Kitap Yarışması

İlk hikaye benden olsun. Üzerinde çalışmadım varsa yanlışım af ola🙂

Bir Aşkın Hikayesi

Ali Rıza 32 yaşlarında evli ve bir çocuk babasıydı. Düzenli bir işi olan Ali Rıza eşine ve çocuğuna düşkün, çevresinde sevilen birisiydi.

Bir gün okul arkadaşı Gülten ile karşılaştı. Eski günleri yad etmek amacıyla oturdukları çay bahçesine Gültenin arkadaşı Nazlıda rastlantı sonucu gelmişti. Üçlü arasında sohbet koyulaştıkça saatler su gibi geçmişti. Bu arada Ali Rıza Nazlının etkileyici sohbetinden, cana yakınlığından, samimiyetinden ve güzelliğinden, hanımcık tavırlarından ister istemez etilenmişti. Telefon numaraladını birbirlerine verdikten sonra ayrılırlar.

Aradan üç dört gün geçtikten sonra Nazlı Ali Rızayı arayıp hastane konusunda kendisine yardımcı olmasını ister. Heyecanlanan Ali Rıza bu talebi kabul eder görüşmek için yola çıkar. O gün hastanede işlerini bitirdikten sonra kafede oturup sohbet ederler. Sohbet anında ani bakışmalar her ikisinde heyecana sebep olurken, samimi ve içten davranışlar, ortak sevinçler ve hüzünler yıllar sürecek birlikteliğin başlangıcıydı. Eve gelen Ali Rıza çok sevdiği eşi ve çocuğunu görünce ben ne yapıyorum deyip kendisine hakim olmaya kalksada Nazlıyı aklından çıkaramıyor ve her geçen gün daha tutkuyla aşkla bağlanıyordu. Fırsat buldukça sık sık görüşmeye başlarlar. Bu görüşmelerden birinde, üzgün ve kısık bir sesle Nazlı Ali Rızaya sorar evlimisi sen? Ali Rıza bu soruyla karşılaşacağını biliyordu. Evet dedi. Nazlının tüm hayalleri yıkılırken her ikisi üzgün bir şekilde oradan ayrıldılar.

Aradan on onbeş gün geçtikten sonra Ali Rıza dayanamayıp arar. Telefona cevap verilmez. Tekrar aramak için kendisine bahaneler bulur ve telefona sarılır. Bu defa telefona cevap vermiştir Nazlı. Çünkü oda korkularına rağmen kendini tutamıyor, o iki üç aylık dolu dolu geçen güzel günleri unutamıyordu.
Kader her iki güzel insanı hiç olmadık zamanda karşılaştırmış gönüllerine sevda ateşini düşürmüştü. Bu sevdanın önünü alamayan güzel insanlar birbirinin durumunu kabullenip her şeyi akışına bırakmışlardı.
Zaman su gibi geçiyordu, bu zaman zarfında Ali Rıza Nazlıyla üniversiteye kayıt yaptılar beraber okuyup mezun oldular. Nazlı bir devlet kuruluşunda memur oldu artık ayaklarının üzerinde durabiliyordu ancak daimi beraber olmak istediği Ali Rızaya asla sahip olamayacak oluşu, çocuktan mahrum kalacağı düşünceleri onu yoruyor üzüyordu. Ali Rıza her şeyin farkındaydı.

Aradan 16 yıl geçmişti. Saygıyla, sevgiyle, mutlulukla geçen 16 yıl. Ali Rıza, Nazlının içten içe çektiği yuva ve çocuk yokluğuna üzülüyor ancak daimi bir çözüm bulamayacağını bildiği için kendince tek çarenin o ilden uzaklaşmak olduğuna karar verdi. Tüm sıkıntılara heyezanlara rağmen Nazlıyla vedalaşan Ali Rıza Tain isteyip başka bir ile eşiyle beraber yerleşti.

Gizli saklı birbirlerinden dolaylı yollarla haber alsalarda asla bir daha görüşmediler. Nazlı bir daha evlenmedi. Kendisini işine ve kimsesiz çocuklara yardım etmeye adadı. Ali Rıza ise eşi ve çocuklarıyla rutin hayatlarına devam etti.

F. UĞUR
 
İlk hikaye benden olsun. Üzerinde çalışmadım varsa yanlışım af ola🙂

Bir Aşkın Hikayesi

Ali Rıza 32 yaşlarında evli ve bir çocuk babasıydı. Düzenli bir işi olan Ali Rıza eşine ve çocuğuna düşkün, çevresinde sevilen birisiydi.

Bir gün okul arkadaşı Gülten ile karşılaştı. Eski günleri yad etmek amacıyla oturdukları çay bahçesine Gültenin arkadaşı Nazlıda rastlantı sonucu gelmişti. Üçlü arasında sohbet koyulaştıkça saatler su gibi geçmişti. Bu arada Ali Rıza Nazlının etkileyici sohbetinden, cana yakınlığından, samimiyetinden ve güzelliğinden, hanımcık tavırlarından ister istemez etilenmişti. Telefon numaraladını birbirlerine verdikten sonra ayrılırlar.

Aradan üç dört gün geçtikten sonra Nazlı Ali Rızayı arayıp hastane konusunda kendisine yardımcı olmasını ister. Heyecanlanan Ali Rıza bu talebi kabul eder görüşmek için yola çıkar. O gün hastanede işlerini bitirdikten sonra kafede oturup sohbet ederler. Sohbet anında ani bakışmalar her ikisinde heyecana sebep olurken, samimi ve içten davranışlar, ortak sevinçler ve hüzünler yıllar sürecek birlikteliğin başlangıcıydı. Eve gelen Ali Rıza çok sevdiği eşi ve çocuğunu görünce ben ne yapıyorum deyip kendisine hakim olmaya kalksada Nazlıyı aklından çıkaramıyor ve her geçen gün daha tutkuyla aşkla bağlanıyordu. Fırsat buldukça sık sık görüşmeye başlarlar. Bu görüşmelerden birinde, üzgün ve kısık bir sesle Nazlı Ali Rızaya sorar evlimisi sen? Ali Rıza bu soruyla karşılaşacağını biliyordu. Evet dedi. Nazlının tüm hayalleri yıkılırken her ikisi üzgün bir şekilde oradan ayrıldılar.

Aradan on onbeş gün geçtikten sonra Ali Rıza dayanamayıp arar. Telefona cevap verilmez. Tekrar aramak için kendisine bahaneler bulur ve telefona sarılır. Bu defa telefona cevap vermiştir Nazlı. Çünkü oda korkularına rağmen kendini tutamıyor, o iki üç aylık dolu dolu geçen güzel günleri unutamıyordu.
Kader her iki güzel insanı hiç olmadık zamanda karşılaştırmış gönüllerine sevda ateşini düşürmüştü. Bu sevdanın önünü alamayan güzel insanlar birbirinin durumunu kabullenip her şeyi akışına bırakmışlardı.
Zaman su gibi geçiyordu, bu zaman zarfında Ali Rıza Nazlıyla üniversiteye kayıt yaptılar beraber okuyup mezun oldular. Nazlı bir devlet kuruluşunda memur oldu artık ayaklarının üzerinde durabiliyordu ancak daimi beraber olmak istediği Ali Rızaya asla sahip olamayacak oluşu, çocuktan mahrum kalacağı düşünceleri onu yoruyor üzüyordu. Ali Rıza her şeyin farkındaydı.

Aradan 16 yıl geçmişti. Saygıyla, sevgiyle, mutlulukla geçen 16 yıl. Ali Rıza, Nazlının içten içe çektiği yuva ve çocuk yokluğuna üzülüyor ancak daimi bir çözüm bulamayacağını bildiği için kendince tek çarenin o ilden uzaklaşmak olduğuna karar verdi. Tüm sıkıntılara heyezanlara rağmen Nazlıyla vedalaşan Ali Rıza Tain isteyip başka bir ile eşiyle beraber yerleşti.

Gizli saklı birbirlerinden dolaylı yollarla haber alsalarda asla bir daha görüşmediler. Nazlı bir daha evlenmedi. Kendisini işine ve kimsesiz çocuklara yardım etmeye adadı. Ali Rıza ise eşi ve çocuklarıyla rutin hayatlarına devam etti.

F. UĞUR
Çok güzel yazmışsın 💜💜💜
 
Geri
Top