sanunda karanlığın büyüsüne aldanmıştı çocuk
sevdiği herşeyi bilinmeyene tercih etmek zorunda kalmıştı
bilinmeyene gitmenin korkusu gözlerinden anlaşılıyordu
gülmeye çalışıyordu elinden geldiğince .....
çocukkende öyleydi o ne zaman hasta olsa
inleye inleye ayağa kalkar elinden geldiğince yaramazlık yapardı
heleki babasına güçsüz görünmeyi asla kendine yediremazdi
annesi ne zaman oğlum oyur hasatası dese akan burnunu çekip bana bişeyolmaz anne derdi
bugünde aynıydı
herkes bilinmeyene giden çocuğa ağlarken o üzerine basa basa gülmeyi tercih ediyordu
sonunda otobüs kalkış saati gelmişti önce annesine sarıldı çocuk ağlama diye fısıldadı kulağına
sonra duruma boyun eğen babasına
sanki büyük oymuş gibi babasının başını oksadı ve sorun etme dedi gelirim yakındır
otobüs kalkmıştı
ilk metreleri gidiyordu babası boşalan sinirini dökercesine dayanamayıp gözyaşlarına boğuldu
çocuk başını çevirdi annesine baktı ...
o çoktan kızarmış gözleriyle avuçlarını birbirine bağlamış elim kolum bağlı dercesine ağlıyordu
gözünden yaşlar dökülmeye başlamıştı
ardı arkası kesilecek gibide değildi
birden terminaldeki küçük simitçiye takıldı gözü aniden
önce ellerini açtı simitçi sonra ona bakıp dediki
asker ALLAH'a emanet ol sen sıranı sav zamanı gelince ben gideceğim bizler sizinle gurur duyuyoruz
ALLAHA EMANET OLUN ASKERLERİMİZ SELAMETLE GİDİP SELAMETLE GELİNİZ BİZ YAPTIK SIRA SİZİNDİR ZAMANI GELECEK OĞLUMDA ARDINIZDAN
GELECEK VATAN ONU SEVEN KÜÇÜK YÜREKLERLE VARDIR
sevdiği herşeyi bilinmeyene tercih etmek zorunda kalmıştı
bilinmeyene gitmenin korkusu gözlerinden anlaşılıyordu
gülmeye çalışıyordu elinden geldiğince .....
çocukkende öyleydi o ne zaman hasta olsa
inleye inleye ayağa kalkar elinden geldiğince yaramazlık yapardı
heleki babasına güçsüz görünmeyi asla kendine yediremazdi
annesi ne zaman oğlum oyur hasatası dese akan burnunu çekip bana bişeyolmaz anne derdi
bugünde aynıydı
herkes bilinmeyene giden çocuğa ağlarken o üzerine basa basa gülmeyi tercih ediyordu
sonunda otobüs kalkış saati gelmişti önce annesine sarıldı çocuk ağlama diye fısıldadı kulağına
sonra duruma boyun eğen babasına
sanki büyük oymuş gibi babasının başını oksadı ve sorun etme dedi gelirim yakındır
otobüs kalkmıştı
ilk metreleri gidiyordu babası boşalan sinirini dökercesine dayanamayıp gözyaşlarına boğuldu
çocuk başını çevirdi annesine baktı ...
o çoktan kızarmış gözleriyle avuçlarını birbirine bağlamış elim kolum bağlı dercesine ağlıyordu
gözünden yaşlar dökülmeye başlamıştı
ardı arkası kesilecek gibide değildi
birden terminaldeki küçük simitçiye takıldı gözü aniden
önce ellerini açtı simitçi sonra ona bakıp dediki
asker ALLAH'a emanet ol sen sıranı sav zamanı gelince ben gideceğim bizler sizinle gurur duyuyoruz
ALLAHA EMANET OLUN ASKERLERİMİZ SELAMETLE GİDİP SELAMETLE GELİNİZ BİZ YAPTIK SIRA SİZİNDİR ZAMANI GELECEK OĞLUMDA ARDINIZDAN
GELECEK VATAN ONU SEVEN KÜÇÜK YÜREKLERLE VARDIR