazende hayat mutlu ikilinin arasına sokuvermiştir seni
her ne kadar ikisinin yanındada mutlu olsanda ikisi bir arada asla mümkün olmamıştır


sendemi ? sendemi beni bekliyordun diye fısıldadı çocuk .

çocuk kendi hayallerinde onu o kadar erişilmez görüyorduki asla bir evet senaryosunu hazırlamamıştı beyninde
kız ise onun asla kendini sevdiğini tahmin dahi etmemişti .... kitlenmişti bütün dünyaları heyecandan küçücük kalpleri deli gibi atıyordu .

ortalığı bir sessizlik kaplamıştı
birbirini seven iki yürek sonunda inkansızı başarmış ve birbirlerine itiraf edivermişti olan biteni

bir kenara çöktü kız çocuksa camdan bakıyordu

sevecek kadar büyük olsada minicik yürekleri ne yapacaklarını bilmeyecek kadar küçüktü çevreleri
ikiside aşk denen şeyin bir büyümü yoksa sadece sözle gelen bir histen ibaret mi olduğunda kararsız kalmıştı .
eğer hayat bu kadar kolay yaşanabiliyorsa neden insanlar içlerinde geleni yapmıyordu

neden diye sordu kız hep benim yanımdaydın bunca sene beni sevdiğini söylemek yerine neden sadece arkadaşımmış gibi davrandın beni senin yanında sevginle başbaşa bıraktın

korktum dedi çocuk
seni kaybetmekten korktum

şimdi ne olacak dedi kız aniden
annemler ailelerimiz bizi duyarsa ne yapacağız

en hırçın gülüşüyle gülümsedi çocuk ben seni gönlümün en kuytu köşesine soktum öylesine içimdesinki ne bu dünya nede aileler önümde bir engel oluşturabilir

aşk denen şey, sevdiğinle dolu dolu yaşamaksa hayatı
sevmekse bu dünyada tek suç olan
özlemek değilse sevenlerin tek mahkümiyeti
en kötü anlarda bile sadece sen dedirttiyse hayat bana
ya seninle yaşarım ya seninle giderim
ama sensiz olamam
sensiz olamam
dedi çocuk

gelirmisin!!!!!!!!!
 
sonra sen gittin ve yaralı bir kalple beni baş başa bıraktın
cümlelerim kelimeler olup boğazıma dolaştı
sanki senmişsin gibi bakındım boş sayfaların herbir yanına
bir kaç paket sigara ve bolca abur cuburla ödüllendirdim yaralı bedenimi

sonra sen gittin ardında bir ben bıraktın sana mahkum sana tutsak
forumları aradım gece gündüz
ne siteler gezdim ne dostlar edindim
hepsinin avaratında bir yüz
imzasında bir sen aradım

adını imzama yazdım
sordu herkes sonra sildim anlamsızdı dedim
ama her defasında tekrardan yazdım

ama kader .....
kader diye haykırdı yaralı yüreğim her defasında
a ları e yazdım bütün satırlarda ...

sonra baktım olmuyor kendimi driverlere adadım
sırf birbilerini tanısın diye bütün parçalar
birbilerini asla kaybetmesinler diye onca yazılım arasında aradım, aradım

adını google koydum
aradığım herşeyi sende buluyordum çünkü
oyle demişti facebook yasında bir admin

adminim olasın...
adminim olasında banlayasın beni bu hayattan
yüreğimi yaktığın gibi .. portlarımı yakasın

formatlık olurumda yinede senden kalan çerezlerimi temizleyemem
belki birgün gif dolu bir forum sayfasında bulurum seni
yalnızlık iyidir nick inle yazarsın bana
yalnızlık iyidir...
 
gülen palyaço her zaman mutsuzdur

neden yazdım bilmiyorum ama çok fena içimden geldi.senın de sayfana bakıyodum tam boş buldum yazayım dedım:)
 
Geri
Top