Bir çay içimi kadar vaktimiz olsaydı, öpecektik kırlıngıçların kanatlarından. Sığamayacaktık bu dünyaya. Bulutlara değecekti hayallerimiz. Denizin gökyüzüyle birleştiği noktaya ulaşacaktık..
Bir çay içimi kadar vaktimiz olsaydı sevgilim, biz o gün belki de mucize denen şeyin gerçek olacağına inanacaktık. görünmezadam...
Sen beni seversen ben sen olurum, gül olurum, papatya olurum.
Hangisinin kokusu burnuna cennetse o olurum.
Şiir olurum, öykü olurum.
Hangisini okumak dudaklarına lezzetse o olurum.
Çay olurum, kahve olurum, hem kalabalıklığın hem yalnızlığın olurum.
Sana en güzel kitapları yine en güzel ben okurum.
Dün olurum, bu gün olurum, yarın olurum, yarin de olurum görünmezadam...
Zordur özlemek birini...
Hele ki seviyorsa; sevdiği halde duymuyorsa sesini, sarılamıyorsa, dokunmuyorsa saçlarına...
Zordur özlemek, acıtır.
Çünkü özleyen adam sabah yüzünde yastık iziyle değil, yüreğinde tarifsiz bir sızıyla uyanır görünmezadam...
Bir şey sormak istiyorum sana.
Gülüşüne şiirler yazmak varken, neden gidişine şiirler yazıyorum?
Gülüşün, öptüğüm o güzel gülüşün…
Sen gülünce, benim gülmem…
Bak hepsi yarım. Çünkü senin yüzünden.
Gülüşün varken, gidişine yazmak canımı çok acıtıyor.
Geri gelmeni bekliyor muyum? Elbette hayır.
Ama çok özlüyorum sevdiğim.
Göğsümde bir acı oluşuyor.
Ne sigara, ne de müzik bastırıyor o acıyı.
Sadece ağlamanın geçireceğini düşünüyorum
Onunda boşa olduğunu anlıyorum daha sonra
Gülüşünü çok özledim, gidişinden hep nefret ettim
Geri gelmeni beklemiyorum, gelmeyeceksin biliyorum ama
Lanet olsun ki yinede seni çok seviyorum görünmezadam