• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Sokak şairi ............

Annem Öldü Mü?

ne hız ellerini üzdün dünyadan
balanı tek koyup nereye gittin?
nasıl yok oluyormuş bir anda insan
sanki bu dünyada hiç yok imişsin..

güneş gurup etti... oda karardı...
bir anda yok oldun sen hayal gibi.
şimdi düşünürüm senden ne kaldı..
gönlünde hatıran kara hal gibi...

beni boya başa yetirdin anne
bize borçlu bildik her zaman seni
sen beni dünyaya getirdin anne
bense yola saldım dünyadan seni...

sen bana beşikte ninni çalmışsın
bugün ninni çalsam sana ben de mi?
senin şirin şirin ninnilerini
sana gaytarayım cenazende mi?

"uykun şirin olsun" diyerdin bana
"uykun şirin olsun" deyim mi sana
gerek ben başına dönüm dolanım,
beni hayat için hep uyutanım,

söyle ölümçün
nasıl uyutayım seni ben bugün?

bu nasıl dünyadır anlayamam ben,
cilvesi cürbecür, rengi cürbecür
dün öz nefesiyle seni isiden
bugün buza dönüp, taşa dönüptür

bu nasıl dünyadır...
insanoğlunun
hayali göktedir kendi yerdedir...
sağken omuzunda hayatın yükü
ölende ceseti çiyinlerdedir...
bu nice dünyadır bu nice dünya
ölüm hakikat hayatı rüya
derdimin gamımın ortağı sendin
niye yüz çevirdin ya niye benden?...
"derdin bana gelsin" hani diyerdin
niye dert ekledin derdime ya sen

annem, kimse seni darıltmamıştır,
ben seni
ben seni darıltan kadar.
şimdi kime açsam derdimi bir bir
kim benim derdime yanar sen kadar?
evin her yerinde görülür yerin
gözüm ahtarcıdır anne ey anne
"ninem" "hani" diyor küçük azerin
ne cevap verem ana ey ana
bilmem bilmem bilmem bu ölüm nedir
hayat var iken
nefesin ey anam hala evdedir
kendin yer altında taşa dönmüşsün

bugün yedin oldu...
annem yedi gün,
bizimle beraber ağlar odalar
sana
yalnız sana
sana demek için
gönlümde ne kadar bilsen sözüm var...

annem ısmarlandın anne toprağa
bu ölüm sineme çekti dağ benim
sen benim arkamda benzerdin dağa
sanki de arkamdan uçtu dağ benim...

ömrü başa vurdun altmış yaşında
altmışın üstünde durup yaşında
artık senin için durudğu zaman
benim çün dolaşır
gün olur akşam...
vakit geçer sen benden uzaklaşırsın
ben sana günbegün yakınlaşırım...
 
Öyle Bakma Çünkü...

Güzel bahçeli bir ilkokulun penceresinden
dünyaya,
hayret, hasret ve biraz da
bayat bayram şekeri kederiyle bakan,
aklı canbaz,yanağı al,
sesi çilek aroması
bir çocuk oturuyor
gözlerinde...

Yılmaz Erdoğan​
 
duyguların savaşı

]her akşamın sabahında
bir yalnızlık çığlığı ile uyanırsın
ve duymamaya çalışırsın
yokluğunun namelerini
ufuktan hep gözlerini kaçırırsın
kilit vurursun ruhuna
Eylül edasıyla salınır duyguların
ölüm uykusu sanırsın
geceyle gelene gözlerini kapatırsın,
kim bilir kaç kez vurulursun
hazan ayazında
kimbilir kaç kez yanarsın
volkanların tesirinde
keşkelerin pençesinde
dudaklarını kemirirsin
kanadıkça gönül yaran
azalır acıların sanırsın
kendinle iç savaşını kaybedersin….

Gönderen: Nazlıgül
 
Mapustan

Yılların çöküntüsü var depremli geçen gecelerde,
Mapuslar beni tanır anlatmışımdır kendimi saatlerce.
Dört duvardayım, ana dilimle yasakları çiğneyip şarkı söyledim diye,
Sitemim büyük! beni kendi ülkemde yabancı görene...



Boş kafalar yaratılıyor sorgulamanın suç olduğu ülkemde,
Endişelerimin bedduası sıçramış, bu ülkeyi yaşanmaz hale getirenlere.
Öfkem yüreğimde söz olup düşerken kimsesiz dilime,
Sazımı elime alıp savaşlar veririm, tek başıma yedi düvele...



Bilmediğim bir neden alıp götürürken direniş kalelerine,
Kükrerim koca dev misali, intikam mermileri sıkarım hak edene.
Suskunluklar bozguna uğrar, halk birlikte sarılır doğacak güneşine,
Anaların gözyaşıyla sunulanır toprağım, yer gök delinircesine...



Kırmalı dostluğa gerilen zincirleri yüregim volkan misali alev içinde,
Kahpelikleri yurt eğleyemem, yorgunum ben gitmelerinin tümüne.
Yangın yemiş bedenim hiçbirşey almadan giderim güneşin doğduğu yere,
Gidiyorum; onursuzca yaşamaktansa, onurlu ölmeye...



Sevdanın doruğundan selamlamak varken engeller içinde,
Boyun eğdiremezler asla, imhayı halkların kaderi haline getirenlere.
Suskunluk erimektir, söz veriyorum direneceğim kendi birliklerimce,
Karanlıklar içinde anlatacak yıldızlar, koca yürekliler her ölüm gördüğünde...
 
Mapus

Gülen yüzünü görüyorum her baktığımda yıldızlara,
Tarifsiz bir ateş yanıyor yürekte, anılar düşünce aklıma.
Kayıplara alışamadı düşlerim sensizliği saklamakta,
Bizde direnmektir yaşamak, meydan okumalı zamana.



Yırtamam zorlukları dört duvar engel kavuşmamıza,
Up uzun pişmanlık damlar gözyaşlarımdan ayrılığa.
Acaba diyorum her şey yerli yerinde kalır mı cıkınca,Yoksa herkez ben gibi yorgun mu? meydan okuduğu için hayata.



Resmeyledim özgürlüğümü yurt eyleyen bembeyaz kağıtlara,
Denizlerin verdigi koku, dağ esintisi,kuş cıvıltıları olmasada. Mapusta ögrendim tutkumuzu asıl olan sevmekmiş yasaklarla,
Bazen gök yüzünü bazense, zamanı ortak etmetir içindeki yangına.
 
Karanlıkta

Duy beni zifri karanlık!
Zindanındayım sevdiğimin gözlerindeki.
Eşkiya sevdaları yurtlanmış yüreğim,
Tek suçum şafağı çağırmak bayırlarıma.

İnadına gülmeli, mayınla döşenen kahır dolu dünyada,
Evren gibi içimdeki zindanda bir can yaşamakta.
Dökülen gözyaşlarım sebepsiz ölümlerde cağırsa,
Denizler misali ellerim havada, kaşlarım çatık giderim dar ağacına.

Duy beni zifiri karanlık!
Ne dostları yitirdik özgürlüğü rehber edinen,
Akla düştükçe içimdeki kor yangınlarda közleşen.Yediremiyorum kendime eli kolu bağlı, tükenmeyi beklemekten.

Hani insan sessizlik içinde sabit bir yere baka kalır ya,
Bakışlar ruhu o anlık rahatlatır.
Kimse bilmez duymaz seni ama düşünceler surlaşır,
insanım diyene yarınlara örnek kalmak yakışır.
 
• İkimizinde hayatları farklı artık.. 'Biz' bittik.. Vedalar edildi çoktan.. Unutmaya meyilli yürekler.. Şimdi benim değilsin.. Bende senin.. Ama biliyorum daha zamanı değil başkasını sevmenin.. Ama.. Ama eğer birgün birini seversen.. Benim gibi sevme.. Benim gözlerime baktığın gibi... bakma onunkilere.. Ellerini tuttuğunda hiç bırakmıcam deme mesela Sarıldığında sevdiğini söyleme bana söylediğin gibi..

Her zaman geçtiimiz o yoldan geçme..benimleyken sevdiğim kokunu
Kullanma değiştir işte..benimle güldüğün şeylere onunlada gülme..
Ben ayrıydım sende..hep öle söylerdin. İşte bu yüzden hiçbir zaman
Benimle onu karıştırma..biliyorum sevicek yüreğin yeniden…
Ama şunu biliyim sadece…ben senin olan herşeydim.Senindim..İlkindim..
Ve bırakta öle kalayım..
 
Sitem

Kalpten kalbe bir yol vardır izlenir
Sevgim hazinemdir kalpte gizlenir
Eyüp'ün sabrıyla gönül bezenir
Sevda bilmez dosta sitem eylerim

Dostun bahçesine güller ekmeyi
Vuslat eylemeyip özlem çekmeyi
Canımı yandırıp cana bakmayı
Anlamayan dosta sitem eylerim

Günleri aylara yıla ekledim
Sevdamı ben yüreğimde sakladım
Kış ayında senden gül mü bekledim
Vefa bilmez dosta sitem eylerim

Benim sevdam senin sözünü almaz
Söylediğin sözden devasın bulmaz
Kırdığın gönlümün tamiri olmaz
Gönül bilmez, dosta sitem eylerim

Bahar gelmez artık benim gülüme
Bülbül sussun figan etsin halime
Taş basarım artık ben bu gönlüme
Gül verdiğim dosta sitem eylerim

Mihnet sitem dolu yüreğim özüm
Çağladı yaşlarım görmüyor gözün
Lazım değil artık söyleme sözün
Diyerekten dosta sitem eylerim
 
Geri
Top