What is that to me? : Bundan bana ne?
I can't believe my ears. : Kulaklarıma inanamıyorum.
It doesn't make any difference (to me), It's all the same to me : Bana göre hava hoş
I think : Sanırım | I'm sure :Eminim | I'm sure of it. : Ondan eminim
More or less. : Aşağı yukarı
Mind your own business. : Siz kendi işinize bakın.
It's none of your business. : Sizin üstünüze vazife değil, Sizi alakadar etmez.
On time: zamanında, tam vaktinde
in time : vaktinde veya vaktinden önce
She is always on time : Her zaman vaktinde gelir./ Her zaman dakiktir.
Can you finish this in time : Bunu vaktinde yetiştirebilir misiniz?