Dört Duvarda Saklanmış Çığlık Olur Sessizliğim... Binlerce Anlam Yüklenen Kelimeler... Dizilince Boğazına Düğüm Düğüm Kirpiklerimden Düşürmeye Kıyamadığım Olursun... Ve Güçlü Bir Ses "Yanarım" Der Sessizce! Beklemek... Durgun Bir Su Gibi Çırpınışsız Beklemek... Ağaçların Çığlıksız Ölümü Gibi Sessiz Beklemek... Bütün Hesaplaşmaları... Bütün İsyanları... Bütün İç Çekişleri... Bitmek Bilmeyen Özlemleri... Bir Birinden Farkı Olmayan Günleri Kendi Kulaklarının Dahi Duyamayacağı Bir İsyanla Derin Bir İç Kanamasıyla Ve Tedirginliklerle Beklemek... Gece Bitti! Bir Kül Kaldı Benden Geriye! Gece Bitti! Ve Acılar Kir Tutmuyor Yine... Bu Gün ve Gecelerce Karanlıktayım... Korkuyorum Yalancı Aydınlıklardan... Beklemek... Seni Beklemek... Seni Ölüm Gibi Sevmek... Beklemek... Sessiz ve Soluksuz Çığlıklarla Beklemek... Devrilen Ağaçlar Gibi Sessizce Ölmek! Ve Ölürken Seni Sevmenin Ne Kadar Güzel Olduğunu Düşünüp Vedasız Gitmek...!
Ümitler Bittiğinde Yürekler Yaralıdır...
Daralır da Daralır Ruhlar...
Önce Sözler Tükenir; Sonra Gözler...
Nedir Kara Sevdanın Tarifi?
Acı Kaleme Dökülür mü?
Aşkın Resmi Çizilir mi Tablolara?
Ya Yerde Kalan O Yürek?
Yerine Koysan Sığmaz Yerde Bıraksan Olmaz!
Bir Kez Çıktıysa Yerinden ve Bir Kez Yara Aldıysa Derinden Kanadıkça Kanar Artık...
Bazen Bakışlar Kalır Sadece Gidenin Ardından...
Söylemek İstediğin Çok Şey Olur Ama, Kilitlenir Boğazında Kelimeler...
Keşkeler Çoğalır Ömründe...!
Keşke Dersin ve Her Keşke Yeni Bir Acıyı Beraberinde Getirir...
Uykuların Kaçar Senden...
Gerçekler Çoktan Terk Etmiştir Seni...
Düşüncelerin Kalbine Kalbin Demir Parmaklıklarda Tutsak ve Sen Kendi İçinde Kaçak Olursun...!
Sana dokunmak, hayatın içinde durup dinlenmek gibi. Sanadokunmak, nefes almak gibi. Sana dokunmak,
tüm kelimeleri yakmak gibi.
Sana dokunmak, tüm insanları affetmek gibi.
Sana dokunmak, hayatı temize geçmek gibi. Sana dokunmak, ölüme inat gibi.